Gönderen Konu: Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]  (Okunma sayısı 20547 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SadakatNet

  • Administrator
  • araştırmacı
  • *****
  • İleti: 298
    • http://www.sadakat.net
Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]
« : 25 Mayıs 2008, 19:43:49 »



 
Hafta:    31


Mevzu: Komşu ve Komşuluk Hakları


Araştırmalarınızı bekliyoruz..


(Araştırma yapmak demek bildiklerimizi aktarmak demek değil, bu mevzu hakkında elimizdeki mevcut kitaplardan iktibas yapmak demektir. Her üyemizden bir iktibas yapmasını istirham ediyoruz.)
« Son Düzenleme: 25 Mayıs 2008, 19:48:14 Gönderen: SadakatNet »
Sadakat Yönetim Kurulu

Çevrimdışı maslak

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 454
Ynt: Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]
« Yanıtla #1 : 25 Mayıs 2008, 20:04:01 »
Komşuluk
Sual: Komşu hakkının dindeki yeri nedir?
CEVAP
Komşu hakkı önemlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Allah’a ve kıyamete inanan, komşusuna iyilik etsin!) [Buhari]

(Evinizde pişen yemekten, komşunuzun hakkını verin.) [Şir’a]

(Komşusu aç iken tok yatan, [gerçek] mümin değildir.) [Buhari]

(Komşuya da, ana-babaya hürmet eder gibi hürmet etmek gerekir.) [Şir’a]

(Güzel komşuluk et ki, hakiki mümin olasın.) [Tirmizi]

(Komşunun miras hakkı gibi hakkı vardır, o da komşuluk hakkıdır. Eğer müslüman ise sende iki hakkı vardır: Biri komşuluk hakkı, biri de Müslümanlık hakkı.) [İslam Ahlakı]

(Komşu üç türlüdür: Bir hakkı olan, iki hakkı olan üç hakkı olan komşu. Bir hakkı olan, akraba olmayan gayri müslim komşudur. İki hakkı olan komşu, Müslüman olan komşudur ki, onun hem Müslümanlık, hem de komşuluk hakkı vardır. Üçüncü hakkı olan komşu ise, akraba olan Müslüman komşudur. Bunun hem Müslümanlık, hem akrabalık, hem de komşuluk hakkı vardır.) [Ebu Nuaym]

(Komşusuna üzen, beni üzmüş olur. Bana eziyet eden Allah’a eziyet etmiş olur. Komşusu ile dövüşen, benimle dövüşmüş olur. Benimle dövüşen Allah ile dövüşmüş olur.) [Ebu Nuaym]

(Namaz kılan, oruç tutan, sadaka veren, fakat dili ile komşularını inciten nice kimseler vardır ki, gidecekleri yer Cehennemdir.) [Hakim]

Komşuya emr-i maruf yapmamak önemli bir kul hakkıdır. Mesela, alkollü içkilerin, açık gezmenin haram olduğunu, güler yüz ve tatlı dil ile komşularına anlatmalı. Komşularının günah işlediklerini görüp de, bana ne diyerek evine çekilen, uygun bir şekilde onlara nasihat etmeyen ve kendileri ile görüşmeyen, onların Cehennemden kurtulması için yardım etmeyen mesul olacaktır. Komşuları böyle bir kimseyi, kıyamette Allahü teâlâya şikayet edeceklerdir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Nice kimse, kıyamette komşusunun yakasına yapışıp "Ya Rabbi, buna, niçin kapısını bana kapattığını sor. Niçin elindeki nimetlerden bana da vermedi" diyecektir.) [İsfehani]

(Komşun yardım isterse yardım et. Borç isterse ver. Fakir ise gözet. Hastalanırsa ziyaret et. İyi şeylerini tebrik et, felaketlerinde sabır dile. Ölünce cenazesine git.) [Harâiti]

Kötü komşu
Müslüman, komşunun sıkıntılarına da katlanır. Ona zararı dokunmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse, [kâmil] mümin değildir.) [Buhari]

(Allah’a ve ahirete inanan, komşusunu incitmesin!) [Buhari]

(Allah ve Resulünü seven, bunların da kendisini sevmesini isteyen, konuşunca doğru söylesin, emanete riayet etsin ve komşusu ile iyi geçinsin!) [Beyheki]

(Komşusu, şerrinden emin olmayan kimse, iman etmemiştir.) [Bezzar]

(Kötü komşu, gördüğü iyiliği gizler, kötülüğü de yayar.) [Taberani]

(Komşunun köpeğini döven, sahibini incitmiş olur.) [İ. Gazali]

(Sıkıntıya düşen komşusuna yardım edene, sıkıntısını giderene, kıyamette en kıymetli elbiseler giydirilir.) [Şir’a]

(Komşu hakkı dört taraftan kırk evdir.) [İ.Hibban]

(Kendisinin iyi mi, kötü mü olduğunu anlamak isteyen kimse, salih komşularının kendisi hakkında ne dediklerini öğrensin! "iyi" diyorlarsa, Allah indinde iyi olduğunu anlasın!) [İbni Mace]

Evet, salih komşularımız, bize iyi birisi diyorlar mı?
Her müslümanın, bilhassa yeni evlilerin, haramlardan sakınan, ibadet yapan salih müslümanlar arasında ev araması gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ev satın almadan önce, komşuların nasıl olduklarını araştırın! Yola çıkmadan önce, yol arkadaşınızı seçin!) [Şir’a]

İyi komşu
İyi komşu, sadece komşularına zarar vermeyen değil, onlardan gelecek zararlara ve sıkıntılara da katlanandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Malına veya çoluk çocuğuna zarar verir korkusu ile komşusuna kapısını kapatan, onunla görüşmeyi kesen [hakiki] mümin değildir.) [Harâiti]

(Allah indinde komşuların iyisi komşularına faydalı olandır.) [Hakim]

(Cebrail aleyhisselam, komşu hakkının öneminden o kadar bahsetti ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.) [Buhari]

Bir kimse, komşusundan ne bekliyorsa, komşusuna da aynı şeyleri yapmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’a yemin ederim ki, bir kimse, kendisi için sevdiği şeyi, komşusu veya arkadaşı için sevmedikçe iman etmiş olmaz.) [Müslim]

İyi komşu bir nimettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şunlar Müslüman için saadettir: Saliha hanım, iyi komşu, geniş ev ve uygun binek.) [Hakim]

(Bir salih müslümanın hürmetine, komşulara gelecek yüzlerce bela önlenir.) [Taberani]

(İki kişi, ölen komşusu için, “Biz bunu iyi biliyoruz” derse, o kul öyle olmasa da, Allahü teâlâ meleklere buyurur ki: İki komşunun şahitliğini kabul edin ve ölenin ilmimdeki durumuna bakmayın!) [İ.Neccar]

(İyi komşuluk, ülkeleri mamur eder ve ömrü uzatır.) [İ. Ahmed]

(İyi komşu, komşusunu Cennete sokar.) [Deylemi]

Komşuyu üzmekten sakınmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Komşusuna eziyet eden, bana eziyet etmiş olur.) [Ebuşşeyh]

(Komşusuna eza edeni Allahü teâlâ sevmez.) [Deylemi]

(Komşusu şerrinden emin olmayan, [gerçek] mümin olamaz.) [Buhari]

(Kötü komşuya kıyamette Allahü teâlâ rahmetle nazar etmez.) [Deylemi]

(Allahü teâlâ komşusunun kötülüğüne, ölene kadar sabreden kişiyi sever.) [Hatib]

(Eza eden komşuya sabredeni Allah sever.) [Hakim]

(Allah ve Resulünün sizi sevmesi için, emanete riayet edin, doğru konuşun, komşunuzu üzmeyin ve ona iyi muamele edin.) [Taberani]

Sual: Bizimle aynı varlıkta komşu bir hanım var. Evimizde un, şeker, yağ gibi gıda maddesi veya herhangi bir kitap, bir alet görse, ödünç olarak, ariyet olarak ister. Getirme huyu da yoktur. Hani maddi durumları kötü olsa, varsın getirmesin diyeyim. Bizden aşağı tarafları yok. Beyim, "Ne isterse istesin hiçbir şey vermemeli!" diyor. Komşu hakkından korkuyorum. Vermesem günah olur mu? Komşumun her gördüğünü istemesi ve aldığını getirmemesi günah değil midir? Bu komşu, sadece bizden değil, başkalarından da böyle şeyler istiyormuş.
CEVAP
Beyiniz, sizin malınızı, siz de beyinizin malını izinsiz harcayamazsınız. İzinsiz harcamak, başkasına vermek günah olur. Komşu gelince, "Beyim razı olmuyor. Ondan izinsiz bir şey vermem günahmış" derseniz, o da bir daha bir şey isteyemez. Ondan bundan bir şey istemek doğru değildir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsanlardan bir şey istemeyin, velev ki bir misvakı bir defa kullanmak için de olsa.) [Bezzar]

Ödünç veya borç alıp da vermemek günahtır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Aldığı borcu ödemek istemeyenlere Allahü teâlâ, kıyamette "Bu kimsenin hakkını sizde bırakacağımı mı zannettiniz?" buyurarak o kimsenin iyi amellerini alıp diğerine verir. Eğer borcunu vermeyenin iyi ameli yoksa, borç verenin kötü amellerini, günahlarını borçluya yükler.) [Taberani]

Bir kimseye zarar vermek, kalbini kırmak kötüdür. Fakat komşuya zarar vermek, onu incitmek daha kötüdür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Komşusu, zararından emin olmayan kimse, Allah’a iman etmiş sayılmaz.) [Bezzar] [Yani bu kimse kâmil mümin değildir.]

Komşu kötü de olsa, ona elden gelen iyiliği yapmaya çalışmalıdır!
Müslüman, komşunun sıkıntılarına da katlanır. Ona zararı dokunmaz.

Sual: Gittiğim yerlerde çeşitli sebeplerden dolayı bazı bahaneler bularak yapılan ikramları kabul etmiyorum. Günah oluyor mu?
CEVAP
Meşru bir mazeretiniz yoksa, yiyip içilmesi haram olmayan ikramı reddetmek uygun değildir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir kimseye bir arkadaşı ikramda bulunursa, onu kabul etsin! Çünkü o Allahü teâlânın ikramıdır. Allah’ın ikramını da reddetmeyin!) [Ebu Nuaym]

(Arkadaşının evine gelip de, önüne konulanı yememek cefadır.) [Deylemi]
 
 
 Geridön
 

Çevrimdışı Ber-ceste

  • yazar
  • ****
  • İleti: 551
Ynt: Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]
« Yanıtla #2 : 25 Mayıs 2008, 20:06:44 »
“Yalnızca Allah’a kulluk eden ve ondan başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırmayın. Ana babaya yakın akrabaya, yetimlere, muhtaçlara, kendi çevresinden olan komşulara; uzak komşulara, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve elinizin altındaki hizmetçi ve işçilere iyilik yapın ve iyi davranınız.” (Nisa: 4/36)



***
İbni Ömer ve Âişe radıyAllahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Cebrâil bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.”

Buhârî, Edeb 28; Müslim, Birr 140–141. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 28; İbni Mâce, Edeb 4.



***
Ebû Zer radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ey Ebû Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet!”

 Müslim, Birr 142. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ıme 58; Tirmizî, Et`ıme 30.


Müslim’in Ebû Zer’den diğer bir rivayeti şöyledir:

Dostum Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem bana şöyle vasiyet etti:

“Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde sun!”

Müslim, Birr 143.



***
Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm:

– “Vallâhi imân etmiş olmaz. Vallâhi imân etmiş olmaz. Vallâhi imân etmiş olmaz” buyurdu.

Sahâbîler:

– Kim imân etmiş olmaz, yâ ResûlAllah? diye sordular.

– “Yapacağı fenalıklardan komşusu güven içinde olmayan kimse!”
buyurdu.

Buhârî, Edeb 29; Müslim, Îmân 73. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 60.

***
Yine Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’ den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ey müslüman kadınlar! Komşu hanımlar birbiriyle hediyeleşmeyi küçümsemesin! Alıp verdikleri şey bir koyun paçası bile olsa!..”

Buhârî, Hibe 1, Edeb 30; Müslim, Zekât 90. Ayrıca bk. Tirmizî, Velâ’ 6.



***
Yine Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusunu rahatsız etmesin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!”

Müslim, Îmân 77.



***
Hz. Âişe radıyAllahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:

– Yâ ResûlAllah! İki komşum var. Hangisine hediye vereyim? diye sordum.

– “Kapısı sana daha yakın olana ver”
buyurdu.

Buhârî, Şüf`a 3, Hibe 16, Edeb 32


RİYAZ-US SALİHİN- SADAKAT KÜTÜPHANESİ



« Son Düzenleme: 25 Mayıs 2008, 20:08:15 Gönderen: Ber-ceste »
Sükût etmek gibi alemde nadana cevab olmaz..

Çevrimdışı mustantık

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 224
Ynt: Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]
« Yanıtla #3 : 26 Mayıs 2008, 13:39:43 »
KOMŞUYU HİMAYE
1 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)  buyurdular ki: "Hz. Cebrâil aleyhisselâm bana komşu hakkında o kadar aralıksız tavsiyede bulundu ki, komşuyu vâris kılacağını zannettim." [Buhârî, Edeb 28; Müslim, Birr 140, (2624); Ebû Dâvud, Edeb 132, (5151); Tirmizî, Birr 28, (1943).]

2 - Amr İbni Şu'ayb an ebîhi an ceddihî (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) için bir koç kesildi. İbnu Ömer, ailesine: "Ondan yahudi komşumuza hediye ettiniz mi?"diye sordu. "Hayır!" cevabını alınca:"Bundan ona da gönderin. Zira ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın: "Cebrail bana komşu hakkında o kadar aralıksız tavsiyede bulundu ki, komşuyu vâris kılacağını zannettim" dediğini işittim" buyurdu." [Ebû Dâvud, Edeb 132, (5152); Tirmizî, Birr 28, (1944).]

3 - Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)  buyurdular ki:"Komşusu, zararlarından emin olmayan kimse cennete giremez." [Buhârî, Edeb 29; Müslim, İman 73, (46).]

4 - Yine Ebû Hüreyre (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim Allah'a ve âhirete inanıyorsa misafirine ikrâm etsin. Kim Allah'a ve âhirete inanıyorsa komşusuna ihsanda (iyilikte) bulunsun. Kim Allah'a ve âhirete inanıyorsa hayır söylesin veya sükût etsin." [Buhârî, Edeb 31, 85, Nikâh 80, Rikâk 23; Müslim, İmân 74, (47); Ebû Dâvud, Edeb 132, (5154).]

5 -Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "(Bir gün), ey Allah'ın Resûlü! dedim, iki komşum var, hangisine (öncelikle) hediyede bulunayım?""Sana kapı itibarıyla hangisi yakınsa ona!" cevabını verdi." [Buhârî, Edeb 32, Şüf'a 3, Hibe 16; Ebû Dâvud, Edeb 132, (5155).]
 
6 -  Buhârî ve Müslim'in Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)'tan yaptığı bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)  buyurdu ki: "Komşu kadın komşu kadından gelen koyun paçasını bile küçük görmesin." [Buhârî, Edeb 30, Hibe 1; Müslim, Zekât 90, (1030); Tirmizî, Velâ 6, (2131).]

7 - Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)  buyurdular ki:"Sizden kimse, duvarına, komşusunun kiriş saplamasına mâni olmasın."Ebû Hüreyre'den hadisi rivayet eden zat der ki: "Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh), sonra şunu ilâve etti: "Görüyorum ki, bunu hoş karşılamadınız. Allah'a yemin olsun, onu omuzlarınız arasına uzatırım." [Buhârî, Mezâlim 20; Müslim, Müsâkât 36, (1609); Muvatta, Akdiye 32 (2, 745); Ebû Dâvud, Akdiye 1, (3634); Tirmizî, Ahkâm 18, (1353).]

8 - Semüre İbnu Cündeb (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Ensâr' dan bir zâtın bahçesinde benim bodur bir hurma ağacım vardı. O zât ailesiyle beraberdi. Semüre, kendi ağacına gitmek üzere bahçeye girerdi. Bu girişten bahçe sâhibi rahatsız oluyordu. Kendisine o ağacı (bir başka yerdeki ağaçla) değiştirmeyi taleb etti. Ama  Semüre kabul etmedi. Bunun üzerine Ensârî (radıyallâhu anh) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'a gelip durumu anlattı. Resûlullah Semüre'ye o ağacı satmasını taleb etti; fakat o kabul etmedi. Bu sefer (bir başka yerdeki ağaçla) değiştirmeyi teklif etti, o bunu da kabul etmedi. Resûlullah: "ağacı ona bağışla!" dedi ve buna rağbet etmesi için "şöyle şöyle ecir var!" buyurdu. Semüre yine kabul etmedi. Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) :"Sen muzır birisin!" dedi. Sonra Ensârî zâta dönüp:"Git, onun hurmasını sök!" buyurdu." [Ebû Dâvud, Akdiye 31, (3636).]

9 - )- Ebû Sırma (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim (bir müslümana) zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim de (bir müslüman) ile, nizaya husumete girerse Allah da onunla husûmete girer." [Ebû Dâvud, Akdiye 31 (3635); Tirmizî, Birr 27, (1941); İbnu Mâce,  Ahkâm 17, (2342).]
Sana gerekli olmayan şey hakkında konuşma. İster akıllı, ister akılsız hiç kimseyle münakaşa etme. Ve kardeşini, anılmandan hoşlandığın şeyle an.
(Abdulah ibn-i Mes’ud)

Çevrimdışı ay-yüzlüm

  • yazar
  • ****
  • İleti: 641
Ynt: Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]
« Yanıtla #4 : 26 Mayıs 2008, 15:08:58 »
RABBİM bizleride komşularımıza karşı hayırlı komşulardan eylesin..
bu güzel bilgilerle bizleri aydınlatan kardeşlerime teşekkürlerimi arz ederim ellerine emeklerine sağlık..
Yürü dünya yürü bu yol dergaha gider.
Bu yol gama,kedere,acıya,aha gider.
Çıkablirsen eyer bu yokuşu zirveye,
Hüzünlenme o zaman sonu felaha gider.

Çevrimdışı aşk hamalı

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 116
Ynt: Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]
« Yanıtla #5 : 27 Mayıs 2008, 12:14:05 »
Ölçüler Dengeler;KOMŞULUK ADABI
 

  İslam’da komşuluk, komşu hukuku, komşularla olan münasebetlerde dikkat edilecek adâb çok mühim hususlardır.

Hz. Aişe RadıyAllahu anha’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Cibril bana komşu hakkında o kadar ısrarlı tavsiyede bulundu ki onu varis kılacağını sandım.” (Buhari-Müslim)

Komşuluk, sosyal yaşantımızda çok önemli bir yer tutmaktadır. İyi, temiz, dürüst komşu dünya hayatının nimetlerindendir. Kötü, geçimsiz komşu ise bir azab bir musibettir. Onun için eskiler “Ev alma, komşu al.”  demişlerdir. Allah Teala şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yolcuya, elleriniz altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenen kimseyi sevmez.” (Nisa/36)

Ayeti kerimede geçen (yakın komşu-uzak komşu) ifadelerine çeşitli manalar verilmiştir. Yakın komşudan maksadın akraba olan komşu veya müslüman komşu, uzak komşudan maksadın da aralarında yakınlık olmayan komşu veya Yahudi ve Hristiyan komşu olduğu söylenmektedir.

Müslüman olsun, gayr-i müslim olsun bütün komşulara Kur’an ve Sünnetin hududları içinde iyi davranmak, onların komşuluk hak ve hukukuna riayet etmek her müslüman için bir vecibedir. Yapmış olduğumuz bütün ibadetlerin meyvesi güzel ahlaktır. O bakımdan komşumuza, arkadaşımıza, tüm müslümanlara karşı iyi muamele etmek, edebli olmak, büyükleri saymak, küçükleri sevmek hülasa güzel ahlakla muaşerette bulunmak, Allah Teala’ya kulluk derecemizin de bir göstergesidir.

Geçimsiz, kavgacı, dedikoducu, kaba, kırıcı insanda hayır yoktur.

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “VAllahi iman etmemiş olur. VAllahi iman etmemiş olur. VAllahi iman etmemiş olur. Denildi ki: Kim Ey Allah’ın Rasulü! Komşusunun kendi kötülüklerinden emniyet içinde olmadığı kişi” (Buhari-Müslim)

Müslüman olsun gayri müslim olsun bütün komşular birbirlerinin malından, canından, namusundan emin olmalıdır. Çünkü bunlar hiçbir din, ırk farkı gözetmeden bütün insanların doğuştan sahip olduğu haklardır. Din ve ırk farkından dolayı komşuların birbirlerine haşin davranması, birbirlerini küçük görmesi, komşuluk hak ve hukukunu çiğnemesi asla caiz değildir.

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Komşular üç sınıftır. Bir hakka sahip komşu, iki hakka sahip komşu, üç hakka sahip komşu. Üç hakka sahip olan komşu, akraba ve müslüman komşudur. Onun için komşuluk hakkı, müslümanlık hakkı ve akrabalık hakkı vardır. İki hakka sahip olan komşu müslüman komşudur. Onun komşuluk ve müslümanlık hakkı vardır. Bir hakka sahip olan komşu ise gayri müslim olan komşudur.” (Bezzar)

Abdullah bin Amr bin As radıyAllahu anh’ın evinde bir koyun kesilmişti. Eve gelince: Yahudi olan komşumuza onun etinden verdiniz mi? Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu duydum: “Cibril bana komşuyu o kadar tavsiye ettik neredeyse onu varis kılacağını zannettim.” (Ebu Davud)

Hadis-i şeriflerden de anlaşılacağı üzere komşu hak ve hukuku çok mühimdir. Aynı zamanda İslam Dininin insana ve insanlar arası münasebetlere verdiği önemi göstermektedir. Çünkü insanlararası münasebetlerin sağlıklı olması, sağlıklı toplumların  sağlıklı devletlerin ve medeniyetlerin oluşmasını ve gelişmesini sağlar.

“Bir adam! Ey Allah’ın Rasulü! Falan kadının çok namaz kıldığından, çok sadaka verdiğinden, çok oruç tuttuğundan fakat komşusuna dili ile çok eziyet ettiğinden söz ediliyor. Ne dersiniz? dedi. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: O ateştedir. (O adam) dedi ki: Ey Allah’ın Rasulü! Falan kadının az (nafile) oruç tuttuğundan az (nafile) namaz kıldığından, süzme peynir gibi şeylerden az sadaka verdiğinden, bununla beraber dili ile komşularına eziyet etmediğinden söz ediliyor ne dersiniz? Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem o, cennettedir buyurdu.” (Ahmed’den, Cemul Fevaid)

Görüldüğü gibi fazilet, iyi geçinmek, iyi ahlâktır. Yukarıda da ifade edildiği gibi Nebevi, Kur’anî bir ahlâka sahip olamayan, ibadetleri onu güzel ahlâk sahibi yapmayan bir insanda hayır yoktur. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem: “Güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” (Beyhaki) buyurmaktadır.

Komşusuna, akrabasına, insanlara eziyet eden, diliyle, davranışlarıyla sürekli huzursuzluk kaynağı olan, insanlara sıkıntı vermekten, onları incitmekten, zarar vermekten adeta zevk alan kişiler zahiri ibadetleri ne kadar çok olursa olsun, kötü huylarını, kötü ahlakını terketmedikçe o ibadetlerinden bir faide görmüyor demektir.

Kötü huylu, komşunun eziyetlerine katlanmak, onun kötülüklerine misliyle cevap vermeden hayır nasihatta bulunmak, güzel ahlâk, güzel davranışlarla ona örnek olmaya alışmak çok büyük bir fazilettir. Nitekim ehli hikmetten bir zat: “Müslümana ihlasla, iyi niyetle güzel muamelede bulun. Fasık ve facir kimseye ise güzel ahlâkla muamele et. Çünkü fasık ve facir zahirdeki davranışlarında güzel ahlâka karşı rıza göstermeye mecbur kalır.  Kalben muhalefet etse bile.” demektedir.

 

 

Çevrimdışı ipeknur

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 127
  • Edeb Ya Hu!!
Ynt: Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]
« Yanıtla #6 : 27 Mayıs 2008, 20:16:00 »
Ictimai bunye icerisinde kan ve akrabalik baglariyla bagli olmamakla beraber hakki inkar edilmez bir kurum da komsuluk kurumudur. Oyle ki Peygamber Efendimiz(s.a.v) ''Cibril bana komsuyu o kadar tavsiye etti ki, komsuyu komsuya varis kilacak sandim'' buyurmustur. Ayet-i Kerimede komsuluk soyle dile getiriliyor; ''Allah'a ibadet edin O'na ortak kosmayin, ana ve babaya, akrabaya ,yetimlere, yoksullara, yakin ve uzak komsuya, yakin arkadaslara, yolda kalmislara ve ellerinizin altindaki kimselere (kole,cariye,hizmetci,isci) iyilik edin''.(Nisa 4/36)
Konuyla ilgili bircok hadis nakledilmistir. Bir iki tanesini zikretmekle yetinelim :''Komsu uctur, birincisi; komsuluk hakki, akrabalik hakki ve islam hakki olmak uzere uc hakka sahiptir. ikincisi; komsuluk ve islam hakki olarak iki hakka sahiptir. Ucuncusu ise sadce komsuluk hakkina sahiptir ki bu musrik veya diger dinlerden olan kisidir.'' Hz. Aise validemiz anlatiyor :''Dedim ki Ya RasulAllah! Iki komsum var.Oncelille hangisine ikramda bulunayim? Su cevabi verdi: kapisi sana en yakin olandan basla. Bir gun Peygamber Efendimiz ''Allaha yemin ederim iman etmemistir'' buyurdu ve bunu uc defa tekrar etti. Ashab ''Kim Ya RasulAllah?'' deyince su cevabi verdi :'' Komsusu kendisinden emin olmayan''.
Bu ve benzeri nasslar ile gelisen kultur isiginda su degerlendirme yapilabilir: Komsuluk, ikamet yerine bagli olarak ayni mahalde mustakil birimler halinde yan yana veya ust uste yasayan aileler arsindaki iliskiye verilen isimdir. Dar anlami ile bu tarif, ayni semt yada mahallede yasayan aileler arsindaki iliskileri hatirlatsa da, aile sartina bagli olmaksizin is yeri iliskileri de(dukkan komsulugu) komsuluk kapsamina girer. Hatta gecici olarak ikamet edilen bir mesire yerinde bile yan yana barinmaktan hasil olan yakinlik da komsuluk iliskisi sayilir.
Bir mahalde (mahalle,koy,carsi,is hani,kamp vs.) yasamak zorunda olan insanlarin, insanlar arsinda baris ve huzuru istikrara kavusturmasi bakimindan komsuluk ve bu kavramin etrafinda gelistirilen haklar ve odevler butunu, insan topluluklarinin eristigi en gelismis beseri iliskilerden biridir. Komsuluk iliskisinde akrabalik ve kan bagi sozkonusu degildir. Ayni irk, inanc ve felsefeye bagli olmak sarti da aranmamistir. Sosyal mevkii ve tabii nitelikleri ne olursa olsun, iki bagimsiz birim seklinde yan yana yasayan aileler(ya da insanlar) birbirinin komsusu sayilir ve sirf bu sebepten dolayi karsilikli hak ve odevleri kapsayan bir hukuk dairesine tabi olurlar.
Kulturumuzun egemen oldugu cografyada komsuluk iliskileri, nitelik itibariyla sicak, samimi ve teklifsiz bir ortama dayanir. Karsilikli guven ve iyi niyet komsuluk iliskisinin temelini teskil eder. Henuz tasinmakta olan komsunun yerlesmesine, esyasinin nakline yardim edilir. Ilk gun yemek pisirmelerine firsat olmadigi dusuncesinden hareketle yeni komsuya yemek gonderilir ya da yeni komsu yemege davet edilir. Ara sira icecek seyler ikram edilir.yerlesme tamamlandiktan sonra ilk munasip firsatta aile halinde yeni komsuya ''Hos geldin'' oturmasina gidilerek komsuluk iliskisi pekistirilir ve bu ziyaret esnasinda iki komsu, birbirini daha yakindan tanima firsati bulurlar. Bu ziyaret yeni komsu tarafindan mutlaka yakin bir zamanda iade edilir.
Komsunun akrabadan ileri oldugu dusuncesi, komsulukmiliskisinin temeli sayilir. Akraba ile belirli zaman araliklari ile gorusulebildigi halde komsu, daima yan yana ve yuz yuze bulunulan bir yakin olarak kabul edilir. Ailenin sikintili veya neseli anlari ilk anda daima komsu ile paylasilir. zaman zaman pisirilen guzel yemeklerden komsunun da mutlaka tatmasi ihmal edilmez. Aile icinde alinmasi gereken onemli kararlarda, samimiyet ve yakinlik derecesine gore komsu yada komsularin fikri sorulur. Olum, nisan ,dugun, hac donusu, asker yolcu etmek, hastalik yada tabii afetler gibi olaganustu hadiselere dayanismanin ilk halkasini komsular teskil eder.
Komsuluk iliskilerini belirleyen hukukun ana cizgileri Islam inanci tarafindan belirlenmistir. Bu hususta bilhassa ''Cibril hic durmaz, komsu hakkina hurmet olunmasini bana vasiyet ederdi, hatta ben yakinda (Allahin emriyle komsuyu) komsuya mirasci kilacak sandim''  mealindeki hadis belirleyici bir rol oynamistir. Komsunun zulmunden, serrinden emin olmadigi kisinin kamil imana erismis olamayacagini isaret eden hadis de bu cumledendir.
Komsuya eza etmemek, onlarla guzel gecinmek, hayirhah olmak, onlari zarardan korumak, nasihat edip gorup-gozetmek gibi emirler, Islamda komsu hukukunun temel esaslarini belirler. Komsu tabirinin oldukca genis ve esnek tutulmasi dikkat cekicidir.
Buna gore, ''muslim,kafir ,abid-fasik, dost-dusman, mukim-misafir, menfaatli-mazarratli, yakin-uzak istisnasiz butun komsular'' komsu tabiri icine girebilmektedir. Komsuluk hukukunun gecerli oldugu alan genelde kabule gore ''her taraftan kirk hane'' olarak tarif edilmistir.
Bu hukumler cercevesinde komsuluk yer yer akrabalik hukukuna dair agir basan niteligi ile bizim toplumumuzda ciddiye alinan ve titizlikle riayet edilen bir iliski butunu olmustur. Komsuluk iliskisi fiziki sartlar bakimindan sona ermis olsa bile eski komsu tabiriyle vaktiyle kurulmus olan yakinligin surdurulmesi bugun bile devam etmektedir.
''Komsuluk kardeslikten ileridir.'' '' Komsunun sakalini yoldularsa sen dahi sakalini kestir''. ''Komsuyu komsudan sorarlar''. ''Komsu ekmegi komsuya borctur'' gibi komsuluk hukukunun olumlu degerlerini tasiyan sozler bunun en acik ornegini teskil eder. Maalesef komsuluk iliskileri, hizli ve plansiz sehirlesme, sanayilesme ve benzeri etkilerin olusturdugu kultur soku sonucunda bilhassa buyuk sehirlerde zayiflama belirtileri gostermektedir.
BU SEHIR GIRDAP GULUM
GIRDAPTA MEHTAP GULUM
FELEGIN BIR SUYU VAR
SU DEGIL KEZZAP GULUM....

Çevrimdışı nusrud

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 1
Dinimizde Komşuluk
« Yanıtla #7 : 06 Şubat 2010, 23:01:01 »
Komşu; ev, işyeri, arazi, köy, şehir ve ülke bakımından birbirine yakın olan kişilerin ve ailelerin her birine verilen isimdir.
Günümüzde komşuluk ilişkileri, maddeci, menfaatçi bir mantıkla ele alınarak tam bir ticaret ilişkisine dönüştürülmüştür.

Günümüzde hızlı şehirleşmenin, şehir yapılaşmasının ve değişen iş hayatının komşuluk ilişkilerini olumsuz yönde etkilediği görülmektedir. Aynı apartmanda yaşadık-ları halde yardımlaşma, dayanışma bir tarafa tanışmayan, konuşmayan insanlar bulunmaktadır.  
  
İslamî anlamda yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, acıya ve sevince ortak olma amacı olan komşuluk geleneği, çıkarcı düşünceyle birlikte “altın günü”, “döviz günü” hâline getirilerek ticari bir zemine oturtulmuştur.          

Dolayısıyla merkezinde maddî beklentiler olan bu ilişkilerin içeriğini de aynı düşünceler belirlemektedir.  
Komşuluk ilişkilerindeki bozulma kentlerden giderek ilişkilerin çok daha güçlü olduğu köylere kadar uzanabilmektedir. Dayanışmanın, yardımlaşmanın en güzel örneklerinden olan “imece” geleneği bile giderek yok olmaktadır.

İyi komşuluk ilişki-leri mutluluk ve sevincin paylaşılmasında, sıkıntı ve kederin göğüslenmesinde ayrı bir öneme sahip olduğundan fert ve ailelere toplum içinde destek olur. ailelerin huzur ve güven içinde yaşamaları açısından da önemlidir. Kötü komşuluk ilişkileri de sürekli rahatsızlık, güvensizlik ve yalnızlık hissi uyandırır.

Kültürümüzdeki süzülmüş bir anlayışın ifadesi olan,

“Ev alma, komşu al”

özdeyişi, komşuluk ilişkilerinin her iki yönü açısından da son derece isabetli bir tesbiti dile getirmektedir.
Yine dilimizdeki :

 “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”
 “Komşuda pişer, bize de düşer”

gibi özdeyişler ve sık gelip gitmeleri anlatmak üzere,

“Komşu kapısına çevirmek”

 ve benzeri deyimler, komşuluk ilişkilerinin anlamını ve boyutlarını göstermek bakımından önemlidir.

İslamiyet komşu hakkına, komşularla iyi geçinmeye çok büyük önem vermiştir.

Kur’an-ı Kerim’de Allah’a imanı emreden ve şirki yasaklayan ifadelerin hemen arkasından anne babaya iyi davranmak ve komşuya iyilik yapmak emredilmektedir. Nitekim Nisa suresinde Yüce Allah,

“Yalnız Allah’a ibadet edip O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anneye, babaya, akrabalara,
yetimlere, fakirlere, yakın komşulara, uzak komşulara, yol arkadaşlarına, garip ve yolculara,
ellerinizin altındakilere (köle, cariye, hizmetçi ve işçilere) de güzel muamele edin. Allah, kendini
beğenen ve övünüp duranları sevmez.” Nisa, 4/36.buyurur.

Bu ayette geçen komşu kavramı hakkında farklı yorumlar yapmlışdır

1. Hz. Ali (r.a) çevrede “sesimizi işiten herkesin”komşu olduğu görüşündedir.

2.   Hz. Aişe (r.a) da her taraftan kırk evin komşu olduğunu ve bunların komşuluk hakkına sahip bulunduklarını bildirmiş, Evzâî ve Hasan Basrî de bu görüşübenimsemişlerdir. Ayrıca, komşu tabiri, hiçbir ayırım yapılmadan, Müslüman kâfir, âbid fâsık, dost düşman, yerli yabancı, iyi kötü, yakın uzak bütün komşuları içine alır.  Miras, Kamil, Tecrid-i Sarih Tercümesi, İst., 1982, XII, 130.

3.   Hz. Peygamber de: “Cebrail (a.s) durmadan bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye ederdi. Bu sıkı tavsiyeden, komşuyu komşuya mirasçı kılacağını zannettim.” Buhârî Edeb, 28; Müslim, Birr ve Sıla, 1403 buyurur.

Peygamberimiz’in, “Komşu-su elinden, dilinden emin olmayan kişi mümin sayılmaz” (Buhârî, “Edeb”, 29)

Resûlullah’ın “Allah’a ve âhiret gününe inanan kimse komşusuna ikramda bulunsun” (Buhârî, “Edeb”, 31)

Dinimizde her şeyin bir adabı olduğu gibi komşu ilişkilerinin de bir adabı vardır.
Resûl-i Ekrem komşusunun, kendisinde ne gibi hakları bulunduğunu soran bir sahabiye şöyle cevap vermiştir

1. Hastalandığında geçmiş olsun ziyaretine gitmek.
2.Öldüğünde cenazesinin kaldırılmasında bulunmak.
3. Borç istediğinde vermek.
4. Darda kaldığında yardımına koşmak.
5. Bir nimete kavuştuğunda tebrik etmek.
6. Başına bir musibet geldiğinde teselli etmek.
7. Evi onun rüzgârını (güneşini, manzarasını) engelleyecek şekilde yüksek yapmamak.
8. Ne pişirdiğini ona belli etmemek, belli ederse pişirdiğinden ona da vermek. (Mecma‘u’z-zevâ’id, VIII, 168-170).

Peygamber’in bu tavsiyesi komşuluk ilişkilerine oldukça kuşatıcı bir çerçeve çiz-mekle birlikte, komşunun komşu üzerindeki bütün hakları-nı saymayı değil belki önemli olanlarına örnek kabilin-den işaret etmeyi amaçlar. Bu itibarla bir müslümanın, din ve dindarlık farkı, kültür ve bölge farkı gözetmek-sizin bütün komşularıyla iyi ilişki içinde olması, İslâm’ın yardımlaşma, dayanışma, zarar vermeme, küs durma-ma ilkeleri doğrultusunda hareket etmesi, bu konudaki örf ve âdeti ihmal etmemesi gerekir.
  
Komşuluk ilişkilerinin müsbet yönleri hakkıyla gerçekleştirilemese de, hiç değilse olumsuz yönlerinden kaçınmak mümkündür. Bunun için kom-şuları rahatsız edecek davranışlardan, evin içinde bile olsa yüksek sesle konuşmaktan, televizyon, teyp gibi cihazların sesini
yükseltmekten ve ne türlü olursa olsun gürültü yapmaktan kaçınmak gerekir. Allah katında da kul katında da hakkında komşularının iyi şahitlik yaptığı bir kişi olmaya çalışmak yeterlidir.

Muhayyisa'nın küçük oğlu Hayber'in kapısı önünde maktul bulundu. Resulullah (sav): "Öldüren hakkında iki şahid bul, katili sana ipiyle teslim edeyim!" buyurdu. Muhayyısa: "Ey Allah'ın Resulü! Biz nereden iki şahid bulalım? Zira onların kapıları önünde katledildi" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse elli kere kasame yemini edersin" buyurdular. Muhayyısa: "Ey Allah'ın Resulü dedi, ben bilmediğim bir kimse hakkında nasıl yemin ederim?" Aleyhissalatu vesselam: "Onlardan elli kasame (KATİLİ BİLİNMEYEN KİMSENİN BULUNDUĞU, ŞÜPHELENİLDİĞİ MINTIKA HALKINDAN ELLİ KİŞİYE YEMİN ETTİRMEK) yemini talep edersin" buyurdular. Muhayyısa: "Ey Allah'ın Resulü! Onlar Yahudidir, biz onlara nasıl yemin teklif ederiz?" dedi. Bunun üzerine ölenin diyetini Aleyhissalatu vesselam onlara (Yahudilere) hükmetti ve yarısıyla onlara yardımda bulundu.
Nesai, Kasame 4, (8,12)

Komşu hakkının dindeki yeri nedir?
CEVAP
Komşu hakkı önemlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Allah’a ve kıyamete inanan, komşusuna iyilik etsin!) [Buhari]

(Evinizde pişen yemekten, komşunuzun hakkını verin.) [Şir’a]

(Komşusu aç iken tok yatan, [gerçek] mümin değildir.) [Buhari]

(Komşuya da, ana-babaya hürmet eder gibi hürmet etmek gerekir.) [Şir’a]

(Güzel komşuluk et ki, hakiki mümin olasın.) [Tirmizi]

(Komşunun miras hakkı gibi hakkı vardır, o da komşuluk hakkıdır. Eğer müslüman ise sende iki hakkı vardır: Biri komşuluk hakkı, biri de Müslümanlık hakkı.) [İslam Ahlakı]

(Komşu üç türlüdür: Bir hakkı olan, iki hakkı olan üç hakkı olan komşu. Bir hakkı olan, akraba olmayan gayri müslim komşudur. İki hakkı olan komşu, Müslüman olan komşudur ki, onun hem Müslümanlık, hem de komşuluk hakkı vardır. Üçüncü hakkı olan komşu ise, akraba olan Müslüman komşudur. Bunun hem Müslümanlık, hem akrabalık, hem de komşuluk hakkı vardır.) [Ebu Nuaym]

(Komşusuna üzen, beni üzmüş olur. Bana eziyet eden Allah’a eziyet etmiş olur. Komşusu ile dövüşen, benimle dövüşmüş olur. Benimle dövüşen Allah ile dövüşmüş olur.) [Ebu Nuaym]

(Namaz kılan, oruç tutan, sadaka veren, fakat dili ile komşularını inciten nice kimseler vardır ki, gidecekleri yer Cehennemdir.) [Hakim]

Komşuya emr-i maruf yapmamak önemli bir kul hakkıdır. Mesela, alkollü içkilerin, açık gezmenin haram olduğunu, güler yüz ve tatlı dil ile komşularına anlatmalı. Komşularının günah işlediklerini görüp de, bana ne diyerek evine çekilen, uygun bir şekilde onlara nasihat etmeyen ve kendileri ile görüşmeyen, onların Cehennemden kurtulması için yardım etmeyen mesul olacaktır. Komşuları böyle bir kimseyi, kıyamette Allahü teâlâya şikayet edeceklerdir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Nice kimse, kıyamette komşusunun yakasına yapışıp "Ya Rabbi, buna, niçin kapısını bana kapattığını sor. Niçin elindeki nimetlerden bana da vermedi" diyecektir.) [İsfehani]

(Komşun yardım isterse yardım et. Borç isterse ver. Fakir ise gözet. Hastalanırsa ziyaret et. İyi şeylerini tebrik et, felaketlerinde sabır dile. Ölünce cenazesine git.) [Harâiti]

Kötü komşu

Müslüman, komşunun sıkıntılarına da katlanır. Ona zararı dokunmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse, [kâmil] mümin değildir.) [Buhari]

(Allah’a ve ahirete inanan, komşusunu incitmesin!) [Buhari]

(Allah ve Resulünü seven, bunların da kendisini sevmesini isteyen, konuşunca doğru söylesin, emanete riayet etsin ve komşusu ile iyi geçinsin!) [Beyheki]

(Komşusu, şerrinden emin olmayan kimse, iman etmemiştir.) [Bezzar]

(Kötü komşu, gördüğü iyiliği gizler, kötülüğü de yayar.) [Taberani]

(Komşunun köpeğini döven, sahibini incitmiş olur.) [İ. Gazali]

(Sıkıntıya düşen komşusuna yardım edene, sıkıntısını giderene, kıyamette en kıymetli elbiseler giydirilir.) [Şir’a]

(Komşu hakkı dört taraftan kırk evdir.) [İ.Hibban]

(Kendisinin iyi mi, kötü mü olduğunu anlamak isteyen kimse, salih komşularının kendisi hakkında ne dediklerini öğrensin! "iyi" diyorlarsa, Allah indinde iyi olduğunu anlasın!) [İbni Mace]

Evet, salih komşularımız, bize iyi birisi diyorlar mı?
Her müslümanın, bilhassa yeni evlilerin, haramlardan sakınan, ibadet yapan salih müslümanlar arasında ev araması gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ev satın almadan önce, komşuların nasıl olduklarını araştırın! Yola çıkmadan önce, yol arkadaşınızı seçin!) [Şir’a]

İyi komşu

İyi komşu, sadece komşularına zarar vermeyen değil, onlardan gelecek zararlara ve sıkıntılara da katlanandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Malına veya çoluk çocuğuna zarar verir korkusu ile komşusuna kapısını kapatan, onunla görüşmeyi kesen [hakiki] mümin değildir.) [Harâiti]

(Allah indinde komşuların iyisi komşularına faydalı olandır.) [Hakim]

(Cebrail aleyhisselam, komşu hakkının öneminden o kadar bahsetti ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.) [Buhari]

Bir kimse, komşusundan ne bekliyorsa, komşusuna da aynı şeyleri yapmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’a yemin ederim ki, bir kimse, kendisi için sevdiği şeyi, komşusu veya arkadaşı için sevmedikçe iman etmiş olmaz.) [Müslim]

İyi komşu bir nimettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şunlar Müslüman için saadettir: Saliha hanım, iyi komşu, geniş ev ve uygun binek.) [Hakim]

(Bir salih müslümanın hürmetine, komşulara gelecek yüzlerce bela önlenir.) [Taberani]

(İki kişi, ölen komşusu için, “Biz bunu iyi biliyoruz” derse, o kul öyle olmasa da, Allahü teâlâ meleklere buyurur ki: İki komşunun şahitliğini kabul edin ve ölenin ilmimdeki durumuna bakmayın!) [İ.Neccar]

(İyi komşuluk, ülkeleri mamur eder ve ömrü uzatır.) [İ. Ahmed]

(İyi komşu, komşusunu Cennete sokar.) [Deylemi]

Komşuyu üzmekten sakınmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Komşusuna eziyet eden, bana eziyet etmiş olur.) [Ebuşşeyh]

Komşusuna eza edeni Allahü teâlâ sevmez.) [Deylemi]

(Komşusu şerrinden emin olmayan, [gerçek] mümin olamaz.) [Buhari]

(Kötü komşuya kıyamette Allahü teâlâ rahmetle nazar etmez.) [Deylemi]

(Allahü teâlâ komşusunun kötülüğüne, ölene kadar sabreden kişiyi sever.) [Hatib]

(Eza eden komşuya sabredeni Allah sever.) [Hakim]

(Allah ve Resulünün sizi sevmesi için, emanete riayet edin, doğru konuşun, komşunuzu üzmeyin ve ona iyi muamele edin.) [Taberani]
« Son Düzenleme: 06 Şubat 2010, 23:16:22 Gönderen: Tuğra »

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]
« Yanıtla #8 : 24 Nisan 2011, 12:09:55 »
       Komşuluk Hakkına Riayet
Aile ve akrabalarımızdan sonra bize en yakın olan komşularımızdır.Komşu hakkını son derece gözetmek:elimizle,dilimizle ve diğer hareketlerimizle onları katiyyen rahatsız etmememiz gerekir.Çünkü peygamber efendimiz:"Bana  Cebrail komşu hakkı hususunda o kadar çok tavsiyelerde bulundu'ki, nerede ise komşuyu komşusunun malına varis kılacak sandım"buyurmuşlardır.

Kaynak:Muhtasar İlmihal.Fazilet Neşriyat.

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]
« Yanıtla #9 : 23 Mart 2012, 04:44:28 »
Teşekkürler,Allah razı olsun

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Ynt: Komşu ve Komşuluk Hakları [26 Mayıs 2008]
« Yanıtla #10 : 28 Mart 2012, 01:24:34 »
KOMŞU HAKKI

       Rasulullah (S.A.V) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde “Komşunun komşu üzerindeki hakkı; hasta olursa ziyaret etmen, vefat ederse cenazesine iştirak etmen, bir ayıbı kusuru meydana çıkarsa örtmen, bir hayır isabet ederse tebrik etmen, bir musibet isabet ederse taziyede bulunman, binanı onun binasından yüksek yapıp rüzgarını kesmemen ve evinde pişirdiğin yemeğin kokusuyla rahatsız etmemen, ancak o yemekten ona da verirsen müstesna”  buyurmuştur. (Teberani rivayet etti).
       
     Komşu hakkı yalnız kötülük etmemekle iktifa etmek değildir. Onun eziyetine de katlanmak lazımdır. Yalnız eziyete katlanmakta kafi değildir. Komşusuna karşı yumuşak davranmak ona ihsan ve iyilik yapmak lazımdır.

      Selam vermek, onu fazla lafa tutmamak, iğneden ipliğe halini sual etmemek, hastalandığı zaman ziyaret etmek, musibet anında taziyede bulunmak ve onunla beraber olmak, sevinçli günlerde tebrik edip onunla beraber olmak, onun kusur ve ayıplarından yüz çevirip görmezlikten gelmek, kapı ve pencereden bakılmaması gereken yerlerine bakmamak, onun evinin önünü ve evinin yolunu daraltmamak, evine getirdiğine göz dikmemek, onun bir kusur ve ayıbı ortaya çıkarsa gizlemek, gaybetinde onun evini koruyup gözetlemek, konuştuklarını dinlememek, bakılmaması lazım gelen yerlerinden gözünü yummak ve çocuğu ile güzel konuşup ilgilenmek, din ve dünyasında bilmediklerini öğretmekte hep komşu haklarındandır. Sara hastalığı nöbeti tuttuğu zaman onu yerden komşusu kaldırır. Yani her felaket ve musibet anında ilk defa yanına gelip yardımına koşan komşusu olur. (MUHTAR NO: 1046 – İHYA C.2  S.145)



Komşu üç kısımdır.

1.   Bir hak sahibi yani yalnız komşuluk hakkı olan. Bu gayri Müslim komşudur.
2.   İki hak sahibi yani hem komşuluk ve hem de İslam kardeşliği hakkı olan buda komşu Müslüman komşudur.
3.   Üç hak sahibi yani hem komşuluk, hem de İslam kardeşliği ve hem de akrabalık hakkı olan bunlarda hem mümin hem de akraba olan komşudur.