Gönderen Konu: M a v i B i r Ö l ü m . . .  (Okunma sayısı 4218 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sahara

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 12
M a v i B i r Ö l ü m . . .
« : 26 Temmuz 2004, 15:03:14 »

MAVİ BİR ÖLÜM
 

Yine sana sesleneceğim

 

Senin kim olduğunu hiç bilmeden

Senin kim olduğunu en çok bilerek

 

İsyankar zambakların çılgın nilüferlerin

 

Dört nala açan kiraz çiçeklerinin

 

Dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım

 

Sarı bir hüzün kızıl bir gurur

 

Ve siyah bir öfkeyle konuşacağım sana

 

...........

 

Sana oklardan değil yaylardan bahsedeceğim

 

Gülün dikeninden değil

 

Gülleri ve dikenleri doğurmaktan yorulmayan

 

Topraktan söz açacağım

 

Akan su gelmeyecek kelimelerime

 

Suyu şefkatle kucaklayan damlaları dinlendireceğim

 

............

 

Yine sana sesleneceğim

 

Senin kim olduğunu hiç bilmeden

 

Bilmek istemeden
 

.........

 

Alaattin'in sihirli lambasından çıkan cin bana gelseydi

 

Ve ne dilersem dilememi isteseydi

 

Hiçbir şeyi elde etmeyi dilemezdim

 

Bir şeyden vazgeçmek isterdim sadece

 

Hayatta bir şeyden vazgeçmek lutfedilseydi

 

Bedeli her şeyim olsa bile

 

Sana seslenmekten vazgeçmek isterdim
 

Garip değil mi sana seslenmekten vazgeçtiğimi

 

Bundan hoşlandığımı düşünüyorsun belki de

 

Oysa sana seslenmek bütün hesaplarımı gördüğüm şu dünyadaki

 

Tek geride kalmış hesap benim için

 

Bu dünyadaki tek yük

 

Bu seslenişin kalbini avucumda tutabilmek

 

Kürek mahkumu için kürek neyse

 

Benim için de sana seslenmek o

 

Bir yandan gemiyi ufka ulaştırmanın tek yolu

 

Öbür yandan bileklerimden sızan kanların

 

Gönlümü işgale yönlendiği bir rotanın can suyu

 

Oysa ben sana kürekten değil gemiden bahsetmek isterdim

 

Atalarım bana kadınlara gökyüzünü

 

Gemileri ve yelkenleri anlatmayı öğrettiler

 

Sen kürekleri yağlı urganları

 

Geceyi siyaha gömen fırtınaları öğretmeye çalışıyorsun

 

Sana ellerimle dokunarak gözlerimle okşayarak

 

Göstermek istedim

 

Rüzgarla şişen beyaz yelkenleri

 

Ama senin vaktin yoktu

Ben bunu hiç anlayamadım

 

Kavmimin kadınları bana öğretmediler ki

 

Bazı kadınların beyaz apletlerden daha çok

 

Siyah apletleri sevebileceğini

 

.............

 

Sana sesleniyorum

 

Ve gözlerin bileklerimden parmak uçlarına

 

Toplanmış kan pıhtılarını seyrediyor

 

Kürekleri bırakamıyorum

 

Önce yücelttiğin sonra terkettiğin aşkın onuru için

 

Kalemi bir an elimden düşürmüyorum

 

Ankara Kalesi’nin önünde

 

Sana sesleniyorum

 

..............

 

Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin

 

Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm

 

Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı

 

Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim

 

Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar aşık oldun

 

Ne de cehennemi isteyebilecek kadar ayrılık

 

Seviyorum seni ama dedin

 

Hoşçakal diye ekledin

 

Şimdi gitmeye mecburum

 

Belki yine gelirim, umarım gelirim

 

Son söz oldu

 

Cennet ve cehennemin dillerini

 

Savaş naralarını ve aşk şiirlerini

 

Gazelleri ve boleroları öğreten atalarım

 

Senin sözlerinin anlamını öğretmediler

 

Hiçbir şey söylemeden gittin

 

Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim
 

Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana

 

Ve kalemime ilk defa yavan gözlerle baktım

 

Yine yeniden sadece sana sesleneceğim

 

Müebbet bir aşk dışında

 

Bildiğim tüm duygularımı terkedeceğim

 

Sana sesleneceğim yine

 

Seni sadece kuru bir sevgiyle değil

 

Derin bir hüzünle binlerce yıllık bir gururla

 

Ve pervasız bir öfke ile sevdiğimi duyuyor musun ?

 

Mütevazi bir sevgiyle değil

 

Küstah bir aşkla sevdim seni
 

Ben Osmanlı gibi

 

Kollarımın yetişmediği bir aşkı kucaklamaya çalışırken

 

Ölen köprülerin ülkesindeki Venedikteki son sancağı

 

Kışın üşümemek için şal yaptın kendine

 

Neden bilmiyorum özlemin artıyor içimde

 

Gün geçtikçe eksilir demiştim oysa

 

Atalarımın öğrettiklerine de ters düşse de

 

Sana inanırım bilirsin

 

Zamanla unutursun demiştim

 

Niye daha derinleşiyor öyleyse

 

Derinleşiyor özlemin

 

Ve gönlümde bir iç savaşta dökülen kanları

 

Coşturuyor ayrılık sözlerin

 

Öfkelerimin kararlılığını

 

Aşka katık ederek konuşacağım

 

Bedenim bu dünyayı terkedene kadar

 

............

 

Öyle sanıyorum ki

 

Hüzünle ve acıyla pek barışık olmadığın için

 

Benden uzun yaşayacaksın

Benden sonra kelimelerim gelecek gönlüne

 

Onların benden geldiğini bir tek sen bileceksin

 

Küstah bir aşkla seveceğim seni
 

Ben savaş ve ölümle haşir neşir olan

 

Kelimeler dışındakileri unutmaya gayret edceğim

 

Ömrün geri kalınında

 

Sana sesleneceğim yine

 

Ben seni beyrut gibi sevdim ama

 

Sana ne Mağribi ne de Manyatı'nı anlatamadım

 

Bağdat ve Şam'ı işgale yeltenmişken

 

Venedik! ten gelen ihanet tarumar etti ordularımı

 

Sarı bir keder, kızıl bir kibir, siyah bir isyanla konuşacağım sana

 

Senin kim olduğunu hiç bilmeden

 

Ağlayan zambakların dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım

 

Senin kim olduğunu en çok bilerek

 

Kavmimin bana vaadettiği tüm aşkları terkedeceğim

 

Müebbet bir aşk, Sarı bir hüzün

 

Kızıl bir gurur ve siyah bir öfkeyle konuşacağım

 

Bu dünyayı terketme müjdesi gelene kadar

 

..........

 

Hüznü, gururu ve öfkeyi bilseydin keşke . . .

 

Hüznün beni aşan taşkınlığını

 

Gururumun binlerce yıl önceden miras kalmış hoyratlığını

 

Öfkelerimin hiçbir zaman sona ermeyecek ve azalmayacak kararlılığını

 

Anlayabilseydin

 

Anlatabilirdim sana

 

Seninle yaşanan bir aşktan sonra

 

Ayrılığın ölüm bile olsa

 

Mavi bir ölüm olacağını. . .

unutunca gülmeyi,içime gömdüm sahipsiz bir ölüyü.Göç özleyen kırlangıçın merakındayım,Çocukken ardına düştüğüm düşlermiydi büyüdükçe soluğumu kesen eller?kırılgan birşeylerdi,kanıyordu durmadan,güneşe dokunmuştu kanadımın ucu,turuncu bir kuştum,hatırlamak ne renkti?unuttum...

Çevrimdışı gamame

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 19
Re: M a v i B i r Ö l ü m . . .
« Yanıtla #1 : 28 Temmuz 2004, 21:07:33 »
Alıntı yapılan: "sahara"



Müebbet bir aşk, Sarı bir hüzün

 

Kızıl bir gurur ve siyah bir öfkeyle konuşacağım

 

Bu dünyayı terketme müjdesi gelene kadar

 

..........

 

 



Sevgili Seyfullah Kartal'ın SIR adlı kasetinde muhteşem sesiyle okumuş olduğu  bu şiir, Ömer Çelik tarafından  büyük bir yürek ile yazılmış sanıyorum.Yüreklere sağlık diliyorum...Garip bir hüzün çöküyor kalbe bu şiiri dinlerken...Dünyadaki sevgi ile ahirete olan sevginin karışmaması ve ahirete olan sevginin dahada ağır basması dileğiyle...
Ağaca Yaslanma Çürür; İnsana Yaslanma ÖLÜR!!!

Çevrimdışı GEZGİN

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 353
M a v i B i r Ö l ü m . . .
« Yanıtla #2 : 09 Ağustos 2004, 02:44:09 »
Allah razı olsun
kaç aydır bu şiirin sözlerini, şairini arıyordummm
ne iyi ettim de geldim bu foruma  :gul:
An oluyor bir garip hisse kapılıyorum...
Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?'..........

Çevrimdışı AngeL_

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 145
M a v i B i r Ö l ü m . . .
« Yanıtla #3 : 09 Ağustos 2004, 15:42:42 »
Ya hayy Allah razı olsun sahara...
bi türlü bulamadım şu şiiri... bi kere dinlemiştim radyoda ,çarpıp geçmişti:) o gün bugündür arıodum..buraya kısmetmiş:)
okuyanda yüreğini koymuş ..mükemmel bi şiir ve mükemmel bi yorum...
gamame amin ....Rab o aşkı yüreklere koysun en samimi haliyle inş...
Yıkanlar hatır-ı naşadımı Ya Rab Şâd olsun
Benimçin Nâmurad olsun diyenler Bermurâd olsun

Çevrimdışı AngeL_

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 145
M a v i B i r Ö l ü m . . .
« Yanıtla #4 : 10 Ağustos 2004, 01:05:47 »
inanmıyorum yaa...şu anda bu şiiri dinliyorum..tevafuğa baq :D
süper şiir..seslendiren de :)  :x
Yıkanlar hatır-ı naşadımı Ya Rab Şâd olsun
Benimçin Nâmurad olsun diyenler Bermurâd olsun