«Biz Kur'ân-ı (toptan) leyle-i kadirde (levh-ı mahfuzdan semai dünyaya) indirdik; (Beyt'ül'ızzetteki melâike-i kâtibine yazdırdık ve orada Kur'ân-ı azizi bu suretle hıfzettik. Ve ondan sonra icap ve iktiza ettikçe, Cebrail vasıtasiyle yirmi üç yılda âyet âyet Habibimiz Muhammed Aleyhisselâma gönderdik). Leyle-i kadrin ne olduğunu (ve ondaki şerefin derecesini) biliyor musunuz? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. (Yani, o gecedeki ibadet ve taâtın sevabı bin ay ibadet ve taâtın sevabından daha faydalıdır.) O gecede melekler (ve Cebrail Rablerinin izniyle o sene vukuunu murad buyurduğu her umur ve husustan dolayı) yeryüzüne inerler. O gece ayn-i selâmettir. Zira o gecede selâmettin başka bir şeyle Cenab-ı Hak hükmetmez. Veyahut o gece aynı selâmdırki, o gecede mü'minleri selâmlayan melekler yeryüzünde çoktur. Şafak vakti zahir oluncaya kadar.» Kadir Süresi (Muhtasar terceme meal)
Bu geceye kadir gecesi denilmesinin hikmeti: Bütün işlerin ve hükümlerin bu gecede takdir edildiğindendir. Cenab-ı Hakk Kur'anda şöyle buyuruyor:
«Belli ve apâşikâr olan Kur'ân hakkı İçin. Biz onu mübarek bir gecede indirdik ki, onunla kâfirleri azaptan korkuturuz. O gece hikmete uygun olan her iş, nezdimizden sadır olan bir emir ile ayrılır» (Duhân sûresi, 1, 2, 3, 4, 5)
Rivayet olunur ki: «Kadir gecesi olduğu vakit, melekler sidre-i müntehâden dünyaya inerler. Cebrail Aleyhisselâm, onlarla beraber yanında dört adet sancak olduğu halde, sancağın birini Mescid-i Haram'ın dışında; birini Tûr-i Sina'nın üzerinde; birini Mescid-i Aksa'ya, birini de Mescid-i Sahra'ya korlar. Kadın ve erkek bütün mü'minlerin evlerine girerler. Girince selâm erirler. Ancak, devamlı şarap içenlere, akrabaya gelip gitmiyenlere, domuz eti yiyenlere uğramazlar.» buyurdu.
Kadir gecesinde melekler pis yerlere, kiliselere ve fenalık yapılan yerlere uğramazlar. Cünüp olan yere, suret bulunan yere, şarap ve hınzır etinin bulunduğu yerlere uğramazlar.
Kadir Gecesinde Meleklerin İnmesi
Abdullah ibni Abbâs radıyAllahü anh, Peygamber efendimizin şöyle buyurduğunu naklediyor:
"Kadir gecesi olduğu zaman, Aliâhü Teâlâ, Cibril aleyhisselamayere inmesini emreder. O da, yanında yeşil bir bayrak bulunduğu halde bir gurup melekle beraber yere iner. Onu (bayrağı) Ka'benin damına diker. Onun (Cebrail aleyhisselamın) altıyüz kanadı vardır. Onların içinde iki kanadı vardır ki, onları sadece Kadir gecesinde açar. O gece ikisini açtığı zaman, onlar doğu ve batıyı geçerler.
Cebrail ile diğer melekler bu ümmetin içine dağılırlar ve her ayakta olana, oturana, namaz kılana ve zikredene selam verirler ve müsafaha ederler. Ya'ni (aralarına) girerler ve (onlarla) müsafaha ederler. Kadın ve erkek mü'minlere devamlı dua ve istiğfarda bulunurlar. Cebrail aleyhisselam, ehl-i kıbleden her kime dua ederse, (gider) onunla müsafaha eder ve ona selam verir. Bunun alameti cildinin titremesi, gözlerinden yaş akması ve kalbinin incelmesidir. Çünkü bunlar Cebrail aleyhisselamın müsafahasından olur.
Fecir doğuncaya kadar (melekler) Onların (mü'minlerin) dualarına âmin derler. Fecir doğunca Cebrail (aleyhisselam) meleklere; gidiyoruz gidiyoruz der. (Bunun üzerine melekler); derler ki, yâ Cebrâîl! Allâhü Teâlâ, ümmet-i Muhammed'in ihtiyaçlarını ne yaptı?
(Cebrail aleyhisselam) der ki, Allâhü Teâlâ onlara nazar etti (baktı) ve dört kişi müstesna onları af ve mağfiret etti. Derler ki, bu dört kişi kimlerdir? (Cebrâîl aleyhisselam) der ki, devamlı şarap içen, ana— babaya âsi olan, akrabalık haklarına riayet etmeyen ve müşahin (Eshâb-ı kiram sordu: Yâ Rasûlellah! Müşahin kimdir? Üç günden fazla (müslüman) kardeşi ile konuşmayandır, buyurdu. (Tenbîh-ül-gâfilîn)
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
"Onlar (melekler) bize selam vermek ve bize şefaat etmek için (yeryüzüne) inerler. Selam kime isabet ederse, onun günahları affolunur.
Bazı âlimler şöyle söylemişlerdir: Bu gecenin fazileti, yeryüzünde tâatle meşgul olmaktır. Melekler de; tâatlannın sevabı daha çok olsun diye yeryüzüne inerler. Tıpkı kişinin, tâatlannın sevabı daha çok olsun diye Mekke'ye gitmesi gibi. Bunun için meleklerin yeryüzüne inmesini bildiren haberlerden maksat insanları tâate teşvik etmektir.
Bazı insanlar (âlimler) de, (âyet-i kerimede geçen) "Melâike" kelimesini bazı melek gruplarına has kılmışlardır ki, onlar "Sidret-ül-müntehâ"daki meleklerdir. Ka'b hazretierinin bildirdiğine göre:
"Sidret-ül-müntehâ'da birtakım melekler vardır (ki) Allah'tan başkası onların adedini bilmez. (Devamlı Allâhü Teâlâya,) ibâdet ederler. Cebrail aleyhisselamin yeri, onların ortasındadır. Onların içinde, kendisine, mü'minlere karşı şefkat ve merhamet verilmeyen hiç yoktur. Kadir gecesi, Cebrail aleyhisselam ile birlikte yeryüzüne inerler. (Öyle ki) secdede veya ayakta, erkek ve kadın mü'minlere dua eden bir melek bulunmayan bir yeryüzü parçası kalmaz.
Cebrail aleyhisselam da (o gece) bütün insanlarla müsafaha eder. Bunun alameti; cildin titremesi, kalbin incelmesi ve gözün yaşarmasıdır. Çünkü bunlar, Cebrail aleyhisselamın müsafahasından olur.
O gecede her kim üç kere lâ ilahe illellah, derse (Allâhü Teâlâ,) bir tanesiyle, (günahlarını) mağfiret eder, bir tanesiyle ateşten (Cehennemden) âzâd eder ve bir tanesiyle de Cennete koyar."
Semaya ilk olarak Cebrail aleyhisselam çıkar. Güneşin önüne vardığı zaman, iki yeşil kanadını açar. O iki kanadı, sadece o gecenin o saatinde açar. Sonra bir melek çağırır. Bunun üzerine bütün (melekler) gelir. Bu meleklerin nuru ile Cebrail aleyhisselamın kanadının nuru bi-raraya gelir. Bundan sonra o gecenin sabahında Cebrail aleyhisselam ve melekler güneş ile dünya seması arasında dururlar. O gün Mü'minlere ve Ramazan orucunun (sevabını) umarak tutanlara; dua, rahmet ve istiğfarla meşgul olurlar.
Bu arada halka halka olup otururlar. Semanın melekleri de onlarla biraraya gelir ve onlara; adam adam ve kadın kadın sorarlar. Ta ki, falanca ne yaptı onu nasıl buldunuz? Onlar da derler ki, onu geçen seneibâdet ehli, bu sene ise bid'at ehli olarak gördük. Falancayı, bir sene önce bid'at ehli, bu sene ise ibâdet ehli olarak gördük. Birincisine dua etmekten vazgeçerler. İkincisi için ise dua ile meşgul olurlar. Yine derler ki, biz falancayı (Kur'ân-ı kerim) okurken, falancayı rükude, falancayı secdede gördük. Onlann, o geceki durumu budur, ta ki, ikinci semaya çıkıncaya kadar.
Bütün semalarda böyle yaparlar, ta ki, "Sidret-ül-müntehâ"ya ulaşıncaya kadar. "Sidre" onlara der ki: Ey bende ikamet edenler, bana insanlardan bahsedin. Zira benim, üzerinizde hakkım var ve ben, Allah'ı sevenleri severim.
Onlar (ya'ni melekler) ona isimlerini ve babalarının isimlerini zik¬rederek, kadın ve erkeklerden bahsederler. Ta ki haber Cennete ulaşıncaya kadar. (Haber ulaşınca), Cennet der ki, "Allah'ım! Onları bana acele olarak gönder, bu arada, Sidre ehli ve melekler, âmîn âmîn, derler." (Kadı Beydâvî tefsirinin Şeyhzâde haşiyesi)
İbni Abbas (R.A.) dan: «Cenab-ı Hakk ezeli mukadderatını; bu geceden gelecek kadir gecesine kadar olacak bütün yağmur, rızık, öldürme ve diriltme ve diğer şeyleri memur olan meleklere teslim eder. Rızık, nebatat ve yağmura ait hususları Mikaile; rüzgâr, zelzele, gök gürültüsü (Saika) ve güneş ile ayın tutulması hususlarını Cebraile; amellerin nüshasını îsrafile; ölüme ait olan hususları da Azraile teslim eder.»
Şâirin dediği gibi:
«Çok genç var ki, emniyetle sabahlar ve akşamlar; halbuki kefeni kadir gecesinde kesildi, fakat haberi yoktur.
Çok ihtiyarları uzun ümitler kapladı, halbuki vücutları kabir karanlığına gömülmeğe karar verilmiştir, haberleri yoktur.
Çok nişanlılar eşleri için hazırlıkta bulunurlar, halbuki kadir gecesinde ruhları kabzedilmiş haberleri yoktur.»