Gönderen Konu: Meyhane Olan Taksim Camii Aslına Dönüyor  (Okunma sayısı 5005 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mahi

  • Ziyaretçi
Meyhane Olan Taksim Camii Aslına Dönüyor
« : 06 Şubat 2010, 17:13:18 »

Taksim’de 350 sene namaz kılınan, ibadet edilen ancak 1941′de İsmet İnönü tarafından 4 bin liraya satıldıktan sonra İstiklâl Meyhanesi adı ile dansözlü meyhane olarak kullanılan Kâtip Mustafa Çelebi Camii aslına döndürülüyor.

Beyoğlu İstiklâl Caddesi’nde bulunan meyhanenin kullanım alanı “Dini Tesis Alanı” olarak düzenlendi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, tarihi eserlerimizi ihya etmeye devam ediyor. Taksim’de 350 sene namaz kılınan, ibadet edilen ancak 1941′de İsmet İnönü tarafından 4 bin liraya satıldıktan sonra “İstiklal Meyhanesi” adı ile dansözlü meyhane olarak kullanılan Katip Mustafa Çelebi Camii aslına döndürülüyor. Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde bulunan meyhanenin kullanım alanı “Dini Tesis Alanı” olarak düzenlendi.

PLAN DEĞİŞİKLİĞİNİ ANITLAR KURULU ONAYLADI

2863 sayılı kanun çerçevesinde hazırlanan Beyoğlu 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı, Anıtlar Kurulu tarafından 7 Ocak 2009 tarih ve 2302 sayılı kararı ile onaylandı.

Plan, 15 Mayıs 2009 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edildi. Anıtlar Kurulu’nun onayladığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edilen imar planıyla “İstiklal Meyhanesi” kaldırılacak ve aslına uygun olacak Katip Mustafa Çelebi Camii ibadete açılacak.

Beyoğlu 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile, Beyoğlu ilçesi Kâtip Mustafa Çelebi mahallesi Çukurçeşme Sokağı’nda bulunan meyhanenin kullanım alanı “Dini Tesis Alanı” olarak düzenleniyor.

AĞA CAMİİ İLE BİRLİKTE YAPIMINA BAŞLANMIŞ

1590’lı yıllarda Kâtip Mustafa Çelebi tarafından inşa edilen ve Kâtip Mustafa Çelebi Mahallesi’ne adını veren Kâtip Mustafa Çelebi Camii’nin yapımına, Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde bulunan Ağa Camii ile birlikte başlanmış.

Ağa Camii’nin hemen çaprazında yer alan Kâtip Mustafa Çelebi Camii, kâgir duvarlı ve ahşap çatılı olarak inşa edilmiş. 350 sene namaz kılınan cami, 1930’lu yıllarda kadro harici bırakılmış.

İNÖNÜ CAMİYİ 4 BİN LİRAYA SATMIŞ

Kâtip Mustafa Çelebi Camii, İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olduğu Milli Şeflik döneminde para karşılığı satılmış. Vakıflar Genel Müdürlüğü, 11 Ağustos 1941 tarihinde Kâtip Mustafa Çelebi Camii’ni 4 bin 10 liraya Şükrü Bıkmaz adlı şahsa satmış.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün, caminin satışına ilişkin yazısında, Kâtip Mustafa Çelebi Mahallesi Çukurçeşme Sokağı’nda bulunan Kâtip Mustafa Çelebi Camii’nin kadastrosunun 1937 tarihinde ev olarak tapuya vakıf adına tescil edildiği, 1941 yılında söz konusu parselin Bakanlar Kurulu’ndan çıkan karar gereğince 4 bin 10 lira bedel karşılığı Şükrü Bıkmaz’a satışının yapıldığı yer alıyor.

ZARİFİ TARAFINDAN YIKTIRILMIŞ, PAVYON OLARAK KULLANILMIŞ

1940’lı yıllarda cami binası, arka tarafında yer alan eski dikişhâne binasının sahipleri olan Zarifî ailesine satılarak yıktırılmış, yerine üç katlı betonarme bina yapılmış. Bu üç katlı bina en son 2005 yılında İstiklâl Meyhânesi’ne dönüştürülmüş.

Zülfikar Akgün adlı şahış, 15 Ocak 1985 tarihinde, caminin bulunduğu binayı pavyon olarak işletmiş. Pavyona çevrilen Kâtip Mustafa Çelebi Camii, Zarifî ailesi tarafından 2005 yılında İstiklâl Meyhânesi’ne dönüştürüldü. Kâtip Mustafa Çelebi Camii’nin mülkiyeti, şu anda Mehmet Oral ve Haydar Seyfi adlı şahıslar üzerinde görülüyor.

1907 TARİHLİ PLAN, PROJE VE KROKİLERDE CAMİ

Kâtip Mustafa Çelebi Camii, 1907 tarihli Başbakanlık Osmanlı Arşivi plan, proje ve kroki arşivlerinde ve 1927 tarihli J.J. Pervititch Sigorta haritalarında cami olarak görülüyor. Başbakanlık Osmanlı Arşivi plan proje ve krokilerinde, Kâtip Mustafa Çelebi Camii şöyle yer alıyor:

“Beyoğlu’nda Katip Mustafa Çelebi Camii Şerifi ittisalinde Madam Zarifî’nin uhdesinde olub, üzerine Dikişhane inşaa olunacak olan arsanın altıncı daire-i belediyede mevcud kadastrodan bi’l-ihrac şehremaneti celilesinin fi 19 Kanun-i Evvel Sene 1323 tarih ve 186 numaralı tezkiresine melfuf olan mezkur arsa, haritasına Daire-i Mezkure Mühendis-i Sanisi Mahmud Bey beraber olduğu halde mahallinde icra edilen muayene neticesinde Cami-i Şerife aid olan tabutluk ve minare mahalli ile Cami-i Şerif mahalli tecavüzden masun kalmak üzere kırmızı boya ile boyanmış ve bir sureti ahz olunmuştur. Fi 31 Kanun-i Evvel Sene 1323”

SİGORTA HARİTALARINDA CAMİ

1927 yılında yayımlanan J.J. Pervititch Sigorta Haritası’nda, Kâtip Mustafa Çelebi Camii yer alıyor. Söz konusu haritada, caminin minaresi de görülüyor.


Vakit

« Son Düzenleme: 06 Şubat 2010, 17:14:49 Gönderen: Mahi »

mazhar

  • Ziyaretçi
Taksim'de bir câmi vardı...
« Yanıtla #1 : 05 Kasım 2012, 22:38:12 »
Bazı binâlar vardır, asırlarca yaşar. Bazısının ise ömrü kısadır. Ya bir âfete uğrar, ya da kazmaların hışmına... Taksim Kışlası da bu yapılardan biridir. Ömrü bir asrı bile bulmamıştır. Daha yakınlarda ortadan kaldırılmış olmasına rağmen, hakkında çok az malumat vardır.

Soğan kubbeli kışla
Sultan I. Mahmud'un şehre su getirtirken yaptırdığı maksem sebebiyle suların taksim edildiği yer mânâsına Taksim adını alan semtte vaktiyle büyük bir kışla vardı. Sultan III. Selim topçu askerleri için yaptırmıştı. Meydanın Harbiye'ye bakan tarafındaydı. Kabakçı isyanında harab olduğu için, Sultan II. Mahmud tarafından 1812'de yenilendi.
İki katlıydı. Hind ve Rus stilinde soğan kubbeleri vardı. Köşeler üç katlı ve dışarı taşkın olduğundan çok ihtişamlı görünürdü. Yüzü arabesk motiflerle bezeliydi. İçinde büyük bir avlusu, avlunun ortasında ise ampir üslubunda zarif bir câmisi vardı. İtalyan yazarı Edmondo de Amicis, kışlanın Mağrib üslubunda olduğunu söyler ki İstanbul için orijinal bir hususiyettir.
Sultan Mecid ve Sultan Aziz zamanında en parlak devrini yaşadı. Bu kışla, Tophane'deki eski kışladan daha büyük ve fonksiyonel idi. Önündeki geniş meydanda da talim yapıldığı için buraya Talimhâne denirdi. 1894 zelzelesinden sonra kışlanın yıldızı söndü.

İstanbul’un ilk stadyumu
1918'den sonra mütareke devrinde İstanbul işgal edilince, buraya Fransız kuvvetlerine mensup Senegalli askerler yerleştirildi. Adına da MacMahon Kışlası dediler. Fransızlar çekilince, kışla Bolşeviklerden kaçıp İstanbul'a sığınan Beyaz Ruslar'ın mekânı oldu. Onlar burada at yarışları tertiplediler.
Futbol modası yeni yeni yayılırken, Talimhâne'de maçlar yapılırdı. Spor Âlemi mecmuasını çıkaran Said Çelebi, 1921'de büyük masraflar ederek Taksim Kışlası'nı stadyum hâline getirdi. Ancak bazı spor kulüpleri kendisini boykot edince, Bork adında bir Maltalı'ya kiraladı. Bork da kışlanın kapısına büyük bir Yunan bayrağı asarak futbol kulüplerine kiralamaya başladı. Osmanlı takımları ile İngiliz ve Fransız askerî takımlarının maçları büyük alâka uyandırdı.
İstanbul'un işgali sona erince Bork şehri terk etti; stadyumu da Said Bey'e bıraktı. Said Bey de kışlanın işletilmesini Menâzırzâde Aziz Bey isminde bir manifaturacıya devretti. Bundan sonra kışlaya Taksim Stadyumu denildi. Türk millî takımının 26 Ekim 1923'te Romanya ile oynadığı ve 2-2 berabere biten meşhur maça ev sahipliği yaptı. Balkan Güreş Şampiyonası; Balkan Atletizm Şampiyonası, milletlerarası bisiklet müsabakaları hep burada yapıldı. Ana caddeye bakan kısmında iki ahşap tribünü, ortasında şeref balkonu; Harbiye ve Taksim tarafında kale arkası; Mete Caddesine bakan kısmında da 8000 kişilik açık tribünü vardı.

Prost “günah keçisi”
1940'ta İstanbul vâli ve belediye reisi Lütfi Kırdar, Taksim Meydanı'na dikilen heykelin daha ihtişamlı görünmesi için İnönü'nün emriyle kışlayı yıktırdı. O devirde İstanbul'un Osmanlı havasından kurtarılması hedefleniyordu. Bunun için Fransa'dan Henri Prost adında bir de şehircilik mütehassısı getirtilmişti. Prost, hükümetin arzuları istikametinde şehir planı çizdi. Osmanlı'dan kalan perişan izlerden büyük bir kısmı da böylece ortadan kaldırıldı.
Bazı insaf ehli, kışlanın yıkılmayarak tamir edilmesi için yalvardılarsa da, tamir için gereken paranın bulunmadığı gerekçesiyle kulak asan olmadı. Tamir için bulunamayan para, sanat değeri olmayan heykeller için harcandı. Taksim Kışlası'nın yanı başındaki Taşkışla, belki de câmisi olmadığı için yıkımdan kurtuldu. Şimdi teknik üniversitedir. Bazıları, "Bizim zâlimimiz iyidir" psikolojisi içinde, bu işin yegâne mesulü olarak Prost'u görür. Halbuki Prost, profesyonel olarak kendisinden istenileni yapmıştır.
Taksim Kışlası'nın yerine İnönü Gezisi adı verilen park yapıldı. O zamanın imkânları içinde çiçek ve ağaçlarla, mermer merdivenlerle gayet güzel tanzim edildi. Prost'un burayı park olarak tanzim etmesi büyük bir şanstır. Çirkin binalar da yapılabilirdi. Taksim Meydanı'na bakan kısmına İnönü'nün at üzerinde heykeli için kaide yaptırıldı ise de heykel dikilemedi. İnönü düştükten sonra adı Taksim Gezisi oldu. İnönü heykeli de Maçka Parkı'na dikildi. Taksim Gezisi'nin kuzeyinde 1870'lerden kalma Taksim Bahçesi ve Cumhuriyetin ilk devirlerinde baloların yapıldığı Belediye Gazinosu vardı. Burada şimdi Sheraton Oteli yükselmektedir. Gezinin alt kısmında dükkânların bulundu set üzerine Beyoğlu Evlendirme Dairesi yapılmıştır.


TEK ŞEREFELİ MİNARESİ VARDI
Kışlanın câmisi hakkındaki malumat kışlanınkinden de azdır. Ampir üslubundaki tuğla câmi fırtınadan hasar gördüğü için 1847'de kâgir olarak yeniden yaptırılmış; Sultan Hamid tarafından 1893'te tamir ettirilmişti. Mete Caddesi tarafında ve tek şerefeli zarif bir minaresi vardı. Kışla boşaltılınca, câmi suyu kesilmiş hamama döndü. Kışla yıkılırken, o da yıkıldı.
Ekrem Buğra Ekinci .tg.com.tr

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Meyhane Olan Taksim Camii Aslına Dönüyor
« Yanıtla #2 : 21 Eylül 2013, 09:35:26 »
Taksim esnafı, taksim'e gelenler cuma günü cuma namaz kılacak yer bulamıyorlar...
Taksim'e bir an evvel camii yapılamlıdır.


Meyhane Önünde Cuma Namazı!
Hüseyin Ağa Camii kapalı olduğundan bölgedeki tek mescide sığmayan vatandaşlar meyhane ve eğlence kulüplerinin bulunduğu mekanda namaz kılmak zorunda kalıyor.

21 Eylül 2013 Cumartesi 00:42
Vatandaşlar Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Ağa Camii’nin acilen ibadete açılması konusunda girişimde bulunmasını istedi.
 
Demirören Şirketler Grubu’nun; AVM inşa ederken tahrip ettiği Hüseyin Ağa Camii’nin restorasyonunun kaplumbağa hızıyla devam etmesi vatandaşları perişan ediyor. 

MEYHANENİN YANINDA NAMAZ

Vatandaşlar dün de sokaklarda namaz kılmak zorunda kaldı. Cemaat; Hüseyin Ağa Camii’nin 100 metre ilerisinde, daha önce meyhane olan yeri mescide çevirdi ve namazlarını burada kılıyor. Mescide sığmayan vatandaşlar meyhane ve eğlence kulüplerinin bulunduğu mekanda namaz kılmak zorunda kalıyor. Namaz kılan vatandaşlar içki kokularından rahatsız olduklarını, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Ağa Camii’nin acilen ibadete açılması konusunda girişimde bulunmasını istedi. Hüseyin Ağa Camii, Demirören Şirketler Grubu’nun ihmali yüzünden üç senedir ibadete kapalı!

DEMİRÖREN GRUBU’NDAN AKİT’E KONUŞAN ESNAFA TEHDİT

Bu arada; Demirören Şirketler Grubu yöneticilerinin esnafa baskıda bulunduğu, Hüseyin Ağa Camii’nin tadilatı konusunda Akit Gazetesi’ne konuşmaması için esnafa uyarıda bulunduğu öğrenildi. Muhabirimizin restorasyon çalışmalarını görüntülemek istemesi, Demirören AVM görevlileri tarafından engellendi.

ESNAF DEMİRÖREN’E ÖFKELİ

Abdurrahim Topçu-Esnaf: 1985 yılından bu yana burada ben esnafım. Taksim de cami sorunumuz zaten vardı. 25 senedir cami sorunu yaşanıyor ve namazlarımızı sokakta kılmak zorunda kalıyoruz. Burada küçük de olsa bir camiimiz vardı, Ağa Camii yıllardır tadilatı bitirilemedi ve biz işte böyle sokakta namaz kılmak zorunda kalıyoruz. Yıllardır Taksim’de cami büyük bir ihtiyacımız. Buradan hükümetimize sesleniyorum Çamlıca’da camii yapmak yerine öncelikli olarak Taksim’de yapalım
Hasan Eyüp-Esnaf: Ağa Camii yıllardır tadilatta ve kaplumbağa yürüyüşü gibi çalışmalar sürüyor. Uzun bir süredir çalışmalar tamamen durmuştu şimdi ise 5 kişilik işçi grubuyla çalışmalar sürüyor ve Kurban Bayramına açılacağı iddia ediliyor ancak ben yapılacak işe bakıyorum da bitmesi mümkün değil. Kaplumbağa yürüyüşü gibi bir çalışmayla camii tadilatı bitmez.
Rasim Akcan-Esnaf : Yıllardır tadilat bitmedi. Geçen gün Beyoğlu Belediye Başkanı gelerek vatandaşa 6 ay içinde camii inşaatının biteceğini söyledi ancak yapılacak olan işe baktığımda bu açıklama pek inandırıcı gelmiyor. Demirören grubu camiinin alt kısımlarında çatlak oluşmasına neden olduğu için tadilata girdi ve hala bitirilemedi. Küçük bir bodrumda yapılan mescitte namaz kılmaya çalışıyoruz, kokudan durulmuyor bodrum katta. Tabii mescitte yetmeyince insanlar sokaklarda barların, meyhanelerin önünde namaz kılmak zorunda kalıyor.
İsminin açıklanmasını istemeyen esnaf: Akit Gazetesi’ne konuşan bazı esnafları Demirören grubu dolaylı olarak tehdit ediyor. Demirören grubunun Beyoğlu Belediyesi’yle arası çok iyi ve bize Belediye üzerinden de baskı kuruluyor. Sokakta bulunan esnafları susturmaya çalışıyorlar. Bayrama açılacağı söyleniyor ancak bu kesinlikle mümkün değil. İsmimim yazılmasını istemiyorum, tehdit ediliyoruz. Demirören AVM içerisinde 35 metre derinliğine indi buna belediye izin verdi, bu nasıl bir iştir? Normalde tarihte böyle birşey olmamıştır. Peki ya bu hangi ilişkiler doğrultusunda Demirören 35 metre derinliğine inebilmiştir?
Osman Balcı-Esnaf: 35 senedir çakmak tamircisiyim. Camii inşatı ilk başladığında 8 ayda bitirileceği söylendi ancak yıllardır bitmedi. Beyoğlu’nda tek bir camimiz var ve halka yetmiyor. Küçük bir mescit açtılar namaza gittiğimizde nefes alamıyoruz. Ben içkiyi bıraktım, sigarayı bıraktım bunların sayesinde namazı da bıraktım. Camii açıkken kapımızın kenarında diye hemen namaza gidiyorduk şimdi küçücük bir bodrumda namaz kılınıyor kokudan duramıyor, nefes alamıyoruz. En azından Cuma günleri Cuma  namazına gidiyorduk bunların yüzünden artık gidemez olduk. Biran önce camiinin bitirilmesini istiyoruz. 
Adnan Avcı-Esnaf: Camiimiz yıllardır tamiratta ama ben biraz gerisine gideceğim. Bu camii neden tamiratta? Demirören in yapılan AVM’sinden dolayı camiimizde çatlaklar oluştu ve tehlike arz ediyordu. Bu bölgenin bir Belediye Başkanı var, Vakıflar Bölge Müdürlüğü var, Demirören bu camiye zarar vermişse bunu kendisine ödetin. Devlet olarak camiiyi yaptır ve bunu Demirören’e fatura et ve ödettir. Bu camiinin bu durumda olmasında Beyoğlu Belediyesi’nin de hatası vardır. Bu zamana kadar 3 tane firmaya tadilatın yapılması için verildi ve hala bitirilemedi. Ben her Cuma namaza giderdim burası böyle olduğu andan itibaren gidemiyorum. Küçük bir mescit var insanlar üstüste namaz kılmaya çalışıyor. Mescite girildiği andan itibaren kokudan durulmuyor. 

ÜÇ SENEDİR İBADETE KAPALI

Demirören Şirketler Grubu’na ait Demirören Alışveriş Merkezi (AVM) yaklaşık üç sene önce inşa edilirken Hüseyin Ağa Camii’nin zemininde çökmeler ve duvarında çatlaklar oluştu. Demirören Şirketler Grubu ve İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü’nün sponsorluğunda Hüseyin Ağa Camii’nin restorasyonuna karar verildi.
İstanbul 2. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun 20 Eylül 2011 tarihinde aldığı karar üzerine 20 Nisan 2012 tarihinde Hüseyin Ağa Camii’nde restorasyon çalışmalarına başlandı. Restorasyonun 20 Kasım 2012 tarihinde bitirilmesi öngörüldü. Restorasyon öngörülenden 6 ay geçmesine rağmen bitirilmedi. Restorasyonda öngörülen paranın aşılması üzerine yaklaşık 3 ay sonra ek bütçe hazırlandı ve 2. protokol imzalandı. Restorasyon çalışmaları kaplumbağa hızıyla devam ediyor.

YENİAKİT.Habervaktim.com