Aziz mü'minler!
Bir insan, Allah Teâlâ'nın varlığina ve birliğine, Muhammed (s.a.v.) in onun kulu ve Peygamberi olduğuna, meleklere, kitablara ve diğer peygamberlere, âhiret gününe ve kadere inanmakla mü'min ve Müslüman olur.
Bu ulvi dereceye ulaşmak için Rabbimizin emirlerini duymak ve Peygamberimizin sünnetlerine uymak gerekir. Böyle hareket et¬meden dünya ve âbirette selâmeti bulmak, yelkensiz ve dümensiz bir gemi ile okyanusta yolculuk yapmak kadar zordur. Bu yol dikenli, tehlikeli ve haramilerle doludur.Bu yol, dikkat ve uyanıklık ister. Cennet, bu engelleri asmakla ve durmayıp koşmakla elde edilir. İslâm dini; bu yolu zarara uğramadan yürüyebilmek için gerekli bilgiyi ve şartlan göstermiş bulunmaktadır.
Muhterem Müslümanlar!
«Mü'minler ancak onlardır ki Allah anıldığı zaman yürekleri tit¬rer, karşılarında âyetler okununca (bu), onların imanını artırır, on¬lar ancak Kaillerine dayanıp güvenirler»
Peygamber Efendimizin hadîs-i şerirlerinde inceleme yapacak olursak mü'minin şöyle olması lâzım geldiği anlaşılır: Mü'min; uyanık, ileriyi gören kimsedir. Aldatarak alçak, aldanarak ahmak olmaz.
«Mü'min bir (yılan) deliğ (in) den iki defa ısırilmaz» Ey mü'min!
İman denilen muharrik kuvveti çalıştır, vicdanla hareket et ve içinden gelen sese kulak ver: «Kötülüğün, sana çirkin geliyor, iyiliğin seni sevindiriyor (kâmil) bir mü'minsin.» Mü'min, kendi nefsinden önce, din kardeşini düşünerek imanda kemâle erer. Kimsenin kötülüğüne hareket etmez. Kendisi için sevip arzu ettiği sey'i insanlar için de sever. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmaktadır:
«Sizin hayırlınız, kendinden hayır umulan ve şerrinden emin olunan adamdır»
«Mü'min, din kardeşine ilmi ve düşüncesiyle ışık tutarak onu ay¬dınlatır. Çünkü mü'min, mü'minin aynasıdır»
«Mü'min, mü'mine karşı birbirini perçinleyen binalar gibidir»
Mü'min, halkın mal ve can itibariyle kendisinden emin olduğu kimsedir. O, çalışkandır. Rızkını halâlden temin etmek için alın teri döker. Son nefesini verirken, hayasından dolayı, «alnı terleyerek ölür»
Mü'min geçim ehlidir. Geçimsiz ve kendisiyle geçim yapılamayan kimsede hayır yoktur., Mü'min, namus ve şerefini korumakta son derece gayret sahibidir. ailesini düşmanın kucağına teslim etmez. •O şerefli ve cömerttir. Varlığıyla insanların hayrına koşar. İnsanların hayırlısı, halka hayırlı olandır. «Mü'min faydalıdır. Ona gitsen sana faydalı olur. Kendisine akil danışsan sana (fikriyle) menfeat verir. Şayet onunla ortaklık yapsan sana (kazançla) faydalı olur. Onun her bir işi faydadan ibarettir» «Baş, gövdeden bir parça olduğu gibi, mü'min de iman ehlinden bir cüzdür. Başta olan (bir ağn) için cesed, acı duyduğu gibi, ehl-i imanın eleminden dolayı mü'min acı duyar» Esasen mü'minler, bir cesedin uzuvlarına benzemektedir. «Mü'min, mü'minin kardeşidir. Ona hayırhahlığı hiçbir halde bırakmaz» Onu helak olacak biryere teslim etmez, ona zulüm ve işkencede bulunmaz.Mü'min akıllı, zeki ve (zararlardan) çekingendir
Muhterem kardeslerim.
Biz, ilme ve terakkiye herkesten fazla talip olup dine bağlılıkla ashâb-ı kiramın samimiyeti ile hareket edeceğiz.Başımıza bir musibet gelse sabır ve tahammül gösterip kimseye şikâyette bulunmayacağız. Bir hayra ve saadete eriştiğimiz zaman Al¬lah Teâlâ'ya hamd edeceğiz.Mü'min olarak doğruluğun, faziletin ve mertliğin örneği olacağız.İnsan olarak yasamanın, İslâm olmaya bağlı bulunduğunu bilecek, ebedî âleme göç etme azminde olacağız.Her nerede olursak olalım, Allah'ın bizi görüp bildiğini akıldan çıkarmayacak haram kılınan şeylere yanaşmayacağız.
Peygamber Efendimiz buyurmaktadırlar ki:
«Hiçbiriniz, hevâ ve( heve) si benim (Allah tarafından) getirdiğim şeylere tabi kilincaya kadar, (hakkiyle) iman etmiş olamaz».