Gönderen Konu: Kelimeler  (Okunma sayısı 3362 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ENDERUN

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 8
    • http://www.caregenclik.com/forum
Kelimeler
« : 14 Temmuz 2004, 22:58:55 »

Selamünaleyküm.


Kelimeler


   Şu anda peşpeşe dizmeye çalıştığım bu kelimeler,böyle göründükleri kadar uslu değildirler her zaman,bilesiniz.Kanatlarını henüz keşfedemedim ama,müthiş hız yapan kuşlar kadar uçuştukları bir gerçek.Yakala yakalayabilirsen.Üstelik binbir emekle yakaladığımız bir kelimeye,cümle içinde yer beğendirmek deveye hendek atlatmak kadar zor.Geceyi üç dilim kabul ederseniz,bunların gruplar halinde uçuşları hep son dilime rastlar.Bu yüzden kelime avcılığına soyunanlar,gecenin son diliminde uykudan uzak durmak zorundadırlar.Uyku ile dost olmak,hiçbir zaman onaylanmamıştır,ama özellikle bu vakitlerde uyku ile dost olmanın nice güzel dostluklara engel olacağı kabul dilmiştir. “Tan saati tam bir av saatidir” demiş Nuri PAKDİL, elhak doğrudur.Tüm maddi ve manevi kazançlar için av saati olduğu gibi,kelime avcıları içinde tam bir av saatidir.Biraz fazlaca ütopik olacak ama,şunuda söyleyebilirim; Seher vakitlerinde masanın üzerine üşüşen kelimeler,hafif bir işaretle gidip cümle içindeki yerlerine şap diye oturuyorlar.Daha sonra sizin yontmanıza gerek kalmayacak kadar isabetli bir oturuşla tabiî.

   Kelimelerden bize ne (?!) diyorsunuz,ama bunu derken bile kelime kullanmak zorundasınız.Evet,tam yerinde hatırlattınız.Ben şahsen Cemil MERİÇ’in o cümlesini çerçevelettirip şöyle tam karşıma asmayı düşünüyorum: “Kamusa uzanan el,namusa uzanmıştır.” Kamus’un ne anlama geldiğini öğrenmek için sözlüğe bakmak zorunda olan bir neslin var oluşu, yadellerin kamusa uzandığını gösteren belgelerden sadece birisidir.Demekki gecenin son dilimini uyanık geçirenlerin,yıldırım hızıyla çoğalmaları gerekiyor.

   Hep konuşan ve sürekli yazan bir dünyada yaşıyoruz.Gerektiğinde ağzınızı açmak zahmetine katlanmazsanız, bir ömür başkalarını dinlemek zorunda kalırsınız.Saatlerce kelime ve cümlelerle dişe-diş mücadele pahasınada olsa yazmayı göze alamazsanız,bir ömür hep başkalarının yazdıklarını okumak zorunda kalırsınız.

   Elbette zaman ve zemine göre dinlemesini bildiğimiz kadar,konuşmasınıda bilmek durumundayız.Okumasını bildiğimiz ve mutlak okumak zorunda olduğumuz kadar,yazmasınıda bilmeliyiz.Yani yaşadığımız hayat üzrine,içinde bulunduğumuz toplum üzerine mutlaka bizimde diyeceklerimiz omalı ve diyeceklerimizi en doğru,en güzel bir biçimde diyebilmeliyiz.Herkes fert fert yazar olacak,hatip olacak değil elbette.Ama eli kalem tutan,yazmaya yatkın olanların sırf bu işin külfetinden ve çilesinden dolayı uzak durmalarıda büyük bir yanlıştır.

   Dünyanın sonuna kadar söz sanatının zirvesinde kalacak bir kitabın mü’minleri ve yine o kitabı bizlere aktaran o söz sanatını hayatında müşahhaslaştıran ve ümmi olmasına rağmen hitabet santının zirvesine çıkan bir önderin bağlıları olarak, içinde bulunduğumuz durumu birde bu açıdan değerlendirmek durumundayız.

   İyiliğin ve güzelliğin yaygınlaşmasında,her çeşit kötülüğün önlenmesinde söz sanatından ne ölçüde istifade ediyoruyz? Çağın en yaygın ve en etkin kitle iletişim araçları açısından durumumuz nedir?

   Amerikan ve Avrupa kültürünü toplumumuza oluk oluk akıtan ve haklı olarak şikayetçi olduğumuz televizyon konusunda,ne tür bir çalışma içerisindeyiz? Getirin bundan böyle sizin filmlerinizi oynatacağız deseler,yayına sokabileceğimiz kaç filmimiz var?Sizin senaryolarınızdan film yapacağız deseler,takdim edebileceğimiz,hangi kalitede ne kadar senaryomuz var?Hikayelerinizi,romanlarınızı koyun ortaya,onları oyunlaştıralım,ekrana yansıtalım deseler, ne kadar,kaç günlük,kaç aylık malzeme çıkarabiliriz?Yönetmenleriniz başlasınlar film çekimlerine deseler,kaç yönetmen çıkarabiliriz?

   Elbette kaynaklarımız dopdolu,onbeş asırlık bir kültür birikimimiz var,ama bunları çağın diliile,iletişim araçları ile insanlığa sunacak donanımdan,yetişkin elemandan yoksunuz.

Yaşadığınız ülke ve dünya genelinde,konuştuğunuz kadar varsınız,yazdığınız kadar varsınız. Çıkardığınız gazete ve derginin kalitesi trajı kadar varsınız,yayınladığınız edebî ve ilmî eserler kadar varsınız.Yaptığınız çalışmalarla,proğramlarla ulaştığını ve anlaşabildiğiniz insanlar kadar varsınız.Hayatın bütün alanları için yetiştirdiğiniz elemanlar kadar varsınız.

   Hayat bir bütün olarak ele alınmalı ve bütün birimler eşit şekilde götürülmelidir.Siz herhangi bir alanı boş bırakırsanız,orası başkalarınca doldurulacaktır ve siz o cepheden sürekli dövülecek ve taciz atışları yiyeceksiniz demektir.Siz altın değerinde ve dünya çapında  ilim adamı yetiştirmişseniz ve fakat basın (medya) sahasını ihmal etmişseniz,o boşluğu dolduran trajı ve rayting’i milyonlarla ifade edilen gazete (gazeteler) yada tv (tv ler), sizin aksaçlı bilim adamınızın işini tek manşetle,saptırma birkaç cümlelik yazı ile yada birkaç saniyelik spekülatif,asparagas haberle bitiriyor. “ çağ dışı bilim adamı” deyip çıkıyor işin içinden. Yaklaşık yüz ıldan beri, bu tür alçakça  saldırılar sağnak halinde devam ediyor. Bu maskaralığı yapan  bir taharetsiz, elifi görse mertek sanacak denli cahilin biridir.Ama gelgörki, ilim yolunda dirsek çürütmüş,elli yılını eğitim ve öğretime harcamış bir insanı tek cümle ile alaşağı edebiliyor. Bu bir ihmalin,bir boşvermişliğin ve bir nöbet yerini terk etmiş olmanın sonucudur.

   Bir kez daha tekrar edelimki,Müslümanlar,gazetecisi ile, sinemacısı ile, tiyatrocusu ile,yazarı-çizeri,dergicisi,kitapçısı,vakıfçısı,esnafı,sanatkarı ile bir ve beraber olmak,birbirlerinin eksikliklerini tamamlamak,açıklarını örtmek mecburiyetindedirler.Çünkü herhangi bir grup,cemaat yada kuruluşun hayatın bütün alanlarında faaliyet icra etmeleri mümkün değildir.Ya bu mecburiyeti hissedip,bir ahenk içinde çalışmalara devam edecekler,yada sayıca çok oldukları halde,hep böyle başkalarına tabii olacaklar ve azınlık muamelesine tabii tutulacaklardır.

İşte bu bağlamda her kese,her kesime daha net ve açık bir ifade ile Müslümanlık iddiasında olan her mü’mine büyük görevler düşmektedir…

Ve herkes görev başına lütfen!...


03.07.2004 / ENDERUN




Selam ve dua ile,
Fi emanillah.
size=24]Sadakat Şerefimizdir[/size]