Gönderen Konu: Karı-Kocanın Karşılıklı Vazife Ve Mükellefiyetleri 1  (Okunma sayısı 2733 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."

Kur'an-ı Kerim'de Mevlâmız, "Ey insanlar! Sizleri bir tek kişiden (Âdem'den) yaratan ondan da eşini (Havvâ'yı) vücûda getirerek, ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun." (S. Nisâ, 1) "Size nefislerinizden, kendilerine ünsiyet etmeniz için zevceler yaratmış olması, aranızda bir sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlığının-birliğinin) âyetlerinden (delillerinden)dir. Şüphe yok ki bunda, düşünen bir kavim için elbette ibretler vardır." (S. Rûm, 21)
Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz de buyuruyorlar ki: "Dikkat edin! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır; kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin onlar üzerindeki hakkınız, sevmediğiniz kimseleri serginiz üzerine ayak bastırmamaları ve hoşlanmadıklarınıza evlerinize girmeye izin vermemeleridir. Dikkat edin! Onların sizin üzerinizdeki hakları ise, giyimleri ve yiyecekleri hususunda onlara iyi davranmaktır." (İbn-i Mâce, Nikâh 3)
Evet, İslâmiyet'te kadının da, erkeğin de ayrı ayrı hakları ve vazifeleri vardır. Kısaca bunların üzerinde durmaya çalışalım.

Karı ile koca arasında her şeyden evvel, karşılıklı samimi bir sevgi ve saygı olmalıdır. Her birisinin diğerini, kendisine ölünceye kadar hayat yoldaşı, öldükten sonra da her türlü kötü huylardan arınmış cennet arkadaşı olarak kabul etmesi lâzımdır.
Evlenmiş olan bir erkek, evinden-âilesinden başka yerlerde gözü-gönlü olmamalı, düşünmemelidir. Kurduğu yuvayı sağlamlaştırmak için elinden geldiğince çalışmalıdır. Evine yan bakarak âile bağlarını gevşetmek, çok çirkin bir harekettir. Dînimiz bunu yasak etmiştir.
Erkek, âile reisi olduğu cihetle, bütün hârîci işleri düşünmek, evin ve âilenin her türlü ihtiyaçlarını tamamlamaya çalışmak, ona ait bir vazifedir. Sonra hanımının dîni bilgisini; inanç, ibâdet ve ahlâkını murâkebe ederek bu hususta bir eksiği, noksanı varsa, onu da öğretmek, tamamlamak erkeğin vazifesidir.

Erkek, aynı zamanda hanımına karşı nezâketle ve yumuşaklıkla muâmelede bulunmalıdır. Kadının olur olmaz sözlerinden rahatsız olup da kavga yapmaya kalkışmamaya gayret göstermelidir. Âile bağlarının zayıflamaması için, böyle davranılması şarttır. Nitekim Peygamber-i zîşân (s.a.v.) Efendimiz, "Müminlerin îmanca en kâmil olanları, ahlâkı güzel olan ve âilesine nezâketle muâmele edenlerdir. Sizin hayırlınız, karısına hayırlı olandır. Ben âileme karşı sizin en hayırlınızım." (S. Nesâî, Nikâh 4) buyurmuşlardır. Diğer bir hadîs-i şeriflerinde de şöyle buyururlar: "Kadınlara kerîm, yani, iyi insanlardan başkası ikram etmez; onlara ihânet ve hürmetsizlik edenler de, ancak leîm, yani, kötü adamlardır." (Minhâcü's-Sâlikîn, min Ehâdîsi ve Sünneti Hâtemi'l-Enbiyâi ve'l-Mürselîn 2/267)
İşte Müslümanlık, kadın hakkında bu derece yumuşak ve nâzik muâmelede bulunmayı emretmektedir.

Âile bağının kuvvet bulması için, kadın da; Kocasını evin reisi tanımak, ona sevgi ve saygı ile bağlanmak, tesettür-nâmus ve ibâdetine riâyet etmek, ev idaresine ve çocukların terbiyesine dikkat etmek, kocasının kazandıklarını israf etmekten kaçınmak ve evine sahip çıkmak lâzımdır.
Ümmü Seleme (r.a.)'den rivâyet olunan bir hadîs-i şerifte Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz, "Hangi kadın, kocası kendisinden râzı olduğu halde vefât ederse, cennete girer." (S. Tirmizî, Radâ' 10) buyururlar. Namazını kılan, orucunu tutan, giyimine-kuşamına dikkat eden, iffetini-nâmusunu haramdan koruyan, kocasına itaat eden bir kadından kocası râzı olur. Kocasının rızâsını kazanan kadının da gideceği yer, doğruca cennettir.

Hulâsa edecek olursak; Müslümanlık'ta âilenin ehemmiyeti büyüktür. Âilenin temelini teşkil eden karı ile koca, kendi vazifelerini ve haklarını bilir ve her birisi vazifesini eksiksiz yerine getirir, hakkına da râzı olursa, âilede devamlı bir huzur ve saâdet olur. Âilenin huzur ve saâdeti ise, cemiyetin âsâyiş ve intizâmına vesîle olan unsurların başında gelir.




Çevrimdışı ihvan23@hotmail.com

  • okur
  • *
  • İleti: 57
Ynt: Karı-Kocanın Karşılıklı Vazife Ve Mükellefiyetleri 1
« Yanıtla #1 : 17 Ekim 2023, 17:35:04 »
Bir kimse hanımına iyi davranmalı, onu kırmamalı, kaba davranışlardan sakınmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: "Ey ümmetim! Kadınlara hayırla muamele etmenizi tavsiye ederim. Çünkü onlar sizin emriniz altındadır. Tahakküme hakkınız yoktur. Ancak açıktan fuhuş irtikâb etmiş olmaları müstesnâ."

Koca, hanımına, hanım da kocasına alâka göstermelidir. Saâdeti evlerinde aramalıdırlar. İffet ve nâmûs konusunda titiz davranmalıdırlar: "Mü'min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını zinadan korusunlar." (Sûre-i Nur, âyet 30)

Erkek, hanımına ve çocuklarına dînî emirleri hatırlatmalı ve öğretmelidir. "Âilene namaz kılmayı emret." (Sûre-i Taha, âyet 132) âyeti ve "Yedi yaşındaki çocuğa namaz kılmayı öğretiniz. On yaşına vardıklarında (kılmazlarsa) cezalandırınız." hadîs-i şerîfinin mucebince hareket etmelidir.

Koca, kendi mal varlığı ve imkânlarına göre hanımının nafakasını sağlayıp her türlü ihtiyacını görmekle mükekleftir. Koca, hanımına aslâ "çirkinsin" dememeli, yaptığı işte sürekli kusurlar aramamalı, hanımını zan altında tutmamalıdır.

Hanımın Kocasına Karşı Vazifeleri:

Hanım, âilenin reisi olan kocasını bütün meşrû hususlarda dinlemelidir. Kadın, eşinin malını, ailesinin her türlü sırrını, nâmûsunu, çocuklarını, korumalıdır. Kadın mücbir sebep olmadan kocasından boşanmayı istememelidir. Çok zor durumda kalmadan kocasından ayrılmak isteyen kadına cennet kokusu haramdır. (Ebû Dâvud, Talak 18) Kadın kocasından izinsiz olarak evinden dışarı çıkmamalıdır. (Buhârî, Nikâh, 116)

Kadının kocasını memnun etmesi onun en mühim vazifesidir. Bu mevzûda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Herhangi bir kadın, kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse cennete girer." (Riyâzu's-Salihîn, 1/326) başka bir hadislerinde Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.); "Kadın kocasının yatağını (mazeretsiz) terk ederek gecelerse o kadına melekler sabaha kadar lanet ederler." (Riyâzu's-Salihîn, 1/ 323) buyurmuşlardır. Kadın, zenginliği ve güzelliği ile övünmemeli, ev işlerini düzenlemeli, çocuklarına bakmalı, kocasının malını israf etmemelidir. (Tecrîd-i Sarih Terc. 74)