Gönderen Konu: Kadınları anlama sanatı üzerine güzel bir yazı  (Okunma sayısı 6068 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı belya

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 110
  • Net'i Süzüyorum..

Yirminci yüzyılda, silahla bombayla ele geçirilmeyen ülkeler, psikolojik savaşla tüketilmeye çalışıldı ve biz de toplum olarak çok yara aldık. Bir toplumu en kolay yok etmenin yolu, aileyi yok etmektir. Aileyi yok etmenin yolu da düşmanı birbirine kırdırmak metodundan yola çıkarak, kadın erkeği birbirine düşman etmekten, geçiyor olmalı ki geldiğimiz durum başka bir şeyi göstermiyor.

Günümüzde aile üzerine çok tuzaklar kurulduğu için çok da uyanık olmak gerekiyor.  Bu noktada da artık daha fazla bilgiye ve eğitime ihtiyaç var. Tabi ailenin ve toplumun reisliğini üstlenen erkeklere de çok görevler düşüyor.  

Kadınlar üzerinde çok fazla oyunlar oynandı. Kadınların beklentileri yükseltildi, erkekle yarış haline sokuldu. Kadınlardaki bu hızlı değişimler ve onların beklentilerine yetişememek erkeklerde kırgınlık ve kızgınlığa sebep oldu.

Etrafımız mutsuz kadınlar ve küskün erkeklerle dolu. Her ne olursa olsun erkeklerin küsmek gibi bir lüksü yok aslında. Ailenin reisi oldukları için ve ailenin gidişatından sorumlu oldukları ve hesaba çekilecekleri için ailede mutluluğu yakalamak için ellerinden geleni yapmak durumundalar.

 Rabbimiz Kur’anı Kerimde aile sorunları için “hakem tayin edin” buyurmuş. İnsanlar kendi hatalarını göremedikleri için, aileye dışarıdan bir göz faydalı olabiliyor.

Ben burada yazılarımla aileler için belki bir çeşit hakemlik yapacağım. Sözlerim kimseyi kırmak ve incitmek için değildir. Fakat bazen gerçekler acıdır ve insan sarsılmadan kendine gelemez. Önceki yazımdan sonra hanımlardan serzenişler geldi. “Eşim yazılarınızı okuyup, sende bu hataları yapıyorsun, deyip bana kızıyor.” diye. Lütfen bu noktada kimse yazdıklarımı eşini incitmek için kullanmasın. Yıkmak için değil yapmak için burada olalım.  

Hatalar fark ediliyorsa, bunlar eşi kırmak için değil, sorun tespit edilip tedaviye geçilmesi için kullanılıyor olmalı, diye düşünüyorum. Niyetimizi güzel tutarsak Rabbim yardım eder.

Günümüzde kadınların çok hata yaptığını görüyorum ama şunu da biliyorum ki kadınların çoğu hata yaptıklarının farkında değiller. Yanlış yönlendirildikleri için doğru yaptıklarını zannederek,  yanlış yapıyorlar, kasıtlı olarak, kötülük olsun diye bir şey yapmıyorlar. Bu yüzden en çok eşlerinin sevgi ve şefkatlerine ihtiyaçları var.

Nisa suresi 19. Ayette Rabbimiz “Kadınlarla iyi geçinin.” diye buyuruyor erkeklere.

Sevgili peygamberimiz de “Sizin hayırlınız, kadınlara karşı en hayırlı olanınızdır.” buyurmuş.

 Kadın erkek birbirinden çok farklı yaratılmış. Kadın erkek farklılıklarını bilmemek, ailede ciddi sorunlara sebep oluyor. Kadınların erkeklerle ilgili bilmesi gereken önemli birkaç maddeyi geçen hafta yazmıştım. Bu hafta da erkeklerin kadınlar hakkında mutlaka bilmesi gerekenler de sıra:

1-Kadınları tanımaya çalışın ama anlamaya çalışmayın, sadece anlayışlı olun yeter. Çünkü erkek mantığı ve kadın mantığı pek birbirine benzemez. Erkekler daha sade, kadınlar daha karmaşık yaratılmış. Bir erkeğin kadını anlaması zordur. Çünkü erkek mantığı akla ve gerçeklere dayanır.

“Kadın mantığı dörtlü karışımdan oluşur. Bu ayrılmaz dörtlü “duygu, hayal, his ve akıldır” Kadın hisseder, hayal kurar, düşünür, duygulanır ve karar verir. Bu yüzden kadınlar görünmeyenin ötesine de geçebilirler. “(“Muhabbet Olsun” Kitabımdan)

Erkek kendi mantığı ile kadın mantığını karşılaştırmamalı. Anlamaya çalışarak da yorulmamalı. Hayatın çeşitliliği ve güzelliği olarak görüp, olduğu gibi kabul edip sevmeli.

2-Kadınlar için hayatta en önemli şey sevgidir. Kadının havası, suyu, yaşam enerjisi sevgidir. Kadın sevildiğini hem sözle duymak ister, hem davranışla görmek ister. Eşinize onu sevdiğinizi söylemeyi ihmal etmeyin ve sevginizi gösterin. Sevgiyi göstermenin en güzel yolu, sevdiğini değerli hissettirmektir.

Kadın kendine ne kadar değer verildiğini görüyorsa, o kadar sevildiğini hisseder.

Kadına kendini değerli hissettirmenin yolu pek de zor değildir.

Zayıf anlarında yanında olmanız önemli. Kadınların en zayıf anları:

Üzgünken: Onu dinlemeniz, sarılmanız, saçlarını okşamanız, yanında olduğunu hissettirmeniz yeterli. Kadın üzgünken, hatalarını göstermeye çalışmayın, onu suçlamayın, anında savunmaya geçer ve üzüntüsü size karşı kızgınlığa dönüşür.

Hastayken: Doktora gitmesi gerekiyorsa yanında olmanız, grip olmuşsa ona çay demleyip getirmeniz, uyuyup kaldıysa üstünü örtmeniz, mutfak toparlamak gibi ev işlerinde yardımcı olmanız ona değerli oluğunu hissettirir.

Hamilelik ve doğum yaptığı zamanlarda: Hamilelik ve doğum sonrası kadınların en hassas zamanlarıdır. Bu dönemlerde daha fazla ilgi isterler. Pek çok kadının hamilelik ve doğumla ilgili kocaları ile alakalı kötü hatıraları vardır. Mesela; canı bir şey istemiştir kocası almamıştır, kadın bunu hiç unutmaz. Bir kadın, kendi doğumundan iki yıl sonra, bir akrabasının doğumu için hastaneye giderken, ağlama krizine girmiş. Sebebi ise kendi doğumundan sonra ki iki gün pek bir şey yiyememiş ve üçüncü gün kocasından kebap istemiş o da almamış. O zaman kocasına belli etmeden çok üzülüp ağlamış ve derdi iki yıl sonra başka bir doğum olayı ile nüksetmiş.

Çoğu kadın bu dönemlerinde sevilmediklerine karar verirler. Belki bu yüzdendir, bütün sevgilerini çocuklarına yöneltirler. Eşlerine kızgınlık beslerler. Sevilmeyen kadın hırçındır. Sevildiği halde sevildiğini hissetmeyen kadın da hırçındır. Bu yüzden kadından sevgiyi esirgemek, sevgiyi keserek cezalandırmak ailede işleri her zaman daha da çıkmaza götürür.

3-Kadın ve erkek dili farklıdır. Kadınlar yaratılış olarak iletişimle donanımlı yaratılmışlar. Kadın beyninin hem sağ hem sol tarafında konuşma merkezi vardır ve sağ ve sol beyin arası elektrik akımları çok hızlı çalışır. Bu da kadınları iletişimde iyi yapar. Kız çocuklarının bebeklikten itibaren yüz ifadelerini okuma ve ona göre hareket etme yetenekleri vardır. Sağ ve sol beyin arasındaki bu hızlı akımlar kadınların kurnaz olmasının, detaycı olmasının ve bir anda pek çok işi yapabilmesinin de sebebidir.

Kadınlar iletişimde kendileri güçlü oldukları için, erkeklerinde öyle olduklarını varsayarlar. Bu yüzden de erkeklere karşı açık olmazlar. Açık olmak yerine ya ima ederler ya da erkeklerin düşünmesini beklerler. Bütüne odaklı yaratılmış erkekler için kadınların beklentileri çoğu zaman bir detaydır. En büyük hayal kırıklıkları da bu noktada yaşanır.

Kadınlar duygusal olduklarından dolayı reddedilmekten ve kırılmaktan korktuklarından için konuşma dilleri çok açık değildir. Bu yüzden her erkeğin kadın dilini biraz da olsa bilmesi lazım.

“Eşimle Tanışmayı Unutmuşuz” kitabımda yazdığım  “Bükçe” (Kadın Dili) hikayesi erkeklerin kadın dilini çözmede işlerine yarayacaktır. Mesela; erkek “hayır” diyorsa bu açık net “hayır”dır; fakat kadınların “hayır”ı her zaman “hayır” demek değildir. Kadın” hayır” dediğinde, bu bazen “Seviyorsan azcık daha ısrar et ki evet diyeyim.” olabilir.

Bir sofrada erkekler “Allah aşkına biraz daha pilav ye, şu tatlıyı mutlaka yemelisin” tarzında ısrarla birbirlerine yemek yedirmeye çalışmazlar. Fakat kadınlar bu davranışı çok yaparlar. Genellikle yemeğe devam etmek için ısrar beklerler. Çünkü kadınlar bilirler ki “tamam” gerçekte” tamam olmayabilir” “hayır” gerçekte “hayır olmayabilir.”

Karınıza “Yardıma ihtiyacın var mı?” Diye sorduğunuz da “yoo ben hallederim” diyorsa “iyi o zaman” deyip kendi haline bırakırsanız sevilmediğine inanabilir.

Erkek, kadın dilini öğrenmeli ve eşinin ihtiyacı olduğunu anladığı durumlarda ona yardım etmek için ısrarcı olmalı. Hele ki günümüz kadınları, zayıf olmayı bir onur meselesi olarak gördükleri için, her şeyi hallederim havasına girdiklerinden dolayı, bu noktada erkeklere biraz daha fazla görev düşüyor. Kadınlar, mükemmel kadın olma uğruna, taşıyamayacakları yükleri alıp, sonradan da patlıyorlar.

4-Kadınlar konuşmayı severler ve eşinin onu dinlemesini isterler. Kadınlar daha çok beynin sağ tarafını, erkekler ise daha çok beynin sol tarafını kullandıkları için hayata bakışları da gördükleri de farklıdır. Kadın ve erkeğin sohbeti bir çeşit hayatı tamamlamadır.

Erkeklerin detay olarak görüp dinlemedikleri olaylar, çoğu zaman hayatın küçük tatlarıdır.

Hz. Mevlana “Kadın olmasaydı hayatın neşesi olmazdı.” der. Erkeklerin, kadınları eleştirmeden, yargılamadan, bu detaylara ne gerek var deyip kızmadan dinlemeyi öğrenmeleri lazım. Kadın için sevmek paylaşmaktır. Söz ise en önemli paylaşımdır.

Sevgili Peygamberimiz Hz Aişe’nin yanına geldiği zaman “Benimle konuş, bana bir şeyler anlat Aişe. ” dermiş. Erkek kadını dinlemeyi öğrenirse, kadının konuşması onu yormaz, tam aksi dinlendirir, günün yorgunluğunu ve ağırlığını giderir.

5-Kadınlar;  haşin, çok sert erkekleri de sevmezler, her dediğini yapan çok yumuşak erkekleri de sevmezler. Çok sert erkek kırıcıdır, kadını incitir, çok yumuşak erkek de kadında “eşim beni koruyamaz, güçsüz” hissi uyandırır. Bu yüzden erkek evdeki reislik görevini “tatlı- sert” bir üslupla yapmalıdır.  En iyi yönetici otoritesini sevgi üzerine kurandır.

6-Kadınlar çabuk kırılırlar, bu yüzden her gerçeği duymak istemezler. Özellikle fizikleri ile ilgili konularda eleştiri duymaktan hiç hoşlanmazlar. Kadınların yaratılıştan gelen değiştiremeyecekleri konularla ilgili zaten hiç söz söylemeyin. “Ben mavi gözlü kadınları beğenirim, keşke mavi gözlü olsaydın” “keşke boyun daha uzun olsaydı”  gibi. Saç rengi gibi değiştirebilecekleri fiziki durumları için uygun bir dil kullanın.

Kadınlar iltifatla beslenirler. Güzel hitapları severler. Peygamberimiz Hz Aişe’ ye Hümeyra( pembe yanaklım) dermiş.  Eşinize onun hoşuna gidecek tatlı sözlerle hitap edin. Bir kadın kendini güzel hissettiği kadar güzeldir. Arada iltifatlar edin ki kendini güzel hissetsin. Kadın kendini ne kadar iyi hissederse, erkeğe kendini o kadar iyi hissettirir. Ve kadın kendini ne kadar kötü hissederse erkeğe kendini o kadar kötü hissettirir.

7-Kadın hem kolaydır, hem zordur. Kadın hem  kurnazdır, hem saftır. Kadın hem bencil, hem fedakardır. Kadın kendi içinde bile pek çok zıtlığı barındırır. Kadının, içindeki iyi yönleri beslemek ve ortaya çıkarmak için iyi bir eğitim çok önemlidir.  Aksi takdirde kötü yönleri ortaya çıkar. Kadın doğru yönlendirilirse değişime açıktır.

Kur’anı Kerim de “kadın toprağa, erkek çiftçiye” benzetilmiş. Kadın toprak gibidir. Bir tohuma bin gül verebilir ya da bütün tohumları yutup yok edebilir.  Tabii ki öncelikle kadının verimli olması için kibirden arınıp, toprak olmayı kabul etmesi ve mütevazı olması lazım ki gül verebilsin. Burada çiftçinin emeği ve şefkatli elleri de iyi bir verim için mutlaka önemli.

Sema Maraşlı - Haber 7

Bilgi paylaşıldıkça güzeldir.