Gönderen Konu: Lale Devri keyif devri midir?  (Okunma sayısı 4498 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Lale Devri keyif devri midir?
« : 12 Eylül 2010, 08:48:27 »

Mürsel Akıncı/Samsun;

“Sevgili Hocam; tarihimize Lale Devri olarak geçen devir, iddia edildiği gibi, vur patlasın, çal oynasın eğlenmekten ibaret miydi? Yoksa bilemediğimiz farklı özellikleri de var mıydı?”

• Lale Devri’nin özelliği bir sulh ve sükûn devri olmasıdır. Yapılan barış anlaşmaları sayesinde Osmanlı, hem devlet, hem de millet olarak huzura kavuşmuştur. Bu huzur devresinde de inşaya, imara ve sanata ağırlık vermiş, sanat üretmiştir.

Sanat üretmek büyük toplumların işidir. Bu yüzden Lale Devri, imar ve inşanın yanı sıra sanat ve edebiyatın da zirveye çıktığı dönemdir.
Çünkü maddi refah sağlanmıştır. Dolayısıyla saray ve millet, başta lale yetiştiriciliği olmak üzere, farklı sanatsal alanlara yönelmiştir.
Bu dönem sadece lale üretilen bir dönem değil, aynı zamanda kültür ve sanat üretilen bir dönemdir.
Bundan tüm Avrupa etkilenmiş, Avrupa başkentlerini “Osmanlı modası” sarmıştır. Bugün ise özellikle gençliğimiz “Avrupa-Amerika modası”nın kıskacındadır…

Kendi değerlerinizi fark edemezseniz, kendinize yabancılaşır, başkasının yürüyüşünü “taklit” sevdasıyla kendi yürüyüşünüzü unutursunuz…
Bu durumda yere kapaklanmak kaçınılmaz hale gelir.

Rüveyda Sinanoğlu/İzmir;

Sultan II. Abdülhamid’in eğitim seferberliği açtığını duymuştum. Bunun ayrıntısına biraz girer misiniz?

• Doğrudur Rüveyda Hanım… Sultan II. Abdulhamid Han döneminde müthiş bir eğitim seferberliği başlatılmış ancak sonraki dönemlerde arkası gelmemiştir.

Bu gün bile, Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) gibi, hayatiyetini devam ettiren okullar vardır.
Bu okul, bugün olduğu gibi o zaman da Fransızca eğitim veriyordu ve mezunları bir Fransız kadar Fransızca biliyordu.
Unutmayalım ki, Osmanlının nüfusunun en az üçte biri, zaman zaman üçte ikisini gayri Müslim teba oluşturmuştur.
Tabiatıyla bu okullara da yansımıştır. Tanzimat döneminde okullarda okuyanların yaklaşık üçte birini gayri Müslim öğrenciler teşkil ediyordu ve Müslüman öğrencilerle aralarında hiçbir problem çıkmaksızın eğitimlerine sükûnetle devam edebiliyorlardı.

Osmanlı Devleti’nin Hıristiyan dünya ile ilişkileri nasıldı?

Ebru Candemir/Trabzon;

“Osmanlı Devleti’nin Hıristiyan dünya ile ilişkileri ne merkezdeydi?”

• Büyüme çağında Osmanlı, anlaşma yaptığı devletlerden hiçbir belge istemez, sadece kendisi belge verirdi…
Bu, kendine güvenin ve gücünün farkında oluşunun yansımasıydı.

Ayrıca sadece İslam dünyasını değil, Hıristiyan dünyasını da kontrol ediyordu...
Fransa Kralı Fransuva’nın, Alman İmparatoru Şarlken’e Pave Savaşı’nda esir düşünce, kurtarması için Kanuni’den yardım istemesi meşhurdur…

Kanuni Sultan Süleyman’ın, kendisinden yardım talebinde bulunan Fransuva’ya verdiği cevabı tekrar hatırlayalım:

“Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, Akdeniz’in, Karadeniz’in, Rumeli’nin, Anadolu’nun, Karaman’ın, Rum’un, Zülkadriye illerinin, Diyar-ı Bekir’in, Azerbaycan’ın, Acem’in, Şam’ın, Haleb’in, Mısır’ın, Tunus’un, Cezayir’in, Fas’ın, Mekke’nin, Medine’nin, Kudüs’ün ve şanlı atalarımın kahredici kuvvetlerle fethettikleri şan ve zafer getiren kılıcımla fetheylediğim nice diyarların sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Süleyman Han’ın.

“Sen ki Françe vilayetinin başı Françesko’sun.

“Mektup gönderip ve bazı ağız haberi dahi ısmarlayıp memleketimize düşman müstevli olup el’an hapiste idüğünüzü ilan edip kurtulmanız hususunda bizden inayet ve medet istida eylemişsiniz…

“Her ne ki demiş iseniz malumum oldi. İmdi padişahlar sınmak ve hapsolunmak acip değildir, gönlünüzü hoş tutup ümitsizliğe kapılmayasuz. Şarlken’e haddini bildireceğim.”

Kanuni sefere çıktı, ama Şarlken ve Ferdinand’ın ordularını hiçbir yerde yakalayamadı. Bunun üzerine Şarlken’e şu mealde bir mektup yazdı:

“Bu kadar zamandır erlik davası yapıp durursun. Ne senden ne karındaşunden nam ve nişan yok. Sizlere saltanat ve erlik davası haramdır. Belki karından dahi utanmazsın. Belki kadında gayret var, sizde yok. Er isen meydana gelesun, takdir ne ise yerine gele… Gel seninle saltanatı, Beç (Viyana) sahrasında paylaşalum. Bu kere dahi meydana çıkmazsan, avratlar gibi çıkrık alıp padişahlık tacını takmayasın.”
Osmanlı Devleti ayrıca Rum Ortodoks kilisesinin merkeziydi. Yine en büyük Ermeni kilisesi Osmanlı denetiminde bulunuyordu.
Osmanlı, zaman gelmiş Yahudileri de himaye etmiş, zaman gelmiş Luther’e ve Protestanlığa destek olmuştur.

Yavuz Bahadıroğlu

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Lale Devri keyif devri midir?
« Yanıtla #1 : 13 Eylül 2010, 11:45:21 »
Lale Devri ili ilgili bilgiler çok iyi oldu, teşekkürler İsra...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Lale Devri keyif devri midir?
« Yanıtla #2 : 14 Eylül 2010, 13:28:39 »
Rica ederim Günbatımı

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: Lale Devri keyif devri midir?
« Yanıtla #3 : 17 Ocak 2011, 01:26:12 »
Alıntı
“Bu kadar zamandır erlik davası yapıp durursun. Ne senden ne karındaşunden nam ve nişan yok. Sizlere saltanat ve erlik davası haramdır. Belki karından dahi utanmazsın. Belki kadında gayret var, sizde yok. Er isen meydana gelesun, takdir ne ise yerine gele… Gel seninle saltanatı, Beç (Viyana) sahrasında paylaşalum. Bu kere dahi meydana çıkmazsan, avratlar gibi çıkrık alıp padişahlık tacını takmayasın.”

 :)

Teşekkürler isra
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Lale Devri keyif devri midir?
« Yanıtla #4 : 29 Mayıs 2012, 01:36:08 »
Lale Devri ili ilgili bilgiler çok iyi oldu, teşekkürler İsra...