Gönderen Konu: Çöp Kamyonu Kanunu  (Okunma sayısı 5236 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı aydeniz

  • yazar
  • ****
  • İleti: 560
  • Hakka kul olmak
Çöp Kamyonu Kanunu
« : 27 Haziran 2011, 11:43:50 »


Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik.
Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı. Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim farkıyla kurtuldu.
Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.
Taksi şofö...rü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Ve gerçekten çok arkadaşçaydı.*
Sordum: 'Neden bunu yaptığınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti.'
Taksi şoförü bana, şimdi 'Çöp Kamyonu Kanunu' dediğim şeyi öğretti.
Şoför pek çok insanın çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı. Her tarafta çöp dolu olarak dolanıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular.

Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler.
Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.
İşin ana fikri şu ki, başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler. Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin.
Yüzünü güneşe dönen insan gölge görmez..
Alıntı

Çevrimdışı aydeniz

  • yazar
  • ****
  • İleti: 560
  • Hakka kul olmak
Sen ise onu hala taşıyorsun..
« Yanıtla #1 : 27 Haziran 2011, 11:57:59 »

İki keşiş yolda giderlerken su birikintisinden karşıya geçmek için bekleyen genç bir kadın görürler.
Keşişlerden biri genç kadını kucakladığı gibi suyun öteki tarafına bırakır.
Ötekisi, arkadaşının bu davranışına hayretle bakar. Hoş karşılamaz, farklı yorumlar, hatta içten içe ona kızar.
Yaklaşık bir kilometre yürüdükten sonra daha fazla dayanamaz ve arkadaşına hışımla döner:
-Sen!!! Böyle birşeyi nasıl yaparsın? Biz keşişiz!! Bırak bir kadını kucaklayıp karşıya geçirmeyi, onlara bakmamız bile yasaktır!
Öteki keşiş oldukça sakin bir şekilde karşılık verir:
-Ben o genç kadını bir kilometre geride bıraktım. Ya sen? Sen ise hala onu taşıyorsun.


(Çoğunlukla biz de böyleyiz, karşılaştığımız olaylar, insanlar var, onlarla ilgili yaptığımız yorumlar var..
Hayatınızla ilgili yaşadığınız sorunlara nasıl baktığınız ve ne yorum yaptığınız aslında hem sağlığınızı hem de geleceğinizi belirliyor.

Sorunları kendinize yük olarak mı görüyorsunuz yoksa çözülmesi gereken problemler olarak mı?

Beyninizde gereksiz yere soru ve sorun taşıyorsanız hemen belirteyim ki, beyniniz bir sorunla başa çıkmak için veya bir travmayı atlatabilmek için en az 4.000 ile 6.000 sinir hücresini yani nöronu yok ediyor.
Bu yok olan hücrelerin yerine yenileri de gelmiyor. Bu hücreler bize sonradan lazım olacak hücreler aslında. O nedenle taşıdıklarınız bunu yapmaya değecek şeyler mi?

Hayır yanlış anlamayın. Sorumsuz olun, kafanıza hiç bir şey takmayın, amaaaan boşverin demiyoruz.
Sorunları çözmek ayrı, çözemediklerimizin üzerinde düşünmek ayrı, onları saplantı haline getirmek apayrı bir şeydir.
Bunun ayırdına varmaki problemlere çzöümcül yaklaşmanıza ve gereksiz yükleri taşımamanızı sağlayacaktır.)