Gönderen Konu: Musibetler ne söyler  (Okunma sayısı 2505 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Musibetler ne söyler
« : 24 Aralık 2009, 01:47:04 »

Uzun veya kısa, yaşamımızda kimi zaman öylesi üzücü olaylar yaşarız ki tüm isyan duygularımız harekete geçer ve bazen haddimizi aşarak “Neden başıma geldi” sorusunu yöneltiriz Yaratan’a! Oysa her musibetin söylediği bir sözde, bir uyarı belki bir öğüt vardır.


Bir musibet, bir felâket, bir kaza sonrası insanların olumsuz hallerine şahit oldunuz mu hiç?

Annesini, babasını, eşini ve bilhassa çocuğunu kaybeden mahzun bir yüreğin feryadını dinlediniz mi?

Hani şikâyet, tenkit ve isyan dolu cümleler vardır:

“Bu bela koca dünyada, o kadar kötü insan varken bir beni mi buldu?”

“Neden benim evladım öldü, neden? Bunca insan içinde niçin o ?”

“Yıllardır bu hastalığın elinden çektiğim cefa kalmadı. Bittim artık…”

“Fakirlik canıma tak etti. Birçok insan çalışmadan sefa sürüyor, ama biz acılar içinde kıvranıyoruz.”

Bu dünyanın adaletsiz olduğunu düşünüyorsak, dertsiz ve tasasız bir hayatın hayalini kuruyorsak bilmeliyiz ki büyük bir yanılgının içerisindeyiz. Yaratılmış her şeyin bir nedeni olduğu gibi başımıza gelen her türlü bela ve musibetin de sıkıntının da bir nedeni, amacı var. Asıl mesele başımıza gelen bin bir türlü sıkıntıları nasıl karşıladığımızdır. Çünkü yaşanılan sıkıntılar kimilerini olgunlaştırıp güçlendirirken, kimilerini zayıflatmakta, hadsizce isyana sürükleyebilmektedir. İşte bu nedenle bela ve musibetleri iyi okumak, insanı bu imtihan dünyasında güçlü ve dirençli kılacaktır.

Etrafımızda şahit olduğumuz ya da bizzat karşılaştığımız olumsuz ve yıpratıcı olayları iyi okuyabilmek için ise maneviyatın son derece güçlü olması, maneviyatın güçlü olması için de ibretlere dikkat kesilerek, yaşanmışları yaşamışçasına idrak etmek gerekmektedir. Bu idrak eksikliğidir ki etrafımızda cereyan eden birçok hadise, uyuyan şuurumuzda etkisiz kalırken, başımıza geldiği zaman ziyadesiyle tahripkâr ve yıkıcı olmaktadır. Dolayısıyla dirençli ve sabırlı olabilmek için bol bol kalbimize ve maneviyatımıza yatırım yapmamız gerekiyor. Hiç şüphesiz, bu anlamda en özel, en önemli yatırım da kudret ve hikmeti sonsuz olan Yaratıcı’yla kurulacak ilişkidir. Bu ilişki sayesinde kendimizi, sınırlarımızı, kudretimizi, acziyetimizi anlayabilecek ve anladığımız oranda da hayata karşı bir konum belirleyebileceğiz.

Böyle bir ilişkiyi ve manevi duruşu en çok peygamberlerde ve peygamberlerin sadık tabilerinde görebiliyoruz. O kutlu insanlar, en büyük felaket ve zorluklara maruz kaldıkları halde güçlü olmayı başarmışlar, başlarına gelen olaylardan hiçbir şikâyette bulunmamışlardır. O insanların tavrı bugün için, yarın için, kısacası dünya döndüğü müddetçe insanlık için, hakikat olan bir ölçüyü bizlere göstermektedir.

İşte, hayatın karşısına çıkarttığı zorlukları ve musibet olarak telakki ettiği olayları anlamaya çalışan eğitimci Yusuf Sönmez, Nesil Yayınları’ndan çıkan “Musibetler Ne Söyler?” adlı kitabında peygamberler ve tabilerinin yaşadığı dünyevî sıkıntıları, Kur’an ve hadisler doğrultusunda hikmet penceresinden tahlil ederek bugünün insanına mesajlar ve ibretler sunuyor.

Örneğin Yusuf Sönmez’e göre hayatta başımıza gelen olumsuzlukların bazı hikmetleri şöyle:


1. Kendi yaptığımız kötülükler sebebiyle olabilir.

Hz. Âişe’ye, “İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar.” (Bakara: 284) âyetiyle, “Kim kötülük yaparsa cezasını görür.” (Nisa: 123) âyetinin ne demek olduğu sorulduğunda, o da bunu Hz. Peygamber’e daha önce sorduğunu ve şöyle cevap verdiğini nakletmiştir:

“Bu Allah’ın hastalık ve kazadan, cebine koyduğu basit bir eşyanın kaybıyla duyduğu üzüntüye varıncaya kadar maruz kaldığı musibetlerle kulunu (dünyada) cezalandırmasıdır. Böylece kul, peyderpey günahlardan arınmış olarak çıkar, tıpkı ham altının körükten saf kızıl (altın) çıktığı gibi.” (Tirmizi, Tefsir-u Bakara)


2. Mü’minin günahlarını temizleyip berraklaştırmak için olabilir.

"Hangi Müslüman’a hastalık (ve bir diken veya daha küçük de olsa eziyet veren bir şey) isâbet ederse, ağacın hazan vakti yaprakları döküldüğü gibi, Allah (c.c.) bu musibetleri onun hatalarına keffâret kılarak günahlarını döker." (Buhârî, Merdâ: 13)

"Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık, bir üzüntü, hatta ufak bir tasa isabet edecek olsa, Allah (c.c.) onun sebebiyle mü'minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur." (Buhari, Marda: 1; Müslim, Birr: 52; Tirmizi, Ce*naiz: 1)

3. Mü’minin cennette derecesini arttırıp, yüksek nimetlere kavuşması için olabilir.

Sabredenlerin mükâfatını, yapmakta olduklarının daha güzeliyle vereceğiz. (Nahl: 96)

"Allah (c.c.) kime hayır dilerse (onun günahlarını bağışlamak ve manevi derecesini yükseltmek için) ona musibet verir." (Buhârî, Merdâ: 1)

“Kul, Allah’ın kendisi için takdir ettiği dereceye ameli ile ulaşamazsa, Allah (c.c.), onun canına, malına veya çocuğuna bir musibet verir, o da bunlara sabrederse böylece Allah’ın kendisine takdir ettiği mertebeye ulaşır.” (Ahmet b. Hanbel, Müsned, 5/272)

“.Musibetler, yüzlerin karardığı kıyamet gününde sahibinin yüzünü ak eder” (Taberani, Câmiu’s-Sağîr, 6: 273, Hadis No: 9218 )


4. İmtihan için olabilir.


“O insanlar sandılar mı ki ‘iman ettik’ demeleriyle bırakılacaklar da imtihana çekilmeyecekler? Doğrusu biz onlardan evvelkileri de denedik. Allah sâdık olanları da muhakkak bilecek, yalancı olanları da...” (Ankebut: 2-3).

“Şüphe edilen altın, ateşle muayene edildiği gibi, insan da bela ile imtihan olur.” (Taberânî)

“Allah’ı ve Resûlünü seven, belaya hazırlıklı olsun, sabır zırhını giysin!” (Beyhakî)


Evet, başımıza gelebilecek her türlü bela ve musibetin bir amacı var. Hazırlıklı olup sabır göstermek, imtihanı kazanmamızı sağlayacağı gibi acılarımızı da hafifletecektir. Bu açıdan, peygamberlerin, sahabelerin, âlimlerin yaşadığı imtihan örneklerinin yer aldığı Nesil Yayınları'ndan Yusuf Sönmez'in “Musibetler Ne Söyler?” kitabı, örnek olaylarla, ayetler ve hadislerle, kalbi kuvvetlendirmek ve yaratıcıyla güçlü bir ilişki için son derece faydalı bir eser olarak ortaya çıkıyor.

Tüm imtihanları kazanmak duasıyla…

alıntı