Bayan G nokta’nın yüzünün derisi boya, badana ve kırışıklarına rağmen çekilebilir. Ama o derinin altında bir başka yüz daha varmış gibi geldi bana. Oldukça neşe kaçıran ve dudak uçuklatan bir yüz.
Neyse. Allah her gün görene sabırlar versin. İşte bu bayan G nokta tükürür gibi konuşuyordu ekranda. Bir ara salondaki başörtülü kıza cevap yetiştirme sadedinde “Kamusal alana Allah da giremez” demez mi?
Gayr-ı ihtiyari tebessüm ettim. “Nerede o eski kafirler!” dedim kendi kendime. Hiç olmazsa Allah’a karşı inkarlarında samimilerdi. İnkar eder, açıkca söylerlerdi.
Mesela Firavun. Hz. Musa’ya inen ilahi mesaja karşı çıktı ve bu uğurda öldü. Firavun olarak lanetle öldü, ama öldü. Mesela Ebu Cehil. Allah Rasulü’ne karşı savaştı ve öldü. Şimdi mekanı milyonların tuvaleti oldu. Ama doğruya doğru: A-dam küfrüne sadıktı. Bedel ödedi en azından.
Bugünküler mi?
Bunların inkarı bile dandik. Ahbab-çavuş hesabı kendilerinin çalıp kendilerinin oynadığı bir avuç kafadarın doluşturduğu salonlarda inkarcılık mı yapılır? İlle de inkarını ilan etmek istiyorsan çıkarsın mertçe halkın arasına orada ilan edersin. Sıkmaz mı? O zaman gelirsin bir “kamusal alana” orada küfredersin. Nasıl olsa “kamusal alana Allah giremez” (!)
Yok. Bunlardan hiçbir şey olmaz. Çünkü inkarlarını, dürüstce yapmıyorlar. Sadece kapalı kapılar ardında küfrediyorlar. Bir tek başörtülü kızcağız bile vücut kimyalarını bozmaya yetiyor. Akılları şaşıp, kendilerini kaybediyorlar.
Arif Çevikel