İmâm-ı Rabbânî (k.s.) hazretlerinden:
"Ameller iki kısma ayrılır:
1. Emirleri yerine getirmek,
2. Yasaklardan kaçınmak..
Emirlerin yerine getirilmesinde, kudsiyyûn (melekler) zümresi (insanlarla) müşterektir. Eğer yalnız emirleri yerine getirmekle terakki (ilerleme ve yükselme) mümkün olsaydı, melekler için de terakki bahis mevzuu olurdu.
Yasaklardan kaçınmak, yalnız insanlara mahsustur, meleklerde bu yoktur. Zirâ onlar, bizzat masumdurlar. Onlarda emirlere muhâlefet mecali yoktur ki, yerine getirmekten kaçınsınlar. Dolayısıyle terakki, yalnız bu ikinci kısım (yasaklardan kaçınmak) için lâzımdır.
Anlatıldığı biçimde yasaklardan kaçınmak, ayniy-le nefse muhalefettir. Zirâ şerîat, nefsanî hevanın kalkması, zulmânî âdetlerin defî için gelmiştir. Çünkü, nefsin tabiatının iktizâsı; ya haramı irtikâb etmek, yahut sonu harama çıkan fuzûlî şeyleri işlemektir. Bu bakımdan, fuzûlî şeylerden kaçınmak, ayniyle nefse muhalefettir." (Mektûbât, 1.cild 286.mektub)