İnsana söz ile gelen zararlardan biri de, aşırı övülmektir. Bundan, yalan, ikiyüzlülük gibi caiz olmayan huhuslar meydana gelebilir. Bunun için aşırı övme uygun görülmemiştir. İmamı Gazali hazretleri buyurdu ki: Bir kişiyi övmede altı âfet, zarar vardır:
Birincisi: Övme, bazen ifrata kaçar ve ifrat onu yalana sürükler! Nitekim Hâlid bin Mikdad şöyle demiştir: “Kim bir sultanı veya herhangi bir kimseyi, kendisinde bulunmayan sıfatlarla şahidler huzurunda medhederse, Allahü teâlâ kıyamet gününde bu kimseyi dehşetten sarkmış diline basıp düştüğü halde haşreder!”
İkincisi: Bazen medhediciye riya galip gelir. Çünkü meddah, medihle sevgi gösterisinde bulunur. Halbuki kalbinde sevgi yoktur ve söylediklerine inanmamaktadır. Bu bakımdan söyledikleriyle hem riyakâr, hem münafık olur.
Üçüncüsü: Meddah, bazen olmayan şeyleri söyler. Hem de o şeylerden haberdar olma imkânı olmadığı halde söyler. Bir kişi Resulullahın yanında başka bir kişiyi medh u senâ etti. Hz. Peygamber kendisine şöyle dedi: “Sana yazıklar olsun! Sen arkadaşının boynunu kopardın. Eğer arkadaşın bu dediklerini işitseydi hiçbir zaman felaha kavuşamazdı! Eğer biriniz, arkadaşını medhetmek mecburiyetinde ise, bari ‘ben filan adamı şöyle sanıyorum ve Allah nezdinde hiç kimseyi temize çıkarmıyorum, çünkü o kimsenin kontrol edeni Allah’tır. Eğer onun öyle olduğunu görüyorsa öyledir’ desin.”
Dördüncüsü: Övülen kimse zâlim veya fâsık olduğu halde bazen övülmekten ötürü sevilir. Oysa böyle bir sevgiye meydan vermek caiz değildir. Nitekim Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Fâsık bir kimse övüldüğü zaman Allahü teâlâ öfkelenir.”
Hasan Basrî hazretleri şöyle buyurdu: “Kim uzun yaşaması için zâlime dua ederse, o kimse Allah’a isyan etmiş olur!” Fâsık bir zâlimin üzülmesi için aleyhinde bulunmak, sevinmesin diye kendisini övmemek en uygun harekettir.
Yahya bin Muaz-ı Razi hazretlerine Allah sevgisinin, (muhabbetin) ne olduğu soruldu. Cevabında, “İyilikle artmayan, kötülükle eksilmeyen bir şeydir” buyurdu.
Övülmek insanı kör eder!
Bir kimseyi yüzüne karşı övmek çok zararlıdır. Övülen kimsenin helakına sebep olur. Övme onda kibir ve gurur meydana getirir, kibir ve gurur ise helâk edicidirler. Ayrıca, övme insanda gevşeklik meydana getirir. Nefsinin hoşuna gider. Nefsinden razı olan bir kimsenin çalışması azalır; zira nefsini kusurlu gören bir kimse ciddiyetle çalışmaya koyulur. Ama diller, adamın lehinde övgüler düzdükleri zaman, adam da hedefe vardığını zanneder.
Bundan dolayı Peygamber aleyhisselam şöyle buyurmuştur: “Eğer arkadaşın senin yapmış olduğun övgüyü işitmiş olsaydı, sen onun boynunu kesmiş olurdun. Arkadaşını yüzüne karşı övdüğün zaman sanki sen onun gırtlağının üzerinde pırıl pırıl parlayan keskin bir usturayı gezdirmiş olursun.”
Başka hadis-i şeriflerde de Efendimiz şöyle buyurmuşur:
“Övülmeyi sevmek, insanı kör ve sağır eder. Kusurlarını görmez olur. Doğru sözleri, verilen nasihati işitmez olur.”
“Meddahların [herkesi övenlerin, yağcıların] yüzüne toprak saçın!”
“Meddahların ağzına toprak atın.”
“Din kardeşinden bir ihtiyacını isterken onu övmekle söze başlamayın. Böyle yapan onun belini kırmış olur.”
Ziyad bin Ebî Müslim şöyle buyurmuştur: “Herhangi bir kimse lehinde bir övgü işitirse, muhakkak şeytan ona görünür. Fakat Müslüman bir kimse derhal hatırlar, kendine gelir”
Hz. Ömer şöyle demiştir: ‘Medhetmek, kesmek demektir’. Bunun hikmeti şudur. Çünkü kesilen bir kimse çalışmaktan gevşer ve çalışamaz hale gelir. Bir insan övüldüğü zaman da gevşer veya ucûb ve gurura meyleder. Ucûb ve gurur da, kesmek gibi helâk edici sıfatlardır. İşte bunun için de Hz. Ömer, medhetmeyi kesmeye benzetmiştir.
Eğer medh, medheden ile medhi yapılanın hakkında bu âfetlerden uzak olursa, o vakit medihte bir sakınca olmaz. Hazreti Peygamber şöyle buyurmuştur: “Eğer Ebu Bekr-i Sıddîk’ın imanı -peygamberler hariç- bütün insanların imanıyla tartılsa muhakkak Ebu Bekr’in imanı ağır basar.”
Mehmet Oruç