Gönderen Konu: "Kötü çocuk" yetiştirmek isteyen anne-babalara öneriler!  (Okunma sayısı 4211 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482

"Doğru çocuk" yetiştirmek isteyen anne-babalara yıllardır öneriler yapıp durdum. Sanırım yeteri kadar etkili olmadı. Bu kez tersinden deneyeceğim: "Kötü çocuk" yetiştirmek isteyen anne-babaların neler yapması gerektiğini yazacağım...

Belki bu istediğim tesiri yapar.

1. Anne ve baba olarak bir birlerinizle sürekli çekişin, didişin, çocuklarınızın gözlerinin önünde kavga edin, bir birinize ağır sözler sarf edin, hatta baba olarak anneyi zaman zaman darp edin!..

Bu durumda çocuklarınız size güvenmeyecek, her türlü şiddete meyilli olarak yetişeceklerdir.

2. Anne ve baba olarak bir birinizin arkasından konuşun, bir birinizi aşağılayın, bir birinizi değersiz göstermek için elinizden geleni yapın!..

Bu tavrınız çocuklarınızın gözünde ikinize de değer kaybettirecek, sizi onların nazarında küçültecek, ayrıca kişilerin arkasından konuşmayı öğretecektir.

3. Anne ve baba olarak bir birinize sevginizi ne söyleyin, ne de hareketlerinizle gösterin!.. Hatta bu kadarla da kalmayın, çocuklarınıza da hiçbir zaman, hiçbir şekilde sevginizi söylemeyin. "Sevgi gösterirsek şımarır" anlayışı içinde hareket edin!

Bu sayede çocuklarınız sizden en yakınlarını bile sevmemeyi öğreneceklerdir.

4. Anne olarak çocuklarınızı ihmal edin, evdeki avizelerden, biblolardan ve bulaşıklardan daha önemsiz olduklarını çocuklarınıza hissettirin, bunun için de, evdeki eşyaların bakımına çocuklarınızdan daha fazla zaman ayırın!..

Bu yaklaşımınız çocuklarınıza istenmediklerini hissettirecek, zamanı gelince onlar da sizi istemeyeceklerdir.

5. Çocuklarınıza ya çok bol, ya da çok az harçlık verin!..

Çok verirseniz saçıp savurmayı, az verirseniz cimriliği öğrenecekler, her anlamda sorumsuz birer insan olarak hayata atılacaklardır.

6. Çocuklarınızı bazen yüceltin, bazen yerin dibine batırın!..

Bu dengesizlik tüm hayatlarına yansıyacak, hayatlarını tepetakla edecektir.

7. Anne ve baba olarak akşamlarınızı eğlence yerlerinde, sinemalarda, tiyatrolarda geçirin, çocuklarınızın evde ne yaptıklarını umursamayın, onlarla muhabbet etmeyin, sorunlarıyla ilgilenmeyin!

Böyle yaparsanız, yaşlılığınızda onların da sizin hiçbir sorununuzla ilgilenmemelerini sağlamış olursunuz. Öte yandan başıboş kalmayı öğrenecekler ve kimseyi umursamayacaklardır.

8. Baba olarak her akşam eve geç gelin ya da alelacele yemeğinizi yiyip kahvehaneye kaçın; evde kalsanız dahi televizyon başından ayrılmayın; çocuklarınızın hiçbir sorusunu cevaplandırmayın, onlarla asla oynamayın!..

Bu sayede çocuklarınızın içe kapalı olmalarını sağlayabilir, agresif, saldırgan, hırçın olarak hayata atılmalarını temin edebilirsiniz.

9. Çocuklarınız en küçük bir sorun çıkardıkları zaman, "Zaten senden adam olmaz" diye diye çıkışın, her haline sert tepkiler verin!..

Ancak o zaman çocuklarınız kimseyi dinlememeyi öğrenirler, dersleriyle aralarındaki ilgi bağı kopar, gerçekten de adam olmazlar.

10. Çocuklardan gelecek tüm sorulardan kaçın, asla cevaplandırmayın, yalnız ara sıra onları karşınıza alıp, onların yaşında iken ne kadar başarılı olduğunuz yolunda hayali hikâyeler anlatın!..

Böyle yapın ki için için sizi küçümsesinler, vakti geldiğinde de kendi çocuklarına sizinkine benzer hayali hikâyeler anlatsınlar.

11. Evde ne kitaplık bulundurun, ne de kitap! Hatta kitaplar ve yazarlar hakkında hiç birinin işe yaramadığı yolunda nutuklar atın, kitap, ilim, edebiyat düşmanlığı yapın!..

Çocuklarınız bu konuşmalarınız sayesinde kitap düşmanı olarak yetişecekler ve hiçbir şey öğrenmeden hayatlarını bitireceklerdir: Tıpkı sizin gibi!

Daha sonra gerisini getirelim...

Yavuz Bahadıroğlu

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: "Kötü çocuk" yetiştirmek isteyen anne-babalara öneriler!
« Yanıtla #1 : 25 Nisan 2012, 06:20:33 »
Türkiye’de, maalesef, evlilik öncesinde gençlere ana-baba eğitimi verecek yaygın bir eğitim kurumumuz ve bu yönde işleyen bir eğitim politikamız yok. Genç anne-babalar çocuk eğitirken kendi anne ve babalarını model almakta, anne ve babalarından gördükleri eğitim şeklini uygulamaktadır.

Yüksek eğitim almış kariyer sahibi anne-babalar bile ailelerinden aldıkları eğitimin tesirinden kurtulamamakta; aşırı baskı ve otoriter tutuma reaksiyon olarak, ‘modern eğitim’ adı altında aşırı hoşgörüye dayanan bir tutum izlemektedir.
Oysa, çocuk eğitimi bu iki ucun birine yahut diğerine kaymadan gerçekleştirilmesi gereken; bunun için de bilgi, tutarlılık ve disiplin isteyen bir konudur.

Okul çağına gelmiş çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar anne babaların çocuk eğitirken beş ayrı tutum izlediklerini gösteriyor.

1. Aşırı baskıya dayanan otoriter tutum.

2. Aşırı serbestliğe dayana çocuk-merkezli tutum.
Türkiye’de, maalesef, evlilik öncesinde gençlere ana-baba eğitimi verecek yaygın bir eğitim kurumumuz ve bu yönde işleyen bir eğitim politikamız yok. Genç anne-babalar çocuk eğitirken kendi anne ve babalarını model almakta, anne ve babalarından gördükleri eğitim şeklini uygulamaktadır.

Yüksek eğitim almış kariyer sahibi anne-babalar bile ailelerinden aldıkları eğitimin tesirinden kurtulamamakta; aşırı baskı ve otoriter tutuma reaksiyon olarak, ‘modern eğitim’ adı altında aşırı hoşgörüye dayanan bir tutum izlemektedir.
Oysa, çocuk eğitimi bu iki ucun birine yahut diğerine kaymadan gerçekleştirilmesi gereken; bunun için de bilgi, tutarlılık ve disiplin isteyen bir konudur.

Okul çağına gelmiş çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar anne babaların çocuk eğitirken beş ayrı tutum izlediklerini gösteriyor.

1. Aşırı baskıya dayanan otoriter tutum.

2. Aşırı serbestliğe dayana çocuk-merkezli tutum.
http://www.sadakat.net/forum/cocuk_egitimi/cocuk_egitiminde_baski_ve_zorlama-t50782.0.html



Özgüven



7 yaşındaki minikten puzzle/yapboz yapmasını istedim. Kendine çok güveniyor gibi gözüküyordu. Bana "Ben bunu yaparım." dedi. Ayrıca "Ben istediğim her şeyi yapabilirim." diye ekledi.

Onun yaşına uygun bir puzzle vermiştim. Ama kısa sürede sıkıldı. "Bu çok sıkıcı yapmayacağım." dedi. Ama 'Hani sen her şeyi yapabiliyordun?' dercesine gözlerinin içine baktım. Puzzle'ı elinin tersiyle itti, "Ben zaten bunu biliyorum, yapmama gerek yok. Annem benim istersem her şeyi yapabileceğimi söylüyor!" dedi. Anneyi odamıza alıyoruz. "Oğlunuz hiçbir şey yapmak istemiyor. Aslında her şeyi yapabileceğini düşünüyor, ama öğrenmek de istemiyor.'' Annesi şaşkın. "Aslında ona isterse her şeyi yapabileceğini ben söylüyorum, kendisine güvenmesini istiyorum.'' "Evet çocuğunuz kendisine çok güveniyor, yani özgüveni çok fazla. Ama bu sağlıklı bir özgüven değil.'' Anne ile birlikte yeni sağlıklı özgüven tanımı yapıyoruz.

Sağlıklı özgüven nedir?
http://www.sadakat.net/forum/cocuk_egitimi/ozguvenli_cocuk_yetistirmede_sen_yaparsin_demek_yeterli_mi-t48206.0.html





Osmanlı da çocuk terbiyesi





Genç okurlarını tarihleriyle barıştıran Yavuz Bahdıroğlu Osmanlı'nın çocuk terbiyesinde kullandığı yönteme dikkat çekti...


Her sene çocukları bile etkilemeyen bir birinin benzeri nutuklar çekip, tutmadığımız, tutmayacağımız vaatlerde bulunuyoruz.
Ama çocuklarımızı nasıl yetiştirmemiz gerektiği konusunu hâlâ pek fazla düşünmüyoruz...

Bu konuda özgün örneklerimize bakmıyoruz.

Belki de bu yüzden Türkiye’nin insan kaynakları kurumuş vaziyette. Türkiye hemen hiçbir alanda “cevher insan” yetiştiremiyor...
http://www.sadakat.net/forum/cocuk_egitimi/osmanlida_cocuk_terbiyesi-t46026.0.html




Çocuk Eğitimi


AHMET MARAŞLI

Evde okul okulda kalite...

Çocuğa iyi niyetli ve örnek

bir insan olma arzusunu vermek..
 

Çocuğa küçük yaşlarda, "örnek insan" olma arzusu verilmelidir. Buna hem insanın, hem de insanlığın ihtiyacı var.
"Güneşin neyse, dünyan da onun etrafında döner." (Ali Suad)
Çocuğa, en kıymetli değerler –"Güneş Değer"– olarak; iyi niyet, iyilik, insanlık, yardımseverlik, sevgi, saygı, şefkat, merhamet duyguları ve düşünmek, araştırmak, çalışkanlık, azim, sabır, sebat, cesaret gibi değerler verilirse, bu merkez etrafında, kısa zamanda muhteşem insanlar ortaya çıkar.
Güneşe sırtını dönersen, ne kadar hızlı gidersen git ve ne yaparsan yap, önündeki siyah gölgeni hiçbir zaman aşamazsın...
Ama güneşe yüzünü döndüğün anda, o siyahlıklar arkanda kalıverir...
Bu misali çocuklarımıza uygulamalı olarak anlatabiliriz

http://www.sadakat.net/forum/cocuk_egitimi/cocuk_egitimi-t24674.0.html




Çocuğun krallığına karşı 10 tavsiye


Çocuğu terbiyeli yetiştirmek için ona baskı uygulamak yanlış. Peki, krallaştırılan çocuktan terbiye beklenir mi? Çocuğun krallığını nasıl engeleyebiliriz?

Krallaştırılan çocuktan terbiye beklenir mi?

Bir okurumuz soru sormuş. Üstelik buna benzer öyle çok soru geliyor ki. Geçtiğimiz hafta evine misafir olarak gelen arkadaşlarının, çocuklarına müdahale etmemeleri sonucunda, ortalığın savaş alanına döndüğünü söylüyordu özetle. Salonda yolunmayan çiçek, evde ellenilmeyen kenar köşe kalmadığını da ilave etmişti. Son nokta, yeni aldığı halısına dökülen çaymış anlaşılan.

Soru şuydu: "Mehtap Hanım, çocuklarımızı bir yandan iyi yetiştirmek, onlara kişilik kazandırmak için müdahale etmiyoruz. Diğer yandan ortalığı talan ediyorlar. Dur/sus demeyecek miyiz? Veya ne zaman söyleyeceğiz? Neredeyse ev gezmelerini kesmek istiyorum artık. Bunun bir orta yolu yok mu?"

Olmaz mı? Tabii ki var.


http://www.sadakat.net/forum/cocuk_egitimi/cocugun_kralligina_karsi_10_tavsiye-t56393.0.html


Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: "Kötü çocuk" yetiştirmek isteyen anne-babalara öneriler!2
« Yanıtla #2 : 27 Nisan 2012, 02:30:39 »


12. Çocuklarınızın elinde herhangi bir kitap gördüğünüzde tepki gösterin, "İbrahim Tatlıses okuyarak mı ünlü oldu?.." şeklinde örneklerle kafasını karıştırın!..

Okuldan soğumasına böylece yardım etmiş olursunuz.

13. Televizyondan arta kalan zamanlarda sürekli para konuşun, ona ulaşmak için ezdiğiniz, oyuna getirdiğiniz "dürüst" insanları "enayi" gibi gösterin, "doğruluk", "dürüstlük", "vefa", "samimiyet", "maneviyat" gibi duygularla çocukların önünde alay edin!..

Kural tanımaz, kutsal tanımaz çocuk yetiştirmek için bu bire birdir.

14. Bölüm başına onbeş, yirmi ölü düşen dizileri çocuklarınızla birlikte seyrederken, sık sık ağzınızı bozun, arada bir homurdanın, televizyon dizilerine "hayatın gerçeği" muamelesi yapmayı da unutmayın...

Bu sayede çocuklarınız gerçekle hayali karıştıracak, silik şahsiyetler olarak hayata başlayacaklardır.

15. Çocuklarınızın okuluyla, öğretmenleriyle ilişki kurmayın, eve geliş gidiş saatleriyle ilgilenmeyin, okuldaki toplantılara gitmeyin!..

Çocuk terk edildiğini düşünsün ki, o büyüyüp siz yaşlandığınızda sizi daha rahat terk edebilsin.

16. Zaman zaman haksızlık ettiğiniz, hatta dövdüğünüz insanları çocuklarınıza anlatın. Kaba kuvveti övün. Gücünüzle iftihar edin. Hayata katkılarınız ve hayattaki başarılarınızla değil (çünkü çoğumuzun yoktur) yumruğunuzun gücüyle kazandığınız kavgalarla övünün!..

Sayenizde çocuğunuz beyinsel açıdan güdük, fiziksel anlamda güçlü biri olarak yetişecek, ezebildiğini ezecek, ezemediğinin önünde iki büklüm eğilecektir.

17. "Biz adam olmayız" sözünü dilinizden düşürmeyin, Avrupalıları ölçüsüzce överken, kendi milletinizi küçümseyin!..

İnanın ki, çocuğunuz kendisine ve milletine karşı son derece güvensiz yetişecek, hayatı boyunca hiçbir risk almayacak, yenilme korkusu içinde yaşayacaktır.

18. Çocuklarınızın gözlerinin önünde çöpünüzü sokaklara atın, parklardaki çiçekleri koparın, trafikte sürekli zikzak yapın ve sizi ikaz edenlerle de pervasızca ağız dalaşına girin!..

Bu taktirde çocuklarınızın çevreye duyarsız, insanlara karşı saygısız yetişeceğini garanti edebilirim.

19. Türkiye'yi soyan hırsızları, uğursuzları, gasp çetelerini, hortumcuları, darbecileri çocuklarınıza övün, ama onlarla mücadele edenleri yerin!..

Çocuklarınız da aynı yolun yolcusu olacak, demokrasiye boş verip darbecilerin arkasına takılacaktır.

20. Sık sık "Bize eli sopalı idareci lâzım... Bize yumruğunu masaya vuracak adam lâzım" diye ahkâm kesin!..

Kesin ki, çocuklarınız "halkın demokratik gücü" yerine "diktatörün antidemokratik gücü"nü kutsasın. Zamanı gelince de öğrendiklerini bazen ülkesine, bazen de size uygulasın.

Önerilerimi uygularsanız, yetiştirdiğiniz çocuklardan ne size, ne de ülkeye hiçbir hayır gelmeyeceğini taahhüt ediyorum!

Hadi bakalım, kolay gelsin!


Yavuz Bahadıroğlu