Gönderen Konu: Köpek ve Çevre Temizliği  (Okunma sayısı 4306 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı mamur

  • okur
  • *
  • İleti: 58
Köpek ve Çevre Temizliği
« : 21 Mart 2007, 12:04:16 »

Şehirlerde, evde lüksten başka bir kıymeti olmayan fakat köyde ve kırda, bekçilik, avcılık, çobancılık gibi işlerde bir yardımı olan köpeği uzaktan seyretmek suretiyle bakmak  yerinde bir harekettir.
     Eski örf ve adetlerimizde köpeğe el süren insanların ellerini yıkamağa mecbur tutulmaları, bir çok an’a neler arasında bir görenektir. Köpekte meşhur olan kuduz hastalığı insandan insana geçmesine, köpekler ve köpek besleyenler sebep oluyor. Kuduza yakalanmakta  ve kuduz vermekte köpek başta geliyor. Onun dilinde, bir çok hastalıkların  gözle görülemeyecek kadar ufak ve çok olduğundan köpeklerden kaçınmamız emrediliyor. Muteber hadis kaynaklarında yer alan rivayetler şöyledir.
     
  * Ebû Hüreyre r.a’ den rivâyete göre, Rasûlüllah s.a.v  şöyle buyurdu: “Birinizin kabından köpek su içerse o kabı yedi sefer yıkasın.” Tirmizî; Müslim,
*  Ebû Hüreyre r.a. şöyle diyor: Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu: “Birinizin kabına köpek ağzını sokarsa onu yedi sefer yıkasın.” Tirmizî; Müslim.
*   Ebû Hüreyre r.a.’den rivâyete göre, Rasûlüllah s.a.v. şöyle buyurdu: “Birinizin kabına köpek ağzını sokarsa o kaptaki suyu döksün ve o kabı yedi sefer yıkasın.”Ebû Davud, Müslim.
* Abdullah b. Muğaffel r.a.’den rivâyete göre, Rasûlüllah s.a.v. “…Köpek bir kaba ağzını sokarsa, onu yedi defa yıkayın sekizinci de ise toprakla ovun.” Ebû Davud, Müslim.

* Bir diğer rivayet ise:  ’’Birinizin kabından bir köpek su içerse, o kabı biri toprak ve su ile karışık olmak üzere yedi defa yıkasın.’’ Müslim.
     Onları köpek mevkiinde tutmayan , evlat yerine sevmeye çalışan bazı insanlar  darılmasınlar. Ben köpeğimi dışarı çıkarmıyorum, başka hayvanlarla temasta ettirmiyorum, köpeğim temizdir, hastalığı yoktur gibi sözleri sık sık tekrar ederler. Köpeklerde kuduz hastalığı, azgın ve sakin olmak üzere iki şekilde baş gösterir. Belirtileri ise:
- Adeti değilken ısırmak veya hararetle yalamak arzusu.
- Sesin değişmesi, evvela boğuk şekilde bağırır sonra adetâ  uluma haline geçer. Uzunca bir sesle sona erer.
- Bakarsanız köpek ne bulsa yemeğe yutmaya  koyulur.
- Yabancı biri gelmiş gibi bulunduğu yerde havlamalar.
- Çene felcinden hayvan havlamamakta olduğundan bu şekilde  kuduzun adına sessiz kuduz diyenler çoktur.
- Bir çok köpek besleyen insanlar hayvancağızın boğazında bir şey kalmış sanarak almaya uğraşırlar. Canı yanmazsa hayvan ısırmaz. Fakat salyasını bulaştırmakla  sahiplerine farkında olmadan her hastalığı verebilir.
  Bu işin şakası yok şu bir gerçek ki, hastalığın sonu, ya bütün vücuda yayılmasından veya ani bir kalp felcinden ölümle neticelenir.

  İbn Ömer r.a. Allah’ın Rasülü s.a.v. şöyle buyurmuşlar:
* "Her kim koyun köpeği yahut av köpeği haricinde bir köpek edinirse, o kimsenin her gün işlediği iyi işlerin sevabından iki kırat eksilir."    Sahih-i Müslim.

   Bir diğer rivayette ise:
* "Her kim av köpeği, koyun köpeği veya bekçi köpeği haricinde bir köpek beslerse her gün onun sevabından iki kırat eksilir."  Ebu Hureyre, r.a , Sahih-i Müslim.

  Sufyan b. Ebu Zuheyr r.a. dan: Hz. Peygamber' s.a.v.den şöyle buyurduğunu işitmiştir:

* "Bir kimse ne ekin, ne de hayvan bekçiliğine yarayan bir köpek edinirse onun amellerinin sevabından her gün bir kırat eksilir."Sahih-i Müslim.
     Kırat nedir?
     Lügatte beş arpa ağırlığı veya bir şeyin yirmi dörtte biri gibi ma'nâlara gelir. Burada kesin bir miktar aramak gerekmez, "Allah'ın bildiği bir miktar" olarak anlamanın uygun olacağı belirtilmiştir.Yani köpek besleyen bir kimsenin her gün sevabından bir cüzü eksilecektir.
     Bu eksilmenin sebebi, "meleklerin köpeğin olduğu yere girmemesi" ile izah edilmiştir. Bazı âlimler: "Köpek başkalarını rahatsız ettiği için"  demiştir. köpeğin necaset yemesi, pis koku yayması, bazılarının şeytan olması, kaplara ağzını sokması gibi başka sebepler de zikredilmiştir.
     Korunma ve avlanma gibi bir ihtiyaç bulunmadan evlerde köpek beslemek İslâm’da men edilmiştir. Hadisler gayet açık. köpek beslemeyi birkaç istisna dışında yasaklamaktadır. Bu istisnalar koyun köpeği, av köpeği ve ekin köpeğidir.
 Rızkının, sevaplarının ve bereketinin azalmasını isteyenlere bir sözümüz yok, Allah’ın Resulü s.a.v. azalır buyuruyor yukarıda hadisler gayet net.
Köpek evde beslenmez. Sonra köpeğe ihtiyaç varsa beslenir. Av için, bahçe veya sürüyü korumak gibi zaruri ihtiyaçlar dışında köpek beslemenin uygun olmadığı, birçok sevapları yok edeceği hadis-i şerifte bildirilmiştir. Ayrıca bu köpek türleri, evin içine sokulamaz. Ayrı yeri veya kulübesi olur. Köpek bulunan eve, odaya, rahmet melekleri girmez.

     İbn-i Ömer r.a. anlatıyor:
* ’’ Cibril, Resûlullah s.a.v.’a  Falan saatte geleceğine dair söz vermişti. Fakat gecikti. Bu yüzden Peygamberimiz’in canı sıkıldı da evden dışarı çıktı. Yolda  Cibril, Efendimizi karşıladı. Resûlullah’ın şikâyeti üzerine: “Biz, köpek ve resim olan eve girmeyiz” buyurdu.’’  S. Buhari.

    Hz. Aişe r.anha  anlatıyor:
* ’’ Cibril, belli bir saatte geleceğine dair Peygamberimizle kararlaşmıştı. Fakat belirtilen an gelmişti. Cebrail ise Efendimize gelmemişti. Hz. Aişe der ki: “Peygamerimiz’in elinde bir asa vardı. Elindeki asayı atarak: “Allah c.c. da, elçileri de sözünden caymaz” dedi. Sonra etrafına bir göz atınca bir de ne görsün! Sedirin altında bir köpek yavrusu, (duruyor). Bunun üzerine “Bu köpek (buraya) ne zaman girdi?” buyurdu. Ben de: “VAllahi bilmiyorum” dedim. Emri üzerine köpek çıkarıldı. Hemen peşinden Cibril geldi. Resûlullah: “Sen bana söz verdin. Senin için burda oturup bekledim ama gelmedin” buyurdu. Cibril: “Evinin içindeki köpek gelmeme engel oldu. Çünkü biz (melekler) içinde köpek ve resim bulunan eve girmeyiz” Cevabını verdi.’’ S.Müslim. Ebu Davud.

   ‘’Zamanımızda köpek beslemenin çevre kirliliğinden, insanları meşgul ederek zamanlarını öldürmeye, insanların insanlarla olan beşerî münasebetlerini azaltmaya varıncaya kadar  saymakla bitmeyen yeni mahzurları ortaya çıkmıştır.
Resûlullah s.a.v.  İslâm diyarlarının böyle bir musibetle karşılaşacağını önceden görerek, bu meseleye ayrı bir ehemmiyet atfetmiş,
 Resûlullah' koyduğu bu yasakla  köpek besleme işini müstakillen ele alıp uyarmış ve yasaklamanın fiilî örneğini vermiştir.
      Bilhassa sosyetik muhitlerde olmak üzere Batı'ya özenti şeklinde köpek besleme merakı memleketimizde yaygınlık kazanma vetîresine girmiştir. Öyle ise, her Müslüman bu konuda sağlıklı bir bilgi ve net bir kanaat sahibi olmalıdır.
     Fazla teferruata girmeden şunu da ilave edeceğiz: Hz. Peygamber s.a.v. köpeğin necisliği hususunda da ısrar eder. Öyle ki, köpeğin herhangi bir kaba değmesi halinde, kabın yedi ayrı su ile iyice yıkanıp, sonunda da toprakla ovulmadan temiz addedilemeyeceğini belirtir. Buradan hareket eden fakihler köpeğin salyasından, herhangi bir kuyuya tek damla dahi düşecek olsa kuyunun pis addedilmesi gerektiği, binaenaleyh bu kuyunun kullanılabilmesi için, suyunun tamamen boşaltılması icab ettiği hükmünü getirirler.
      Köpekten uzak durulmasının ehemmiyetini tebârüz ettirmek için, Resûlullah, köpeğin bulunduğu eve rahmet meleklerinin girmeyeceğini de belirtmiştir. Bazı rivayetlerde belirtildiğine göre, Resûlullah'tan habersiz eve giren köpek sebebiyle vahiy kesilmiş, bilâhare Cebrâil aleyhisselâm, "Evinde köpek var, köpek bulunan eve giremem" diye açıklamıştır.
      Böyle bir yasağın bulunmaması sebebiyle, zevk için köpek besleme geleneğini yürüten Avrupalılar, bilhassa büyük şehirlerde, köpek pisliği yüzünden ciddî şekilde rahatsızdırlar. Köpek besleme  âdetinin bulunmadığı bir Doğulu turist, bir Batı merkezine geldiği zaman en ziyâde köpek pisliğinden mutazarrır olur ve ilk dikkatini çeken şeylerden biri bu olur. Nitekim bir gazete haberi, Batılı mühim merkezlerden biri olan Paris'in kaldırımlarına, köpeklerin günde 20 ton pislik bıraktığını, bunu temizletmek için, belediyenin yılda 20 milyon frank (680 milyon Türk lirası) para harcadığını yazıyor…..?  Bir başka deyişle, günün birinde bu moda, Doğunun büyük şehirlerinde de (meselâ İstanbul veya Ankara'da) aynı ölçüde yaygınlaşsa, buralar acaba ne hâle gelir?’’

*   Kebşe r.a., Allah Resûlü s.a.v. buyurdu: "Kedi pis değildir, çünkü dişi olsun erkek olsun o, evinizde gezinen hayvanlardandır."Tirmizî, Müslim.
      Kediye gelince, kedi beslemek caizdir. Ancak bugünkü apartman hayatında zor olur. Çişini, kakasını yapacak yer arar. Kum torbası olsa da, biraz zordur. Bazı kediler çişi gelince, dışarı gidebiliyor. Kedinin tüyleri eve hatta yemeklere dökülebilir. Yıkamak temizlemek gerekir. İtinalı bir şekilde bakmak gerekir. Köy evlerinde fare olurdu, kedi beslenirdi. Beton apartmanlarda farenin rahatça yaşaması zor. Kedi pis değildir. Gezdiği yerlerde namaz kılınır.         Sahabeden bir hanım anlatır:
Abdest alması için bir kaba su koymuştum. Kedi gelip bu kaptan su içince dayım Ebu Katade biraz daha su içmesi için, kabı kedinin önüne uzattı. Benim hayretle baktığımı görünce, dedi ki:
Niye hayret ettin? Resulullah efendimiz buyurdu ki:
*  ’’Kedi etrafınızda dolaşır, necis ( pis ) değildir.’’ Tirmizi.
   Anlaşılmıştır ki, köpekten insana geçebilecek bazı hastalıklar var. üzerinde hassasiyetle durulması gereken bu mes’ele, köpekte ve insanda müşterek bazı hastalıkların bulunabileceğine dikkati çekmesi açısından ve hem köpekte, hem insanda hastalık yapan müşterek virüs ve mikropların her iki bünyede de yaşayabildiğini tembih bakımından dikkate şayândır. Bu konuda, ilmî mecmualarda dünya kadar yazı çıkmıştır. Bugün, köpeğin tenyasının insana nasıl geçtiğini ve insanda teşekkül eden bazı kistlere köpeğin kaynaklık ettiğini ve köpek dışkılarının gömülmesi lâzım geldiğini artık bilmeyen mi var? Hakikat bu iken, bu hadîsi şeriflerin ravilerine dar akıllarıyla sataşan ve ilişenler olmuştur, müsteşrikler ve onların İslâm dünyasındaki takipçileri.. Gerçek hakikati bu hadisi şerifler ortaya koymuştur. Acaba bu iddialarında direnenler hicap duymayacaklar mı?
Cenab-ı Hak, Haşır suresinin 7. ayetinde şöyle buyuruyor:
‘’ Peygamber size ne emretti ise onu (kabul ederek amel edin) alın. Size neyi yasak etti ise, ondanda (Peygambere muhalefet etmeyin) sakının.’’Allahın dünyada iken razı olduğu sahabeler hakkında ileri geri konuşmak onlara fayda sağlamayacak. İslamiyet’in evrensel mesajını tebliğ eden Hz. Muhammed s.a.v.  buyrukları Müminlerin engin gönüllerinde yaşıyacak. İnsan neye, niçin inandığını ve hangi amaca yönelik yaratıldığını bilmedikçe kendini tanımamış olacak, kendini tanımadıkça da yüce yaratanını tanıma şansına erişemeyecek.


Kaynaklar ……………
Kuran-ı Kerim ..
Muteber Hadis Kaynakları..
Dinimiz İslam…,  İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi.