Gönderen Konu: Metinler > isaguciii  (Okunma sayısı 50656 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
Metinler > isaguciii
« : 10 Temmuz 2005, 00:35:32 »

Haydi Bismillah;

İsağuci; ilmi mantıktan bir kitabın ismidir.İsağuci , ( is eğo ve cii ) (ben, sen ,o mekanda )kelimlerinden müteşekkil yunanca bir manada  bir kelimedir. Kitabın musannıfı Esiruddinul Ebheri (el mufaddal ibni Ömer El ebheri ) hazretleridir.

ilmi mantık: Kendisiyle riayet olunan fikirdeki hatalardan zihni koruyan kanuni bir alettir.
Mezusu ise: Netyicelere ulastırma cihetinden tasdigati ve tasavvuru bilmek için zati hallerden kendisinde bahsedeilen ilimdir.

İlmi mantık genel mevzuu itibariyle ikiye ayrılır.Bunlar tasavvurat ve tasdigat...

Tasavvurat baslı basına iki kısımdır. Mabadi Tasavvurat ve magasidi Tasavvurat ..
Bu kısımlardan kendi aralarında soyle kısımlandırılırlar...

Mabadi Tasavvurat : Cins, Nevi,Fasl,Arazi Amme,Arazi Has
Magasidi Tasavvurat : Haddi Tam,Haddi Nagıs,Resmi Tam ve Resmi Nagıs

Diğer yonden tasdigat baslıgı da ikiye ayrılır. Mabadi Tasdigat ve magasidi Tasdigat.
Bu baslıklarda kendi içlerinde konu baslıklarına ayrılırsa isağuciinin bütün kapsamı içeriği ortaya konmuş olur.

Mabadi Tasdigat : Ahkami Gazaya,Akis ve Tenaguz
Magasidi Tasdigat: Sanaati Hamse(Burhan,Cedel,Hıtabet,Şiir,Müğalatat).

Bunlardan en önemli olanları Burhan,cedel ve hıtabetir.

Boylece kitapta anlatılan butun mevzular kapsamlı bir sekilde taksimatı ortaya konmuş olur...

<<<Yazdıklarımda kelime hatalarım olmuşssa buyuklerime danısmadan agzımdan bir seyler soyleme curreti göstermişsem bütün talebe arkadaslarımdan affımı dilerim..
En dogrusunu Allahım bilir.

"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Metinler > isaguciii
« Yanıtla #1 : 10 Temmuz 2005, 00:55:16 »
Alıntı yapılan: "muallim"
Haydi Bismillah;
<<<Yazdıklarımda kelime hatalarım olmuşssa buyuklerime danısmadan agzımdan bir seyler soyleme curreti göstermişsem bütün talebe arkadaslarımdan affımı dilerim..
En dogrusunu Allahım bilir.


muallim kardes üc satir ile isa guciyi mücmel olarak taksim etmis kitabi anladigi anlasiliyor.

Imtihani kazanmisa benziyor.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı Padisah

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 42
Metinler > isaguciii
« Yanıtla #2 : 10 Temmuz 2005, 01:16:50 »
Sarf Nahv dururken, yukarlara cikmayalim... birde cogumuz sarf veya nahivi tam okumamistir.. burda kactanesi yüksek ilimleri okudu?? coklari istifade edemez ki.. Kafamizi Sarf ve Nahivla alakali olan Kitaplarla, Serhlerle, Muriblerle ugrasalim.. Alt ilimleri anlamadan, yüksek ilimleri kimse anlamaz. Birde Sarf ve Nahivle alakali yazilan mevzular, bilgiler o kadar cok ki.. yeter ve artar.. gerisi kendiliginden gelir.
Yapacaksan Hemen Yap
Yarın Yaparım Deme
Nice Yarınlar Geçti
Bir Baksana Aleme
( Imamı Cafer Sadık K.S. )

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Metinler > isaguciii
« Yanıtla #3 : 10 Temmuz 2005, 01:33:54 »
Ilmü mantigi birde söyle taksim etsek affiniza siginarak nasil olur.

                                    Ilmü mantik  2 kisim


    Tasavvurat                                              
  Tasdiygat

1-Mebadi tasavvurat                                   1-Mebadi tasdikat
2-Makasidi Tasavvurat                                2-Makasidi tasdikat

     



Mebadi tasavvurat                              1-Mebadi tasdikat
Külliyyati hamse                                   Gadaya ve ahkami

1-Cins                                                      
1 Nevi                                                       2-Makasidi tasdikat
3-Fasil                                                          Kiyasdir.
4 -Arazi aam
5_Arazi hass

       Makasidi tasvvurat
       Kavli Sarihdir


1-Haddi tam
2-Haddi nakis
3-Resmi tam
4-Resmi nagis



Ilmü mantikdan murad kiyas ve aksamidir.Bundan sonra kiyas  Madde hasebi ile  5 dir.Mantik alimleri indinde Sanaati hamse diye isim verilir.Eger kiyas yakiniyyatdan terekküb ederse Burhan,Zanniyyatdan terekküb ederse Hitabe,Müsellematdan terekküb ederse Cedel,Mühayyelatdan terekküb ederse Siir.Mükaddematdan terekküb ederse Mugalata denir.Yukaridaki 4 kisma bu besinci ilave edilirse Mantigin bablari 9 eder.Cumhur indinde mantigin bablari bundan ibaret olur.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
Metinler > isaguciii
« Yanıtla #4 : 10 Temmuz 2005, 15:49:30 »
Hocam benim aklıma takılan bir soruyu size sormak isterim.kitabın en basında musaanıfı tanıtan cumleler sarf edilmiş...Kendini ovucu tarzdaki yazıların kaynagı musannıf mıdır yoksa baskası musannıfa onsoz mu yazmıstır..??

Eğer musannıf hazretleri kendi yazmıssa bu kadar ovgunun sebebi ne olabilir..
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Çevrimdışı Padisah

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 42
Metinler > isaguciii
« Yanıtla #5 : 11 Temmuz 2005, 12:36:59 »
Esiruddinul elebheri'nin altina baktigin zaman, asagi da seyhe matuf atful beyan yaziyor. Evet bu musannif yazarin kendisi.

Bu kadar övgünün sebebi mantik ilminde yunan poprphyrios'dan fazla kendisini iyi tanitmak icin. Yoksa kendisini kim övebilir ki? Bunu mecazi anlamda düsünmek lazim, bazi musanniflar kendi kitablarin basinda isimlerini yazarlar.

en iyisini Allah bilir. Hatalarim varsa düzeltin.
Yapacaksan Hemen Yap
Yarın Yaparım Deme
Nice Yarınlar Geçti
Bir Baksana Aleme
( Imamı Cafer Sadık K.S. )

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
Metinler > isaguciii
« Yanıtla #6 : 11 Temmuz 2005, 15:26:14 »
Yunanlılardan alınmış bir ilim olması hasebiyle kafirlere karsı kendisini ovmek için mi yazılmış once ovgu???

Bu sebeb bile kişinin kendisini övmesi için yeterlimidir???
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Metinler > isaguciii
« Yanıtla #7 : 11 Temmuz 2005, 23:14:48 »
Alıntı yapılan: "muallim"
Hocam benim aklıma takılan bir soruyu size sormak isterim.kitabın en basında musaanıfı tanıtan cumleler sarf edilmiş...Kendini ovucu tarzdaki yazıların kaynagı musannıf mıdır yoksa baskası musannıfa onsoz mu yazmıstır..??


Bu sözler musani hazretlerine ait degildir.Büyükler kendilerini böyle övdükleri vaki olmamistir.Asagidaki yaziyi dikkatlice okuyunuz.
                  Isa  Guci kitabinin birinci sahifesinin mefhumu.

Ebheri kabilesine mensüp Dinde muhtar Yahut ilmi lakabi Eserüddin ve dinde sübüt bulucu hakimlerin mugteda bihi ve ulemai müteahhirinin efdali ve ulumu akliyye ile ulumu nagliyyeyi cami olan mukdeda bih  olan seyh tekellüm eyledi.Cenabu vacibül- vücüd evsaf ile mevsuf olan seyhin kabrini Cennet bahcelerinden bir bahce kilmakla güzel etsün. Ve seyh müsarün ileyhin mahalli kararini Cennet kilsun. Demekdir.

                                                      FAIDE.
Zahir olan ( Gale-esseyhul-imamül- allame ) Ibaresi kelami musannifdan olmayip  isa guci Risalesinin  musannifi bilinsin ve bu ilmi talip edenleri bu risaleye tesvik  ve mantik mes´elelerini zapt icin  musannifin talebelerinden bazisinin kelami olup kitabin basina ilave olmustur.

Ma´haz:Mürsidi- mebtedi Sahife 3.


Allahin selami hidayete tabi olanlar üzerine olsun.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
Metinler > isaguciii
« Yanıtla #8 : 12 Temmuz 2005, 16:08:35 »
Allah razı olsun hocam..tesekkur ederiz. :x
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Metinler > isaguciii
« Yanıtla #9 : 12 Temmuz 2005, 23:31:53 »
Alıntı yapılan: "muallim"
Allah razı olsun hocam..tesekkur ederiz. :x


Kitap karistirma imkani verdiginiz icin sizlerdende Allah razi olsun.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
Metinler > isaguciii
« Yanıtla #10 : 16 Temmuz 2005, 21:25:44 »
Kitap karıstırmak iyidir. Sayemizde size biraz okuma fırsatı vermiş olduk. :D
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Metinler-İsaguciii
« Yanıtla #11 : 26 Ocak 2008, 00:34:12 »
Mantık

İlm-i Mantık

( هُوَ آلَةٌ قَا نُو نِيَةٌ تَعْصِمُ مُرَاعَاتُهُ الذِّ هْنَ عَنِ الْخَطَاءِ فِ الْفِكْرِ ). İlm-i mantık kânunî bir âletdir ki, kendisine riâyet etmek zihni fikirdeki hatâdan korur.

Delaletin Kısımları

Bil-mutabaka: ( هُوَ مَا يَدُلُّ عَلَى تَمَامِ مَا وُضِعَ لَهُ ). Lafzın  vazolunduğu mananın tamamı üzerine delelet etmesine denir. Mesela insan kelimesi ile hayvan-ı natık kastolunması gibi
Bit-tezammün: ( هُوَ مَا يَدُلُّ عَلَى جُزْءِ مَا وُضِعَ لَهُ ). Lafzın  vazolunduğu mananın bir cüz’ü üzerine delalet emesine denir. Mesela insan kelimesi ile hayvan veya natıktan birisinin kastolunması gibi
Bil-iltizam: ( هُوَ مَا يَدُلُّ عَلَى مَا يُلاَزِمِ مَا وُضِعَ لَهُ فِى الذِّهْنِ ). Lafzın  vazolunduğu mananın zihindeki lazımı üzerine delalet etmesine denir. Mesela insan kelimesi ile ilim kabiliyeti ve kitabet sanatının murad olunması gibi

Lafız

Lafız iki kısımdır; müfret olur, mürekkeb olur.

Müfret: ( هُوَ الَّذِى لاَ يُراَدُ بِا لْجُزْءِ مِنْهُ دَلاَلَةٌ عَلَى جُزْءِ مَعْنَاهُ ). Lafzın cüz’ünün, mananın cüz’ü üzerine delalet etmemesidir.(insan)
Mürekkeb: ( هُوَ الَّذِى يُرَادُ بِا لْجُزْءِ مِنْهُ دَلاَلَةٌ عَلَى جُزْءِ مَعْنَاهُ ). Lafzın cüz’ünün, mananın cüz’ü üzerine delalet etmesidir. (râmil-hicare)

Müfret iki kısımdır; küllî olur, cüz’î olur

Küllî: ( وَهُوَ الَّذِى لاَ يَمْنَعُ نَفْسُ تَصَوُّرِمَفْهُو مِهِ عَنْ وُقُوعِ الشِّرْكَةِ ). Lafzın manasını düşünmek şirket vukuundan men etmeyendir. (insan)
Cüz’î: ( وَهُوَ الَّذِ يَمْنَعُ نَفْسُ تَصَوُّرِ مَفْهُومِهِ عَنْ وُقُوعِ الشِّرْكَةِ ). Lafzın manasını düşünmek şirket vukuundan men edendir. (zeyd)

Küllî iki kısımdır; zatî olur, arazî olur.

Zâtî: ( وَهُو الَّذِى يَدْخُلُ فِى حَقِيقَةِ جُزْ ئِيَّا تِهِ ). Bir şeyin cüzlerinin hakikatine dahil olandır. (insan ve ferese nisbetle hayvan demek gibi). Bu da ya cins, ya nevi, ya da fasıl olur.
Arazî: ( وَهُوَالَّزِى لاَ يَدْخُلُ فِى حَقِيقَةِ جُزْئِيَّاتِهِ ). Bir şeyin cüzlerinin hakikatine dahil olmayandır. (insan için dâhik). Bu da ya araz-ı hâs olur, ya araz-ı âm olur.






Külliyat-ı Hams

Cins: ( وَهُوَكُلِّىٌّ مَقُولٌ عَلَى كَسِيرِينَ مُخْتَلِفِينَ بِا لْحَقَا يِقِ فِى جَوَابِ مَا هُوَ )Ma hüve’nin cevabında hakikatleri muhtelif olan şeyler üzerine cevap vaki olandır. (insan ve feres için hayvan demek gibi)
Nevi: ( وَهُوَ كُلِّىٌَ مَقُولٌ عَلَى كَسِيرِينَ مُخْتَلِفِينَ بِا لْعَدَدِ دُونَ الْحَقِيقَةِ فِى جَوَابِ مَا هُوَ )Ma hüve’nin cevabında hakikatleri değil de adetleri muhtelif olan şeyler üzerine cevap vaki olandır. (zeyd ve amr için insan demek gibi)
Fasıl: ( وَهُوَكُلِّىٌّ مَقُولٌ عَلَى الشَّيْئِ فِى جَوَابِ اَىُّ شَيْئٍ هُوَ فِى ذَاتِهِ )Eyyü şey’in hüve fî zatihi’nin cevabında bir şey üzerine cevap vaki olandır. (insana nisbetle natık gibi) 
Araz-ı hâs: ( وَهُوَ كُلِّيَّةٌ تُقَالُ عَلَى مَا تَحْتَ حَقِيقَةٍ وَاحِدَةٍ فَقَطْ قَوْلاً عَرَ ضِيًّا ). Kavl-i arazi olarak sadece bir hakikatin tahtındaki fertler üzerine cevap vaki olandır. (insan için bil’fiil ve bil’kuvve dâhiklik gibi)
Araz-ı Âm: ( وَهُوَكُلِّىٌّ يُقَالُ عَلَى مَا تَحْتَ حَقَا يِقَ مُخْتَلِفَةٍ قَوْلاً عَرَ ضِيًّا ). Kavl-i arazi olarak bir çok hakikatin tahtındaki fertler üzerine cevap vaki olandır. (insan ve diğer hayvanlar için bilfiil ve bilkuvve müteneffis gibi)

Kavl-i Şârih

Had: ( قَوْلٌ دَالٌّ عَلَى مَا هِيَةِ الشَّيْئِ ). Bir şeyin mahiyeti üzerine delalet eden kavildir. 
Hadd-i tam: ( وَهُوَ الَّذِى يَتَرَكَّبُ عَنْ جِنْسِ الشَّيْئِ وَفَصْلِهِ الْقَرِيبَيْنِ ). Bir şeyin cins-i karib ve fasl-ı karibinden terekküp eden kavildir. (insana nisbetle hayvan-ı natık)
Hadd-i nakıs: ( وَهُوَ الَّذِى يَتَرَكَّبُ عَنْ جِنْسِ الْبَعِيدِ وَ فَصْلِهِ الْقَرِيبِ ). Bir şeyin cins-i baîd ve fasl-ı karibinden terekküp eden kavildir. (insan için cism-i natık)
Resim: ( قَوْلٌ دَالٌّ عَلَى اَثَرِ الشَّيْئِ ). Bir şeyin eseri üzerine delâlet edendir.
Resm-i tam: ( وَهُوَالَّذِى يَتَرَكَّبُ عَنْ جِنْسِ الشَّيْئِ وَخَوَاصِّهِ اللاَّزِمَةِ ). Bir şeyin cins-i karib ve havâss-ı lazimesinden terekküp eden kavildir. (insan için hayvan-ı dâhik)
Resm-i nakıs: ( وَهُوَ الَّذِى يَتَرَكَّبُ عَنْ عَرَضِيَّا تٍ تَخْتَصُّ جُمْلَتُهَا بِحَقِيقَةٍ وَاحِدَةٍ )Tamamı bir hakikate mahsus olan arazlardan terekküp eden kavildir. (insanı tarif ederken “el insanü ennehü mâşin alâ kademeyhi arîz’ul ezfâri bâdi’l beşereti müstekîmü’l kâmeti dahhâkün bi’t tab’i”

Kazıyye

Tarifi: ( قَوْلٌ يَصِحُّ اَنْ يُقَالَ لِقَا ئِلِهِ اِنّهُ صَادِقٌ فِيهِ اَوْ كَا ذِبٌ فِيهِ ). Söyleyen için sözünde sadıktır veya kaziptir diye söylenilmesi sahih olan kavildir. Bu da tarafları itibarıyla iki kısımdır:

1) Hamliyye: ( وَهُوَ مَالاَيَنْحَلُّ طَرَفَاهَا اِلَى مُفْرَدَيْنِ ). Her iki tarafı müfrede ayrılmayandır.
2) Şartiyye: ( وَهُوَ مَايَنْحَلُّ طَرَفَاهَا اِلَى مُفْرَدَيْنِ ). Her iki tarafı müfrede ayrılandır. Bu da ikiye ayrılır:

a) Muttasıla: İki kazıyyeden birinin sıdkı veya kizbi diğerinin sıdkına bağlı olandır. 

- Lüzûmiyye: Tâlinin sıdkı mukaddemin sıdkına bağlı olandır.
- İttifakıyye: Tâlinin sıdkı mukaddemin sıdkına bağlı olmayandır.

b) Munfasıla: İki kazıyyeden birinin sıdkı veya kizbi diğerine bağlı olmayandır.

- Mâniat’ül-cemi vel’hulüv mean: İki şeyin hem cem’inde hem de hulvünde mani olmasıdır.
- Mâniat’ül-cemi fakat: İki şeyin sadece cem’inde mani bir durum olmasıdır.
- Mâniat’ül-hulüv fakat: İki şeyin sadece hulvünde mani bir durum olmasıdır.

Kazıyye nisbet itibarıyla iki kısımdır:

1) Mûcibe (Olumlu)
2) Sâlibe (Olumsuz)

Bunlardan da her bireri üç kısımdır.

1) Mahsusa: Mevzuu şahs-ı muayyen olandır.
2) Mahsûra:Kendisinde edat-ı sûr (kül, bağız) bulunandır.
3) Mühmele: Hem şahs-ı muayyen olmayan, hem de edat-ı sûr bulunmayandır.

Tenakuz

( وَهُوَاخْتِلاَفُ الْقَضِيَّتَيْنِ بِاْلاِيجَابِ وَالسَّلْبِ بِحَيْثُ تَقْتَضِى لِذَاتِهِ اَنْ يَكُونَ اِحْدَاهُمَا صَادِقَةً وَاْلاُخْرَى كَاذِ بَةً ).
İki kazıyyeden birinin sadık diğerinin kazip olmasını vasıtasız olarak iktiza etmesi haysiyetiyle îcab ve selpte iki kazıyyenin ihtilaf etmesidir. Tenakuzun tahakkuku için on yerde mutabakat gerekir: Mevzu, mahmül, zaman, mekan, izafet, kuvvet, fiil, cüz, kül ve şart.

Mûcibe-i külliyyenin nakîzı salibe-i cüz’iyye, salibe-i külliyyenin nakîzı mûcibe-i cüz’iyyedir. Tersi de geçerlidir.

Akis

( وَهُوَ اَنْ يُصَيَّرَالْمَوْضُوعُ مَحْمُولاً وَالْمَحْمُولُ مَوْضُوعًا مَعَ بَقَاءِ اْلاِيجَابِ وَالسَّلْبِ بِحَا لِهِ وَالتَّصْدِيقِ وَالتَّكْذِيبِ بِحَالِهِ ).
Kendi haline olduğu halde tasdik ve tekzip, yine kendi haline olduğu halde îcab ve selbin bekâsı ile beraber mevzuu mahmül, mahmülü de mevzu yapmaktır.

Mûcibe-i külliyyenin aksi mûcibe-i cüz’iyyedir.
Mûcibe-i cüz’iyyenin aksi yine mûcibe-i cüz’iyyedir.
Salibe-i külliyyenin aksi salibe-i külliyyedir.
Salibe-i cüz’iyyenin ise lüzûmen aksi yoktur.

Kıyas

( وَهُو َقَوْلٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ اَقْوَالٍ مَتَى سُلِّمَتْ لَزِمَ عَنْهَا لِذَا تِهَا قَوْلٌ آخَرُ ). Kavillerden (suğra ve kübradan) terekküp eden bir kavildir ki, ne zaman o kaviller teslim olunsa (kabul edilse) onların zatı için başka bir kavil (netice) lazım gelir. Kıyas iki kısımdır:

Kıyâs-ı istisnâî: Neticenin aynısı veya nakîzı bilfiil kıyasta mezkür olandır.
Kıyasın birden fazla mukaddimesi arasında tekrar eden kelimeye hadd-i evsat, neticenin mevzuuna haddi esğar, neticenin mahmulüne de hadd-i ekber denir. Kendisinde haddi esğar bulunana suğra, hadd-i ekber bulunana da kübra denir. Suğra ve kübradan meydana gelen hey’ete ise şekil denir.

Şekiller dörttür: Hadd-i evsat suğrada mahmül kübrada mevzu olursa birinci, tersi olursa dördüncü, her ikisinde de mevzu olursa üç, her ikisinde de mahmül olursa ikinci şekildir.

Kıyas-ı iktirânî: Neticenin aynısı veya nakîzı bilfiil kıyasta mezkür olmayandır. Kıyas-ı iktirani iki hamliyyeden, iki muttasıladan, iki munfasıladan, bir hamliyye bir muttasıla, bir hamliyye bir munfasıla ve bir muttasıla ile bir munfasıladan terekküp eder.

Kıyas-ı istisnâî eğer muttasıla ise; mukaddemin aynını istisna, talinin aynını netice verir. Talinin nakîzını istisna ise mukaddemin nakîzını netice verir.

Kıyas-ı istisnâî eğer munfasıla ise; iki cüzden birinin aynını istisna diğerinin nakîzını, iki cüzden birinin nakîzını istisna ise diğerinin aynını netice verir.

Sanâatı Hams

Burhan: ( وَهُوَ قِيَاسٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ مُقَدِّماَتٍ يَقِينِيَّةٍ ِلانْتَاجِ الْيَقِينِ ). İlm-i yakîni elde etmek için yakînî mukaddimelerden terekküp eden kıyastır. Yakîniyyat altıdır: Evveliyyat, müşahedat, mücerrebat, hadsiyyat, mütevatirat, kazaya kıyasatüha meaha’dır.
Cedel: ( وَهُوَ قِيَاسٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ مُقَدِّمَاتٍ مَشْهُورَةٍ ). Meşhur mukaddimelerden terekküp eden kıyastır.
Hitabe: ( وَهُوَ قِياَسٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ مُقَدِّمَاتٍ مَقْبُو لَةٍ عَنْ شَخْصٍ مُعْتَقَدٍ فِيهِ اَوْ مَظْنُونَةٍ ). Kendisine itikat edilen şahsın makbul mukaddimelerinden veya zannolunan mukaddimelerden terekküp eden kıyastır.
Şiir: ( وَهُوَ قِيَاسٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ مُقَدِّمَاتٍ تَنْبَسِطُ مِنْهَا النَّفْسُ اَوْ تَنْقَبِضُ ). Nefsin hoşlandığı veya hoşlanmadığı bir takım mukaddimelerden terekküp eden kıyastır.
Muğâlata: ( وَهُوَ قِيَاسٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ مُقَدِّمَاتٍ كَاذِبَةٍ شَبِيهَةٍ بِالْحَقِّ اَوْ بِاالْمَشْهُورَتِ اَوْ مُقَدِّمَاتٍ وَهْمِيَّتٍ كَاذِبَةٍ ). Hakka veya meşhura benzeyen kazip mukaddimelerden  veya kazip vehmî mukaddimelerden terekküp eden kıyastır.
« Son Düzenleme: 26 Ocak 2008, 00:37:14 Gönderen: zaman_1453 »

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Ynt: Metinler-İsaguciii
« Yanıtla #12 : 29 Ocak 2008, 21:14:22 »

عِلْمِ مَنْطِقْ: هُوَ آلَةٌ قَا نُو نِيَةٌ تَعْصِمُ مُرَاعَاتُهُ الذِّ هْنَ عَنِ الْخَطَاءِ فِ الْفِكْرِ
غَا يَه سِي: عِصْمَةُ الذِّ هْنِ عَنِ الْخَطَاءِ فِى الْفِكْرِ
مَوْ ضُو عى:  مَعْلُومَاتِ تَصَوُّ رِ يَّة وَ تَصْدِ يقِيَّة

دَلاَلَة بِا الْمُطَابَقَة: هُوَ مَا يَدُلُّ عَلَى تَمَامِ مَا وُضِعَ لَهُ
 دَلاَلَة بِا الْتََّضَمُّن: هُوَ مَا يَدُلُّ عَلَى جُزْءِ مَا وُضِعَ لَهُ
دَلاَلَة بِا الاِلْتِزَام: هُوَ مَا يَدُلُّ عَلَى مَا يُلاَزِمِ مَا وُضِعَ لَهُ فِى الذِّهْنِ

مُفْرَدْ: هُوَ الَّذِى لاَ يُراَدُ بِا لْجُزْءِ مِنْهُ دَلاَلَةٌ عَلَى جُزْءِ مَعْنَاهُ
مُرَكَّبْ: هُوَ الَّذِى يُرَادُ بِا لْجُزْءِ مِنْهُ دَلاَلَةٌ عَلَى جُزْءِ مَعْنَاهُ
كُلِّى: وَهُوَ الَّذِى لاَ يَمْنَعُ نَفْسُ تَصَوُّرِمَفْهُو مِهِ عَنْ وُقُوعِ الشِّرْكَةِ
جُزْئِ: وَهُوَ الَّذِ يَمْنَعُ نَفْسُ تَصَوُّرِ مَفْهُومِهِ عَنْ وُقُوعِ الشِّرْكَةِ
زَاتِى: وَهُو الَّذِى يَدْخُلُ فِى حَقِيقَةِ جُزْ ئِيَّا تِهِ
عَرَضِى: وَهُوَالَّزِى لاَ يَدْخُلُ فِى حَقِيقَةِ جُزْئِيَّاتِهِ

جِنْس: وَهُوَكُلِّىٌّ مَقُولٌ عَلَى كَسِيرِينَ مُخْتَلِفِينَ بِا لْحَقَا يِقِ فِى جَوَابِ مَا هُوَ
نَوْع: وَهُوَ كُلِّىٌَ مَقُولٌ عَلَى كَسِيرِينَ مُخْتَلِفِينَ بِا لْعَدَدِ دُونَ الْحَقِيقَةِ فِى جَوَابِ مَا هُوَ
فَصْل: وَهُوَكُلِّىٌّ مَقُولٌ عَلَى الشَّيْئِ فِى جَوَابِ اَىُّ شَيْئٍ هُوَ فِى ذَاتِهِ
عَرَضِ خَاص: وَهُوَ كُلِّيَّةٌ تُقَالُ عَلَى مَا تَحْتَ حَقِيقَةٍ وَاحِدَةٍ فَقَطْ قَوْلاً عَرَ ضِيًّا
عَرَضِ عَام: وَهُوَكُلِّىٌّ يُقَالُ عَلَى مَا تَحْتَ حَقَا يِقَ مُخْتَلِفَةٍ قَوْلاً عَرَ ضِيًّا
حَدّ: قَوْلٌ دَالٌّ عَلَى مَا هِيَةِ الشَّيْئِ
حَدّ تَام: وَهُوَ الَّذِى يَتَرَكَّبُ عَنْ جِنْسِ الشَّيْئِ وَفَصْلِهِ الْقَرِيبَيْنِ
حَدّ ناَقِص: وَهُوَ الَّذِى يَتَرَكَّبُ عَنْ جِنْسِ الْبَعِيدِ وَ فَصْلِهِ الْقَرِيبِ

رَسْم: قَوْلٌ دَالٌّ عَلَى اَثَرِ الشَّيْئِ
رَسْم تَام: وَهُوَالَّذِى يَتَرَكَّبُ عَنْ جِنْسِ الشَّيْئِ وَخَوَاصِّهِ اللاَّزِمَةِ
رَسْم نَاقِص: وَهُوَ الَّذِى يَتَرَكَّبُ عَنْ عَرَضِيَّا تٍ تَخْتَصُّ جُمْلَتُهَا بِحَقِيقَةٍ وَاحِدَةٍ

قَضِيَّة: قَوْلٌ يَصِحُّ اَنْ يُقَالَ لِقَا ئِلِهِ اِنّهُ صَادِقٌ فِيهِ اَوْ كَا ذِبٌ فِيهِ
حَمْلِيَّة: وَهُوَ مَالاَيَنْحَلُّ طَرَفَاهَا اِلَى مُفْرَدَيْنِ
شَرْطِيَّة: وَهُوَ مَايَنْحَلُّ طَرَفَاهَا اِلَى مُفْرَدَيْنِ

تَنَاقُض: وَهُوَاخْتِلاَفُ الْقَضِيَّتَيْنِ بِاْلاِيجَابِ وَالسَّلْبِ بِحَيْثُ تَقْتَضِى لِذَاتِهِ اَنْ يَكُونَ اِحْدَاهُمَا صَادِقَةً وَاْلاُخْرَى كَاذِ بَةً
عَكْس: وَهُوَ اَنْ يُصَيَّرَالْمَوْضُوعُ مَحْمُولاً وَالْمَحْمُولُ مَوْضُوعًا مَعَ بَقَاءِ اْلاِيجَابِ وَالسَّلْبِ بِحَا لِهِ وَالتَّصْدِيقِ وَالتَّكْذِيبِ بِحَالِهِ

قِيَاس: وَهُو َقَوْلٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ اَقْوَالٍ مَتَى سُلِّمَتْ لَزِمَ عَنْهَا لِذَا تِهَا قَوْلٌ آخَرُ
بُرْهَان: وَهُوَ قِيَاسٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ مُقَدِّماَتٍ يَقِينِيَّةٍ ِلانْتَاجِ الْيَقِينِ
جَدَل: وَهُوَ قِيَاسٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ مُقَدِّمَاتٍ مَشْهُورَةٍ
خِطَابَ: وَهُوَ قِياَسٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ مُقَدِّمَاتٍ مَقْبُو لَةٍ عَنْ شَخْصٍ مُعْتَقَدٍ فِيهِ اَوْ مَظْنُونَةٍ
شِعْر: وَهُوَ قِيَاسٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ مُقَدِّمَاتٍ تَنْبَسِطُ مِنْهَا النَّفْسُ اَوْ تَنْقَبِضُ
مُغَا لَطَة: وَهُوَ قِيَاسٌ مُؤَلَّفٌ مِنْ مُقَدِّمَاتٍ كَاذِبَةٍ شَبِيهَةٍ بِالْحَقِّ اَوْ بِاالْمَشْهُورَتِ اَوْ مُقَدِّمَاتٍ وَهْمِيَّتٍ كَاذِبَةٍ                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                           
« Son Düzenleme: 30 Ocak 2008, 01:56:39 Gönderen: müteallim »

Çevrimdışı sekkaki

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 22
  • İlim ilim bilmektir,ilim kendini bilmektir...!
Ynt: Metinler-İsaguciii
« Yanıtla #13 : 20 Şubat 2008, 15:56:59 »
Peki , neden isaguciii denmiş?
Manası nedir?
Açıklayabilecek varmı?
Emsile evlek evlek
Binâ yağlı börek
Maksûd karış-kuruş
‘İzzî’ de kırıldı kiriş

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Ynt: Metinler-İsaguciii
« Yanıtla #14 : 22 Şubat 2008, 19:36:31 »
bu aslında is egu ve eci idi ...  Egunun hemzesi sine verildi . Ecinin hemzesi hazif olundu... İsaguci oldu ... İs-ente gu-ene ci-semmeh  manalarınadır. Yani Sen-Ben şu mekanda manalarınadır...

Yani "sen-ben mantık kaidelerini uyarsak düşünce bakımından aynı yerdeyiz" demektir.

Yada külliyatı hamse manasına olan 5 temel mefhum tesmiye olunmuştur.
« Son Düzenleme: 29 Mayıs 2009, 23:54:56 Gönderen: Müsenna »