Gönderen Konu: Kadın Züleyha mı olmalı Meryem mi?  (Okunma sayısı 2386 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
Kadın Züleyha mı olmalı Meryem mi?
« : 11 Mart 2013, 01:03:25 »

Hemen söyleyelim, tabii ki Hz. Hatice gibi olmalıdır! Züleyha aşkın remzidir! Meryem masumiyetin ve iffetin!

Züleyha, aşkı için gururunu, namusunu, iffetini ve letafetini yitirmeyi göze alacak kadar cesaretli, aşka sebat etmiş; aşkı bütün bu değerlerin üzerinde görmüş ve nefret ve aşkı bir arada yaşamış bir sevgi ve aşk kadını.


Meryem, Rabbi için dünyadan geçmiş, bütün varlığını ukbaya bağlamış, nefsini ölmeden öldürmüş, iffetini göz bebeği gibi saklamış, Allah'a kullukta peygamberler kulvarında yarışmış, Rabbinin emirlerine kul köle olmuş, yasaklarına aşkla riayet etmiş, Allah'ın seçtiği en hayırlı kadınlardan birisi olarak ruhumuzun saf ve berrak adresidir!

Züleyha aynı zamanda kadının pervasızlığını da temsil eder!

Hz. Yusuf'un gömleğini arkadan yırtacak kadar duygularını kontrolden çıkarmış, aşkın dizginlerine bıraktığı aklını yitirecek kadar, masum bir insana iftira atacak kadar nefs-i emmarenin kurbanı olmuş bir kadın olarak duygu dünyamızdaki yeri bellidir!

Peki, bu iki uç noktadaki kadını günümüz kadınları nasıl okumalı, hangi taraflarını örnek almalı, nerede başlayıp nerede durmalı? Diye düşündüğümüzde hemen üçüncü bir isim fısıldanıyor yüreğimize!

Hz. Hatice Validemiz!

Hz. Hatice, aşkta Züleyha misali sevdiği adama büyük bir aşk ve hürmetle bağlıyken, iffette de Hz. Meryem gibi nazif, nazik, temiz, saf, dindar, hürmetli, koruyucu, müşfik ve merhametliydi!

Kadın kocasına,  Züleyha ve Meryem'in sentezi olan Hz. Hatice misali yaklaşmadığı sürece ne evlilikler, ne aşklar, ne hayatlar huzura erebilir! Zira bir aşkın ve evliliğin hem büyük bir sevgiye, saygıya hem de yıkılmaz bir güvene ihtiyacı vardır.

Gerçi günümüz erkeklerinin ne aradıklarını da açıkçası anlamak mümkün değil! Bütün beğenilerini zahire veren, zahir üzerine odaklayan, ruh dünyasını, iç fıtratı görmezden gelen, sadece bedensel hazlar için evlilik yapan hedonist bir anlayış günümüz erkeklerini ne yazık ki esir almıştır!

Geçtiğimiz gün oturup kalkmasıyla, yaşantısıyla, dünya görüşüyle mütedeyyin bir bayan arkadaşımıza neden evlenmediğini sorduğumuzda söyledikleri çok ilginçti! Artık erkeklerin amiyane tabirle fırlama ve yırtık olan  kadın ve kızlardan hoşlandığını, cır cır cır konuşmayan, serbest hal ve tavırlar takınmayan ciddi kızlara kimselerin dönüp bakmadığını anlatmıştı ki gerçekten kendisine hak vermek durumunda kaldım ki bu tespitler bana göre de oldukça doğru tespitlerdi! Kadın Meryem olsa dönüp bakmıyorsunuz! Bakire Meryem gibi yaşamaya mahkûm ediyorsunuz. Yaşı başı geçkince, kırkını devirmiş o kadar terbiyeli aile kızları, namuslu kızlar sizce neden evlenemedi, neden evlenemiyor acaba? Bunun cevabı bir değil binlerce belki, ancak yine de bu sorunun temel nedeni siz erkeklersiniz!

Sen serbest, şuh, her ortama uyum sağlayan bir kızı sırf güzel diye tutup evleneceksin ve ondan sonra da ondan Hz. Meryem gibi davranmasını bekleyeceksin! Günümüz beylerinin bunun çok zor hatta imkânsız olduğunu en başka kendilerinin bilmesi gerekmez mi?

Bu cinayetler, bu yuvaların çatır çatır yıkılışı, bu sadakatsizlik, bu güvensizlik, bu ihanet ortamı durup dururken ortaya çıkmadı! Hemen hepimiz bu yangın çıksın diye, bütün kötülükler gerçekleşsin diye adeta bu ateşe odun taşıdık!

Beyler siz Hz. Hatice misali kadın aramıyorsunuz ki!

Züleyhaları alıp Meryem yapamayınca bu kez kurban ediyorsunuz! Yani bu dünyada Züleyhalar da var, bu bir gerçek! Hepsini öldürmek mi gerek? Mesele Züleyha modelinin size neyi hatırlattığı, ne ifade ettiğidir.

Kadın Züleyha olmaya görsün bir süre sonra madden veya manen katlediyorsunuz! İnsan hata yapmaya, günah işlemeye meyyaldir! Önemli olan öldürmek değil, oldurmaktır, günahı iyiye dönüştürmek, hataları setretmektir!

Son yıllarda hemen hergün en az iki kadının kocası veya en yakını tarafından öldürülme gerekçesinin altında tek bir mesele vardır: NAMUS! Bu namus kelimesinin açılımını da yapmak zorundayız! Namus kelimesinin de artık kadın üzerinden içi boşaltılmıştır! Oysa namus maddi ve manevi anlamda insanın temizliğini, saflığını ifade eder. Ancak nedense son yıllarda bu kelime sadece kadınlara ilintili kılınmıştır!

Ya peki erkeklerin namusu ne olacak? (Oraya da geleceğiz)

Hz. Hatice timsali kadın modeli de var mı bilmiyorum!

Yeryüzünün gördüğü en büyük ve en hayırlı kadın Hz. Hatice Validemiz bütün kadınlara bütün yönleriyle anlatılmalı, onun hayatı kare kare genç kızlarımızın dünyasına işlenmelidir.

Aileden Sorumlu Devlet Bakanımız Fatma Şahin Hanımefendi'nin yerinde olsaydım bu yılı “Hz. Hatice Yılı” ilan ederdim!

Zira Hz. Hatice Validemiz bütün hayırlı kadınların sentezidir, en güzel taraflarının bir araya gelmiş numunesidir!

Sizce?

Muhabbetle Kalınız.

Meryem Aybike Sinan
Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]