Gönderen Konu: Kadir Gecesi’ni Arıyorum!  (Okunma sayısı 4369 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ay Işığı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1166
Kadir Gecesi’ni Arıyorum!
« : 18 Eylül 2009, 15:02:01 »



Bismihi,
Allah’ım,

Gecelerden bir gece arıyorum senden muştular getiren… Bir giz düşür yüreğime Rabbim, ayaklandır damarlarımdaki donuk kanı. Güzel dualar adına, ırmağının akışına kat beni. Yatsı ezanı okunurken bir vav gibi eğileyim, büküleyim senin dergahında.  Bir elif gibi mağrur, bir mim gibi mesrur, dizileyim sana gelen yollara.

Sen şüphesiz her şeyi bilen, görensin. Bir damlayı can eyleyen, bir saatin kadranına sıkıştırılmış zamanı, an eyleyensin. Mekan ve zaman senin için anlamsız. Kapına geleni şan eyleyensin.” Bî vefadır dar-ı dünya kimseyi şad eylemez “ denen dünyayı han eyleyensin. Geldik gidiyoruz diyen bir nakaratız hayatın feracesinde. An be an beklenen güzel ölümü gözlerimize nihân eyleyensin. Buz tutmuş gecelerin ayazında senden gelecek nurdan ışıklar beklemedeyim.. Güneşi  seherde tan, kainata vatan eyleyensin... İnkara düşmüş yürekleri, sıkıp sûzan eyleyensin. Dilediğini o an gerçek kılansın. Gördüğüm bütün güzelliklerin kusursuzluğu karşısında ürperiyorum.

Beni sana yakın eyle Allahım...
Halimi ahvalimi sana arz etmeye, sana gelmeye bir gece arıyorum…
Gecelerden bir gece arıyorum senden muştular getiren…
Nasip eyle Allah’ım, o geceye düşür beni…

Ey sevgili, En Sevgili,
Allah’ım,

Bir iz düşür yüreğime Ey Sevgili, beni sevdiklerine kat, bir iz düşür yüreğime.Sen ki, dilediğini veli, dilediğini âli eyleyensin. Kendimden sana iltica ettim Allahım. Ağyar ve masivanın elem ve kederinden sana sığındım. Senin mücerret nasihatin, müşahhas acılara dönüştü cehaletimin azgın ellerinde. Emirlerini unutan hıfzım bana eza ve ceza getirdi. Bin musibet belgeli yüreğimin kuytularında. İbadet ve taat ile neşveli olmayan yürekleri har, sana gelen yollarda gezinmeyeni zar eyleyensin. Heva- hevesine düşeni bîzâr eyleyensin.

Şükür çiçeklerini demet demet sunuyorum kapına. Kabul buyur Allah’ım. Eksiklerim, yarımlarım, günahlarım var. Huzurundayım ve utanıyorum. Rahmetinin sağanağından beslenen  ümît ve korku arasındayım. Üşüyorum. Davut’un esrarlı ilahileri, Musa’nın Yed-î Beyzâsı, İsa’nın kıvrılan Âsası gibi senden gelen her şeye ürperiyorum. Masmavi göklerin derinlerine uzanan minarelerin şerefesine dokunuyor güvercin yüreğim. Uçup sana gelmek diliyor. Senden gizli olmayan halimi sana anlatmaya, söylemeye   utanıyorum. Sen bana ne kadar yakın, ben sana ne kadar uzağım Allah’ım?

Beni sana yakın eyle Allahım...
Halimi ahvalimi sana arz etmeye, sana gelmeye bir gece arıyorum…
Gecelerden bir gece arıyorum senden muştular getiren…
Nasip eyle Allah’ım o geceye düşür beni….

 
Allah’ım,

Bir söz düşür yüreğime Allah’ım, ruhumun vadilerine efsunkâr olsun, dile gelsin seccadem senin adınla çiçeklensin. Ayaklansın cümle duygular. Sıcak ve içli dualar, ruhumun düğmelerini iliklesin. Ruhumun yalanı yok. Bilirim ki ben söylemesem de içimdekileri bilensin. Sözün tükendiği şu demlerde gönlümden güvercinler uçuyor senin dergahına. Sözler var kör, sağır ve dilsiz tüm aydınlıklara...  Dünümü, geleceğimi bilir, ben kulunu kollar, gözetirsin. En hakiki sevgili seni bellemiş, sadece sana bel bağlamışım.

Bu hayalhanesinde her şey hayal olsa da senin gerçekliğini tespih eder cümle kainat. Her şeyin tek sahibi, tek taptığım, tek sevdiğim, tek aşkım, tek sevgilimsin... Biraz kül biraz dumanım senin aşkınla. Ruhumun bütün kapılarını seninle açıyor ve senin adınla başlıyorum nefes almaya. Senin adınla gün ışıyor, ruhum aydınlanıyor. Yüreğimde sana gelen yolların önü açılıyor. Mesafeler daralıyor. Ruhuma düşen  sese kulak veriyorum... Bir ikindi vaktinde bir davetiye almak senin makamından ve yollara düşmek sabah sisi gibi... Sana gelmek duygusu bile şahlandırıyor gönlümün rahvan atını. Dualarım dilekçe, ruhumu aşıyorum  ve;

Allah’ım, diyorum.
Ey Güzel Allah’ım!
Beni sana yakın eyle…
Halimi ahvalimi sana arz etmeye, sana gelmeye bir gece arıyorum…
Gecelerden bir gece arıyorum senden muştular getiren…
Nasip eyle Allah’ım, o geceye düşür beni…

 
Allah’ım,
Herşeyi birbirine müsemma yaratan ulu Allah’ım,

Bir köz düşür yüreğime Rabbim, senin aşkınla yaksın beni. Biraz kül biraz duman olayım.Senin dergahının kapısı her dem açık. Bütün eksileri, bütün yarımları ve bütün noksanları kuşandım, bilemedim.. Bizi yarımlarımızla, eksilerimizle, kusurlarımızla affeyle Allah’ım. O ilk halimizi, “Kâlu Belâ” iklimini kuşanayım yeni baştan. İzin ver, nasip eyle; akla karalarımızı, sağalt yaralarımızı.

Menekşe kokulu bir sürur düşür zavallı yüreğime.

Vuslatın arifesinde, takvimi unutup sana ayaklanıyor ruhum. Hayallerin ötesindeki güzelliği muştulayan davetine kulak kesildim. Şafağın erguvani rengine çalıyor gözlerim. Feylûle uykusuna dalan gözlere inat, hiçlik uykusuna dalan gözlerime yağıyor hüznüm.Senin hasretinden ağlıyorum. Sılamdan uzağım. Kudretinden aşk fışkıran  kelamın düşüyor bağrımın orta yerine. Ellerimi sana açıyorum...

Her şey seninle başlıyor ve seninle bitiyor. Ey ruhumu onaran büyük Allah’ım , gelişlerim sana , gidişlerim yine sanadır...

Beni sana yakın eyle…
Halimi, ahvalimi sana arz etmeye, sana gelmeye bir gece arıyorum…
Gecelerden bir gece arıyorum senden muştular getiren…
Nasip eyle Allah’ım, o geceye düşür beni…

 

Meryem Aybike Sinan

« Son Düzenleme: 18 Eylül 2009, 22:56:01 Gönderen: kefir »

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Kadir Gecesi’ni Arıyorum!
« Yanıtla #1 : 03 Ağustos 2013, 04:39:05 »
Duâ ve sevap panayırı
Ramazan-ı Şerif, yılda bir ay süren, envâ-ı çeşit sevapların sergilendiği, vitrinlendiği, görücüye çıktığı muhteşem bir İlâhî fuardır. ‘İndirimli sevap satışları’nın yapıldığı rahmet ayıdır. Kadir Gecesi ise, çok özel sevapların ikram edildiği müstesna bir mağaza, bir pazardır… 
 
Bu gece fecre kadar, divan durup elleri kaldırıp bir sevap, bir hasene işleyene yanında binlerce sevap verilir, ikram edilir! Yalnızca eller değil, düşünceler, gözler, sözler, bedenler duâya kalktığında ikramların kalitesi ve sayısı binlerce kez artar! Tarlasına bir zikir, bir vird, bir duâ sözü ekene ‘otuz bin sevap’ verilir:
“Kur’ân-ı Hakimin her harfinin okunmasıyla öyle bir kıymeti olur ki, bir harf, on, yüz, bin ve binler sevabı ve baki meyve-i uhrevîyi verecek mahiyettedir.
“Yalnız kıraatinde herbir harfinin on, yüz, bin ve binler ve eyyam-ı mübarekede otuz bine kadar sevab-ı uhrevî ve meyve-i Cennet verir.” (Bediüzzaman Said Nursî, İşaratü’l-İ’caz,, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 11.)
Peygamberimiz (asm), Kadir Gecesi’ni, “Ramazan’ın son on gününde, bilhassa tek sayılı (21, 23, 25, 27, 29) gecelerinde arayınız” (en-Nevevi, Riyâzü’s-Salihin, II, H. No: 1197) buyurmuştur.
Hz. Âişe (ra), sevgili eşi Rasulullah (asm) için, “Ramazan’ın son on günü gelince Resulullah kuşağını sıkar, gecesini ihya eder, ailesini de uyarırdı” diyerek bu geceye verdiği değeri anlatır. Arifler, kâmiller, Allah dostları Kadir Gecesi’nin daha ziyade Ramazan ayının 27. gecesinde olabileceği yönünde ittifak etmişlerdir. Umulur ki, bu gecedir.
Kadir; güç, kuvvet, şeref gibi anlamlar taşıdığı gibi, “takdir” anlamı da vardır. Şan ve şerefini, Kadir Sûresi’nde belirtilen hakikatten alır:
“Şüphesiz Biz, Kur’ân’ı, Kadir Gecesi indirdik. Sen o Kadir Gecesinin ne olduğunu bildin mi? Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. O gece melekler ve ruh, yani Cebrail, Rablerinin izni ile, bütün emirlerle inerler. O gece, şafak atıncaya kadar emniyetli ve selâmetli bir gecedir.” (Kadir Sûresi, 97/1-5).
Ramazan-ı Şerif, yüceliğini, şerefini mübarek Kur’ân’ın bu ayda Kadir Gecesinde nazil olmaya başlamasından alır.
Bu gece, varsa kaza namazları, ibadet, zikir, şükür ve tefekkürle ihyâ edilmeli.
Rasûlûllah’ın (asm) şu müjdesi, ihya için yetmez mi bize:
“Kadir Gecesini, iman ederek ve mükâfatını umarak ibadetle geçirenin geçmiş günahları affolur.”
Keza, onun bu gece okumamızı tavsiye ettiği şu duâ:
“Ya Rabbi, şüphesiz sen affedicisin ve affı seversin; beni de affet.” (Riyazü’s-Salihin, H. No: 1194).
03.08.2013
Ali FERŞADOĞLU
afersadoglu@hotmail.com fersadoglu@yeniasya.com.tr.....