Kötülüklere Karşı Olmak

Başlatan Mücteba, 12 Aralık 2011, 12:33:22

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mücteba

Kötülüklere Karşı Olmak

BEN Müslümanım ama dine, vatana, millete zarar veren; İslamın yap dediklerini yapmayan, yapma dediklerini açıkça yapan, haram yiyen, rüşvet alan, gayr-i meşru şekilde zenginleşen, fitne ve fesat çıkartan kötü Müslümanlara, daha doğrusu kötü İslamcılara karşıyım.

Onlara karşı olmam benim iyi ve olgun bir Müslüman olduğumu göstermez, zaten böyle bir iddiam da yoktur.

Dinimiz kesin şekilde rüşveti yasak kılmıştır.

Yine her türlü haram kazanç, gelir, zenginleşme büyük günah sayılmış kötülenmiştir.

Lüks, israf, sefahat de büyük günah ve isyan olarak bildirilmiştir.

Kur'an, Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) İslam düşmanı kafirlerin dost ve veli edinilmesini kötülemiş ve bu konuda Müslümanları uyarmıştır.

İslam zinayı çok büyük bir günah ve çok ağır bir suç olarak görmüş ve ispat edildiği takdirde ağır ceza vermiştir.

İslam emanetlerin ehline verilmesini emr etmiş, verilmemesinin büyük günah ve suç olduğunu bildirmiştir.

İslam, kadınlara vesika verilerek yaptırılan yasal fuhşu kabul etmez.

İslam ribayı kesin olarak yasaklamıştır.

İslam'da insanların gizli ve özel hayatları tecessüs edilmez, araştırılmaz ama yukarıda saydığım münker işler, kötülükler, suçlar açıkça ve küstahça işlenirse iş değişir, bunlara göz yumulmaz.

İslamın yasakladığı kötülüklerden biri de din ticareti ve sömürüsü yapmaktır.

Ümmet birliğini bozmak da günahtır.

Bugün Türkiye Müslümanları paramparça olmuşlar ve edilmişlerdir.

Din sömürüsü büyük bir "sektör" haline gelmiştir.

Müslümanların içine CIA ve Mossad girmiştir.

Müslüman kesimde casuslar, ajanlar, provokatörler, çeşit çeşit istihbaratçılar cirit atmaktadır.

Din yoluyla efsanevî servetler elde edilmektedir.

Mâruflar terk edilmiş, münkerler toplumu sarmıştır.

Bina, zina, lüks, israf, sefahat, gaflet korkunç boyutlara ulaşmıştır.

Müslüman toplum yapılması farz olan emr-i mârufu ve nehy-i münkeri yeteri kadar yapmamaktadır.

Beş vakit namaz terk edilmiş, şehvetlere uyulmuştur.

Dünyada her dinin bir reisi vardır ama Müslümanların tümünün bir İmam-ı Kebiri, bir Emîri yoktur.

Kötü ve bozuk düzenin haram rantları kapışılmaktadır.

Bunca kötülüğü, isim vermeden, savcılık taslamadan tenkit etmek, bunlara muhalif olmak hepimizin boynunun borcudur.

Namaz kılmayanları isim vererek tenkit etmeyiz ama namazın terkini tenkit ederiz.

Kimler haram yiyerek zenginleşiyor, isim veremem ama haram yollarla zenginleşmeyi tenkit ederim.

İslam'da gizli günahları araştırmak yoktur ama açıkça ve küstahça işlenen günahlara göz yummak da yoktur.

Müslümanların başsız olmalarının suçu hangi şahıslara ve sorumlulara aittir, bunu isim vererek yazamam ama başsızlığı, biatsizliği tenkit ederim.

Hangi Müslüman 200 bin dolarlık lüks ve israflı otomobille geziyor, onu isim vererek teşhir ve terzil (rezil etmek) edemem ama böyle otomobillere binilmesini tenkit ederim.

Bundan otuz kırk sene kimler radikal Müslümanlardı ve bozuk düzeni kıyasıya tenkit ediyorlardı da şimdi bunların bir kısmı müteahhit olmuş, bozuk dedikleri düzenin haram rantlarına saldırarak zenginleşmiş, bu konuda da isim veremem ama bu gelişmeyi tenkit ederim.

Nefsime ve şahsıma bir pay çıkartmaksızın açıkça işlenen kötülükleri, münkerleri tenkit etmek mütevazı bir yazar olarak benim vazifemdir.

Peygamberim (Salat ve selam olsun ona) "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" buyuruyor.


Mehmet Şevket EYGİ - 12 Aralık 2011 Pazartesi