Tüm rengârenk çiçek buketleri sizlerin olsun değerli hanım arkadaşlar...
İnsanı "BİREY" yapan unsurlar "KENDİNE ÖZGÜ" duyguları, düşünceleri, "BAKIŞ AÇILARI" dır. Bütün bunlar o bireyin hayat sayfasının ana temasını oluşturur.
Dün bir arkadaşımla MSN'den mesajlaşıyordum. Alt köşede duran "ANA TEMAYI SEÇİN" tuşuna bastım ve bir "TEMA" seçtim. Birden tüm sayfayı kaplayan "MOR MENEKŞELER" içimi ısıttı. Öyle "GÜZEL" öyle "SICAK" öyle "CANA YAKIN" bir görünümdü ki. Diğer resimlere de şöyle bir baktım. Hepsi ayrı güzel, ayrı sıcak ve ayrı cana yakındı fakat benim "TEMAM" değildi. Çünkü içimdeki "KENDİ GÜZELİMİ" yansıtmıyorlardı. Düşündüm; o resimlerin her biri muhakkak ki başka, başka bireylerin "GÜZELİ" "SICAĞI" "RUHUNU OKŞAYAN" vazgeçilmezleriydi. Ama benim temam "MOR MENEKŞELERDİ".
Yazdığım tüm yazılar o güzelim "ANA TEMA" üzerinde oluşuyor ve "MOR MENEKŞELERLE" bütünleşip içimi ısıtıyordu. Biraz yazdıktan sonra "TEMAYI" değiştirmeyi, bir de "SARI MİMOZALARI" denemeyi düşündüm. Bir tuşa basmak kâfiydi. Ekran birdenbire "SAPSARI MİMOZALARLA" doluverdi. Bir iki şey daha yazdım.
Fakat baktım ki "KALEMİM" artık yürümüyor. Kelimeler manalarını yitirmiş, anlam yoksulluğu içinde yalpalamaya başlamıştı. Gayret dedim kendi kendime "SARI MİMOZALAR DA" çok hoş, haydi "GAYRET !". Ama bir türlü olamadı, sanki kalemim ruhunu kaybetmişti, artık yazamıyordu.. "HAYRET !"
İşte o zaman anladım ki "KALEM" çaresizdi. Onu yürüten "DUYGULAR, DÜŞÜNCELER, BAKIŞ AÇILARI" ve birde üstünde "RAKS ETTİĞİ" Ana tema olarak seçilen "SAHNE" ydi.
"RAKSA" can verense "ANA TEMA OLARAK" seçilen dekoru aydınlatan "SAHNE IŞIKLARI" ydı. Tekrar "MOR MENEKŞELERLE" bezenmiş ekrana, "KALEMİME" can veren "IŞIĞIN" altına dönmekten, "BENİ, BEN YAPAN SENTEZDE" devam etmekten başka bir yol bulamadım.
Meğer "HAYAT" bir sahne....
"KALEM" e can verense, sadece, "SEÇİLEN ANA TEMAYI" aydınlatan "SAHNE IŞIKLARI" ından başka bir şey değilmiş...
Tüm rengârenk çiçek buketleri sizlerin olsun değerli hanım arkadaşlar...