Gönderen Konu: Kadının ailedeki sorumlulukları  (Okunma sayısı 5362 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Kadının ailedeki sorumlulukları
« : 19 Ocak 2010, 03:19:10 »

Yaklaşık yüz yıldır, kadın üzerinden çok oyunlar oynandı, kadın birçok kesimin istismar malzemesi oldu. Eşitlik, özgürlük adı altında kadının başına akıl almaz çoraplar örüldü. Kadın her fırsatta, toplumun örfüne, manevi değerlerine, dinî inançlarına karşı isyana, başkaldırıya zorlandı. Fakat bunlar açıktan yapılmadığı, sinsi bir şekilde empoze edildiği için kadın bunun farkına bile varamadı.

Bütün bu yönlendirmeler, istismarlar neticesinde bugün maalesef kadın, örfümüzün, inancımızın bildirdiği daire içinde değildir. Halbuki kadının, huzuru, rahatı bu daire içinde idi. Çünkü bu yeri Cenab-ı Hak takdir etmişti; adalet bu dairede idi. Bu takdire karşı çıkmak Müslümanın imanını tehlikeye sokmak demektir. Bu dairenin dışına çıkmak, başkasının hakkına hukukuna tecavüz demektir. Tecavüzün olduğu yerde adalet olmaz, zulüm olur; zulmün olduğu yerde de huzur olmaz, rahat olmaz.

KADININ CİHADI

Aileyi, sıkıntıdan, yangından kurtarmanın yolu, bu yanlıştan dönmektir. Kadın, ne zaman kendisine kurulan tuzağın farkına varır, asli değerlerine sahip çıkarsa ailede tekrar huzur sağlanabilir. Bunun için de, kadının -öncelikle- sorumluluklarını, görevlerini, sınırını bilmesi ve kabullenmesi gerekir.

Aslında kadının ailede sorumluluğu erkeğe göre çok daha azdır. Üç beş madde ile özetlenebilir: Kadınlık görevi, namusunu koruması, çocukların yetiştirilmesi ve eğitimi, ev işleri gibi...

Kadın bunları yapar, eşine ve çocuklarına faydalı olur, onları memnun ederse, hem dünyada hem de ahirette rahata huzura kavuşur. Peyamber aleyhisselâm, kocasını güzel karşılayan, güzel sözler söyleyerek onun hoşnutluğunu kazanmaya çalışan kadının kocasına, “Hanımına selâm söyle, yarı şehid sevâbına kavuştuğunu haber ver!” buyurdu.

Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre çok daha kolaydır. Çünkü, hadis-i şerifte, “Kadın, beş vakit namazını kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına muti olursa, Cennete girer” buyuruldu.

Bir hadis-i şerifte de, “Kocanın hanımı üzerindeki hakkı, benim sizin üzerinizdeki hakkım gibidir. O hâlde kocasının hakkını gözetmeyen, Allahın hakkını gözetmemiş olur” buyuruldu. Peygamber Efendimiz yine iyi geçinme ile ilgili olarak, “Kadının cihâdı, kocası ile iyi geçinmektir” buyurdu.

Kadın, iyilikleri takdir edip bundan dolayı önce Rabbine sonra da buna vesile olan kocasına teşekkür etmelidir. Kadın, “Senden ne gördüm” diyerek küfrân-ı ni’mette bulunmamalıdır! Peygamberimiz, “Eğer kocalarına karşı küfrân-ı ni’mette bulunmasalar, namaz kılan kadınlar hemen cennete girerdi.”, “Cehennem halkının ekseriyetini kadınların teşkil ettiğini gördüm. Sebebi de, çok la’net ederler ve kocalarına karşı küfrân-ı ni’mette bulunurlar” buyurdu.

KADININ EN ÜSTÜN İBADETİ

Resulullah Efendimiz koca hakkı üzerinde çok dururlardı. Bir gün kızları Hazreti Fâtıma, ağlayarak babasının huzûruna geldi. Resûlullah, “Yâ Fâtıma, niçin ağlıyorsun?” buyurdu. Hazreti Fatıma’nın, “Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı. Özür diledim. Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum” cevabı üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu:

“Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın rızâsı kocanın rızâsına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki dâima kocasının rızâsını arar, kocası ondan râzı olur. Kadınlar için en üstün ibâdet, kocasına itâ’attir. Erkek, hanımından râzı olunca, o kadın istediği kapıdan Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu râzı edinceye kadar, Allahü teâlânın la’netinde olur.”

“Kadının hayırlı olanı hangisidir?” diye sorulduğunda, Resul-i Ekrem efendimiz buyurdular ki: “Kocası yüzüne baksa onu memnun eden, bir şey emretse itaat eden, nefsinde, malında, hoşlanmayacağı bir işle, kocasına karşı gelmeyendir” buyurdu.

Mehmet Oruç

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Kadına, savaşa gitmeden şehit sevabı!
« Yanıtla #1 : 20 Ocak 2010, 03:32:17 »
Dün de bahsettiğimiz gibi, ailede huzurun sağlanması; aile fertlerinin görevlerini eksiksiz yerine getirmelerine, kendi sınırlarını aşmamalarına bağlıdır. Bunun sağlanmasında, evde kadın büyük rol sahibidir; iyi yönde rol alırsa kendisi de ailesi de kazanır.

Her şeyden önce kadın bu önemli rolünü hakkıyla yerine getirebilmek için evde olmak zorundadır. Örneğin çocuklar günün yarısından fazlasında başkasının elinde ise çocuğun eğitiminde ve sevgisinde eksiklik var demektir. Son yıllarda, küçük yaştaki çocukların dengesiz davranışları, silahla birbirlerini taramaları üzerine kendisini suçlayan basına ABD’li silah tüccarının söylediği şu sözler üzerinde düşünmeye değer:

 “Esas suçlu, kadını evden uzaklaştırıp, çocukları şunun bunun eline bırakan zihniyettir, anlayıştır.” Çocuk anne şefkati, merhameti görmeyince, toplumu düşman görüyor, intikam alma hissi ile büyüyor.

RESULULLAHIN GÖREV TAKSİMİ

Dinimiz ailenin huzuru, sağlamlığı için kadının evde bulunmasına önem vermiştir. Nitekim Resul-ü Ekrem efendimiz, Hazret-i Ali ile Hazret-i Fatıma’nın evliliklerinde “görev taksimi” yapmıştır. Dışarı işlerini Hazret-i Ali’ye dahili işleri de Hazret-i Fatıma’ya vermişti. Hazreti Fatıma, yemek pişirir, çamaşır yıkar, el değirmeninde un yapar, ekmek pişirir ve benzeri ev işlerini bizzat kendisi yapardı.

Dinimiz bazılarının beğenmediği, burun kıvırdığı ev işlerini, dikiş, nakış, örgü gibi işleri ibadet kabul etmiştir. Resulullah Efendimiz kızı Hazreti Fatıma’ya bu konuda şöyle buyurmuştur: “Ya Fatıma, ne mutlu o kadına ki, kocası ondan razı olur. Allahü teâlânın farz kıldığını yapmaktan ve kocasına itaatten sonra kadınlar için, yün eğirmekten, iplik bükmekten üstün iş yoktur. Bir saat yün eğirmek, iplik bükmek veya dokumak, kadınlar için bir yıl ibâdet etmekten daha sevabdır. Dokudukları her iplik için amel defterlerine bir şehid sevabı yazılır.”

Dinimiz kadının namazını bile, gözden ırak tenha bir yerde kılmasını istemektedir: Hadis-i şerifte, “Kadınların, evinin en mahrem yerinde kıldığı namaz, salonda kıldığı namazdan efdaldir. Salonda kıldığı namaz ise, camide kıldığından efdaldir” buyuruldu.

Kadın, ayıplanma korkusu ile kocasından gücünü aşan şeyler talep ederek onun helakine sebep olmamalıdır. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Ümmetimin başına, bir zaman gelecek ki, insanın helaki karısının, çocuklarının, anası ve babasının elinden olacak. Çünkü, bunlar onu fakirlikle ayıplarlar. Gücü yetmeyecek şeyleri teklif ederler. Teklif edilen şeyleri helal yoldan elde edemeyince, meşru olmayan kazanç yollarına tevessül eder. Bu yüzden helak olur.”

Kadının evinde kocasına karşı süslenmesi, güzel giyinmesi, bakımlı olması vaciptir. Resulullah Efendimiz, “İsrailoğullarının kadınları evlerinde süslenmedikleri için onların erkekleri zinaya düşmüştür” buyurmuştur. Maalesef birçok kadın, evde giyimine, kuşamına süsüne dikkat etmiyor. Evde rastgele pespaye bir şekilde giyiniyor. Sokağa çıkarken ise en yeni, en güzel, en şık elbisesini giyiyor. Halbuki bu haramdır.

ŞEHİDLİK Mİ EŞİTLİK Mİ!


Bir kadın Resulullah Efendimizin yanına gelerek sordu: “Ben kadınları temsilen geldim. Allah cihadı erkeklere farz kılmıştır. Savaştan sağ çıkarlarsa gazi, ölürlerse şehid oluyorlar. Biz kadınlar da onlara yardımcı oluyoruz. Bize bu konuda mükafat, bir bedel var mı?”

Resulullah Efendimiz şöyle cevap verdi: “Karşılaştığın her kadına söyle: Kocaya itaat etmek, hakkını yerine getirmek onun yaptıklarının hepsine bedeldir. Ancak içinizde bunu yapanlar pek azdır.”

Biliyorum, birçok kimse, “ama zamanımızın şartları, erkeklerin durumları...” gibi mazeretler sıralayacaklardır. Cenab-ı Hakkın Kur’an-ı kerimde “Evleri huzur ve sükûn yeri yaptık” buyurmaktadır. Bunun şartlarını da bildirmiş. Her olumsuzluğun bir çaresi vardır. Hiçbir mazeret bu ilahi hükmü değiştiremez; değiştirirse dünya ve ahirette bunun bedelini ödemeye hazır olacak! “Bana şehidlik değil, eşitlik lazım” diyene ne denir!..

Mehmet Oruç

Çevrimdışı mardin

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 406
Ynt: Kadının ailedeki sorumlulukları
« Yanıtla #2 : 20 Ocak 2010, 10:43:31 »
ben şehitligi tercih ederim.
her şey kadının elinde, isterse evini cennet bahçelerinden bir bahçe,
isterse cehennem çukurundan bir çukur haline getirir.
ibadetin eftali devamlı olanıdır.

Çevrimdışı mardin

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 406
Ynt: Kadının ailedeki sorumlulukları
« Yanıtla #3 : 20 Ocak 2010, 11:32:32 »
yıllar önce bir gazetede okumuştum sizlerle paylaşmak istedim...
kadın ve meyva
dünyada en tatlı şey
kadın bir ,meyva iki
ikiside birbirine
öylesine benzerki!
kadın var can eriği
kah tatlı,kah buruk
kadın var üzüm gibi
yenir olsada koruk
kadın var vişne gibi
reçel yap tabak tabak
kadın var karpuz gibi
yandın çıkarsa kabak
kadın var kestanedir kış mevsimine sakla
kadın var kavun gibi
aman alırken kokla
kadın var incir gibi
kuru yenir yaş yenir  t3))kısacası her kadın bir meyvadır
ibadetin eftali devamlı olanıdır.

Çevrimdışı günce

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 207
Ynt: Kadının ailedeki sorumlulukları
« Yanıtla #4 : 20 Ocak 2010, 15:24:39 »
teşbihte hata olmasın mardin kardeşim &))
İnmemeştir hele kuran   
bunu hakkıyla bilin 
ne mezarlıkta okunmak
ne de fal bakmak için.
            M.Akif Ersoy

Çevrimdışı çerke

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 1
Ynt: Kadının ailedeki sorumlulukları
« Yanıtla #5 : 10 Ekim 2011, 22:01:04 »
Allah razı olsun paylaşım için :))