Gönderen Konu: Karatay Diyeti Nedir?  (Okunma sayısı 102268 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 15 - D Vitamini Meğerse Ne Kadar Önemliymiş!
« Yanıtla #30 : 28 Mart 2016, 10:37:11 »

Öneri 15

D Vitamini Meğerse Ne Kadar Önemliymiş!


Ben (Okan) Canan Hanımı tanıyana kadar inanın D Vitamininin önemini bilmiyordum. Sadece kemiklerimizi güçlendirir, kemiklerimiz de zaten yeterince güçlü deyip D vitaminini hiç adam yerine koymamıştım. Nasıl olsa kilo verebiliyorum diye de ikinci kitapta okuduğum halde hiç ölçtürtmemiştim. Gittiğim onlarca doktordan hiçbiri de şimdiye kadar D vitaminini ölçtür demedi ve biz de ölçtürmemiştik.

Canan Hanım Datça’ya geldiğinde ola ki bize sorar diye gelmeden ölçtürelim dedik ve Marmaris’e gidip ölçtürdük.  Benim D Vitaminim normal D (30) referanslar arasında, Nurçin’in D vitamini ise biraz düşük D (23) çıktı.

Benim tiroidimde 3-5 adet nodül vardı. Biyopsi de temiz çıktı ama Marmaris’teki doktorum bu nodülleri aldırmamı istedi. Bu yaz Canan Hanımla tanıştığımızda kendisine bu konudan bahsetmiştik. Bana hemen D Vitamini ve B 12 değerlerimi sordu. Ben de değerlerim normal referans aralıkları içinde” dedim. Bana hemen “kaç?” diye sordu.  Referans aralığında kalan değerlerimi söyledim Bana yanıtı aynen şu oldu “çok çok düşük D Vitamini 80, B 12 ise 800 olacak. Bu değerlere ulaşırsanız ve bir de iyot tableti alırsanız ameliyata gerek kalmaz.” dedi. Nasıl mutlu olduğumu anlatamam. İşte o anda D vitamininin ne olduğunu anlamaya başladım.

Bu yazdıklarımı şunun için anlattım D vitamini o kadar önemliymiş ki ben hiç bilmiyormuşum. Pek çok ülkede insanların grip aşısı olmak yerine D Vitamini aşısı olduğunu siz biliyor muydunuz?
Benim öğrendiğim kadarıyla D vitamini bizlerin bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve pek çok hastalığa karşı bizi koruyabiliyor.

D Vitaminini ölçtürdüğümüz zaman Marmaris’teki doktorumuz. ”sizin normal bir şey yapmanız gerekmiyor. Ama Nurçin Hanımın D vitamini iğnelerinden alıp içmesi gerekiyor demişti. Bunu Canan Hanıma söylediğimizde bize aynan şöyle söyledi. “Bu içme olayı 40 yıl öncede kaldı. Her ne kadar ampulün üzerinde içilebilir yazıyorsa da vücut tam ememiyor. O nedenle mutlaka kalçadan iğne olarak almanız lazım.” dedi ve bize bu iğneleri ne kadar aralıklarla yaptırmamız gerektiğini anlattı. Önce bir doping uyguladık. Bu sene ilk defa grip aşısı olmayacağım. D Vitamini dopingini şu şekilde yaptık. Ben (Okan) 30 olan D vitaminimi yükseltebilmek için günaşırı birer iğneden toplam 4  adet (D Vit 3) D vitamini iğnesi oldum. Nurçin ise 23 olan D Vitamini yükseltebilmek için günaşırı birer iğneden toplam altı adet  D Vitamini iğnesi yaptırdı ve şimdi ayda bir hem ben hem de Nurçin D (D Vİt 3) ve B 12 (Dodex) iğnesi oluyoruz.

D Vitamini dopingini yaptırdığımdan beri vücudumun gerçekten çok direnç kazandığını hissedebiliyorum.



D ve B 12 iğnelerini olduktan 3  ay sonrası...



D ve B 12 vitaminlerinin ne kadar

Bugün tahlil sonuçlarımız geldi.

Ben (Okan) bu tahlillerden önce 30 olan D vitamini değerimi yükseltebilmek için;

-   Eylül 2013 de önce gün aşırı bir adet olmak üzere toplam 4 adet,
-   Ekim ve Kasım 2013 de her ay birer adetten toplam 2 adet,
iğne yaptırarak toplamda 4 + 2 = 6 adet D vitamini iğnesi yaptırmış oldum.

Sonuç olarak da 6 doz iğne ile Eylül 2013'de 30 olan D vitamini değerim Aralık 2013'de 79,8 'e ulaştı.

535 olan B 12 vitamin değerini yükseltebilmek için de her ay (Eylül, Ekim, Kasım 2013) birer adet iğne yaptırdım. Toplam 3 adet iğne ile 535 olna B 12 değerim 808 e ulaşmış oldu.

Eşim Nurçin ise 23 olan D vitamini değerini yükseltebilmek için;
-   Eylül 2013 de önce gün aşırı bir adet olmak üzere toplam 6 adet,
-   Ekim ve Kasım 2013 de her ay birer adetten toplam 2 adet,
iğne yaptırarak toplamda 6 + 2 = 8 adet D vitamini iğnesi yaptırdı.

Sonuç olarak da 8 doz iğne ile Eylül 2013 'de 23 olan değeri Aralık 2013'de 78,9 ‘a ulaştı.

217 olan B 12 vitamini değerini de yükseltebilmek için de Eylül, Ekim, Kasım 2013 aylarında, ayda bir kez olmak üzere toplamda 3 adet B 12 iğnesi yaptırarak 217 olan değerini 543'e çıkardı.

Aralık ayında da birer adet D ve B 12 iğnelerimizi olduk. (Bu test için kan verdikten sonra) 
Canan Hoca bu değerlerimizi gördükten sonra Nurçin'e bir sonraki ay 2 adet B 12 iğnesi olmasını her ikimizin de hem D hem de B 12 iğnelerine her ay birer iğne yaptırarak devam etmemizi ve 6 ay sonra yeniden tahlil yaptırmamızı istedi. 
Biz de bu tarihten itibaren yani Ocak, Şubat Mart, Nisan , Mayıs 2014 tarihlerinde birer adet D 3 ve B 12 iğnesi yaptırdık. Haziran ayında kan vererek tahlil yaptırmamız gerekiyordu ancak bu kan tahlili için yaklaşık 15 gün geciktik ve Temmuz 2014 başında kanımızı verebildik. Bu arada havaların güzel olduğu günlerde saat 12:00 de yaklaşık 20-25 dakika korumasız olarak güneşlendik ve üzerine zeytin sütü ile lavanta ve kantaron yağını karıştırarak yaptığımız güneş sonrası yağını sürdük.
Biz D vitamini değerlerinin 100 ün üzerinde çıkacağını tahmin ediyorduk. Bazı doktor arkadaşlarımız "D vitamininin fazlası toksik aman dikkat edin" diye bizi uyarıyorlardı. Biz de Canan Hoca Haziran'a kadar kullanın sonra bir daha test yaptır dediği için en ufacık bir tereddüdümüz yoktu. Bir de geçenlerde bir TV konuşmasında Canan Hocanın "bugüne kadar D vitamininde toksisiteye hiç rastlanmadı"  demesi de bizi ayrıca rahatlatmıştı.
Temmuz 2014 başında yaptırdığımız kan sonuçlarını alınca hayretler içinde kaldık. Her ay iğne olmamıza rağmen D vitamini değerlerimizi 80 in üzerine hatta 100 lere ulaştıramamış olduk.
Aynı şekilde her ay olduğumuz B 12 vitamin iğneleri de istediğimiz sonuca ulaşamadı. Bugün (07.07.2014 tarihi itibarıyla Canan Hoca ile mail yoluyla irtibat kurduk ve rapor verdik. O da bize bundan sonra ayda bir olduğunuz iğneleri 15 güne indirin dedi. ve biz de bir süre 15 günde bir iğne olup sonra tekrar tahlil yaptıracağız. O bir süre ne kadar inanın bilmiyorum. Canan Hocaya bir ara soracağız.

Kan değerlerimizin son durumu:




Bugün D ve B 12 Vitamini iğnelerimizi ve enjektörleri aldık. Şimdi sıra her ay bir - iki iğne yaptırmada...





http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2015


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 16 - D Vitaminin Önemi
« Yanıtla #31 : 29 Mart 2016, 16:32:42 »
Öneri 16

D Vitaminin Önemi


Bu bilgiler Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’ın kitaplarından derlenmiştir.

D Vitamini vücut için en önemli ve yaşamsal vitaminlerden biridir.
1. Kemik gelişimi,
2. Sinir sistemi,
3. Kardiyovasküler sistem
4. Bağışıklık sistemi,


için çok büyük önemi vardır.


D vitamini iki kaynaktan sağlanabilir:
Güneş ışınlarındaki UVB yardımıyla derimiz tarafından üretilebilir, besinler yoluyla alınabilir. Besin yoluyla aldığımız vücudumuzun ürettiğinin ancak dörtte biri kadardır.

1- Güneş yardımıyla D vitamini üretilmesi için güneşe koruyucu sürmeden, yeterli sürelerde maruz kalmak gerekmektedir. Bunun abartılmaması, cildin güneş yanığı olmayacak kadar güneşte kalınması önerilmektedir.

2- D vitamini en çok balık ve sakatatta bulunmaktadır (en çok yürek ve karaciğer). Buradaki en önemli nokta ise D vitamininin yağda çözülen bir vitamin olmasıdır. Eğer yeterince sağlıklı yağlar yenilmezse besin yoluyla vücuda giren D vitamini emilemez ve yararı olmaz.

Canan Karatay eski atasözünü tekrarlıyor ve "Güneş girmeyen eve doktor girer." diyor. Kendisi de Uluslararası D Vitamini Konseyi üyesi olan Karatay D Vitaminiyle ilgili bilgilerin değiştiğine dikkat çekiyor ve birçok hastalığın tedavisinde hastaların D Vitamini düzeylerinin yüksek tutulduğunu söylüyor. Örneğin, 2009 yılındaki domuz gribi salgınında Kanada hükümeti halka domuz gribi aşısı yaptırmak yerine D Vitamini takviyesi yapmış.

Canan hanım dünyanın birçok ülkesinde, özellikle kuzey ülkelerinde, insanların çoğunun D vitamini düzeylerinin düşük olduğunu, Akdeniz ülkesi olmamıza rağmen ülkemizde de çoğu insanın D Vitamini düzeylerinin düşük olduğunu söylüyor. Bunun nedeni olarak da iki konuya dikkat çekiyor. Birincisi güneş koruyucu kremlerin kullanılması yaygınlaştıkça insanların güneşten yararlanamaması. Bunun yanında büyük şehirlerde hava kirliliği nedeniyle UVB ışınlarından yararlanamıyor olmamıza da dikkat çekiyor.

Canan hanımın üzerinde durduğu diğer konu da son yıllarda insanların beslenmesinde yağın çok az yer alması. Özellikle kalori hesabına dayalı diyetlerde çok kalorili olan yağların çok az verilmesi insanları yağda eriyen vitaminlerden (A, D, E ve K) yoksun kalıyor. Bu vitaminlerin eksikliğinin kanser, kalp hastalıkları gibi birçok hastalığın nedeni olduğu gösterilmiş. Canan hanım kitaplarında bu konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek isteyenlere http://www.vitamindcouncil.org/ Adresini referans olarak gösteriyor.


http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2016

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 17 - "Demir Eksikliği Hayatı Zindan Eder!"
« Yanıtla #32 : 01 Nisan 2016, 12:57:48 »
Öneri 17

"Demir Eksikliği Hayatı Zindan Eder!"


Bu söz ve aşağıdaki bilgiler Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’ın Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık kitabından alınmış ve derlenmiştir.

Ülkemizde pek çok kişide demir eksikliği bulunmaktadır. Ayrıca ülkemizde sağlıksız bir alışkanlık olan yemekten hemen sonra çay içme âdeti de gıdalarda bulunan az miktardaki demirin emilimini önlemektedir.

Peki, vücutta demir azalınca ne oluyor?
Demir eksikliği olan kişi kilo veremiyor, sinirli oluyor, halsizlik hissediyor, uyku hali oluyor, saçları dökülüyor,

Canan Hanım bu şikayetleri bulunan kişilere
1- Kan demiri,
2- B-12 vitamini,
3- Folat,
4- D vitamini ve
5- İnsülin hormonu değerlerine baktırmalarını tavsiye ediyor.


Ancak kan tetkiklerinin ve destek tedavilerinin mutlaka bir hekim tarafından yapılması gerektiğini de belirtiyor.

Peki, kanda demir değeri ne olmalı?

Kan demiri değerinin 50 mg/dL’nin üzerinde olması gerektiğini söylüyor Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay Günlük demir gereksinimi, spor yapanlarda,  bebeklerde, gebe ve emziren annelerde, adet (regl), ergenlik ve ağır hastalık dönemlerinde kişinin yaşına ve yaşam biçimine göre değişiyor.

Hangi besinler doğal demir kaynağı?

Karaciğer, yürek, dalak gibi sakatatlar, kırmızı et, baklagiller, kuru üzüm ve yumurta sarısı demir açısından zengin gıdalarmış. Ceviz, fındık, fıstık, badem gibi kuruyemişlerin ve kuru fasulye, mercimek gibi baklagillerin 100 gramında (ince belli çay bardağı kadar) 3,70 mg demir bulunuyormuş..

Canan Hoca ilkokuldayken “Fındık fıstık çıtır çıtır, hem kan yapar hem ısıtır” diye öğretildiğini ifade ediyor kendilerine.

Demir eksikliği saptanmış olan kişilerin bir hekim gözetimi altında tedavi olmaları gerekir.

http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2017

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 18 - Gıda Alerjisi (Gıda Entoleransı) Varsa Kilo Verilemez!
« Yanıtla #33 : 17 Nisan 2016, 03:29:11 »
Öneri 18

Gıda Alerjisi (Gıda Entoleransı) Varsa Kilo Verilemez!


Bir kişi Karatay Sağlıklı Beslenmesi ‘ne harfiyen uyduğu halde kilo veremiyorsa son seçenek de yediği gıda maddelerinden biri veya bir kaçına o kişinin bilmediği gıda alerjisi ya da gıda entoleransı olmasıdır.

Biz Çağlar Ailesi olarak kilo vermemizde zaman zaman takılmalar olsa da genelde kilo verebildiğimiz için bu gıda entolerans testini yaptırmadık ve şu an için de yaptırmayı düşünmüyoruz. Ama kilo verememiş olsaydık o zaman mutlaka yaptırırdık tabii ki.

Belki de takılmalarımız o anda yediğimiz gıda alarjisindendi onu biemiyoruz ve bu testi yaptırmadığımız için de hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Peki, bilmek istiyor muyuz acaba? Biz sevdiğimiz meyve ve sebzeleri mevsiminde yiyoruz. Örneğin ola ki böğürtlene karşı alerjisimiz var. Biz o anda o testi yaptırmış olsaydık çok sevdiğimiz halde böğürlen yememiş olacaktık. Zaten böğürleni yiyebileceğiniz bir kaç ay. 6 ay böğürtleni yemediğinizde bu alerjinin kendiliğinden geçme olasılığı var. Yani bu testi yaptırmış olsaydık çok sevdiğimiz böğürleni yiyememiş olacak ama o 3 ay içinde kilo verebilecektik. Bu bir tercih meselesi. Biz bu sağlıklı beslenme sistemini yaşamımızın sonuna kadar sürdüreceğimiz için bazı mevsimlerde kilo vermenin üç ay takılması bizim için çok çok önemli değil.  Ayrıca bu test çok da ucuz bir test değil. 600 TL - 1000 TL arasında çeşitli fiyatlar duyduk.

Karatay Sağlıklı Beslenmesini harfiyen uygulamanıza, hergün muntazam yürüyüşünüzü yapmanıza, Omega 3 ve Antioksaidan takviyelerinizi almanıza, D Vitamini ve Demirinizin normal olmasına rağmen uzun süre (Örneğin bir mevsimden fazla) kilo veremiyorsanız o zaman bu testi yaptırmanızı öneriyoruz. Büyük olasılıkla o zaman mevsiminde yediğiniz meyveye veya sebzeye değil her gün yediğiniz bir gıdaya alerjiniz oluşmuş olabilir. Buraya kadar ki yazdıklarımız bizim deneyimlerimiz sonucu bizde oluşan görüştü.
Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay kitaplarında bu konuyla ilgili neler diyor.

Gıda entoleransı pek çok nedenden olabilir. Doğal yiyeceklerden olabileceği gibi fabrikalarda üretilen hazır yiyeceklerin içindeki katkı maddeleri ve kimyasal maddelerden de kaynaklanabilir.

Gıda alerjisi kilo vermeyi neden engeller?

Organizmada herhangi bir şekilde alerji başlamış ise, o alerjiyi yenmek amacıyla organizma bir mücadele başlatır. Bu mücadele bizler farkında bile olmadan senelerce devam eder. Düşük yoğunluklu bir savaş gibi organizmayı yorar, yıpratır ve güçsüz bırakır... Bu durumda, kişilerin kilo vermeleri zorlaşır ve kilo veremedikleri gibi kullandıkları alerji ilaçları da ayrıca kilo almalarına neden olur!

Peki, gizli alerjinin belirtileri nelerdir?

Sabahları kalkınca, duştan çıkınca ya da tıraş olduktan sonra hapşırma ve burun akıntısının olması,

Geceleri uyurken burun tıkanıklığının olması,

Sabahları dinlenmemiş ve yorgun olarak uyanmak,

Sevdiğimiz bir yiyecekten sonra hafif olarak da olsa mide bulantısı ve kulak çınlaması olması. Bu, o yiyeceğe karşı organizmada entolerans ya da bir alerji geliştiğinin belirtisi de olabilir,

Sık sık göz yaşarması ve gıcık şeklinde kuru öksürük de alerji belirtilerindendi,

Sık sık üşütüp de nezle olduğunu sanan ve de nezlesi uzun süren, kolay iyileşemeyen kişilerin de alerjik rinit, alerjik sinüzit, alerjik farenjit ya da alerjik bronşit oldukları bilinmektedir. Kronik sinüzit genellikle alerjiler sonucu gelişmektedir


Gıda alerjisi olup olmadığını öğrenmek için ne yapılmalı?

Karatay Diyeti kitabındaki sağlıklı beslenme ve yaşam biçimi önerilerini uygulayanlar eğer kilo veremiyorlarsa ya da çok yavaş kilo verme sorunu yaşıyorlarsa, gıda alerjisi ve gıda entoleransı testi yaptırmayı düşünmeliler. Oldukça pahalı bir test olmasına rağmen, hayati önemi olduğu için bir kez yapılmasında fayda vardır. Test sonucuna göre beslenmeye başlayan hastaların daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde kilo verdikleri bilinmektedir.

Özellikle kilo vermek için her türlü diyeti deneyenler, hayatları boyunca diyet uygulamaya çalışıp kilo veremeyenlerin bu testi bir an önce yaptırmalarını öneriyor Canan Hoca.

Gıda alerjisi ya da gıda entoleransı testinden sonra, vücudun tepki gösterdiği gıdaya karşı nasıl bir önlem alınıyor? O gıda veya gıdalar ömür boyu hiç yenmeyecek mi?

Test neticesinde alerji ya da entolerans gelişmiş bir gıda ortaya çıkarsa, gelişmenin derecesine göre bu gıdanın tüketilmesine 3-6 ay süreyle ara verilerek vücut rahatlatılıyor. Sonra yavaş yavaş bu gıda tekrar yenmeye başlanabiliyor. Eğer alerji veya entolerans gelişmiş olan gıda, kişinin çok sevdiği sağlıklı bir yiyecekse ömür boyu hayatından çıkarma gibi bir durum yok!

http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2018

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 19 - Hareket Etmeyen Kilo Veremez!
« Yanıtla #34 : 22 Nisan 2016, 12:49:38 »
Öneri 19

Hareket Etmeyen Kilo Veremez!


Karatay Sağlıklı Beslenme Piramidinin tabanında bedensel hareket olduğunu unutmamak gerekiyor. Sadece beslenme düzenini değiştirerek sağlığımıza kavuşamayız.

Çok fazla kilosu olanların (benim gibi 140 kilo civarında olanların) uzun süre yürümesi neredeyse imkansız oluyor. Bana kilo verebilmem için “birkaç km yürümen gerekir” diyenlere ben hep şu soruyu sorardım. “Size dolu bir Aygaz tüpü versem, hani şu büyük, 24 kilo olanlardan, o tüpü kaç metre taşıyabilirsiniz?” Bu soruya aldığım yanıt da hiçbir zaman 50 metreyi geçmedi. Ben de o kişilere şu cevabı verirdim. “Sen 20-50 metreyi zor yürürüm diyorsun. Ben de o tüpten bir değil iki adet var. Ben nasıl yürüyebilirim ki o iki adet tüple?” Gerçekten bir kısır döngü içindeydim. Hareket edemediğim için kilo veremiyor, kilo veremediğim için de yeterince hareket edemiyordum.

İlk 5 kiloyu bir ayda neredeyse hareket etmeden çok çok az hareketle verdim. İnsana o 5 kilo hafiflemek hem moral veriyor hem de gerçekten kendini hafiflemiş gibi hissediyor. Ben 140 kilodan 135 kiloya düştükten sonra haftada 5 gün çok hafif tempolu spora başladım. Spor hocamız eşliğinde yarım saat çok hafif pilates, 15 dakika da çok hafif tempoyla yürümeye başladım. Bu 15 dakikayı bir süre sonra 30 dakikaya çıkardık ama saatteki hızım 2,5 Km/h dı. Zaman içinde 3 km/h, derken 3,5 km/h ve 4 km/h hatta 5 km/h ‘a kadar çıkabildim. Şimdi bazen 4 – 4,5 km/h bazen 5 km/h hızla en az yarım saat evde bantta yürüyor, 1 saatte pilates yapıyorum. Ayrıca hava iyiyse Datça limanında da bir saatten fazla eşimle birlikte yürüyoruz. Haftanın belirli günlerinde de (Kışın haftada 3 gün, yazın haftada 1 gün) 3 saat aralıksız dans edebiliyorum.

Şayet kilo vermekte zorlanıyorsanız 20 – 30 dakikalık yürüyüş süresini 50 – 60 Dakikaya çıkarabilirsiniz. Sağlıklı Yaşıyoruz Sayfasını takip edip ayda 5 kilodan fazla veren birkaç arkadaşımız oldu. O kişilere nasıl başardıklarını sorduğumuzda hepsinin spor sürelerinin birkaç saatten çok fazla olduğunu gördük. Örneğin bir arkadaşımız ayda 7 kilo verdi o arkadaşımız günde 3 saat yürüyüş yaptı. Hülya Yağız isimli bir arkadaşımız da ona benzer kilo verdi o arkadaşımız da günde 12 km yürüdü.

Yukarıda pilatesten bahsettiğim için şunu da bahsetmeden geçemeyeceğim. Pilatesin kilo vermeye çok büyük katkısı olduğunu düşünmüyorum. Sarkmaları ve kırışıklıkları önlediğini düşünüyorum. Benim 50 kilo verdiğim göbeğimi görseniz en ufacık bir çatlak kırışıklık sarkma vb yok.

Kısaca sağlıklı beslenmenin yanısıra bedenimizi de aktif kılmalıyız. Bunun için pahalı spor salonlarına üye olmaya gerek yok diyor Canan Hoca. Günde en az 20 - 30 dakika yürümek yeterli olabilir. Bunu, işe gidip gelirken, günün her hangi bir saatinde yapabilirsiniz. Ben eskiden gideceğim yere kadar araçla giderdim. Şimdi aracı gideceğim yere çok uzak bir mesafeye park ediyorum ki aradaki mesafeyi yürümüş olayım.

Önerimiz, başlangıçta yürümeyi amaç değil araç olarak görmeniz olacak. Yürüyüşünüzün gidilmesi gereken bir yere gitmek gibi bir hedefi olabilir. Bu sizi zorlayıcı bir etken olacaktır. Ancak bedeniniz hafifledikçe yürümek sizin için kolaylaşacak, kolaylaştıkça aldığınız keyif artacak, keyif aldıkça yürümeyi amaç haline de getirebileceksiniz.

İmkanı olanlar için yüzmek de çok yararlı olmakta. Canan Hanımın yazın güneş doğarken her sabah denize girdiğini ve günde en az 2- 3 saat yüzdüğünü biliyor musunuz?


http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2019

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Karatay Diyeti, Diyet mi? Kimler Uygulayabilir? Kimler Uygulayamaz?
« Yanıtla #35 : 24 Nisan 2016, 13:09:39 »
Öneri 20

Karatay Diyeti, Diyet mi? Kimler Uygulayabilir? Kimler Uygulayamaz?


Karatay Diyeti’nin içindeki “diyet” sözcüğü sizleri yanıltmasın. Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay ilk kitabı hazırlayıp Hayy kitaba götürdüğündeki adı “Kolesterol Terörü” imiş. Hayy Kitap Editörü Nihal Doğan taslağı okuduktan sonra bu kitabın adının “Karatay Diyeti” olması gerektiğini söylemiş. Canan Hanım "Karatay Sağlıklı Beslenmesi" olsun demiş ama sonuçta Nihal Hanım, Canan Hanımı ikna etmiş ve bizlerin hayatını değiştiren kitabın adı KARATAY DİYETİ olmuş.

Aslında bu bizlere diyetisyenlerin öğrettiği anlamda bir diyet değil gerçek anlamda Sağlıklı Beslenme Modeli. Yıllarca Canan Hanım bu modeli kendisine gelen binlerce kalp hastasına uygulamış ve hastalarının “hocam bunları kitap haline getirsenize” ısrarları üzerine bu kitap kaleme alınmış.

Sağlıklı beslenme olunca da 7 den 77 ye değil, ana rahminden – yaşamın sonuna kadar herkesin uygulayabileceği bir model ortaya çıkmış. İster hamile, ister emziren bir anne, ister şeker hastası, ister kalp hastası, ister reflü veya gastrit hastası, ister ürtiker hastası, ister obez isterseniz de sağlıklı bir insan olun. Herkesin aslında bu şekilde yani Karatay Sağlıklı Beslenmesi prensipleri doğrultusunda beslenmesi lazım.

Bizim gelinimiz Dr Esra Caglar hamileyken Karatay Sağlıklı Beslenmesini uyguladı. Torunumuzu dünyaya getirdikten sonra da aynen sağlıklı beslenmesine devam etti. Torunumuz Eren annesinin karnında sağlıklı besinlerle büyüdü. Dünyaya geldikten sonra sağlıklı beslenen annesinin sütünü içti ve şu anda 9 aylık olmasına rağmen bu sağlıklı sütü içmeye devam ediyor. 6 aylıktan beri o da Karatay Diyeti ile besleniyor. Henüz şeker, şekerli ürünler, ekmek, makarna pirinç ile tanışmadı. İnşAllah da tanışmayacak. Bizim çocuklarımız 33-34 yaşlarında. Onlar da bir buçuk yıldır Karatay’a uygun besleniyorlar. Biz 58 yaşındayız. Biz Karatay Sağlıklı Beslenmesi sayesinde hem obezlikten hem de pek çok hastalıktan (şeker, kolesterol, ürtiker, reflü, gastrit, diz ağrıları, topuk dikeni vb) kurtulup sağlığımıza kavuştuk ve şimdi ikinci baharımızı yaşıyoruz ve yaşamımızın sonuna kadar da bu şekilde sağlıklı beslenmeye devam edeceğiz.

Kimler uygulayamaz sorusunun cevabına gelince; aslında herkesin uygulaması lazım ama beynine “reset” atmayanlar, daha önce diyetisyenlerden ve bazı doktorlardan öğrendikleri güncellenmemiş bilgilerin etkisinde kalanlar, alkolikler ve Canan Hanımın deyimiyle “aklını paraşüt gibi açmayanlar” Karatay Diyeti’ni yani Karatay Sağlıklı Beslenmesini uygulayamazlar ve sağlıksız beslenmeye ve hastalıklarla uğraşmaya devam ederler.


http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2020

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 21

Kendinizi KARATAY DİYETİ'ne Alıştırmak, Beyine “RESET” Atmak




Karatay Sağlıklı Beslenmesine Kişisel Hazırlık

Karatay Diyetiyle ilgili çeşitli duyumlarınız mutlaka olmuştur, en azından Canan Karatay ile ilgili bir haberi TV'de izlemişsinizdir. Kilo verme arzusundaysanız bu duyumlar ilginizi çekmiştir. Şimdi atmanız  gereken ilk adım Canan Karatay'ın öncelikle ilk kitabını almak olmalı. Kitabı okumaya başlamadan önce yapmanız gereken ilk şey ise bizim deyimimizle "beyninize reset atmak" olmalı. Beslenmeyle ilgili aklınızda olan tüm bilgileri sıfırlamalısınız. Kısacası büyük bir paradigma değişikliğine, bakış açınızın tamamen değişmesine ihtiyacınız var.

Kitabı okumaya başladığınızda bir an önce uygulamaya başlamak için muhtemelen sabırsızlık içinde olacaksınız. Gözünüz hemen diyet listesi arayacak, çünkü diyet dediğin haftalık listeler halinde olur. İşte varan bir, değiştirmeniz gereken ilk görüş, bu beslenme modelinde liste falan yok. Kendi listenizi kendiniz oluşturacaksınız.

Kendi menünüzü oluşturdunuz diyelim, bu kez aklınıza ne kadar yemeniz gerektiği takılacak ve eski alışkanlıkla bunu öğrenmeye çalışacaksınız. Değiştirmeniz gereken ikinci inanç; uygun yiyeceklerden doyana kadar yiyebilirsiniz. Herkesin porsiyon büyüklüğü kendine göre. Ara öğünlerde ne yiyeceğiniz hiç aklınıza takılmasın çünkü ara öğün yok. Size şimdiye kadar doktor ve diyetisyenler sık sık ve az yemenizi öğütlediler. İnsülin direncinizin ancak böyle kırılacağını, iştahınızın ancak böyle kontrol edileceğini hatta mide rahatsızlığınız varsa ancak böyle düzeleceğini söylediler. Siz de böyle yaparken yemek hiç aklınızdan çıkmazdı ve az az sık sık yerken bir türlü doygunluk hissetmezdiniz, sürekli saate bakar bir sonraki öğünün gelmesini iple çekerdiniz. Biraz zor olacak ama bu değiştirmeniz gereken en önemli inanç.

Karatay Sağlıklı Beslenme ilkeleriyle tanışana kadar yağ yemekten çok korkuyordunuz. 1 gram yağ 1 gram karbonhidratın 2 katı kadar kalori içeriyor. Gittiğiniz uzmanlar salatanıza bile yağ koymamanızı söylemişlerdi size. Oysa bu beslenme modelinde sağlıklı yağları bol miktarda yiyebilirsiniz. İşte değiştirmeniz gereken bir önemli görüş daha.

Verdiğimiz örneklerden şimdiye kadar beslenmeyle ilgili edindiğiniz inançları yıkmanız gerektiğini gördünüz. Bunların yerine güncel bilimsel bulgulara dayanan yeni inançlar koyabilmeniz için Canan Karatay'ın kitaplarını okumaya başlamadan beyninizdeki beslenmeyle ilgili tüm eski bilgileri silmenizi, önyargılarınızdan kurtulmanızı öneriyoruz. Bunu başarırsanız her şey çok kolay. Yani öncelikle beyninizi hazırlamanız gerekiyor.

http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2021

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 22

Bir Kitap İle Ömür Boyu Sağlıklı Beslenme Uzmanı Olmak




Beslenmeyle ilgili tüm öğrendiklerinize reset atıp önyargılarınızdan kurtulduktan sonra sıra kitabı okumaya geldi.

Kitabı elinize alır almaz sakın listelere bakmaya kalkmayın. O listeler sadece örnek olsun diye konmuş olan listeler. Bizleri maalesef diyetisyenler bu listelere koşullandırmış “al listeyi uygula”. Karatay Sağlıklı beslenmesinde öyle diyetisyen listelerine benzer listeler yok. Herkes kendi koşullarına ve imkanlarına göre kendi listesini kendisi oluşturuyor. Bize en çok gelen talep “bir haftalık liste verir misiniz?” Kitabı okuyup özümsedikten sonra bu talepte bulunanlar eminim kendilerine bu taleplerinden dolayı çok gülüyorlardır. Reseti bu saçma listeler ve alışkanlıklardan kurtulmak için attık.

Bu öyle bir kitap ki okuduğunuzda zaman zaman donup kalacaksınız. Her şeyi ama her şeyi o güne kadar yanlış bildiğinizi ve yanlış uyguladığınızı göreceksiniz. Sakın kendinizi savunmaya geçmeyin. Reset işlemini onun için yapmıştık zaten.

Bu kitabı okuyup özümsediğinizde adeta kendinizin sağlıklı beslenme koçu (diyetisyeni) olacak sağlıklı beslenmeyi tüm ayrıntılarıyla öğrenmiş olacaksınız.

Biz kitabı eşimle birlikte yüksek sesle okuduk. Anlamadığımız yerleri bir kez daha okuduk hatta bir kez daha. Bazı yerleri üç kez okuduk ama anlamadan bir sonraki bölüme asla geçmedik. Yani Karatay Diyeti kitabını roman okur gibi okursanız size hiçbir yararı olmaz. Adeta bir ders kitabını okur gibi okumalı hatta okurken notlar almalısınız. Bir diyetisyenin 4 yıl eğitim aldığını lütfen hiç unutmayın. Biz bu kitaptan öğrendiklerimiz sayesinde bundan sonra hiçbir diyetisyenin kapısından içeri adım bile atmayız.

Başlayacağınız ilk gün Pazartesi olmasın. Çünkü biz pazartesi günü başlanan diyetleri çok iyi biliyoruz. İlk iki üç gün çok çok önemli.

Bu kitap öncelikle bize sağlıklı beslenmenin ne demek olduğunu öğretti. Bütün ezberlerimizi bozdu. Yıllarca bize diyetisyenler ve bazı doktorların belletiği pek çok şeyin yanlış olduğunu bu kitap sayesinde öğrenmiş olduk. Benim (Okan) 12 yıl boyunca içtiğim 48.180 adet hapla düzelmeyen kan değerlerim 4 ayın sonunda bu kitap sayesinde düzeldi. 8 TL lik bu kitap 48.180 adet haptan çok daha etkili oldu.

Diz ağrılarım, topuk dikenim  hepsi bu kitap sayesinde geçti. Ben artık şeker hastası, kolesterol hastası, ürtiker hastası değil. Nurçin de reflü ve gastirit hastası değil. Yüksek tansiyon ilacını da artık içmiyor. Sağlıklı beslenmenin sonucunda ben 50 kilodan Nurçin de 27 kilodan kurtuldu.

Yıllarca benim ve Nurçin'in diyetisyenlere ödediği paralarla iyi bir marka araba alınabilir. Biz bu kitap sayesinde diyetisyenlerin ve bazı doktorların bize öğretemediği sağlıklı beslenmenin ne demek olduğunu öğrenmiş olduk. Bundan sonra yaşamımızın sonuna kadar ne benim ne de Nurçin'in bir diyetisyenin kapısından içeri gireceğini tahmin etmiyorum. 8 YL lik bu kitap sayesinde kendimizin ve çevremizde yaşayan insanların sağlıklı yaşam koçu olduk.


http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2022

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 23 - KARATAY DİYETİ’nde İlk Güne Hazırlık
« Yanıtla #38 : 27 Nisan 2016, 15:55:10 »
Öneri 23

KARATAY DİYETİ’nde İlk Güne Hazırlık

Mutfağın Hazırlanması


Beslenmeyle ilgili tüm bilgilerimize reset atıp önyargılarımızdan kurtulup sonra adeta ders çalışır gibi Karatay Diyeti kitabını okuyup özümsedikten sonra iş uygulamaya geldi.


1- SAĞLIKSIZ GIDALARIN TEMİZLENMESİ:

Kitapta yazan mutfağa hiç sokulmaması gereken malzemeler varsa atılmalı veya düşman gördüğünüz birilerine verebilirsiniz dostunuza bile vermemelisiniz.

Önce ekmek kutunuzdan kurtulmakla işe başlayın. Sonra erzak dolabınızı elden geçirin. Pirinç, makarna, şehriye, her tür un, iç bakla ve şeker varsa dolabınızdan çıkarın. Şimdi sıra buzdolabınıza geldi. buzdolabınızı paketlenmiş ürünler, eritme ve krem peynirler, hazır yoğurt, süt tozu, krema, hazır soslar, varsa tost ekmeği, her türlü meşrubat, meyve suyu, sucuk, salam, sosis gibi işlem görmüş et ürünleri, marketten alınma tavuk ve yumurta, her türlü şarküteri ürünlerinden arındırın. Kavun, karpuz, incir ve dut gibi glisemik indeksi yüksek meyveleri ve mevsimsiz sebze ve meyveleri de buzdolabınızdan çıkarın. Mutfağınızdan bisküviler, galetalar, tatlı-tuzlu kurabiyeler, cipsler, çikolatalar, şekerleme ve lokumlar, yapay veya doğal tatlandırıcılar, sakızlar, şekerli ve şekersiz reçeller, şuruplar, bal, pekmez, hazır çorbalar, ayçiçeği ve mısırözü yağları, patates, kavrulmuş kuru yemişler gibi sağlıksız ne varsa her şeyi atın. Poşet çaylar, granül kahveler de mutfağınızdan çıkmalı.



2- SAĞLIKLI GIDALARIN ALINMASI:

Karatay Sağlıklı Beslenmesine yönelik ceviz veya kavrulmamış badem/fıstık/fındık, günkurusu kayısı, serbest dolaşan tavuk yumurtası, hangi zeytinden seviyorsanız zeytin, tam yağlı en çok sevdiğiniz peynir, mevsim sebzeleri, yeşillik, soğuk sıkım sızma zeytinyağı, köy tereyağı, süt, et veya balık vb malzemeleri eve almalısınız. Sütü öncelikle yoğurt mayalamak için aldınız. Maya olarak tanıdıklarınızdan ev yoğurdu bulmanızı tavsiye ederiz. Cevizi pazardan kabuklu olarak alıp kendiniz taze taze kırarsanız hem daha lezzetli hem de daha sağlıklı olur.
Zamanla çok kullanacağınız bazı malzemeleri Anadolu’nun çeşitli yerlerinden getirtmeye başlarsınız. Biz, örneğin, cevizi Kaman’dan, kayısıyı Malatya’dan, tuzu Çankırı’dan getirtiyoruz. İnternet yoluyla alışveriş ve kargoculuk o kadar gelişti ki bunu yapmak hiç de zor olmuyor.



http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2023

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 24 - Karatay Diyeti'nde İlk Kahvaltı Çok Önemli!
« Yanıtla #39 : 04 Mayıs 2016, 11:13:27 »
Öneri 24

Karatay Diyeti'nde İlk Kahvaltı Çok Önemli!


Beyniniz hazırsa ilk kahvaltıyla başlayabilirsiniz. Karatay Kahvaltısını doyana kadar yemelisiniz. Sakın fazla yersem kilo alırım diye korkmayın ve malzemeden çalan müteahhit gibi davranmayın.

Ekmeksiz doyulabileceğini ilk kez göreceksiniz. Ekmeksiz yapacağınız bu kahvaltı sizi en az 6-7 saat tok tutacak. Ama aynı kahvaltının yanında ekmek yiyecek olursanız 3-4 saat sonra acıkırsınız  (Bkz: Öneri 3-  Ekmek insanı tok tutmaz acıktırır.)

Tatlısız yapamayan bir kişiyseniz mutlaka kahvaltıya ilave olarak 3-4 adet günkurusu kayısı da yiyin. Bu günkurusu kayısılar sizin bütün günkü şeker ihtiyacınızı yok edecek. (Bkz: Tatlı tatlının mayasıdır)](Bkz: Tatlı tatlının mayasıdır)

Kahvaltınızın yanında şekersiz ve tatlandırıcısız olmak koşuluyla çayınızı veya yeşil çayınızı veya filtre kahvenizi veya sütünüzü doyana kadar için.

Karatay Kahvaltısının olmazsa olmazlarını mutlaka bitirmek durumundasınız. Bunlar 2 adet yumurta, avuç içiniz kadar peynir, en az 10 adet zeytin ve 1 çay bardağı kavrulmamış kuru yemiştir. Bunların yanında isteğinize göre yeşillik, domates, biber, salatalık yiyebilirsiniz. Kahvaltıda reçel, bal gibi tatlı yiyecekler yeme alışkanlığınız varsa onların yerine 3 adet günkurusu kayısı yiyebilirsiniz. Kayısıların içine kaymak ve ceviz de koyup yiyebilirsiniz. Kayısı yemek istemezseniz 1 porsiyon glisemik indeksi yüksek olmayan taze meyve de yiyebilirsiniz. Sonra kahvaltıdan kalkın ve dişlerinizi fırçalayın. Çünkü artık yemek yiyene kadar ağzınıza hiçbir lokma (bir adet leblebi dahi) girmemeli, sakız bile çiğnememelisiniz.

Yemeğe kadar bol bol limonlu sıcak su için Limonun besinlerin daha geç sindirilmesine yani sizin daha geç acıkmanıza neden olacağını unutmayın.

Leptin hormonunun işlevini her ne kadar biliyorsanız da şimdi bir kez daha "ÖNERİ 8- Leptin hormonunun salgılanabilmesi için ne yapmak lazım? " okuyun.

Şekerin kansere neden olduğunu, trans yağların damarları tıkayıp kalp krizine neden olduğunu sık sık düşünün ve "ÖNERİ 4- Kim kanser olmak İster?" ile "ÖNERİ 5- Kim damarları tıkansın ister? " 'i okuyun.

Bakalım bu kahvaltıdan kaç saat sonra acıkacaksınız? 6-7 saatten önce acıkırsanız bilin ki ya kahvaltınızı eksik yaptınız ya glisemik indeksi yüksek bir şey yediniz ya da tamamen alışkanlığınız nedeniyle eski öğle yemeği saatinde acıktığınızı sandınız. Bu durumda www.saglikliyasiyoruz.com adresinde kahvaltınızın fotoğrafını paylaşırsanız, neden erken acıktığınız konusunda size fikir vermeye çalışacağız.


http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2024

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 25 - Karatay Diyeti'nde İlk Yemek Çok Önemli!
« Yanıtla #40 : 06 Mayıs 2016, 11:24:24 »
Öneri 25

Karatay Diyeti'nde İlk Yemek Çok Önemli!


Karatay Sağlıklı Beslenme ilkeleriyle beslenmeye başladığınız ilk gün çok önemli demiştik çünkü her ne kadar teorik olarak kuralları öğrendiyseniz de aklınızda mutlaka o kahvaltıyla en az 6 saat tok kalabileceğinizle ilgili tereddütleriniz vardır. İşte o nedenle, beyninizi resetlemiş, temel bilgileri öğrenmiş ve uygulamayla ilgili tamamen önyargısız biçimde ilk gün uygulamaya geçtiğinizde karşılaştığınız sonuçlar sizin için motive edici olmalıdır.

Şimdi gelelim ilk gününüze, kahvaltınızı eksiksiz olarak yaptınız, acaba yemek için ilk gün nasıl bir menü hazırlamanız gerektiğini düşünmeye başlarsınız. Eski diyet alışkanlıklarınızla aklınıza haşlama sebze, ızgara et, yağsız salata gibi "diyet yemekleri" gelir. Fakat siz diyette değilsiniz ki yalnızca sağlıklı beslenmeye başladınız. Sevdiğiniz yemekleri aklınızdan geçirin. Bu yemekler arasından Karatay Sağlıklı Beslenme Kurallarına uygun olan birini seçin. Kullanılacak malzemeler düşük glisemik indeksli olmalı, işlenmiş ve paketlenmiş olmamalı, mevsim sebzelerinden seçmeliyiz. Menümüzde mutlaka proteinli besin olmalı. Proteinlerin de mutlaka sağlıklı yağlarla birlikte yenilmesi gerektiğini söylüyor Canan hanım, o nedenle yemeklerimizi tereyağı veya zeytinyağıyla pişirmeliyiz. Kırmızı et, köy tavuğu veya balık olabilir. En azından baklagillerden, bitkisel protein içeren bir besin olmalı. Et, tavuk veya balık seviyorsanız işiniz çok kolay. Ana yemeğiniz bunlardan biri olabilir, tabii ızgara, haşlama, buğulama veya fırında pişirilmiş olmalı. Yanında sebzenizi çiğ veya pişmiş olarak yiyebilirsiniz. Salata çeşitleri, zeytinyağlı sebze yemekleri arasından seçebilirsiniz. Haftada 1-2 kez bunların yanına 2-3 kaşık bulgur pilavı ekleyebilirsiniz. Özellikle soğuk havalarda sağlıklı malzemelerle yapılmış bir çorba da olabilir menünüzde. Bazı kişiler eti çok sevmeyebilirler. Böyle kişiler için Türk mutfağında çok güzel etli veya kıymalı sebze yemekleri var. Görüldüğü gibi seçenekler çok.

Aklı eski tip diyetlerde olanlar mutlaka kendilerine porsiyon büyüklüğünün tarif edilmesini istiyorlar. Çünkü hazır diyet listelerinde 3 köfte büyüklüğünde et, 6 kaşık sebze yemeği gibi ölçüler veriliyor. Bu listelerde sınırsız verilen tek yiyecek salata onu da yağsız yerseniz. Karatay Sağlıklı Beslenme Modelinde ise size kimse ölçü vermiyor, ne kadar yiyeceğinizi kendiniz belirliyorsunuz. Sağlıklı yiyeceklerden karnınız hatta gözünüz doyana kadar yiyebilirsiniz. Sadece bulgur pilavında ölçüyü kaçırmamak gerek. Herkesin cüssesine göre doyacağı porsiyon büyüklüğü değişiyor. Kilo verdikçe porsiyon büyüklükleriniz küçülüyor.

Eski alışkanlıklarınızın etkisinde kalmadan, damak tadınıza uygun sağlıklı yemeklerden oluşan öğününüzü iyice doyarak yediğinizde bu şekilde bir öğün daha yiyemeyecek durumda hissedeceksiniz. Baştan günde iki öğünle idare edemeyeceğinizi düşünseniz bile bu şekilde iki öğün yiyemeyeceğiniz sonucuna kendiliğinizden geliyorsunuz. Eğer çalışıyor ve ana öğününüzü akşam evde yiyorsanız arada kuruyemiş, yoğurt, meyve gibi yiyeceklerden bir küçük öğün yapabilirsiniz. İş yerinizde verilen ve trans yağlarla yapılmış yemekleri kesinlikle yemeyin. Ana öğününüzü öğleden sonra yediyseniz başlangıçta gece acıkabilirsiniz, o nedenle akşam 20.00'den önce küçük bir öğün yiyebilirsiniz.


http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2025















Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 26 - Yemekten Korkmayın Aç Kalmaktan Korkun!
« Yanıtla #41 : 09 Mayıs 2016, 13:19:58 »
Öneri 26

Yemekten Korkmayın Aç Kalmaktan Korkun!


Bir çoğumuz Canan hanımın yo-yo diyet olarak adlandırdığı, kalori kısıtlaması esasına dayalı diyetlerden yapmışızdır. O günleri bir hatırlayın isterseniz. Ben kendi deneyimlerime ve anılarıma dayanarak bu durumu anlatan “Yaz Geliyor Paniği” başlıklı bir yazı paylaşmıştım. (Nurçin)

Kısıtlı miktarlarda yediğiniz zaman yeterince doymazsınız ve bu tatminsizlik duygusuyla aklınızda sürekli yiyecekler olur. Zaten sık sık yediğiniz için bir sonraki öğünün gelmesini sabırsızlıkla beklersiniz. Ama o öğün de sizi doyuramaz. Yine aç ve aklınızda yiyecek hayalleriyle bir sonraki öğünü beklersiniz. İşte bu durumdayken birisi size yememeniz gereken bir şey ikram etse geçerli bir mazeret bulabilirseniz kabul ediverirsiniz. Sonra bir kez bozuldu deyip kıtlıktan çıktığınız için yemeye devam edersiniz. Bu döngü böyle gider.

Karatay Sağlıklı Beslenmesinde ise kahvaltınızı veya yemeğinizi doyana kadar yediğiniz ve şekerinizi hızlı yükseltmeyen gıdalarla beslendiğiniz için uzun süreler tok ve yediklerinizden tatmin olmuş bir durumda olursunuz. Böyle olunca da hiçbir güç size sağlıksız olduğu için yemediğiniz bir yiyeceği yemeğe kolay kolay ikna edemez.

Bu aç kalma konusu bize göre en önemli konu. Çünkü Karatay Diyeti'ni o diyetisyenlerin diyetlerinden ayıran en önemli özellik aç kalmadan kilo vermek. Bu başarıldığı zaman hiçbir şeye özlem duymuyorsunuz. İstediğiniz kilolara gelince de aç kaldığınız dönemde yiyemediklerinize saldırmıyorsunuz. Biz bir nesneyi yemiyorsak sadece sağlıklı olmadığı için yemiyoruz.

Sağlıklı her şeyi acıktığınız zaman yiyebilirsiniz. Bazı arkadaşlar leptin hormonunun salgılanma süresini uzatabilmek için aç kalmayı yeğliyorlar. Ancak dikkate almadıkları çok önemli bir husus var. Şayet açlık hissettiğiniz anda yemezseniz beyniniz açlık sinyalini zaten gönderdiği için sistem kendini tasarruf moduna geçirecek ve stoklardaki yağların  yakımını kesecektir. Sadece kendinizi kandırabilirsiniz. O nedenle bir sonraki öğününüze kadar tok kalacak biçimde yemelisiniz. Bu birkaç kez denemeden sonra kendiliğinden oturacaktır. En fazla bir iki kez açlık hissedersiniz. Acıktığınız anda da mutlaka yiyin ki vücudunuz tasarruf moduna geçmesin. Kısaca öğünlerinizde fazla yemekten korkmayın bir sonraki öğüne kadar aç kalmaktan korkun.

Size son olarak küçük bir tavsiyede daha bulunmak isteriz. Yemekten hemen sonra dişlerinizi fırçalayın ve böylece bir sonraki öğüne kadar ağzınızı katı yiyeceklere mühürlemiş olun, yalnızca sıvı girebilsin ağzınıza. Birkaç günün sonunda ekmeksizliğe, şekersizliğe, öğün aralarında atıştırmamaya alışacak ve bu işi yapabileceğinizi göreceksiniz. Bundan sonra deneme yanılma yoluyla iş kendinize uygun porsiyonları bulmaya gelecek ki o da çok kolay oluyor.


http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2026




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 27 - Çevrenizdekileri sağlıklı Beslenmeye Alıştırmak...
« Yanıtla #42 : 11 Mayıs 2016, 16:33:28 »
Öneri 27

Çevrenizdekileri sağlıklı Beslenmeye Alıştırmak...


İnsanın alışkanlıklarından kurtulması gerçekten zor oluyor.   Kendi adınıza Canan Karatay'ın kitabını okuyup beslenme tarzınızı değiştirip sağlıklı beslenmeye başlamak istiyorsunuz diyelim. Önünüzde ne gibi zorluklar var, bir bakalım. Yalnız  yaşıyorsanız işiniz bir ölçüde kolay, mutfağınızdan sağlıksız yiyecekleri çıkarır, alışverişinizi ona göre yaparsınız. Ancak birlikte yaşadığınız bir aileniz varsa onları da ikna etmek zorundasınız.

Büyük olasılıkla kilo verme ihtiyacında olduğunuz için Karatay Diyetini keşfetmişsinizdir. Eğer eşiniz ve çocuklarınızın kilo verme ihtiyacı yoksa sizin değişen beslenme alışkanlıklarınıza ilgisiz kalacaklar ve kendileri alışkanlıklarını değiştirmek istemeyeceklerdir. Siz kitaptaki bilgileri özümsediyseniz, onların sağlıksız alışkanlıklarını devam ettirmelerine gönlünüz razı gelmeyecektir. En iyisi kitabı okumalarını sağlamak, en azından önemli yerlerini onlara sesli okuyup dikkatlerini çekmek. Ne yapıp edip onların da sağlıklı beslenmeleri için tüm yaratıcılığınızı kullanıp ikna etmelisiniz.

Sonra ikinci aşama geliyor, sosyal yaşamınızı yeni beslenme düzeninize uygun hale getirmek gerek. Yemeğe konuk çağırdığınızda ne yapacaksınız? Siz yemeğe çağrıldığınızda nasıl davranacaksınız? Bütün bu sorulara cevap bulmalısınız. Başlangıçta kolay olan, başkaları için eski alışkanlıklara devam etmek oluyor. Örneğin, yemeğe konuk çağırdığınızda alışık olduğunuz misafir menülerini hazırlamak kolayınıza gelecektir. Ancak şöyle bir düşünün, sağlıksız olduğu için yemediğiniz yiyecekleri değer verdiğiniz konuğunuza ikram etmek sizi üzmeyecek mi? Siz en iyisi Karatay ilkelerine uygun menüler geliştirin ve konuklarınıza saat verirken akşam yemeğiyse 19.00'dan geçe kalmayın.

Biz yemek daveti aldığımızda her seferinde akşam 19.00'dan sonra yemek yemediğimizi belirttik. Böyle bir prensibimizden bahsedince haliyle neleri yediğimiz soruluyordu. Biz de patates, pirinç ve unlu yiyecekleri ve tatlı yemediğimizi belirtiyorduk. İster istemez yemeklerde bizden beslenme tarzımızla ilgili bilgi alınıyordu. Biz de bu durumdan memnun oluyor çevremizin de sağlıklı beslenmeleri için çaba harcıyorduk. İşte Sağlıklı Yaşıyoruz sayfasının temelleri böyle atıldı.

Sonuç olarak, Canan Karatay'ın halk sağlığı için, kitaplarında ve TV konuşmalarında bıkmadan usanmadan anlattığı bilgileri öğrenip de çevrenizdeki insanların sağlıksız beslenmelerine duyarsız kalmak mümkün olamıyor. İster istemez Karatay Sağlıklı Beslenme ilkelerinin savunucusu kesiliyor ve elinizden geldiğince bu bilgilerin yaygınlaşması için uğraşıyorsunuz.

Gelin hep beraber çevremizdeki pek çok dostumuzu bu farkında olmadıkları ama her gün kendilerini biraz daha yutan BESLENME TUZAKLARINDAN kurtarıp sağlıklarına kavuşmalarına yardımcı olalım.

http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2027

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 28 - Direnç Ne Zaman Kırılır ve Kilo Vermeye Başlanır?
« Yanıtla #43 : 12 Mayıs 2016, 11:36:37 »
Öneri 28

Direnç Ne Zaman Kırılır ve Kilo Vermeye Başlanır?


Karatay Diyeti kitabını okuyup özümsedikten sonra, sağlıklı beslenmeye başlarsanız ve Öneri 13 - 19 de belirtilen eksiklikleriniz de yoksa ilk hafta içinde bile kilo vermeye başlarsınız. Ben (Okan) ilk hafta bir kilodan fazla vermiştim.

Sayfayı takip eden pek çok arkadaştan gözlediğim kadarıyla pek çok kişi ya kitabı okumuyor ya da kitaptaki örnek menülere bakıp aklınca Karatay Sağlıklı Beslenmesini uygulamaya başlıyor. Bu kişiler kendince diyetisyenlerde öğrendiklerini uygulayarak bu listelere göre kilo vereceğini sanıyorlar. İlk başlangıçta ekmeği şekeri kestiği için belki biraz kilo verir gibi oluyor ama sonra kilo verme duruyor.

“Nasıl beslendiğinizi anlatır mısınız? diye sorduğunuzda önce “kitapta nasıl diyorsa öyle besleniyorum.” cevabını alıyorsunuz. “bana yediklerinizi yazın veya yediklerinizin fotoğrafını gönderin” dediğiniz zaman işte gerçekler ve o kişinin kitabı okumadan bu beslenme biçimini uygulamaya kalktığını çok açık ve net olarak görüyorsunuz.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum. KİLO VERME GERÇEK ANLAMDA KARATAY SAĞLIKLI BESLENMESİNİ ÖZÜMSEDİKTEN SONRA BAŞLAR. 

Şunu hiç unutmamız lazım. İlk verdiğimiz kilolar sadece sudur. Zaten pek çok arkadaş “çok az kilo verdim ama bir beden inceldim” gibi yorumlar yapıyorlar. Vücuttaki ödem gidince doğrudur insan biraz inceliyor. Ama durun daha stoktaki yağları yakmaya başlamadık.

Herkesin metabolizması, geçmişteki kilo alıp – verme – sonra fazlasıyla tekrar geri alma girişimleri özde benzer olsa da birbirinden çok farklı. Bu nedenle gerçek anlamda Karatay Sağlıklı Beslenmesini özümsemiş ve harfiyen uyguluyorsanız ve ilk hafta kilo veremdiyseniz lütfen biraz sabredin. Bedeniniz bu yeni beslenme düzenine direnebilir. Çünkü “birkaç haftadır Karatay Diyeti uyguluyor olmama rağmen kilo veremiyordum ama bu hafta vermişim” gibi pek çok mesaj da aldık.

Bazen da kilo verme gecikince insanlar moralini bozup kaçamak yapabiliyorlar. İşte bu kaçamaklar da direncin kırılması süresini erteletiyor.

Deneyimlerimiz ve bize yazanların deneyimleri göstermekte ki sağlıklı beslenmeye tüm kurallarıyla başladıktan sonra er veya geç kilo kaybı başlamaktadır, biraz sabredilmeli.


http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2028

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Öneri 29 - Kilo Verme Hızı
« Yanıtla #44 : 13 Mayıs 2016, 10:45:15 »
Öneri 29

Kilo Verme Hızı


Genellikle Karatay Sağlıklı Beslenme ilkelerini, acil kilo verme ihtiyacı olan kişiler uygulamaya başlıyor ve doğal olarak sabırsızlıkla sonuç almak istiyorlar. Bazıları kısa bir süre sonra tartıda fark görüyor ve daha büyük motivasyonla devam ediyor. Bazı kişilerin ise uzun zamanda gelişmiş olan insülin dirençleri hemen kırılamıyor ve tartıda bir fark göremiyorlar. Böyle durumlarda, "Bu diyet bana uymadı, işe yaramadı." gibi düşüncelerle daha tam anlamıyla alışmadıkları beslenme düzeninden vaz geçme eğiliminde oluyorlar. Bu yapılabilecek en büyük hata. Çünkü bu bir diyet değil, şişman -zayıf, sağlıklı-hasta, genç-yaşlı herkesin uyması gereken sağlıklı beslenme ilkeleri. İnsülin direnci de herkeste farklı hızda kırılıyor.

Kilo verme sürecinde hep aynı hızda kilo verilemiyor. Cinsiyet farklılığı, yaş, verilmesi gereken kilonun fazlalığı gibi etkenler kilo verme hızını etkiliyor.

Örneğin, Okan'ın verecek kilosu benden daha fazlaydı, o nedenle hızla vermeye başladı. Kadınlarda, hele de menopozlu kadınlarda kilo verme hızı bayağı yavaş oluyor. Benim insülin direncim hem daha geç kırıldı ve kilo vermeye başladım hem de daha yavaş kilo verdim. Arada aynı kiloda haftalarca takıldığım oldu. Okan'ın takılmaları daha geç başladı ve daha kısa sürüyordu. Sonuç olarak, aynı şekilde beslenmeye devam ettik. Kitapta yazanları iyice özümsediğimiz için hiçbir zaman kısa vadeli düşünmedik.

Sağlıklı Yaşıyoruz sayfasının takipçilerinin de, yapılan yorumlardan anladığımız kadarıyla, bu konuda değişik deneyimleri var. Bu önerinin altında paylaşmak isteyenler kendi süreçleriyle ilgili yorumlarda bulunurlarsa yeni başlayanlar için yararlı olacaktır. https://www.facebook.com/ObezliktenKurtul

Yarın: Kilo verme hızı nasıl arttırılabilir?




http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2029