Gönderen Konu: Merhaba hayat  (Okunma sayısı 2654 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Merhaba hayat
« : 18 Ağustos 2010, 22:32:03 »

Şimdi bu cılkı çıkarılmış, çirkinleştirilmiş manzaradan firar etmek, hayatın dışına kaçmak lazım...

Liyakatin “terfi” ile hiçbir ilgisinin olmadığı anlamsızlığı boş verip, serin ve sakin bir caminin taş sütununa yaslanıp gözleri kapamak...

Vicdanımız bu som sükutun içinde kaybolduğunda “Ey yolcu!...” nidasını duyacaktır muhtemelen...

“Ey yolcu, kalmayacağını ve dönüp bir daha görmeyeceğini kesinkes bildiğin yerde niçin saraylar, konaklar yapma peşindesin?”

O taş sütunun serinliği sırtımdan enseme, yangın yeri beynimden, kaskatı kalbime yayıldığı zaman...

Ha teneşire uzanmışsın o sonsuzluk kapısı için...

Ha şimdi...
Yapayalnız...
Kimsesiz...
Cılkı çıkarılmış ve çirkinleştirilmiş manzarayı ebediyen unutup...
“Ey yolcu...” nidasının peşinden süzülmek bir başka âleme...
Ne kurtarılacak vatan...
Ne seni kurtaracak sahte kahraman...
Yapayalnız...
Kimsesiz...

Yaslanıp o taş sütuna yola çıkmak...
Hayatı bırakıp...
“Yok”luğun farkına varıp...

Manşetlerden, sloganlardan, yolsuzluklardan, firavun kılıklılardan, haksız faturalardan, trafikten, gürültüden, baş ağrısından, endişeden, tereddütten, meraktan, korkudan firar edip...

O apaydınlık loşluğun içinde...

Taş sütuna yaslanıp, gözlerimi kapatacağım...

Ve ramazan ilahi bir müjde gibi kuşatacak yolculuğumu...

Merhaba hayat!

Murat Başaran

Çevrimdışı mecra

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 6
  • Sen ölüyorsun kardeşim öldüğünü bil Bile bile ve t
Ynt: Merhaba hayat
« Yanıtla #1 : 18 Ağustos 2010, 22:37:57 »
güzelmiş....:)
bir yılan düştü vapura denize sarıldım o vakit...