Gönderen Konu: Meğerse Şu İsrailliler Ne Kadar Haklıymış  (Okunma sayısı 2465 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı tarihman

  • magnealkIZ
  • yazar
  • ****
  • İleti: 751
Meğerse Şu İsrailliler Ne Kadar Haklıymış
« : 20 Ocak 2010, 18:39:43 »

Roketler ve tüneller...
  
 
İsrail, Gazze'ye dönük saldırısında başlangıçtan bu yana iki net askerî amaca ulaşmaya çalışıyor: Gazze'den İsrail içlerine yapılan roket saldırılarına son vermek ve Hamas'ın silahlanmasını sağlayan Philadelphi Koridoru'ndaki tünelleri yok etmek.
Bugün 16. gününe giren saldırısında İsrail, birinci amacına hâlâ ulaşabilmiş değil; zira Hamas ve bağlantılı gruplar saldırının başından bu yana sayısı giderek azalmakla birlikte hâlâ İsrail'e roket atmayı başarabiliyorlar. Nitekim, dün sabah saatleri itibarıyla en az 6 roket İsrail topraklarına düşmüştü. Önceki gün bu sayı 30 civarındaydı. Üstelik bu roketler 40 kilometre kadar içlere Aşdod, Aşkelon ve Bir-Şiba gibi şehirlere de ulaşmış, hatta Hamas'a göre Tel-Aviv'e 27 kilometre uzaklıktaki Tel Nat adlı önemli bir İsrail askerî hava üssü de roketlerin hedefi olmuştu.

İsrail, bu roketlerin hâlâ yağmaya devam etmesinden ve menzillerinin artmasından dolayı şüphesiz çok rahatsız ve endişeli; böyle giderse bir gün bu roketlerin İsrail'in nükleer merkezi Dimona'yı bile menzil içine alabileceklerinden korkuyor. Bugün devam etmekte olan saldırısıyla hem mevcut ve hem de geleceğe dönük roket tehditlerini bugünden önlemeyi amaçlıyor. Bugüne kadar başarılı olamadığı bu konuda önümüzdeki günlerde ne kadar başarılı olacak, şüphesiz bilemeyiz.

İkinci önemli tehdit olan tüneller konusunda ise İsrail, saldırının başından bu yana Mısır-Gazze sınırındaki Philadelphi Koridoru'nda bulunan tünelleri havadan F-16'larla sürekli bombalıyor. Kullanılan bombalar da Amerika'dan aldığı özel sığınak delici bombalar elbette. Bunlar hem patlayıcı ile imha etkisi ve hem de titreşim ve şok dalgaları meydana getirerek tünellerin çökmesini sağlayabilecek bombalar.

İsrail, bu bombalarla bugüne kadar ne kadar tüneli yok etti, ne kadarını edemedi, yine bilmemize imkân yok. Zaten bu konuda bombalanan yerleri bizzat görmeden, kontrol etmeden bir şey söylenemez.

Esasen, söz konusu tünellerin sayısı da, kesin yerleri de bilinmiyor. Bazı kaynaklar sayının 300 civarında olduğunu söylerlerken, bazıları bu sayıyı 1.000 civarına kadar da yükseltiyorlar. Bu tüneller ambargo ve abluka altında inleyen Gazze'nin adeta can damarları. Buralardan şüphesiz Gazze için gerekli olan her türlü madde geliyor. İlaç, gıda maddesi, sigara, inşaat malzemeleri ve hatta canlı hayvan bile. Geçen Kurban Bayramı'nda kurbanlık koyunların bile bu tünellerden geçirildiğini ben televizyonlarda izlemiştim. Şüphesiz bu hayatî maddelerin yanı sıra bu tünellerden Gazze'ye silah ve mühimmat da giriyor. Zaten bunların başka bir yerden sokulmalarına imkân yok; zira deniz ve kara sınırları İsrail'in tam kontrolü altında bulunuyor.

İşte bu yüzden İsrail son saldırısıyla bu tünelleri elinden geldiği kadar imha etmeye, saldırı sonrasında da bu tünellerle ilgili kontrol işini milletlerarası camiaya havale etmeye çalışıyor. Nitekim bu konuda bu camiayı da şimdiden yanına almış bulunuyor; zira BM Güvenlik Konseyi'nin emredici olmayan, taraflara sadece ateşkes çağrısı yapan 1850 sayılı kararında da kanun dışı silah ve mühimmat kaçakçılığının önlenmesi yolunda güçlü bir ifade de yer alıyor. Üstelik bu ifade, ateşkes çağrısı ifadesinin tamamlayıcı bir unsuru olarak takdim ediliyor.

Bu karara ilaveten halen görüşülmekte olan Fransız-Mısır ateşkes anlaşması teklifinde de sınır kontrolü, silah ve mühimmat kaçakçılığının önlenmesi (yani tüneller meselesi), bunun bir milletlerarası güç tarafından denetlenmesi gibi çok önemli bir unsur da bulunuyor ve bu konuda İsrail istekli, Mısır mütereddit görünürken Hamas silahlanmasına set çekeceği için retçi bir tavır takınmış bulunuyor.

Kısacası, roketler ve tüneller, saldırı sürecinde olduğu gibi saldırı sonrasında da varılacak herhangi bir anlaşmanın ana unsurları olacaklar.

Roketler ve tüneller işte bu kadar önemli...
 
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=802264


Çevrimdışı tarihman

  • magnealkIZ
  • yazar
  • ****
  • İleti: 751
Ynt: Meğerse Şu İsrailliler Ne Kadar Haklıymış
« Yanıtla #1 : 20 Ocak 2010, 18:48:11 »
Demir Kubbe ve önemi...
 
 
İsrail'in 27 Aralık 2008-18 Ocak 2009 günleri arasında Gazze'ye yönelik olarak gerçekleştirdiği 'Dökme Kurşun' adlı saldırısının ana amacı roket ve havan ateşine son vermekti. İsrail 18 gün süren saldırısında binlerce ton bomba atmasına ve binlerce can almasına rağmen bunu başaramadı.
Roket ve havan ateşi ne saldırı sırasında ne de sonrasında durdu. Ateşkesten bu yana Gazze'den İsrail'in güneyine yönelik çok sayıda roket ve havan atıldı. Bu durum, saldırının üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen halen de devam ediyor.

Nitekim, en son olarak geçen perşembe günü Gazze'den atılan 10 havan mermisi, bir Kassem roketi ile cuma gecesi 2 Kassem roketi İsrail topraklarına düşmüş bulunuyor. Bu da tabii, bizde söylenenlerin aksine Gazze'den yapılan Kassem ve havan atışlarının hiç durmadığını açıkça ortaya koyuyor.

Türkiye'de en üst düzeyde birileri Gazze'den bu tür atışların yapılmadığını söyleyip duruyorlar; ama gerçekler tabii böyle değil.. Bunlar bizlere inanmıyorlarsa ilgili kaynaklara bakabilirler. Nitekim, güvenilir bir kaynak olan The Financial Times'a göre, 'Dökme Kurşun'un sona ermesinden bu yana Gazze'den İsrail'e 280 roket ve havan mermisi düşmüş bulunuyor.

Bu köşede birkaç kere yazdığımız gibi İsrail söz konusu roketler ve havanları bugün için durdurabilecek bir çareye sahip değil. Roket ve havan ateşi karşısında geçen mart ayında bu köşede söylediğimiz gibi misillemelerine devam edecek. Zaten ediyor da; nitekim son roket ve havan ateşinden sonra Gazze'de 4 hedefi uçaklarla bombalamış bulunuyor.

İsrail bu misillemelere devam ederken aynı zamanda kısa menzilli roket ve havan ateşine karşı nihai çare bulma çalışmalarını da hiç aksatmıyor. Bu çarenin adı Demir Kubbe (Kipat Barzel) adıyla bilinen ileri teknolojiye dayanan ilginç ve benzersiz bir sistem. Uzun tereddütlerden sonra 2007 yılında zamanın Savunma Bakanı Perez tarafından alınan kararla geliştirilmeye başlanılan bu sistem, İsrail'in önemli savunma sanayii kuruluşlarında Rafael tarafından gerçekleştiriliyor ve söylendiğine göre şöyle çalışması planlanıyor:

'Demir Kubbe, Elta Systems adlı kuruluşun geliştirdiği özel bir radar sistemi vasıtasıyla atılan roketi ya da havanı havada iken hedef olarak tespit edecek, sonra hedefi fırlatacağı önleyici roketiyle havada yok edecek. Bu önleyici roket Kassemlerin saniyede 300 metre kadar olan hızında daha hızlı bir roket olacak. Buna ilaveten söz konusu roket Kassem ya da benzeri roketleri havada en yüksek noktada saf dışı edecek şekilde tasarlanacak. Bunun sebebi düşman roketlerin muhtemel kimyasal ya da biyolojik başlıklarını emin bir mesafede yok edip bunların verebileceği zararları asgariye indirmek.'

Sistemin hedef tespit sürecinin bir saniyeden az bir sürede gerçekleşeceği, bu suretle önleyici roketin ikinci bir saniyede hedefi bulacağı ve yok edeceği bugünden söyleniyor. Ancak bu arada önleyici roketlerin çok pahalı olacağı (tek bir roketin atışı 30.000- 40.000 dolar civarında) ve bu yüzden sistemin boş araziye düşeceği anlaşılan roketlere karşı kullanılmayacağı, böylece maliyetlerin aşağıda tutulacağına da bugünden işaret ediliyor.

Hayata geçirildiğinde bu şekilde çalışması planlanan Demir Kubbe sisteminde bu hafta önemli bir safhaya ulaşılmış bulunuluyor. Geçen çarşamba günü sahada yapılan fiilî denemelerde sistemin birkaç roketi havada tespit ederek imha etmeyi başardığı haberlerde yer alıyor. İsrailli askerî yetkililer sistemin bu yılın haziran ayında operasyonel hale geleceğini ve ilk bataryanın Gazze yakınlarında konuşlandırılacağını söylüyorlar.

Demir Kubbe eğer iddia edildiği gibi başarılıysa ve Gazze'den atılacak roket ve havanları havadayken imha edebilecek yeteneğe sahipse bu Hamas-İsrail-Gazze denkleminde yeni bir sabit değişken olarak yerini alacak ve başarılı olması halinde hem ikili dengeyi kökten değiştirebilecek hem de roket ve havan unsurunu önemsiz ve değersiz kılabilecek.

Demir Kubbe işte bu kadar önemli
 
http://www.zaman.com.tr/yazar.do;jsessionid=3A9A67EEF46C88C7E7CDCBD1EDBD4C81?yazino=938349