Gönderen Konu: Maymun Hikayesi  (Okunma sayısı 23918 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
Maymun Hikayesi
« : 29 Eylül 2012, 16:29:09 »

Maymun Hikayesi  


>>Asya'da maymun yakalamak icin kullanilan bir cesit tuzak vardir

>>Bir hindistancevizi oyulur ve iple bir agaca veya yerdeki bir kaziga

>>baglanir

>>Hindistancevizinin altina ince bir yarik acilir ve oradan icine tatli bir

>>yiyecek konur

>>Bu yarik sadece maymunun elini acikken sokacagi kadar

>>buyukluktedir,

>>yumruk yaptiginda elini disari cikaramaz

>>Maymun, tatlinin kokusunu alir, yiyecegi yakalamak icin elini iceri

>>sokar ve yiyecegi kavrar,

>>AMA yiyecek elindeyken elini disari cikarmasi olanaksizdir

>>Sikica yumruk yapilmis el, bu yariktan disari cikmaz

>>Avcilar geldiginde, maymun cilgina doner AMA kacamaz

>>Aslinda bu maymunu, tutsak Eden hicbirsey yoktur

>>Onu sadece onun kendi bagimliliginin gucu tutsak etmistir

>>Yapmasi gereke tek sey elini acip yiyecegi birakmaktir

>>Ama zihninde acgozlulugu o kadar gucludur ki bu tuzaktan kurtulan

>>maymun cok nadir gorulur

>>Bizi tuzaga dusuren ve orada kalmamiza neden olan sey,

>>arzularimiz ve zihnimizde onlara bagimli olusumuzdur

>>Tum yapmamiz gereken, elimizi acip benligimizi ve bagimli

>>oldugumuz seyleri serbest birakmak ve dolayisiyla ozgur olmaktir

Alıntı



 



« Son Düzenleme: 29 Eylül 2012, 19:30:55 Gönderen: Tuğra »
Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
Su Kırbalarını Delen Çocuk
« Yanıtla #1 : 29 Eylül 2012, 16:37:34 »
Su Kırbalarını Delen Çocuk

İstanbul´un Vefa semtine adı verilen Şeyh Vefa, Fatih devrinin büyük alimlerinden ve evliyasındandı Akşemseddin, Molla Gürani gibi devrin manevi önderlerinden biriydi

Bu büyük zatın oyun yaşlarındaki bir oğlu kötü bir alışkanlık edinmişti Ucuna çivi çakılmış bir sopa ile o devirde evlere içme suyu taşıyan sakaların kırbalarını deliyordu Evcil hayvan derisinden yapılmış su tulumu demek olan kırba, sivri bir madde ile dokunuldu mu kolayca delinecek bir nesneydi Şeyh Vefa´nın oğlu da bunu yapıyordu Sakalar, "Bir din ulusunun oğludur, çok sürmez geçer" diye bir müddet dayandılarsa da baktılar vazgeçeceği falan yok, Şeyh Vefa´ya şikayet ettiler

Vefa Hazretleri olanları duyunca hayretler içinde kaldı Nasıl olur da bunca dikkat ve özenle yetiştirilen, haram lokmadan uzak tutulan bir çocuk böyle bir şey yapardı? Şeyh Vefa sakalara, "Tamam" dedi Konu anlaşıldı, gereken yapılacak, sizin de zararınız ödenecektir

Önce kendinden işe başladı :

- "Acaba ben bu çocuğa yanlışlıkla da olsa haram yedirdim mi?" diye düşündü Bir şey bulamadı Hanımına sordu:

- "Sen bu çocuğa hamileyken veya süt verirken haram bir şey yedin mi, çok iyi düşün, bana bildir, yoksa oğlanın sonu kötü" dedi

Hanım düşündü, taşındı, rüyaya yattı, nihayet bir olay hatırladı "Oğlana hamileyken oturmağa gittiği bir komşu evinde, masadaki bir tabakta portakallar varmış Görünce canı çekmiş ama istemeye de utanmış Ev sahibi hanım bulundukları odadan dışarı çıktıkça yakasındaki iğneyi portakallara batırıp sularını içmiş" Bunu şeyhe anlattı

Şeyh Vefa "Aman hatun hiç vakit geçirmeden o komşuya git, olanı biteni dosdoğru anlat ve helallik dile" diye tenbihledi Kendi de sakaları çağırdı, kimin kaç tane kırbası delinmişse hepsinin parasını ödedi ve haklarını helal ettirdi Oğlana olayın başından sonuna kadar bir şey denmedi Hakkında böyle şikayet var, bir daha yaparsan asarız, keseriz yollu tehdit edilmedi Ama çocuk bir daha çivili sopa ile kırbaları delmedi

alıntı
« Son Düzenleme: 29 Eylül 2012, 19:31:17 Gönderen: Tuğra »
Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
Dilenci Kız
« Yanıtla #2 : 29 Eylül 2012, 16:45:07 »
Dilenci Kız...

   Birgün, çelimsiz, küçük bir kız çocuğu, sokağın köşesine oturmuş; yiyecek, para, ya da alabileceği herhangi bir şey için dileniyordu Üzerinde yırtık, pırtık giysiler vardı; yüzü gözü kir içinde ve perişan bir haldeydi
Kız dilenirken, sokaktan genç, canlı ve iyi görünümlü bir adam geçti Kızı fark etmişti ama belli etmemek için dönüp ikinci kez bakmadı Büyük ve lüks evine, mutlu ve rahat âilesinin yanına geldiğinde, çok güzel hazırlanmış akşam sofrası onu bekliyordu Fakat az sonra düşünceleri tekrar o fakir kıza takılıverdi Duyguları bir şeylere itiraz ediyordu Sonra kolay yolu tercih etti ve itirazlarını Allah’a yöneltti Böyle durumların var olmasına izin verdiği için?
Ve şöyle bir cümleyle yakındı içinden:
“-Böyle bir şeyin olmasına nasıl müsâade ediyorsun? Neden o küçük kıza yardım için bir şeyler yapmıyorsun Allâh’ım?”
Sonra rûhunun derinliklerinden gelen bir cevap işitti:
“-Yaptım Seni yarattım!”


alıntı

Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Maymun Hikayesi
« Yanıtla #3 : 30 Eylül 2012, 00:44:13 »
Güzel, manidar hikayeler... Teşekkürler...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
Berber [Allah yok diyen Berber - ]
« Yanıtla #4 : 30 Eylül 2012, 01:48:35 »
Berber [Allah yok diyen Berber -] 

Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakaltıraşı olmak için berbere gitti Onunla ilgilenenberberle güzel bir sohbete başladılar Değişikkonularüzerinde konuştular Birden Allah
ile ilgili konu açıldı

Berber: " Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allah'ın varlığına inanmıyorum"

Adam: " Peki nedenböyle diyorsun?"

Berber: " Bunu açıklamak çokkolayBunu görmek için dışarıya çıkmalısın Lütfen bana söylermisin, eğer Allah var olsaydı, bu kadar çok sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olur muydu, terk edilmiş çocuklar olurmuydu? Allah olsaydı, kimse acı çektirmez, birbirini üzmezdi Allah olsaydı, bunlarınolmasına izin vereceğini sanmıyorum

" Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya girmek istemediği için cevap vermedi

Berber işini bitirdikten sonra adam dışarıya çıktı Tam o anda caddede uzun saçlı ve sakallı bir adam gördü Adam bu kadar dağınık göründüğüne göre belli ki tıraş olmayalı uzun süre geçmişti Adam berberin dükkanına geri döndü

Adam: " Biliyor musun ne var, bence berber diyebir şey yok"

Berber: " Bu nasıl olabilir ki? Ben buradayım ve bir berberim"

Adam:" Hayır, yok çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı"

Berber: " Himmm Berber diye birşey var ama o insanlar bana gelmiyorsa, ben ne yapabilirim ki?"

Adam: " Kesinlikle doğru! Püf noktası bu! Allah var, ve insanlar ona gitmiyorsa, bu gitmeyenlerin tercihi Işte dünyada bu kadar çok acı ve keder olmasının nedeni!"

alıntı
Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Maymun Hikayesi
« Yanıtla #5 : 30 Eylül 2012, 02:14:19 »
Güzel. Hazır cevap...Teşekkürler.

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
Ynt: Maymun Hikayesi
« Yanıtla #6 : 30 Eylül 2012, 13:15:39 »
Ben teşekkür ederim hepinize. a18))
Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
Bebek Ve Pişmanlık
« Yanıtla #7 : 30 Eylül 2012, 14:38:28 »
Bebek Ve Pişmanlık 
 Genç kadın, bebeğin güzelliği karşısında büyülenmiş gibiydi Kıvırcık sarı saçları, iri mavi gözleri,kalkık bir burun ve küçük kırmızı dudaklarıyla bir kartpostalı andıran bebek, kadının şimdiye kadar gördüğü en cana yakın kız çocuğuydu
Onun ipek yanaklarını daya doya öpmek ve cennet kokusunu içine çekmek için eğildiğinde:
"Dokunma bana!" diye bir ses duydu
"Beni okşamaya hakkın yok senin"
Kadın korkuyla irkilip etrafına bakındı Bebekle kendisinden başka içerde kimse yoktu Aynı sesi tekrar duyduğunda bebeğe döndü
Aman Allahım! Yeni doğmuş gibi görünmesine rağmen konuşan oydu

"Bana yaklaşmanı istemiyorum" diye devam etti

"Hemen uzaklaş benden"
Kadın, biraz olsun kendini toplayarak:
"Çocuklarımız hep erkek oluyor" dedi
"Onlar da güzel ama kız çocukları başka Bu yüzden seni öpmek istedim"
"Beni öpemezsin" diye ağlamaya başladı bebek
"Benim de seni öpemeyeceğim gibi"
"Neden?" diye sordu kadın

"Neden öpemezsin ki?"
Bebek, hıçkırıklara boğulurken:
"Bunun sebebini bilmen gerekir" dedi
"Düşünürsen mutlaka bulacaksın" Kadın, neler olup
bittiğini hatırlamak üzereyken kendine geldi Özel bir hastanenin en lüks odasında yatıyor ve narkozun tesirinden midesi bulanıyordu Aile dostları olan tanınmış doktor, odayı dolduran çiçeklerden bir tanesini vazodan çıkartıp kadına uzatırken:
"Geçmiş olsun hanımefendi" dedi
"Başarılı bir kürtajdı doğrusu
Ha! Sahi, "kız"mış aldırdığınız bebek"

Cüneyd Suavi
Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

Çevrimdışı lalegül

  • yazar
  • ****
  • İleti: 513
    • Sidre.net
Ynt: Maymun Hikayesi
« Yanıtla #8 : 30 Eylül 2012, 17:25:16 »
bu güzel hikayeler için teşekkürler
Şu rahmete bakın ki,
insanlar bütün azalarıyla günah işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.

Aziz Mahmud Hüdai (k.s)

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
Eşarp
« Yanıtla #9 : 30 Eylül 2012, 19:09:21 »
eşarp [yaşanmış bir öykü/hikaye] 

Orta yaşlı bir hanım,şehrin en lüks mağazasında beğendiği döpiyesi giyip ayna karşısında birkaç defa döndükten sonra:
-Ben üniversitede öğretim üyesiyim,dediModern bir kıyafet almak ve özgürce giyinmenin tadına varmak istiyorum
Kadınla ilgilenen tezgahtar kız:

-Sizi iyi tanıyorum efendim, dedi, Çok şık giyindiğinizi de biliyorumFakat Fransız modasına göre elbisenizi bir eşarpla tamamlamalısınız

Kadın:
-Eşarp mı? diye burun kıvırdıDemek güncel ha!
Ama Fransa gibi bir moda merkezinden geliyorsa,dedikleri doğrudur

Tezgahtar kız,raftaki eşarpları müşterinin önüne sedikten sonra:
-Pahalı olmasına rağmen en modern mallarımız bunlar, dediSize yakışacaktır

Kadın,eşarpları tek tek incelerken:
-Hepsi de birbirinden güzel ama ben sizin başınızdakini beğendim,dediŞimdi hatırlamıyorum ama,geçen gün aynı eşarbı birinde daha görmüştüm

Genç kız,saygılı bir ifadeyle:

-O GÖRDÜĞÜNÜZ BENDİM HOCAM,DİYE GÜLÜMSEDİSİZİN ÖĞRENCİNİZİMKIYAFETİMDEN DOLAYI BENİ DERSİNİZDEN ATARKEN,BAŞIMDA BU EŞARP VARDI
Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
Amerikalı Bir Profesörün ilk Namazı
« Yanıtla #10 : 30 Eylül 2012, 19:18:20 »
Amerikalı Bir Profesörün ilk Namazı 

 Amerika'nın muhtelif üniversitelerinde görev yapan matematik Prof Jefri Lang islam’a giriş hikayesini yazmış olduğu 'Melekler soruncaya kadar' isimli eserinde derin felsefi düşüncelerle, ruhani duygular arasında ilk namazını şöyle dile getiriyor:

“Müslüman olduğum gün cami imamı, bana namazın kılınışını açıklayan bir kitap verdi Ancak Müslüman talebelerin buna endişelerini gördüm, bana: “Acele etme, rahat ol, zamanla yavaş yavaş yaparsın” dediler Ben de kendi kendime, namaz bu kadar zor mu? Dedim ve talebeleri duymamazlıktan gelerek, hemen vaktinde beş vakit namaz kılmaya karar verdim O gece, loş ve küçük odama çekilerek kitaptan abdest ve namaz hareketleri eksersizlerini yaptım, namazda okunacak bazı surelerin Arapça okunuşlarıyla ingilizce anlamlarını ezberlemeye çalıştım Bu çalışmalar saatlerce devam etti

ilk namaz denemesi için kendime güven gelince yatsı namazını kılmaya karar verdim Vakit gece yarısıydı, kitabı alıp banyoya girdim, kitabı açarak, mutfaktaki ilk yemek denemesi yapan aşçı gibi kitaptaki talimatları dikkat ve incelikle bir bir uyguladım Abdest bitince odanın ortasında durup, kapı ve pencerelerin kilitli ve kapalı olmasından emin olduktan sonra kıble olarak bildiğim tarafa yöneldim, derin bir nefes aldım ve elimi kaldırarak alçak bir sesle Allahu Ekber dedim Kimsenin beni işitmemesini ve görmemesini umuyordum, yavaş yavaş Fatiha suresi ile kısa bir sureyi Arapça olarak okudum öyle zan ediyorum ki herhangi bir Arap beni dinlemiş olsaydı benim okumamdan bir şey anlamayacaktı ikinci bir tekbir alarak Rükua gittim, rükuda biraz tedirginlik hissettim, çünkü hayatımda hiç kimseye eğilmemiştim Odada yalnız olduğumu hatırlayınca sevindim Subhane Rabbiyel azim dediğimde kalbimin hızla çarptığını hissettim Tekrar tekbir getirerek doğruldum ve artık secdeye varma zamanı gelmişti Secdeye varmak üzere ellerimi ve dizlerimi yere koyunca dona kaldım, secdeye gidemiyordum, efendisinin önünde başını yere koyan köle gibi yüzümü, burnumu yere koyup kendimi zillet sandığım bir duruma düşüremiyordum, üstelik bacaklarım da katlanamıyordu,
utandım gülünç duruma düştüm zannettim Bu durumda beni gören, arkadaş ve tanıdıklarımın önünde acınacak ve alay edilecek halimi düşündüm, arkadaşlarımın kahkahalarını duyar gibi oluyordum 'San Francisco'da Araplar çarptı bu hale düştü' gibi sözler sarf edeceklerini tahayyül ederek zavallı duruma düştüğümü his ettim Bir müddet tereddüt ettikten sonra derin bir nefes aldım başımı seccadeye koydum, zihnimdeki bütün düşünceleri attım, dikkatimi dağıtacak düşüncelere yer vermeden ikinci secdeye de vardım Bu esnada kendi kendime “Daha önümde üç tur daha var” diye düşündüm ve kararlıydım: Neye mal olursa olsun bu namazı tamamlayacağım Kalan rekatlarda işler gittikçe daha da kolaylaşıyordu Son secdede tam bir sükunet hissettim Nihayet teşehhütten sonra selam verim

Selamdan sonra bulunduğum yerde olduğum gibi kaldım, geriye dönüp nefsimle giriştiğim savaşı aklımdan geçirdim, bir savaştan çıktığımı hissettim sonra başımı önüme eğerek mahçup bir şekilde “Allah'ım geri zekalılığımdan ve tekebbürümden dolayı beni bağışla, uzak bir yerden geldim ve daha önümde kat edilecek uzun bir yol var” diye dua ettim

Bu esnada daha önce hiç yaşamadığım bir şeyi hissettim Bunu kelimelerle ifade etmek mümkün değil Vücudumu, kalbimin bir noktasından çıktığını hissettiğim ve anlatmaktan aciz kaldığım bir dalga kapladı, soğuk gibiydi, ilk etapta irkildim, vücuduma olan etkisinden ziyade garip bir şekilde duygularımı etkiledi ve görünür bir rahmetin varlığını hissettim Bu rahmet sonra içime nüfuz ederek içimde kaynamaya başladı Sonra sebebini bilmeden ağlamaya başladım, ağlamam artıp göz yaşlarım aktıkça, rahmet ve lütuftan harika bir gücün beni kucakladığını hissettim Günahkar olmama rağmen, günahlarımdan, veya utanç ve sevinçten dolayı ağlamıyordum Sanki büyük bir set açılmış ve içimdeki korku ve keder sel olup gidiyor Bu satırları yazarken kendi kendime diyordum: “Allah’ın rahmet ve mağfireti, sadece günahları affetmiyor, o aynı zamanda bir şifa ve bir sekinedir” Uzun bir süre başım eğik bir şekilde öylece diz üstü kaldım

Ağlamam durunca, yaşadığım deneyin akıl ile izah etmenin mümkün olmadığını anladım, Bu esnada idrak ettiğim en önemli husus ise, benim Allah’a ve namaza şiddetle muhtaç olduğum gerçeği oldu Yerimden kalkmadan önce de şu duayı yaptım: “Allah’ım bir daha küfre girmeye cüret edersem beni, o küfre girmeden önce öldür ve bu hayattan kurtar, hata ve eksiksiz yaşamanın çok zor olduğunu biliyorum, ancak şunu yakînen biliyorum ki, bir tek gün dahi olsa sensiz yaşamak senin varlığını inkar etmem mümkün değildir”

alinti



Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
Deniz Yıldızları
« Yanıtla #11 : 01 Ekim 2012, 10:12:44 »
Deniz Yıldızları

Genç adam göz alabildiğince uzanan sahillere vurmuş deniz yıldızlarını' nı tekrar Okyanus' a atmak için birinden bir diğerine can siperhane uğraşım duruyordu

Kan ter içinde kalmıştır!

Onun bu gayret ve telaş' ını gören yaşlı bir adam, yavaşca yanına sokularak ne yaptığını sordu

Dün gece fırtana vardı dedi genç adam, "Dalgalar deniz yıldızlarını karaya savurmuş

Onları ölmeden önce tekrar suya atıyorum!

Yaşlı adam gülümseyerek, şöyle demiş genç adama;

"Ama evlat sahil kilometrelerce uzun
Sahile veran deniz yıldızları ise sayısız denecek kadar fazla!
Sonunda ne farkedecek ki???"

Genç adam, hiç umursamadan ayaklarının dibinden alıp, Okyanus'un engin sularına bıraktığı bir deniz yıldızı' nı işaret ederek, dedi ki;
" Onun için çok şey farkedecek!"

alıntı
Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
İki şık var [askere oğlunu yolayan anneye teselli] :)
« Yanıtla #12 : 01 Ekim 2012, 10:41:22 »
İki şık var [askere oğlunu yolayan anneye teselli] :) 

 Bir kadın oğlunu askere göndermek üzereydi

İki gözü iki çeşme ağlıyordu Komşusu geldi ve başladı teselliye:

“Canım, bu ne telâş? Daha ortada fol yok yumurta yok, n’oluyorsun?
Askere gidince bakalım oğlunu geri hizmete mi verecekler, yoksa muhârib sınıfına mı ayıracaklar?

Geri hizmete verirlerse mesele yok

Ama muhârib sınıfına ayırırlarsa iki şık var:

Savaş ya çıkar, ya çıkmaz Çıkmazsa mes’ele yok

Ama çıkarsa iki şık var:

Ya cepheye gönderirler, ya geri hatlarda kalır Geri hatlarda kalırsa mes’ele yok

Ama cepheye gönderirlerse iki şık var:

Ya yaralanır, ya yaralanmaz
Yaralanmazsa mes’ele yok

Ama yaralanırsa iki şık var:

Yarası ya ağır, ya hafif olur Hafif olursa mes’ele yok Geri gönderirler Hiç askere gitmemiş olur

Ama ağırsa iki şık var:

Ya iyileşir, ya iyileşmez İyileşirse mes’ele yok Yaralanmamış bile sayılır Üstelik bir daha da cebheye göndermezler

Ama iyileşmezse iki şık var:

Ya ölür, ya kalır Ölmezse kendisine kavuşursun

Ama ölürse iki şık var:

Ya cennete gider, ya cehenneme Cennete giderse hiç üzülüp gözyaşı dökmene lüzum yok.
Cehenneme giderse de cehennemlik bir evlâd için ağlamaya değmez”


alıntı

Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
off anne ya!!!
« Yanıtla #13 : 01 Ekim 2012, 10:48:59 »
off anne ya!!!
 
 SAAT 0330'du Adamın telefonu çalmaya başladı Başını
gömdüğü yastıktan
binbir zorlukla kaldıran adam, yatak ucundaki telefona uzandı:
"Alo! Kimsiniz?"
"Benim oğlum, annen!"
"Anne of ya Bu saatte ne var MEVLA aşkına! Yarın ne kadar önemli
işlerim
olduğunu bir bilsen"
"Şey oğlum"
"Ne var anne, beni bu saatte uyandıracak kadar önemli ne var? Sabah
arasan
olmaz mıydı?"
Anne, oğlundan duyduğu bu kırıcı sözlerden dolayı, çok
üzülmüş ve çok
incinmişti Ağlamaklı bir sesle şunları söyleyerek telefonu
kapattı:
"Bundan tam otuzbeş yıl önce, böyle bir gece yarısı saat tam
0330'da sen de
beni uyandırmıştın! Doğum günün kutlu olsun evladım"

alıntı
Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]

Çevrimdışı osmanlı

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 379
  • Okula hayır, Açık lise kolejlerine evet.
Ynt: Maymun Hikayesi
« Yanıtla #14 : 01 Ekim 2012, 15:18:48 »
“Allah’ım bir daha küfre girmeye cüret edersem beni, o küfre girmeden önce öldür ve bu hayattan kurtar, hata ve eksiksiz yaşamanın çok zor olduğunu biliyorum, ancak şunu yakînen biliyorum ki, bir tek gün dahi olsa sensiz yaşamak senin varlığını inkar etmem mümkün değildir”

İşin özü bu, umarım bizlerde bu idrakin 1-2 ötesine gideriz...
Devrimci akıla sahip olanlar, luciferin yeni dünya düzenini yemezler...