Gönderen Konu: Kur'an nesli için rol modeller  (Okunma sayısı 3746 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Kur'an nesli için rol modeller
« : 07 Nisan 2012, 16:24:26 »

"İbrahim ve onunla birlikte olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır."

"Andolsun, onlarda sizler için, Allah'ı ve ahiret gününü umud etmekte olanlar için güzel bir örnek vardır.(60/4, 6)"

Gençlik dönemi bir değişim, bir geçici hal, bir arayış, bir oturma, kendini bulma, kendi kişilik, benlik ve kimliğini inşa etme ve olgunlaşma dönemidir. Gençlik döneminde bireyde Biyolojik Değişim, Psikolojik Değişim, Sosyal değişim ve Ahlakı değişim meydana gelmektedir.

Ergenlik bir özdeşleşme dönemidir. Özdeşleşmenin gerek şartı, muhataba duyulan duygusal bağlılık ve güvendir. En çok ilişki kurularak kendisine bağlanılan, güvenilen kişi, çocuğun o olmak istediği kişidir. Çocuktaki gelişime bağlı olarak ilişki zinciri genişleyeceğinden özdeşleşme, aileden dış çevreye doğru yayılarak genişler. Bu durumda özdeşleşme; Aile Bireyleri(Anne, baba, kardeş, dede, nine), Yakın Çevre(Arkadaşları, Öğretmenleri), Uzak Çevre (Güçlü başarılı ve meşhur Kimseler, Siyası ve dini liderler, Tarihi Şahsiyetler) ile yapılmaktadır. Bu arayış, sorgulama dönemin sancısız atlatılabilmesi; bu zamana kadar alınan terbiyeye, aileye, okula, içinde yaşanılan çevre, arkadaş grubu, toplum ve sisteme bağlı olacaktır. Ayrıca kişinin sağlam bir kişilik ve kimlik yapısına sahip olabilmesi için de kendisine kişilikli ve kimlikli kimseleri rol model olarak seçebilme imkanın var olması gerekir.

Burada gençliğin sağlam bir kişilik ve kimlik sahibi olabilmesi için onun örnek alabileceği rol modellere olan ihtiyaç üzerinde durulacaktır.

Gençlik dönemi bir kişilik ve kimlik inşa etme dönemidir

Buluğla beraber başlayan biyolojik ve ruhi değişim gençte bir kimlik arayışına neden olur. Ben kimim, ne olacağım, hayatın, yaşamın manası nedir? Ben nereye aitim? Bana bugüne kadar öğretilenler ne derece doğrudur?

Merak ve sorgulama bu dönemin en belirgin özelliklerinden biridir. Bu arayış ve sorgulama, onun hayata yükleyeceği anlam için önemlidir. Bu ana sorgulama, onu ya dinginliğe ya da med cezir anaforuna götürecektir. Genç, çocukluktan başlayarak aile, arkadaş grubu, öğretmenleri, uzak çevre ve tarihi şahsiyetlerle oluşturduğu özdeşim ile kazandıklarını ve diğer yollarla elde ettiği kazanımları içselleştirerek kendine mal edebilmelidir. Böyle bir sentezleme ile elde ettiği değerler, tutum ve tavırlar, onun benliğinin bir parçası haline getirilerek kimliğini oluşturur. 'Kimlik özdeşleşimlerin bittiği yerde başlamaktadır'(1). Kimliğin oluşumu ile kim olduğu, kimlere ait olduğu, hangi iklime ait olduğu, nereden gelip nereye gideceği sorularının cevaplarını bulmuştur. Bu kimlikle aynı ortak değerleri, gelenekleri örf ve adetleri paylaşan toplum veya toplumun alt grupları ile bir aynileşme ve bütünleşme içerisine girer. Ya da toplumun tümüne karşı çıkar. Bu süreçte ortak payda etrafında bir aidiyet duygusu kazanır. Kimlik gence ayakta durmayı, cesaretli ve kararlı olmayı öğretir, ona özgüven verir. Güçlü ve şahsiyetli kılar.

İşte geleceği inşa edecek olan nesil bu süreçte meydana çıkar. Kimlik inşası aynı zamanda toplumun geleceğinin de inşasıdır. Arzulanan, özlenen neslin inşasıdır. Bu noktada izlenecek yol ve model alınacak kişiler önemlidir.

Gençliğin kimlik inşası için rol modellere olan ihtiyaç

Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılabileceği gibi kimlik inşası temel değerlerle alakalı bir konudur. Değer sistemine göre gencin kimliği olgunlaşıp şekillenmektedir. Genç bir taraftan temel değerlerini seçerken, benimseyip içselleştirirken o temel değerleri şahsında temsil edip hayata aktarmış olan insanları da kendine rol model olarak seçip onunla bir özdeşleşim içerisine girmeye çalışmaktadır. Hayalindeki ideal insan tipidir rol model seçtiği insan. Onun gibi olmak, onun gibi düşünmek ve onun gibi hareket etmek isteyip hemen hemen her alanda onu taklit etmeye çalışır. Eğer bu özdeşleşim süreci hep taklit aşamasında kalırsa, kimliksiz ve kişiliksiz bir insan ortaya çıkar. Ama bu taklit dönemi aşılıp ben onu örnek aldım ama ben ondan farklı, ayrı bir kişiyim, benim kendime özgü bir tutum, tavır ve davranışım vardır dediği anda, kendi içerisinde tutarlı, kimlikli ve kişilikli yepyeni bir insan ortaya çıkacaktır. Özdeşleşimin ya da rol model seçmenin etkisi ve önemi, rol modele bağlı olarak istikamet seçilmiş olmasından dolayıdır.

Türkiye bu noktada sorunludur. Gençlerimiz büyük tarihi şahsiyetleri, kanaat önderlerini, siyasetçileri, yazarları, bilim adamlarını ve kahramanları değil bir gecede parlayıp sönen şarkıcıları, artistleri ve futbolcuları rol model olarak seçmektedirler. Aile Ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nün ERGEN PROFİLİ 2008 araştırmasında bu olguyu çok rahat bir şekilde görebilmekteyiz (Tablo-1).

Tablo-1: Türkiye'de Ergenlerin Rol Model, İdol, Olarak Gördüğü Kişinin Mesleği, 2008, (2)

Rol Modeller    Sayı     %

Sanatçı             1115    65,7

Sporcu             338      19,7

Politikacı          80        4,7

Yazar   51        3,0

Bilim Adamı     17        1,0

Lider/Asker     16        0,9

Diğer    86        5,0

Toplam            1713    100

Sonuç:

Bu durum bir ülkenin geleceği olan nesil meselesi açısından çok ciddi bir tehlikedir.

Türkiye'yi yönetenlerin, kanaat önderlerinin, siyasetçilerin, bilim adamlarının yazarların ve anne babaların üzerinde kara kara tefekkür etmesi gereken bir konudur. İşte bu noktada Kur'an'ın yol göstericiliğine ihtiyaç vardır. Kur'an hepimize özellikle gençlere hem peygamber olan gençleri (Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz. Yusuf, Hz. Yahya, Hz. Süleyman, Hz. Musa, Hz. Davud, Hz. Muhammed) hem de peygamber olmayan gençleri (Hz. Meryem, Ashab-ı Kehf, Hz. Lokma'nın oğlu, Hz. Sâre, Hz. Hâcer, Hz. Lût'un kızları, Hz. Şuayb'ın kızları, Hz. Âişe, Hâbil) model alınacak birer yüksek şahsiyet olarak sunmaktadır. Bunun yanı sıra Hz. Adem'in oğlu Kâbil, Hz. Nûh'un oğlu ve Hz. Yûsuf'un kardeşleri ibret alınacak kötü örnekler olarak gösterilmektedir. Siyer kitapları sahabelerden, özellikle, Hz. Ali, Hz. Bilal, Hz. Usame, Hz. Musab, Hz. Muaz'ı gençler için birer örnek şahsiyet olarak taktım etmektedir.

Kur'an'ın ve Siyer'in örnek olarak sunduğu gençlerin hepsi, içinde yaşadığı toplumun üzerlerindeki etkisinden Allah'ın ve/veya Peygamberlerin yol göstermesi ile kurtularak tevhidi bir kimliğe ulaşmışlardır.

Dolayısıyla günümüzde özlenen ve beklenen gençlik, Kur'an nesli, aynı temel özellikler ile kendisini donatmak İbrahim'in milletine dahil olmak durumundadır.

Türkiye'de sistem Batı Kültür ve medeniyetinin değerlerine göre kurulmuştur. Millet ise temelinde İslam olan bir değer sistemine sahiptir. O nedenle sistemin değerleri ile Milletin değerleri arasında çatışma vardır. Türkiye'nin ana sorunu bu tezattır. Bu nedenle Türkiye'de aile ile okul, aile ile arkadaş grubu, aile ile uzak çevre, aile ve okul ile uzak çevre ve ortam/sistem birbirleri ile çatışmaktadır. Bu tezat, çatışma bir gencin güçlü bir kimlik ve kişilik inşa etmesini zorlaştırmakta ve istikrarsız bir yapının meydana gelmesine sebep olmaktadır. Parçalanmış bir kimlik ortaya çıkabilmektedir(2 Bakara 137).

Gençliğin böyle bir bunalım yaşamasında, hâkim olan sistem ve zihniyet birinci derecede sorumludur. Pansuman varı tedavi şekillerinden vazgeçip, anlık ve geçici çözümler yerine asırları kuşatan köklü, radikal çözümler üretilmelidir. Çünkü zehirlenen ve yok edilmek istenen bir nesil problemi ile karşı karşıyayız.

Türkiye'nin geleceğini inşa edecek olan Kuran neslinin inşası için

Türkiye'nin bu ana tezadını ortadan kaldırmak gerekir. O nedenle Türkiye'de gençliğin kimlik mücadelesi, tevhidi bir sistem inşa etme mücadelesinden bağımsız değildir ve de düşünülmemelidir.


Kaynaklar

1- Göka E., Gençlik Dönemi ve Kimlik Oluşumu, Ankara Üniversitesi Psikiyatri Kiliniği Şefi,
http://www.sosyalhizmetuzmani.org/gençlikdonemleri.htm
2- Aile Genel Müdürlüğünün Türkiye'deki Ergen Profili Araştırması, Ankara, 2008.


Burhanettin Can - 6 Nisan 2012 Cuma