SEVGİLİYE BİR MEKTUP DENEMESİ
Günahın ırmaklarca taşındığı
Günahın belleri büktüğü
Çeşmelerin oluk oluk kir akıttığı
Gündür
Muhtacız gül çehrene
Ne olurdu görsek bir lahza
Bir tebessümün yeterdi
Kurutmaya
Bu nedâmet ırmaklarını
Bu günah sellerini
Kalabalıklar içinde yalnızlığın
Feryatlar içinde hissizliğin
Zulüm içinde debdebenin
Bir kor misali ruhu sardığı
Bir garip çağdayız
Ey gül çağının gül-i zârı
Ey kardeşlik abidelerinin mürebbisi
Ey merhamet menbâı
Ey gül-i ruhsar sevgili
Tebessümünden bir tutam yeterdi
Döndürmeye gül bahçesine
Çöle dönmüş yürekleri
Artık yok
Çocuklarına ağıtlar yakan anneler
Artık yok
Amansız acısıyla gözleri dalgın
Gölgesi solgun babalar
Duyulur şimdi
Gözlerini açmaya fırsat bulamayan
Bebelerin ağıtları
Ey diri diri toprağa gömülen yavrunun
Umudu!
Ey metadan öte değer biçilmeyen annenin
Umudu!
Ey bir damla gözyaşına muhtaç denizlerin
Umudu!
Ey bir adımına muhtaç çöllerin
Umudu!
Yolunu gözleyen bir kum tanesiyiz...
Salıver izzetini, salıver merhametini
Salıver adaletini, salıver öfkeni
Seher vakti secdelerde, dualarda
Umutla beklenen bâd-ı saba ile...
Ki yaprak kımıldamaz seherlerde
Bad-ı sabaya hasret yürekler var...
( Ağustos 2003 )