Kadir Gecesi (2)'in Devamı
TESBİH NAMAZININ FAZİLETİ
İnsanlardan birçoğu bu ve benzeri gecelerde tesbih namazı kılmaktadırlar ki bunun büyük fazileti vardır. Ebu Davud’un İbn-i Abbas (R.A.)’ dan rivayetinde: Peygamberimiz amcası Hz. Abbas’a şöyle buyurmuştur:
- Dikkat et, sana bir ihsanda bulunuyorum. Uyanık ol, sana bir şey veriyorum. Onu yaptığın zaman Allah-ü Tealâ senin evvelki, sonraki, eski, yeni, kasıtlı veya yanılarak, büyük, küçük, gizli, âşikar bütün günahlarını mağfiret buyurur. Dört rekât namaz kılarsın. Her rekâtında Fatiha ve bir sûre okursun. Birinci rekâtta okumayı bitirdiğin zaman, henüz ayakta iken, onbeş defa “SübhanAllahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illAllahü vellahü ekber” dersin. Sonra, rükûya varıp on defa söylersin. Sonra rükûdan kalkıp on kere söylersin. Sonra secdeye varıp secdede on kere söylersin. Başını secdeden kaldırınca da aynı tesbihi on kere okursun, tekrar secdeye varıp on kere daha okursun, başını secdeden kaldırınca da, on kere daha okursun. Bu tesbihler bir rekâtta yetmişbeş eder. Dört rekâtı da aynı şekilde kılarsın. Bunu yapabilirsen, her gün yap, her gün kılamazsan, senede bir kıl, senede bir kılamazsan, ömründe bir kıl.
İbn-i Abidin: Tesbih namazı kerahet vakitlerinin dışında her vakit kılınabilir demiştir. İsteyen her gündüz veya her gecede bir kılar, kılamazsa her hafta veya her Cuma kılar veya ayda bir kılar, ayda bir kılamazsa senede bir, hiç olmazsa ömründe bir kez kılar.
Tesbih namazının fazileti çok büyüktür. Onu ancak, dinî meseleleri küçük görenler terk eder.
İbn-i Abbas (R.A.) şöyle demiştir. Tesbih namazı kılan teşehhüdde selâmdan önce şu duayı okur.
Allahümme inni es’elüke tevfika ehlil hüda ve a’male ehlil yakini ve münasahate ehilt-tevbeti ve azme ehlis-sabri ve cedde ehlil haşyeti. Ve talebe ehlir-rağbeti. Ve teabbüde ehlil-verai ve irfane ehlil ilmi hatta ehafeke.
Mânâsı: Allah’ım! Senden hakkıyla korkabilmem için; hidayet ehlinin tevfikini, yakîn ehlinin amellerini, tevbe ehlinin nasihatlaşmasını, sabır ehlinin azmini, korku ehlinin çalışmasını, rağbet ehlinin talebini, vera ehlinin (şüphelilerden kaçınan kişiler) ibadetini, ilim ehlinin irfanını bana nasib etmeni istiyorum. (Galiyet-ül Mevaiz)
Hz. Aişe (R.A.) rivayet olunduğuna göre Peygamberimiz: “Ya Aişe! Bu gece Rab’bimin bana verdiği gece; yani Kadir Gecesi’dir.” buyurdu ve kalkıp namaza başladı. Bazen ağlıyor, bazen gülüyordu. Derken evden üç nur yükseldi. Peygamberimize bu nurların ne olduğunu sordum. Buyurdu ki:
- Birinci nur, Rab’bimden ümmetim içindir. Rab’bim bana ümmetimin üçte birini bağışladı. İkinci nur (un yükselmesiyle) üçte ikisini bağışladı. Üçüncü nur (un yükselmesiyle de) ümmetimin tamamını bağışladı. (nurlar bunun alâmetidir)
Şüphe yok ki bu gece; uzun seneler ibadet etmekten daha hayırlıdır.
Rivayet:
Vehb İbn-i Münebbih şöyle anlattı. Beni İsrail’den bir âbid, üçyüz sene Allah-ü Tealâ’ya ibadet etti. Sonunda: “Ya Rab! Bana vahiy gönder, bana peygamberlik ver.” diye dua etti. Allah-ü Tealâ ona bir hurma ağacı verdi. Her sene kendisine bir sene boyunca yetecek kadar hurma veriyordu. Ve kalbi bu hurma ile mutmain olmuş, huzur bulmuştu. Sonra bir gün kendisine şöyle seslenildi:
- Ben, kalbi benden başkası ile mutmain olan bir adama vahy etmem.
- Adam, benim kalbim ne ile mutmain oluyor? dedi.
- Kendisine,” hurmasından yemekte olduğun ağaçla” denildi.
Bunun üzerine adam ağacı kesti ve ibadete devam etti. Cenab-ı Hak şöyle bildirdi. Ümmet-i Muhammed için bir gece vardır ki, o gecede ibadet; senin şu ibadetinin tamamından daha hayırlıdır. O gece Kadir Gecesi’dir.
Kadir gecesinde kılınan her rekât, İsmail (A.S.) evlâdından bir köle azat etmek gibi, her tesbih, meleklerin tesbihi gibi, okunan her ayet gaza gibi, her tekbir ise makbûl bir hac gibidir.
Enes (R.A.)’ dan rivayet olunduğuna göre, Peygamberimiz şöyle buyurdular: Kadir gecesinde iki rekat namaz kılamayıp, üzerlerinde azıkları olduğu halde dörtbin adam bulunan, dörtbin deveyi Kâbe’ye bağışlamak.
Allah’ın kendilerine şehidlik nasip edeceği dörtbin gaziyi ata binmiş, silâh kuşanmış oldukları halde techiz etmek.
Dörtbin ümmiye Kur’an-ı Kerim, Tevrat, İncil, Zebur ve diğer peygamberlere indirilen sahifeleri okutmak.
Dört bin rekat namaz kılmak, ve bunlara muadil olacak, mescit inşa etmek, imar etmek, öbek öbek yığılmış altın ve gümüşler infak etmek, dulları giydirmek, yetimlere lütufta bulunmak, miskinleri doyurmak ve benzeri ibadetleri yapmak, bütün bunlar benim olmakla beraber, bin aydan daha hayırlı olan bu mübarek Kadir Gecesi’nde iki rekat namaz kılamamış olmak, beni sevindirmez, (üzer).
Ebu Said-i Hanefi: Cenab-ı Hak üç şeyi rahmet olarak isimlendirmiştir der. Bunlar, Muhammed (A.S.), İsa (A.S.) ve Kadir Gecesi.
Hz. Muhammed Hakkında:
Ayet Meali: Ve biz seni ancak âlemlere rahmet olarak göndermişizdir.(El-Enbiya-107)
İsa (A.S.) Hakkında:
Ayet Meali: (Cebrail), Evet öyle! Ama Rab’bin buyurdu ki: Bu iş bana göre kolaydır! Hem O’nu (İsa’yı) insanlara, kudretimizin bir delili ve tarafımızdan bir rahmet yapacağız. Zaten bu iş (benim ezeli ilmimde) olmuş bitmiştir.” dedi. (Meryem -21 )
Kadir Gecesi Hakkında:
Ayet Meali: Rab’binden bir rahmet olarak muhakkak her şeyi işiten, her şeyi bilen ancak O’dur. (Ed-Duhan- 6)
Kadir Gecesi hakikaten bir rahmettir. Çünkü her peygamber vefat edince vahiy kesilmiş, kendisine vahiy meleği gelecek bir halifesi de geride kalmamıştır. Allah-ü Tealâ Peygamberimize şöyle demiş oluyor: “Ya Muhammed! Ben sana ve ümmetine diğer peygamberlere yaptığım muameleyi yapmayacağım. Senin ruhunu aldığımda, ümmetine her sene bir gece tahsis edeceğim ki, o gece; Kadir Gecesi’dir. Fazl-ı keremimle, rahmetimle, Cibril’i onlara göndereceğim. O sana halife olarak gecenin başlangıcından tan yerinin ağarmasına kadar, doğuda ve batıda her Müslüman’a benim selâmımı ulaştırır.” İşte Kadir Gecesi’nin rahmet olması budur.
İsa (A.S.) ın rahmet olması ise, Hz. Meryem, İsa (A.S.)’ ı bir mucize olarak babasız dünyaya getirip kavminin yanına geldiğinde, kavmi şöyle demişti:
Ayet Meali: Sonra çocuğu alıp kavmine getirdi. Onlar: “Ey Meryem! Yemin olsun sen acayip bir yaramaz iş yapmışsın. Ey Hârun’un hemşiresi! Senin baban kötülük adamı değildi, anan da fahişe değildi (bu çocuğu nereden buldun?”) dediler. Bunun üzerine Meryem, çocuğa işaret etti. Oradakiler: “Biz beşikteki çocukla nasıl konuşuruz?” dediler.
Çocuk konuştu: “Ben gerçekten Allah’ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı.
Beni her nerede olsam mübarek (hayırlı) kıldı ve yaşadığım müddetçe bana namazı, zekâtı emretti.
Beni, anneme hürmetkâr yaptı, azgın bir zorba yapmadı.
Hem doğduğum gün, hem öleceğim gün, hem de diri olarak (mezardan) kaldırılacağım gün, selâm bana!”... dedi.
(Meryem- 27—33)
İsa (A.S.) annesini zor durumdan kurtarmış ve onun hakkında rahmet olmuştur.
Hz. Muhammed’in rahmet olması ise:
Kıyamet günü olduğunda âsîler amel defterlerini alırlar. Orada çeşit çeşit isyanlar, günahlar, hatalar görürler. (zina, içki v.b.) Amel defterlerini okumaktan haya ederler, utanırlar. Şaşkınlık içinde ağlamaya başlarlar ve helâk olmayı beklerler. Allah-ü Tealâ Habibine: Ya Muhammed (S.A.V.) İsa’yı annesine rahmet kıldığım gibi seni de ümmetine rahmet kıldım. Annesi zor durumda kalınca İsa konuştu ve annesini kurtardı. Şu anda ümmetin şaşkınlık içinde, dilleri tutuldu, onların özrünü sen söyle, onlar hakkında şefaatçı ol da benim azabımdan onları kurtar.
Ebu Said şöyle demiştir:
Allah-ü Tealâ bu geceyi “ elkadr ” diye vasıflamıştır. Bunda (Arapça yazılışında) beş harf vardır. Bunlar da beş şeyden alınmıştır. Elif; ülfetten, Lâm; letafetten, Kaf; kudretten, Dal; devletten, Ra; rahmetten alınmıştır. Allah-ü Tealâ adeta şöyle demiş oluyor: Bu geceye biz Kadir Gecesi diye isim verdik. Kim onda ibadet ve tâatta bulunursa, bir daha ayrılmamak üzere bana kavuşur ve benimle ülfet eder. Bir daha uzaklığı olmayan yakınlık ve cefası olmayan bir lütufa nail olur. Elinden çıkmayacak manevî bir devlete sahip olur. Kendisinden sonra azab olmayan bir rahmete kavuşur.
Böyle beş hasleti kendisinde bulunduran bir gecenin, İnsanların ibadet ve tâatla geçirmesi hususunda tembelliğe ve gaflete düşmemesi için gizli olması îcâb ederdi, onun için bu gece gizlenmiştir.
“Leyletülkadr” de (Arapça yazılışı ile) Lâmların tekrarını saymazsak yedi harf vardır. Allah-ü Tealâ sanki şöyle söylüyor; Kulumun yedi a’zâsı vardır; Cehennemin de yedi tabakası vardır. Kadir Gecesi’nde bana ibadet eden, itaat eden kulumu, o gecenin bereketiyle Cehenneme haram kılarım.
(9) Melekler şöyle söylerler. Geliniz yeryüzüne gidelim, Allah katında bizim tesbih sesimizden daha sevimli olan bir ses işitelim.
Bu şunun içindir: Tesbih edenlerin, yüksek sesle tesbih okumasında itaatkârların halini izhar (ortaya çıkarma) vardır. Âsîlerin inlemesinde ise; Allah-ü Tealâ’nın mağfiret ediciliğini izhar vardır.
İbn-i Abbas (R.A.)’ dan rivayet olunduğuna göre: Kadir Gecesi olduğu zaman Allah-ü Tealâ, Cebrail (A.S.)’ a Sidre-i Münteha sakinlerinden yetmişbin melekle beraber yeryüzüne inmelerini emreder. Yanlarında nurdan sancaklar olduğu halde inerler. Cebrail (A.S.) ve melekler sancaklarını dört yere dikerler. Kâ’be-i Muazzama’nın yanına, Ravza-i Mutahhara’nın yanına, Beyti Makdis’e, Tûr-i Sina Mescidi’ne. Cebrail (A.S.) dağılmalarını söyler. İçinde mümin bulunan her eve, her odaya, her binaya, her gemiye girerler. Orada tesbih ederler, takdis ederler, lâ ilâhe illAllah okurlar, Ümmeti Muhammed için istiğfar ederler. Ancak içinde köpek olan, hınzır olan, haramdan dolayı cünüb olan, canlı varlık resmi olan yerlere girmezler. Tan yeri ağarınca semaya geri dönerler. Dünya semasındaki melekler onları karşılayıp: Nereden geldiklerini sorarlar. Onlar: Bu gece Ümmet-i Muhammed için Kadir Gecesiydi. Bu sebeple dünyaya inmiştik.” derler.
Dünya semasındaki melekler: “Allah-ü Tealâ Ümmeti Muhammed’in ihtiyaçlarını ne yaptı?” Cebrail (A.S.): “Hz. Allah onlardan sâlih olanları affetti, hayırsızları hakkında onları şefaatçi kıldı”. Bunun üzerine melekler Allah-ü Tealâ’nın Ümmet-i Muhammed’i mağfiret etmesinden ve onlardan râzı olmasından dolayı yüksek sesle tesbih ederler, hamd-ü senada bulunurlar. Sonra onları ikinci kat semaya uğurlarlar. Bu hal böylece yedinci kat semaya ve Sidre-i Münteha’ya kadar devam eder. Sidre-i Münteha’da aynı konuşmalar cereyan eder. Oradaki melekler yüksek sesle tesbihte bulununca Cennet-ül Me’va, Cennet-ün Naim, Cennet-ül Adn, Cennet-ül Firdevs ve Arş-ı A’lâ bu tesbihi duyarlar. Arşı A’lâ da Ümmet-i Muhammed’e verilen bu ni’metten dolayı sevinerek yüksek sesle tesbih eder. Allah-ü Tealâ: Arşım, doğru söyledin. Benim katımda Ümmet-i Muhammed için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiçbir beşerin kalbine gelmeyen ni’metler vardır, buyurur. (Ğaliyet-ül Mevaiz’ dan özet)
(10)
RUH HAKKINDAKİ RİVAYETLERDEN BAZILARI
Ruh, büyük bir melektir ki; semavat ve arzı yutmak istese, bir lokmada yutabilir.
İbn-i Mes’ud (R.A.)’ dan yapılan rivayete göre; Ruh, semavâttan dağlardan ve diğer meleklerden daha büyük bir melektir. Dördüncü kat semada bulunur. Her gün on iki kere Allah-ü Tealâ’yı tesbih eder ve her tesbihinden bir melek yaratılır. Kıyamet günü meleklerin tamamı bir saf olur. Bu melek (ruh) bir saf olur (mealim)
Peygamberimizden bir rivayete göre, Ruh, Allah’ın ordularından bir ordudur, Melek değillerdir.Başları, elleri ve ayakları vardır ve yemek yerler.
Ruh, diğer melekleri koruyan bir grup melektir ki, diğerleri onları yalnız Kadir Gecesi görebilirler. (Mişkat)
Ruhtan murat, rahmettir. Çünkü, Allah-ü Tealâ Kadir Gecesi’nde Cebrail (A.S.)’ ı rahmetle gönderir. Ümmet-i Muhammed’den hayatta olanlara bu rahmeti taksim eder. “Ya Rab! Rahmetin hayatta olanlara yetti ve arttı. Geri kalanı ne yapayım?” diye sorar. Allah-ü Tealâ: “Kalanını Ümmet-i Muhammed’in ölülerine taksim et.” buyurur. Onlara taksim eder, yine artar. “Ya Rab! Ölülerden de arttı. Geri kalanı ne yapayım?” Allah-ü Tealâ: Kâfirlere taksim et, zira benim hazinem rahmetimle doludur.” Cebrail (A.S.) geri kalan rahmeti Allah’ın ilminde Müslüman olarak ölecek olan kâfirlere taksim eder, işte Kadir Gecesi kendilerine ulaşan bu rahmet sebebiyle Müslüman olurlar ve İslâm üzere ölürler.
Kâb (R.A.)’ dan rivayet edildiğine göre; Sidre-i Münteha’ da o kadar çok melek vardır ki; sayılarını ancak Hz. Allah bilir. Devamlı ibadetle meşguldürler. Cebrail (A.S.)’ ın makamı Sidre’nin ortasındadır. Orada bulunan melekler Kadir Gecesi’nde mü’minlere rahmet dağıtırlar. Cebrail (A.S.) her mü’minle ayrı ayrı musafâhalaşır, bunun da alâmeti; cildinin ürpermesi veya kalbinin yumuşaması, yahut ta gözlerinin yaşarmasıdır.
Kim bu gece üç kere: “Lâ ilâhe illAllah” derse; birincisi ile günahları bağışlanır, ikincisi ile Cehennem’den kurtulur, üçüncüsü ile Cennet’e girmeyi hak eder.
Kadir Gecesi, tan yeri ağardığında semaya ilk çıkan Hz. Cebrail’dir. Sonra melekleri teker teker çağırır. Tamamı çıkınca güneş ile dünya seması arasında dururlar. Mü’minlere, hususiyle; sevabını Allah’tan umarak Ramazan ayı orucunu tutanlara istiğfar ile dua ve zikirle meşgul olurlar. Akşam olunca dünya semasına girip halka halka otururlar. Semadaki melekler gelip şahıs şahıs herkesi sorarlar. “Falanca ne yapıyor? Onu nasıl buldunuz?” derler. Melekler: Geçen sene onu ibadet ederken görmüştük, bu sene ise bid’atlere düşmüş. Falanca ise geçen sene bid’atler içindeydi; bu sene ibadet ederken bulduk.” diye karşılık verirler. Melekler birinci için dua etmezler, ikinci için dua ederler. “Falanı Kur’an okurken, falanı rükû ederken, falanı secde ederken bulduk.” derler. Böylece ikinci kat semaya çıkarlar. Sidre-i Münteha’ya kadar her semada aynı konuşmalar cereyan eder. Sidre-i Münteha: “Ey bende sakin olan melekler! İnsanların hâllerini bana anlatın. Zira sizin üzerinizde benim hakkım vardır ve ben Allah’ı sevenleri severim.” Melekler, isimleriyle, baba isimleriyle, şahıs şahıs herkesin durumunu haber verirler. Bu haber Cennet’e ulaşır. Cennet: “Allah’ım! Onları acele bana gönder.” diye dua eder. Melekler de: “Amin.” derler. (Tefsir-i Kebir’den özet)
(11)
Ölü, suda boğulmak üzere olan ve eline geçen her şeye sarılan kişiye benzer. Çocuğundan, ana babasından, kardeşinden ve yakınından bir dua bekler. Dirilerin duaları sebebiyle ölülerin kabirlerine dağlar gibi nurlar girer.
Bazı âlimler “ölüler için dua etmek, hayattakilere hediye vermeye benzer”demişlerdir. Bir melek, üzerinde nurdan bir mendil olduğu halde nurdan bir tabakla kabre girer ve: “Bu filân kardeşinin sana hediyesidir.” der. Dirinin hediyeye sevindiği gibi ölü de bu dua sebebiyle sevinir.
Hadîs-i. Şerif: Kim anne ve babasının, yahut ikisinden birinin kabrini her Cuma günü ziyaret ederse; günahları bağışlanır ve kendisine sevâb yazılır.
Haber: Kim bir mü’minin kabrini ziyaret edip “Allah’ım! Muhammed hakkı için bu ölüye azâb etme” derse kıyamete kadar ondan azâb kaldırılır.
Hadis-i Şerif: Kim bir kabristana uğrayıp, onbir ihlâs okur ve sevâbını ölülere hediye ederse; her ölüye onbir ihlâs sevâbı verilir.
Hadis-i Şerif: Âlim ve talebe bir köye uğradıkları zaman Allah-ü Tealâ o köyün kabristanından kırk gün azâbı kaldırır.
Bütün ölüler, ziyaretçileri bilirler, seslerini duyarlar, selâmlarını alırlar. Bir görüşe göre yalnızca Cuma günü ve ondan bir gün önce (Perşembe) ve bir gün sonra (Cumartesi) görüp işitirler. Ziyaret eden ister akrabası olsun, isterse olmasın. Ölüler uzak yerlerde bile olsa birbirlerini ziyaret ederler, ancak kabir azâbı çekenler, mahbusturlar; ziyarete gidemezler, meşguldürler; ziyaret olunmazlar.
Kendilerine ziyarete gelenlerin ziyaretlerinden dolayı ferah duyarlar, sevinirler, ziyarete gelmeyenleri kınarlar. Hayatta olanların günah işlemelerinden elem duyarlar, sevâb işlemelerinden sevinirler. Bazen onlara hayattakilerin amelleri bildirilir, bazen da yeni ölenlerden haber alırlar.
Denildi ki: Dirilerin amelleri, Perşembe ve Pazar günleri, Peygamberlere , anne ve babalara arz olunur. Sevâbları duyunca sevinirler, günahları duyunca mahzun olurlar. Hayatta olan biri gelip falanca bana zulmediyor, eza veriyor diye şikayette bulunduğun da elem duyarlar.
Bâkire olarak ölen kızlar gibi mü’minlerin küçük yaşta ölen çocukları da ahirette evlenirler.
Şehidler; kabirlerinde, kendilerine ikram için yerler, içerler. Fakat buna ihtiyaçları yoktur.(Hadimi)
(12)
Eğer denilirse ki; “Rızıklar ve eceller Beraet Gecesi’nde taksim olunur” diye rivayet olunmuştu, şimdi ise, bunların Kadir Gecesi’nde olduğunu söylüyorsunuz!
Cevaben deriz ki; Peygamber Efendimizden rivayet olunduğuna göre “Allah-ü Tealâ mukadderat-ı Berat gecesinde takdir eder, Kadir Gecesi’nde ise vazifeli meleklere takip edilmek üzere teslim eder.”
Bazı âlimler “Berat gecesinde; erzak ve eceller, Kadir gecesinde ise, kendisinde; hayır, bereket ve selâmet olan işler takdir edilir.” demişlerdir.
Diğer bazılarına göre ise: Kadir Gecesi’nde dini kuvvetlendirecek ve Müslümanların menfaatine olacak işler takdir edilir. Berat gecesinde ise öleceklerin ismi yazılıp Azrail (A.S.)’ a teslim edilir.
(Tefsir-i Kebir’den)
Kadir Gecesi’nin fazileti ile alâkalı nüktelerden biri de şudur: Ramazan-ı Şerif başından sonuna kadar faziletlidir.Cennette başından sonuna kadar faziletlidir. Allah-ü Tealâ şöyle demiş oluyor: Ey kulum! Sana Ramazan ayını verdim. Onun tamamı hayırdır. Onda, ondan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni verdim. Bunun gibi sana Cenneti verdim, onun tamamı faziletli ve şereflidir. Fakat sana Cennette ondan daha lâtif, daha şerefli bir şey daha verdim ki, o da; beni görmektir.
Allah-Ü TEALÂ ALTI ŞEYİ MÜBAREK DİYE İSİMLENDİRMİŞTİR:
1- Yağmur,
Ayet Meali: Gökten de mübarek bir su indirerek onunla bahçeler ve biçilecek ekinler bitirdik. (Kaf- 9)
2- Kur’an-ı Kerim,
Ayet Meali: (Sana indirdiğimiz) bu Kur’ân, hayır ve bereketi çok bir kitaptır. Onu, sana, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri ibret alsınlar diye indirdik. (Sâd- 29)
3- Selâm,
Ayet Meali: .... Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından mübarek, hoş bir sağlık olmak üzere kendilerinize selâm verin. İşte böyle Allah size ayetlerini açıklıyor. Olur ki akıl edersiniz.
(En-Nûr- 61)
4-Kâbe,
Ayet Meali: Şüphesiz ki, insanlar için kurulan ilk mabed, elbette Mekke’deki o çok mübarek ve bütün âlemlere hidâyet olan Beyt’dir. (Âl’i İmran- 96)
5-Kadir Gecesi,
Ayet Meali: Biz onu, mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz (onunla) uyarıcılarız. (Ed-Duhan -3) Müfessirlerin çoğuna göre bu gece Kadir Gecesi’dir.
6-İsa (A.S.)
Ayet Meali: Beni her nerede olsam mübarek (hayırlı) kıldı ve yaşadığım müddetçe bana namazı, zekâtı emretti. (Meryem-31)
Cenab-ı Hak bu altı şeyi mübarek diye isimlendirmiş ve bunların tamamını ümmeti Muhammed’in nasibi kılmıştır. Şöyle ki; Yağmuru, bedenleri için, Kur’an’ı ise dinleri için hayat kılmış, İslâm’ı da, aralarında emniyet kılmıştır. Kâbe’yi ihtiyaçlarını görecek yer kılmış, Kadir Gecesi’ni de günahlarının mağfiret edilmesi için vesile kılmıştır. İsa (A.S.)’ı ise, düşmanları olan Deccal’a karşı yardımcıları kılmıştır. Dinî ve dünyevî bütün işlerde her şeyin bereketinin menbaı; Hz. Allah’tır. Âlemlerin Rabb’i olan Allah mübarektir.
RİVAYET
Kim ki Kadir gecesinde üç kere “Lâ ilâhe illAllah” derse, birinci ile Allah (C.C.) onun günahlarını mağfiret eder. İkinci ile Cehennemden kurtarır. Üçüncü ile Cennetine koyar. (Şeyhzade)
Peygamber Efendimize: “Onu söyleyen münafık ise de durum aynımıdır?” diye soruldu. O: “Nefsim yedi kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki; Kadir gecesi kâfir ve münafık olanlar üzerine ağır gelir. Hatta sırtında dağlar varmış gibi ağırlık hisseder ve Allah’ı zikredemez. (Zühret-ür-Riyaz)
Bu gece gafletten ve tembellikten, zikir meclislerinde, vaaz meclislerinde ve Kurân-ı Kerim okunan yerlerde uyumaktan kaçınmak lâzım.
Allah-ü Tealâ dört yerde uyumaya buğz eder:
1. Akşam namazından evvel,
2. Yatsıdan önce,
3. Sabah namazı vaktinden güneş doğuncaya kadar,
4. İlim meclislerinde.”
HİKÂYE
Tabakhanede çalışan bir adam, güzel kokuların satıldığı bir sokaktan geçerken bayılıp düşer. Etraftan yetişenler, güzel kokular getirerek ayıltmaya çalışırlar. Fakat adam iyileşmek yerine daha da fenalaşır. Akrabalarına haber verirler. Kardeşi gelir bir kelp pisliğini alıp burnuna tutar, adam onu koklayınca ayılıp ayağa kalkar. Bundan ibret almak lâzım.
(13)
Allah-Ü TEALÂ SEKİZ YERDE MAHLUKÂTTAN BAZILARININ DİLİYLE MÜ’MİNLERE SELÂM VERMİŞTİR:
1. Nuh (A.S.)’ ın lisaniyle:
Ayet Meali: “Ey Nuh! Sana ve (gemide) seninle beraber bulunan ümmetlere bizden selâm ve bereketlerle (gemiden) in. Daha bir çok ümmetler olacak ki, biz onları (dünyada) faydalandıracağız. Sonra kendilerine, bizden acıklı bir azâb dokunacak.” denildi. (Hûd -48)
Seninle beraber olan ümmetler; Ümmeti Muhammed ve diğer mü’minlerden olan ümmetler, demektir ki; Cenab-ı Hak, Nuh (A.S.)’ ın lisanıyla onlara selâm vermiştir.
2. Hz. Muhammed (A.S.)’ ın lisanıyla.
Ayet Meali: De ki: “Hamd olsun Allah’a! Ve selâm O’nun seçtiği kullarına! Allah mı daha hayırlıdır, yoksa onların ortak koştukları putlar mı ? (En-Neml- 59)
Allah’ın seçtiği kullar Ümmet-i Muhammed’dir.
3. Mü’minlerin lisanıyla:
Ayet Meali: Size bir selâm verildiği vakit, siz ondan daha güzeli ile selâmlayın. Yahut aynen o selâmla karşılık verin. Allah, her şeyin hesabını görmektedir. (En-Nisa- 86)
Ayet Meali: Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından mübarek, hoş bir sağlık olmaz üzere kendilerinize selâm verin. İşte böyle Allah size ayetlerini açıklıyor. Olur ki akıl edersiniz. (En-Nûr- 61)
4. Cebrail (A.S.)’ ın lisanıyla.
Ayet Meali: O gece melekler ve ruh (Cebrail), Rablerinin izniyle (o sene takdir edilen) her bir iş için peyderpey inerler. O gece, ta fecrin doğuşuna kadar selâm dır. (El-Kadir- 4,5)
5. Azrail (A.S.)’ ın ve yardımcılarının lisanıyla.
Ayet Meali: Onlar öyle kimselerdir ki, melekler canlarını tertemiz oldukları halde alırlar. “Selâm size! Yapmış olduğunuz güzel ameller sebebiyle buyurun Cennet’e.” derler. (En-Nahl-32 )
6.Cennet hazinedarı Rıdvan lisanıyla.
Ayet Meali: Rablerinden korkanlar da takım takım Cennet’e sevk edilirler. O’na vardıklarında kapıları açılır, bekçileri onlara: “Selâm size! Tertemizsiniz. Haydi ebedi kalmak üzere (buyurun) girin oraya!” derler.(Ez-Zümer-73)
7.Cennet’te meleklerin lisanıyla.
Ayet Meali: (Bu saadet), Adn Cennetleridir. Onlar, buralara, atalarından, zevcelerinden ve soylarından iyilerde beraber olmak üzere girecektir. Melekler her kapıdan yanlarına girecekler.
“Sabrettiğiniz için, selâm size! (Dünya) yurdunun sonucu (Cennet) ne güzeldir.” diyeceklerdir.(Er- Ra’d- 23,24)
8. Cennet’te mü’minlerin lisanıyla
Ayet Meali: Onlar Cennet’te ne bir boş lâf işitirler, ne de günaha iten (hezeyan). Yalnız bir söz (işitirler ki o da) “selâm, selâmdır.” (El-Vakıa- 25,26)
Kıyamet günü Allah-ü Tealâ onlara selâm verir.
Ayet Meali: Esirgeyen Rab’dan bir de “selâm” vardır. (Yasin- 58.)
Cennetten şekilsiz olarak Cemâl-i İlâhi’yi gördüklerinde Allah-ü Tealâ selâm verir.
Ayet Meali: O na (Allah a) kavuşacakları gün mü’minlere sağlık dileği, selâmdır ve onlar için cömertçe bir mükâfat hazırlamıştır. (El-Ahzab- 44) (Tefsir-i Hanefi’den)
HABER
Allah-ü Tealâ, Musa (A.S.) şöyle buyurmuştur: “Ey Musa! Ben Kadir Gecesi’nde Arş’ı taşıyan meleklere, o gece dua edenlerin duasına amin demeleri için, ibadet etmemelerini emrederim. O gece dua edenlerin duasına icabet ederim. Yarattığım her şey; O gece filden sivrisineğe kadar, denizlerde, karalarda, nehirlerde, ağaçlarda, çöllerde, dağlarda, havada, semavât ve arzda, Arş-ı Âlâ’ dan yeryüzüne kadar her şey Kadir Gecesini ihyaya çalışanlar için mağfiret taleb ederler.”
Ey Musa! Ümmeti Muhammed’in ibadet için toplandığı hiçbir yere ben azâb ve ceza indirmem.
Ey Musa! Kıyamet günü bana yakın olmak istersen, Kadir Gecesinde uyanık ol.
Ey Musa! Seninle meleklerime karşı iftihar etmemi istersen, Kadir Gecesi’nde tesbih et.
Ey Musa! Sana iyilik etmemi istersen, Kadir Gecesi’nde anne ve babana iyilik ve merhamet et.
Ey Musa! Sana merhamet etmemi istersen, Kadir Gecesi’nde zayıflara ve yoksullara merhamet et.
Ey Musa! Güneş, ay, yıldızlar ve bulutların senin için dua etmesini istersen, Kadir Gecesi’nde güzel ahlâklı ol.
Ey Musa! Ölümünün kolay olmasını, kabrinin geniş olmasını istersen, Kadir Gecesi’nde ilim öğren.
Ey Musa! Cehennemi ebediyen görmemek istersen, Kadir Gecesi’nde istiğfar et.
Ey Musa! Selâmetle Cennet’e girmek istersen, Kadir Gecesi’nde sadaka ver.
Ey Musa! Muhammed (A.S.)’ a arkadaş olmak istersen, Kadir Gecesinde ona salât oku.
Ey Musa! Benim cemâlime bakmak istersen, Kadir Gecesi’nde beni zikret.
Ey Musa! Açlık ve susuzluk gününde sana yiyecek vermemi istersen, Kadir Gecesi’nde bir oruçluya iftar ettir.
Ey Musa! Kıyamet gününün korkularından seni korumamı istersen, Kadir Gecesi’nde benim mescidlerimden birine yakın ol.
Ey Musa! Sırat üzerinden çakan şimşek gibi geçmek istersen, Kadir Gecesi’nde hastaları ziyaret et, esirlere yardım et.
Ey Musa! Eğer mü’minler Kadir Gecesinde benim katımdaki ikramları bilmiş olsalardı; sabaha kadar hem kendileri uyumazlar, hem de aile efradını uyutmazlardı.
HABER
Kadir Gecesinde semavâtın kapıları açılır. Allah-ü Tealâ o gece namaz kılan mü’minlerin her secdesi için Cennett’e bir ağaç halk eder ki, atlı bir kişi gölgesinde yüzsene yolculuk yapar da, o mesafeyi katedemez. Her rükû için Cennet’te, inci, yakut ve zebercedden yapılmış bir ev inşa ettirir. Her tesbih için deve büyüklüğünde bir kuş yaratır. Her ayet için Cennet taçlarından bir taç, her celse (oturuş) için Cennet bahçelerinde bir bahçe yaratır. Her tekbir için derecesini yükseltir. Her teşehhüd için Cennette bir oda verir.
Sabah fecir doğduğunda Allah-ü Tealâ hatıra gelmeyecek kadar, kerametler ve dereceler verir. Onlar için Cennet’te canların çektiği, gözlerin lezzet aldığı şeyler vardır ve onlar orada ebedidir.
KAYNAK:
TEFCÎR-UT TESNÎM FÎ KALBİN SELİM
(Temiz Kalpte Cennet Pınarı Kaynatmak)
Fatih Dersiamlarından Merhum Eğin’li Mehmet Rahmi