DİNİ KATEGORİLER > FIKIH VE İTİKAD

Malumat deryası

<< < (15/15)

Miftahulkuluub:
Avrupanın bir kentindeki  bir otelde, Uluslar arası Din adamları toplantısı yapılıyormuş.

Toplantı vesilesiyle bir katolik papaz, bir Müslüman imam ve bir yahudi haham dost olmuşlar.

Öğle yemeği arasında  sandviçlerini alıp, otelin yakınındaki bir parkta bulunan göle giderek kiraladıkları bir kayıkla gölde dolaşmaya ve sandviçlerini yemeye başlamışlar.

Gölün ortalarında bir yerde haham özür dileyerek;

"Çok affedersiniz, Tel Aviv'e acele bir telefon etmem gerek, hemen dönerim" demiş.
Eteklerini toplamış ve gölün üzerinde zıplaya zıplaya yürüyerek, kıyıya çıkıp otele gitmiş.

Gerçekten de kısa bir süre sonra geri dönmüş ve gelip, gölün üstünde zıplaya zıplaya yürüyerek kayığa binmiş ve göl turlarına devam etmişler.

Bizim imam bu işe çok şaşırmış.

-Allah Allah, adamdaki iman gücüne bak yahu!.. diye derin derin düşünmüş.

Bir süre sonra papaz izin istemiş;

"Çok affedersiniz, ilacımı almam gerek, hemen dönerim" demiş,

Eteklerini toplamış ve gölün üzerinde zıplaya zıplaya yürüyerek, kıyıya çıkıp otele gitmiş.

Olan bitenlere bizim imam çok duygulanmış ve :

-Mutlaka benim de yapmam gerek, yoksa Müslümanlığa gölge düşürürüm, diye, papazın dönüşünü beklemiş.

Papaz kısa bir süre sonra dönmüş, yine gölün üstünde zıplaya zıplaya, yürüyerek kayığa binmiş ve göl turlarına devam etmişler.

Gölün ortasına gelince, bizim imam aşırı heyecanla hazırladığı bahaneyi unutup :

"Çok affedersiniz, gidip tespihimi alıp gelmem gerek" deyip uzun bir besmele çekmiş, atmış kendini göle..

Tabii,..  doğru suyun dibine gitmiş.

Papazla haham imamı sudan çıkarıp, kayığa bindirmişler…İmam bu işe, şaşırıp kalmış.

-Ey yüce Allahım, bu kefereleri suyun üstünde yürütüyosun, beni dibe batırıyosun, acaba ne hikmettir, yüzümü ak çıkar yarabbi!.. diyerek uzuun bir besmele çekip tekrar atmış kendini göle.

Ve yine gluk.. gluk.. deyip dibi boylamış.
Papazla haham bunu tekrar gölden çıkarırken haham, papaza demiş ki:

-Yahu Peder, gel şu imam efendiye taşların yerini gösterelim, yoksa

adam telef olup gidecek!!"…
…………………………………….
Evet, Müslümanlara karşı, daima birlikte hareket eden gayr’i müslimlerin, her hareketlerinde bir hile ile üstün görünme plânları ve gizli kapaklı hileleri mutlaka vardır.

Miftahulkuluub:
HZ. OSMAN  ŞAMDAN  MAL GETİRMİŞTİ


Hz. Osman Şamdan ticaret malı getirmişti.

Medine’i Münevvere’de erzak bulmakta halk sıkıntı çektiği bir zamanda idi.

Bir anda halk Hz. Osman’ın etrafını sarmış ve mal bitmeden  herkes, bir şeyler almak istiyordu. Fakat Hz. Osman :

-Satmıyorum, dedi..

Halk hayret etti. Büyük kar teklif ederek ısrar ettiler. Ama Osman radiyAllahu anh yine :

-Satmıyorum.. diyordu. Malı bir depoya doğru götürdü ve satmadı.

Nihayet Hz. Osman’ı, Halife Hz. Ömer’e şikayet ettiler.  

Akşam vaktı idi Osman’ın kapısı çalındı. Osman kapıya çıktı ve karşısında Halife Ömer’i gördü.
-Buyur ya Emirel’mü’minin, buyur, dedi.. Ömer radiyAllahu anh :

-Getirdiğin ticaret mallarına halk üç misli kar vermiş ama sen satmamışsın sebebi ne olabilir ki, Halkın şiddetli ihtiyacı var, neden satmıyorsun ya Osman? Demiş.

–Daha fazla veren var da ondan. diye Osman cevap verince, Halife Ömer merakla sorar :

-Daha fazla kim verebilir Ya Osman!.

-Var var..   Allah,  bire 700 veriyor, der Hz. Osman ve .

Sonra da Halife Ömer’e seslenir :

-Ey Resulüllahın  Halifesi!   Peygamberin şehrinin halkı ihtiyaç içinde kıvranır ve aç yatarken, mal satılır mı?..  
-Al.. Bütün bu erzakı halka, parasız olarak dağıt, der.

İşte Hz. Peygamberin ashabı…

Onun içindir ki, Hz. Osman hakkında sevgili peygamberimiz Tebük seferindeki cömertliğinden dolayı :

(Ma darre şey’ün Osmane’e ba’du) =Bundan sonra, Osman’a hiçbir şey zarar vermez” buyurmuştur.

Biz de, zekat vermemenin yollarını ararken, bazen de.

-Zekatımı, babama versen olur mu? diye fetva arıyoruz..

Fesubhanellah, babana bakmaya zaten mecbur değil misin be müslüman?. Ne hale geldik ya Rabbi...

Miftahulkuluub:
Bir gün İblis, Yahyâ Aleyhisselâm'a geldi.

Yahya Aleyhisselâm onun üzerinde çeşitli çengeller gördü; "Bunlar nedir?" diye sordu.

"Bunlar insanoğlunun hoşlandığı şeylerdir. Nefsine aldanan insanları bunlarla avlarım." dedi.

"Benim için orada bir şey var mı?" diye sordu.

"Karnını iyice doyurduğunda, namazdan ve zikirden gevşeklik göstertiriz." dedi.

"Başka bir şey var mı?" diye sordu. "Hayır" dedi.

Yahya Aleyhisselâm;

"VAllahi ben bundan sonra karnımı asla doyurmam." dedi.

İblis de; "VAllahi ben de bundan sonra hiçbir Müslüman'a asla doğruyu söylemem." dedi.

Miftahulkuluub:
-Bana Nasîbîn (Nusaybin) cinlerinin bir hey'eti geldi. Amma (bunlar) ne hoş cin!.. Benden azık istediler. Ben de onların istifâdeleri için Allâhu Teâlâ'ya:
-Cinler, uğradıkları her kemik ve tezek makûlesi üzerinde her halde (kendileri için) bir taam (hayvanları için de yem) bulsunlar! diye duâ ettim. (Buhari Tecridi sarih 10-52)
Onun için. Atılmış kemik parçalarını kirletmemek gerekir. Aksi halde rızıklarına dokunulduğu için cinlerin zarar vermesi muhtemeldir. (Buhari tecridi sarih 1546 no.lu Hadisi şerif)

Navigasyon

[0] Mesajlar

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git
Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek