Gönderen Konu: Mirac kandili  (Okunma sayısı 16437 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Mirac kandili
« : 05 Ağustos 2007, 01:03:42 »

Muhterem müslümanlar.bu günkü hutbemiz mucizei rasül olan mirac hakkinda olacaktir.

Din-i Celil-i İslam’ı bütün insanlığa tebliğ etmek üzere gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e, Cenab-ı Hakk’ın büyük bir ihsanı ve ikramı olan İsrâ ve Mi’râc hadisesi hicretten 18 ay evvel, Recep ayının sonlarına doğru vukû bulmuştur. “İsrâ” kelimesi lügatte “gece vakti yürütmek” manasına gelir. Istılahta ise “Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bir gece vakti, Mescid-i Haram’dan, Mescid-i Aksâ’ya götürülmesi” hadisesinin adıdır. İçerisinde bu hadise anlatıldığı için Kur’ân- Azimü’ş-Şân’ın 17. suresine İsrâ Suresi ismi verilmiştir. Cenab-ı Hak bu sure-i celile’nin ilk ayetinde mealen şöyle buyurmaktadır: “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye, kulunu Mescid-i Haram’dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir; O, hakkıyla işitendir, görendir.”
Mi’rac kelimesi ise lügatte “merdiven, yukarı çıkmak, yükselmek,” gibi manalara gelmektedir. İslâmî İlimler Istılah’ında ise “Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in tabir caizse manevi bir asansör olan Mi’râc isimli vasıta ile Mescid-i Aksâ’dan, Sidre-i Müntehâ’ya kadar yükseltilmesi” hadisesine Mi’râc denilmektedir.
Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat mezhebine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in “ruh me’a’l-cesed” olarak ve uyanık vaziyette yaşadığı bu seyahatin üç safhası vardır. İşte İsrâ ve Mi’rac kelimeleri bu üç safhadan ilk ikisinin adıdır. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi birinci safha olan İsrâ safhası ayet-i kerime ile sabittir. Bu kısmın inkarı –hafazanAllah- küfürdür. İkinci safha olan Mi’râc safhası ise hadis-i şeriflerle haber-i meşhur olarak sabittir. Sahih-i Buhârî ve Sahih-i Müslim’de ifade edildiğine göre, bu kısım ile alakalı hadis-i şerifleri, aralarında Hz. Aişe, Hz Ali, Hz. Ebû Hureyre ve Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârî, (rıdvanu’llahi Teala aleyhim ecmeîyn) gibi mümtaz şahsiyetlerin de bulunduğu 30 sahabî rivayet etmiştir. Bu kısmı inkar eden mübtedi’ yani bid’at ehli olur. Üçüncü safha ise Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ref’ref’ isimli vasıta ile Sidre-i müntehâ’dan Cenab-ı Hakk’ın dilediği makamlara kadar çıkıp, zamandan, mekândan, cihetten, sıfattan ve vasıtadan münezzeh olarak Rabbi ile konuştuğu ve bir çok nimetlere mazhar olduğu safhadır. Bu kısım ise haber-i vahid ile sabittir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den nasıl işitildi ise öylece iman etmek lazımdır. Bu kısmı inkar edenler dalalete düşmüş olurlar.
Yukarıda mealini verdiğimiz ayeti kerimede geçen “kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye” ifadesi şu şekilde tefsir olunmuştur: “yani acaibat-ı azimemizden göstereceğimizi göstermek, Mi’râc’a çıkarmak için. Buhârî ve diğer hadis kitaplarında sahih isnadlarla rivayet olunduğu üzere, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Burak ile Beytü’l-Makdis’e vardıktan sonra sahradan semaya yükseltildi.
Her birinde Enbiyâ’dan biriyle görüştü, nice nice melekler gördü. Cennet ve cehennemin ahvaline muttali’ oldu. Sidre-i Müntehâ’yı geçti, melekût-i ilahiye’den bir çok acaibât müşahede etti. Nihayet beş vakit namazın farziyyeti emriyle ayni gecede avdet eyledi” Hz. Üstazımız (k.s.) de bu hususla alakalı olarak şöyle buyurmuşlardır: “Peygambere elçi demek çok çirkindir. Nebî cennet-cehennem ve bütün hadiseleri bizzat görerek, gelip haber verendir. İmanları şuhudîdir Bizim nebîmiz cennet-cehennem dahil bütün ulviyatı, bizzat görmüştür. Diğer peygamberân-ı ızâm ise ruhen gördüler” . Ayet-i Kerime’nin aynı kısmını İbn-i Atıyye gibi bazı müfessirler ise şu şekilde tefsir etmişlerdir: “Onu, yani Muhammed aleyhi’s-selâm’ı ayetlerimizden olarak göstermek için.
Bu suretle Mi’râc Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e ayet göstermekten ibaret değil, kendisini bir ayet olarak kainata göstermek için olmuştur. Onun kendisi âyât-ı ilahiyye’den en büyük bir ayettir. İsrâ’nın hikmeti O’na göstermekten ziyade O’nu göstermeye daha münasibtir”
Ayrıca Mi’rac, siyer kitaplarında hüzün senesi olarak isimlendirilen devrede yani Resûlüllah Efendimiz’in, kendisini himaye eden amcası Ebû Tâlib ile maddeten ve manen her zaman yanlarında bulunan zevce-i tâhireleri Hadîcetü’l Kübrâ validemizin vefatlarıyla sıkıldığı, adeta hüzne gark olduğu sene huzur-u ilâhîde tesellî edilmesidir. Mekkeli müşriklerin üç yıldır devam eden ablukası ve on yıla yakın zamandır çekilen sıkıntıların sonunda Rasûlüllah (s.a.v.) Efendimiz’in rahatlaması, bunlara gösterilen sabrın mükâfatlandırılmasıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadiseyi ilan etmesi ise şöyle olmuştur: “O gecenin sabahında Peygamber Efendimiz (s.a.v.) mescide çıkıp hadiseyi Kureyş’e haber verdi. Taaccüp ve inkardan kimi el çırpıyor, kimi elini başına koyuyordu. İman etmiş olanlardan bazıları irtidad ettiler. Bazı kimseler Hz. Ebu Bekir’e koşup haber verdiler. O da “eğer O, bunu söylediyse şüphesiz doğrudur” dedi. “O’nu buna karşı da mı tasdik ediyorsun?” dediler. O da “ben onu bundan eb’adında da (yani sizin kasır akılarınıza sığdıramayacağınız hususlarda) tasdik ediyorum. Sabah akşam sema haberini yani nübüvvetini tasdik ediyorum” buyurdu. Bunun üzerine kendisine “sıddîk” ismi verildi” Müşriklerin tüm sorularına, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) eksiksiz cevap vermesine rağmen, onların küfür ve inatlarından Mi’rac’ı inkar etmeleri gibi, insan yapımı yetersiz cihazlarla Mars’a çıkmanın planlarının yapıldığı günümüzde dahi, Allah’ın Rasülüne hediyesi olan Mi’rac’ı inkar eden, yanlış tevillerle zihin bulandıran bazı kimseler vardır ve olacaktır. Fakat, Mi’rac-ı Rasül’e tereddüt etmeden iman eden ve “sıddîk” olan, Silsile-i Sadatımız’ın birincisi Hz. Ebû Bekir (r.a.) Efendimiz, her hususta olduğu gibi bu hususta da bizim için en güzel numunedir.

idrak edeceğimiz M’irâc Kandili’ni elimizden geldiği kadar ihya etmeye çalışmalıyız. Bu gecede mümkün olduğu kadar çokca nafile ibâdet yapılabilir. Bununla berâber Pirânımızın, bu gecede yapılmasını ehemmiyetle tavsiye buyurdukları bazı husûsî ibâdetler de mevcuttur. Şöyle ki; o gece yatsı namazından sonra 12 rek’at hâcet namazı kılınır. Mi’rac gecesinden sonraki gün oruçlu olunmalıdır. Yine o gün öğle ile ikindi arasında 4 rek’at namaz kılınır. Bu namazların kılınış şekli takvim yapraklarında ve duâ kitaplarında mevcuttur.

İslam Tarihi, cild 2, sayfa 345
Şerh-i Akaid, sayfa 221 (yeni baskı)
Elmalılı, Hak Dini Kur'ân-ı Kerim Dili, cild 5, sayfa 3145
Ali EROL, Hatıratım, sayfa 20

Elmalılı, Hak Dini Kur'ân-ı Kerim Dili, cild 5, sayfa 3152
Elmalılı, Hak Dini Kur'ân-ı Kerim Dili, cild 5, sayfa 3145
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Mirac kandili
« Yanıtla #1 : 05 Ağustos 2007, 01:05:53 »
Mirac kandili.
Resûlullah Efendimiz’in (s.a.v.) İsrâ ve Mi'rac mûcîzeleri, hicretten önce Mekke-i Mükerreme’de, uyanık halde iken, ruh ve cesed ile birlikte olmuştur.

Mi’rac, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Allâh-ü Teâlâ’nın dâvetine îcâbetle eşsiz bir mûcîze olarak semâvat, arş, kürsî, ve Cenâb-ı Hakk’ın dilediği daha nice yüksek âlemlere seyahat etmesidir. Allâh-ü Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de meâlen; “Noksan sıfatlardan münezzeh, kemâl sıfatlarla muttasıf olan Zât-ı Ecelli A'lâ en has kulu olan Habîbini, gecenin küçük bir cüz'ünde Mescîd-i Haram'dan etrafını maddî ve mânevi müzeyyenât ile mübârek kıldığımız, Mescîd-i Aksâ’ya götürdü. Habîbimize, mûcîzelerimizden bazısını gösterelim diye. Şüphe yok ki, her şeyi hakkıyla gören ve işiten Allah'tır” (Sûre-i İsra, 1)

Efendimiz (s.a.v.) Bi’set’in 10. senesinde, amcası Ebû Talib’i, kısa bir zaman sonra da Hz. Haticetül Kübra Validemizi kaybetti.

Hüzünlü bir zamanda Cenab-ı Hakk’ın Habibi’ni teselli için ona yedi kat gökleri, arş, kürsi, meleküt ve daha nice âlemleri gösterip ikramlarda bulunmasıdır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)in Mescid-i Haram’dan, Mescid-i Aksâ’ya kadar götürülmesine İsrâ denir ki yukarıdaki Âyeti Kerîme’de bu anlatılmakladır. Bu safhayı inkâr eden küfre düşer. Zira ayetle sabittir. Bu yolculuk Burak üzerinde olmuştur. Mescid-i Aksâ’da bütün Peygamber ve Evliyânın ruhları Efendimizi karşıladılar. Efendimiz onlara imamlık yaptı.

Mi'rac isimli mânevi bir asansörle 1. kat semâya kadar, oradan Melaike-i Kiram’ın kanatları üzerinde 7. kat semâya kadar çıktı. Hz. Cebrail ile 7.kat semâdan Sidre-i Müntehaya kadar, daha sonra Refref ile Cenâb-ı Hakk’ın dilediği yere kadar gitti. Huzuru İlâhide, Tecelliyi küllîye mazhar oldu. Cenâb-ı Hak ile, akıllarımızla anlayamayacağımız bir keyfiyetle konuşmuşlardır. Sure-i Necm’de Cenâb-ı Hakk meâlen;

“O kadar yakınlaştı ki iki yay arası kadar; hatta daha da yakın oldu. Allah, kuluna ne vahyetti ise vahy etti.” buyurdu.

Ümmetine üç m’irac hediyesi getirdi;

1. Ümmetinden Allâh-ü Teâlâ’ya şirk koşmayanların cennete gireceği müjdesi, 2.Sûre-i Bakara’nın son iki âyet-i 3. Beş vakit namaz.
Hz. Hadicetü’l Kübra validemiz ve Rasûlullah Efendimiz’ (s.a.v.) in amcası Ebû Talib’in vefâtları sebebiyle Peygamberimizi bir teselli;

Miracin bazi sebebleri.

İmamü’l Enbiya olduğunun isbatı,

Risâletinin umumi olduğunun isbatı,

Arz ve semânın birbirine karşı iftiharı,

Meleklerin halledemedikleri meselenin hâlli,

Müşrikleri tasdike mecbur etmek; Hiç görmediği yerleri, gördüğü doğru çıkınca vahye dair söylediklerinin de doğru olması lâzım,

Diğer alemlere de risâlet vazifesini ikmal,

İman edenlerin derecesini imtihan

Rabbim sefaatlerine nail eylesin.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Mirac kandili
« Yanıtla #2 : 05 Ağustos 2007, 01:07:18 »
Arapça'da merdiven, yukari çikmak, yükselmek anlamlarini dile getirir. Islam'da Hz. Peygamber (s.a.s)' in göge yükselerek Allah'in huzuruna kabul edilmesi olayi. Mirac olayi hicretten bir yil ya da onyedi ay önce Receb ayinin yirmi yedinci gecesi gerçeklesir. Olayin iki asamasi vardir. Birinci asamada Hz. Peygamber (s.a.s) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'in andigi bu asama, gece yürüyüsü anlaminda isra adini alir. Ikinci asamayi ise Hz. Peygamber (s.a.s)'in Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükselisi olusturur. Mirac olarak anilan bu yükselme olayi Kur'an'i-kerimde anilmaz, ama çok sayidaki hadis ayrintili biçimde anlatilir.

Hadisi seriflerde verilen bilgiye göre Hz. Peygamber (s.a.s), Kâbe'de Hatim'de ya da amcasinin kizi Ümmühani binti Ebi Talib'in evinde yatarken Cebrail gelip gögsünü yardi, kalbini Zemzem ile yikadiktan sonra içine iman ve hikmet doldurdu. Burak adli binege bindirilerek Beytü'l-Makdis'e getirildi. Burada Hz. Ibrahim, Hz. Musa, Hz. Isa ve diger bazi peygamberler tarafindan karsilandi. Hz. Peygamber (s.a.s) imam olarak diger peygamberlere namaz kildirdi.

Hz. Peygamberimiz (s.a.s), Beytü'l-Makdis'te kurulan bir Mirac'la ve yaninda Cebrail oldugu halde göge yükselmeye basladi. Gögün birinci katinda Hz. Adem, ikinci katinda Hz. Isa ve Yahya, üçüncü katinda Hz. Yusuf, dördüncü katinda Hz. Idris, besinci katinda Hz. Harun, altinci katinda Hz. Musa ve yedinci katinda Hz. Ibrahim ile görüstü. Cebrail ile birlikte yükselis Sidretü'l-Münteha'ya kadar sürdü. Cebrail, "Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarim" diyerek Sidretü'l Münteha'da kaldi. Hz. Peygamberimiz (s.a.s) buradan itibaren Refref adli baska bir binekle yükselisini sürdürdü. Bu yükselis sirasinda Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabini müsahede etti. Sonunda Allah'in huzuruna kabul edildi. Kendisine ümmetinden Allah'a sirk kosmayanlarin Cennet'e girecegi müjdelendi, Bakara suresinin son ayetleri verildi ve bes vakit namaz farz kilindi. Yeniden Refref ile Sidretü'l-Münteha'ya, oradan Burak'la Kudüs'e, oradan da Mekke'ye döndürüldü.

Hz. Peygamberimiz (s.a.s) ertesi günü Mirac olayini anlatti. Olayi duyan müsrikler yogun bir kampanya baslatarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i suçlamaya, alaya almaya basladilar. Bu kampanya bazi müslümanlari da etkileyerek süpheye düsürdü. Olayin gerçek olup olmadigini arastirmak isteyenler Beytü'l-Makdis'e ve Mekke'ye gelmekte olan bir kervana iliskin sorular sorarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i imtihan etmek istediler. Hz. Peygamber (s.a.s)'in verdigi bilgilerin dogrulugu müslümanlari süpheden kurtardiysa da müsriklerin inatlarini kirmaya yetmedi. Mirac olayi inatlarini ve düsmanliklarini artirarak onlar için bir fitne nedeni oldu. Bu olay karsisindaki tutumu nedeniyle Hz. Ebu Bekr, Hz. Peygamber (s.a.s)'ce "Siddîk" lakabiyla onurlandirildi. Hz. Ebu Bekir olayi kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyecegini soran müsriklere "O söylüyorsa süphesiz dogrudur" cevabini vermisti.

Ahad hadislere dayansa da Mirac olayinin gerçekliginde tüm müslümanlar birlesmislerdir. Ancak olayin gerçeklesme biçimi Islam Alimleri arasinda görüs ayriliklarina neden olmustur. Buna göre Bazilari sadece ruhu ile bazilari hem ruh hem cesedi ile olmustur demislerdir..

Mirac olayinin gerçeklestigi gece müslümanlarca kadir gecesinden sonra en kutsal gece sayilmis ve bu gecenin ibadetle ihyasi Tavsiye edilmistir.Osmanlilar döneminde, camiler kandillerle donatildigi için Mirac kandili olarak anilan geceyi izleyen gün, cami ve tekkelerde Mirac olayini anlatan ve Miraciye adi verilen siirlerin okunmasi, dinleyenlere süt ikram edilmesi de bir gelenekti.

MIRAC GECESINDE PEYGAMBERIMIZE VERILEN HEDIYELER

Mirac günü peygamber efendimiz (S.A.V) hediye olarak üç sey verilmisti: Bunlar; Bes Vakit Namaz, Bakara Suresinin Son Ayetleri, Ve Sirk Kosmamak sarti ile ''LA ILAHE ILLAllah ''diyen her Müslümanin cennete girebilecegi müjdesi.

ÖZ-67
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Mirac kandili
« Yanıtla #3 : 05 Ağustos 2007, 01:08:10 »
MI´RAC.

Noksan sifatlardan münezzeh Kemal sifatlarla muttasif olanZati ecelli a´la En has kulu olan Habibini gecenin kücük bir cüz´ünde Mescidi haramdan Mescidi aksaya yürüttü. O mescidi aksaki etrafini maddi ve manevi müzeyyenat ile habibimize mu´cizelerimizden bazisini gösterelim diye süsüledik.süphe yokki he seyi hakkiyla gören ve isiten Allah dir .
Sürei- Isra ayet 1.

Muhterem kardeslerim. Önümüzdeki carsambayi persembeye baglayan gece mübarek mi´rac kandilidir.Enbiyanin serdari hazreti Rasülüllah hem ruhen hemde cismani olarak hazreti Allahin arzu ettigi makamlara cikarak Rabbül- aleminin huzuruna kabul ettigi ve rasülüllahin mucizelerinden birisidir mi´rac.

Mi´rac:peygamber efendimiz(S.A.V.)in Ilahi saltanati seyretmek üzere Allahin davetine Icabetle essiz bir mucize olarak Göklere ve daha nice alemlere seyahat etmesidir.Bu akillara durgunluk veren büyük mu´cizenin Gerceklesmesinin madii ve manevi bir cok sebeb ve hikmetleri vardir.Bunlardan birisiPeygamber efendimizin o sene karsilastigi üzücü hadiselerdir.Evvela zahiri himayaecisi olan am,casi ebu Talibi Kaybetmis,Ondan kisa bir zaman sonra Kendisine en büyük destegi veren Haatice validemizi kaybetmisdir.Bunu firsat bilen müsriklerEbu Talibin sagliginda yapamadiklari zulmü ve iskenceleri yapmislar,Allah rasülünü göz acamaz hale getirmislerdi.Rasülüllah efendimiz Teblig vazifesiniifa etmek hemde yogun baskilardan Bir nebzecik olsun kultulmak maksadi ile Taife gitti.Oradada cok siddetli sikintilarla karsilasdi.Bu sene ye islam tarihinde hüzün senesi denir.Iste mi´rac böyle rasülüllahin hüzünlü oldugu bir zamanda Hazreti Allah habibini huzuruna davet etmis Yedi kat gökleri ars kürs melekut ve sidre-i müntehaya kadar seyahat etmisdir buda Allah rasülünü teselli etmistir.
BIRINCI SAF´HA:Efendimiz S.A.V. in Mescidi haramdan mescidi aksaya kadar götürülmesidirki Yukaridaki ayeti celile ile sabittir.Bu safhayi inkar eden küfre düser.
Mescidi aksada bütün enbiyanin ruhlarina kik rakaat namaz kildirdi ve imamül- enbiya oldu.

IKINCI SAFHA:mescidi aksadan burak isimli bir binek ile birinci kat semaya ve sirasi ile yedi kat semayi gecmesidir.Birinci kat semanin kapusuna gelince cebrail kapuyu tikladi ve sen kimsin denildi cebrailim deyinceyanindaki kim ? denildi . Muhammed a.s. dedi ve gök kapisi acildi.Ve adem a.s. gel salih evlad buyurarak iceri aldi
Böylece ikinci kat semada hz. Yahya ve hz. Isa .ücüncü kat semada hz Yusuf dördüncü kat semada hz idris. Besinci kat semada hz Harun altinci kat semada hz Musa yedinci kat semada hazreti Ibrahimi gördü.hepsi ile adem a.s. ile selamlastiklari gibi selamlastilar.

ÜCÜNCÜ SAFHA :Ref ref ile yedinci kat semadan sidrei müntehaya kadar olan kismidir.Rasülüllah efendimiz buyuruyorlarki cebrail iule öyle yükseltildimki kaza ve kaderlerin yazan kalemlerin gicirtisini isitmeye basladim.mundan sonra karsima sidrei müntehe cikti.cebrail a.s. ben artik buradan ileri gecemem gecersem yanarim ileri yaliniz gideceksin buyurdu.

Bundan sonraki durun necm süresinde söyle anöatilir.O kadar yakinlastiki iki yay arasi kadar.hatta dahada yakin oldu Allah kuluna orada ne vahiy etti ise etti .Buyurulmakdadir.

Rasülüpllah efendimiz Allahin huzuruna ilk kabulünde ( Ettehiyatü Lillahi vesselavatü veddyyibatü)Diye tahiyyede bulundu Cenabu hak (Esselamü aleyke eyyühennebiyyü verahmetüllahi ve berekatühü)Diye mukabelede bulundu Rasülüllah efendimiz Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin)Diyerek cevap verdi . Böylelikle nasil selamlasilacaginida bize ögretiyorlardi.
Rasülüllah efendimiz Allahin huzurunda sadece kendisini degil ümmetinide düsünüyordu .Bu düa Allahin cok hosuna gitmisti habibim iste ne istiyeceksen buyurdugu zaman Allahin rasülü ya rabbi beni kulluguna kabul etmeni istiyorum dedi.Cünkü kulluk Allahin verdigi en büyük makam idi rabbimiz bunu kabul buyurduda isra süresinde ( BIABDIHI) diye isaret buyurdu.

Ve oradan tekrar geriye döndügü zaman müsrikler alan etmeye basladilar.Ve Ebu Bekir r.a. hazretlerine gelerek senin arkadasin bak neler söylüyor diye tekzip etmek istediler oda hic tereddüt etmeden eger onu Muhammet söylüyorsa dogrudur dedi ve SIDDIK ünvanini aldi.

Mirac hadisesini bizim anlatmamiz cok zordur. Sadece iman etmemiz bize kafidir.

MIRACDAKI HEDIYELER.
1-Allaha sirk kosmiyanlarin af edilmesi.
2-Bakara süresinin son iki ayeti.
3-Bes vakit namaz.

Cenabu hak böyle mübarek bir geceyi en güzel sekilde ihya etmeyi cümlemize nasip eylesin. O yüce Rasülün sefaatina mazhar ey<lesin.

ÖZ-67
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Mirac kandili
« Yanıtla #4 : 05 Ağustos 2007, 01:09:02 »
Mirac :

Mirac olayı Resulullah (s.a.s.)'ın Kur'an-ı Kerim'den sonra en büyük mucizesidir. Mirac aynı zamanda Yüce Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed (a.s.)'e özel bir lütfu ve ihsanıdır. Resulullah (a.s.)'ın böyle bir lütfa mazhar olması onun Yüce Allah katında ne kadar büyük bir dereceye sahip olduğunu göstermektedir. Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'inde bu olaydan şu şekilde söz ediyor: "Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermemiz için bir gece Mescidi Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya yürütenin şanı pek yücedir. Şüphesiz o duyandır, görendir." (İsra, 17/1) Yüce Allah, Necm suresinde de şöyle buyuruyor: "Şimdi siz onun gördüğü üzerinde kendisiyle tartışıyor musunuz? Andolsun ki, o onu bir başka kez daha inişte gördü. Sidretu'l-Munteha'nın yanında. Barınma (Me'va) cenneti onun yanındadır. O zaman (o gördüğünde) Sidre'yi kaplayan kaplıyordu. Göz kaymadı ve (sınırı) aşmadı da. Andolsun ki o Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü." (Necm, 53/12-18) Müfessirlerin bildirdiğine göre bu âyetlerde sözü edilen olay da mirac olayıdır.

İsrâ ve mirac olayı Yüce Allah'ın sevgili peygamberine bir mükâfatı ve ilâhi bir mucizesidir. Resulullah (s.a.s.) Mekke'de insanlara hakkı tebliğ etmesinden dolayı müşrikler tarafından çeşitli eziyetlere maruz bırakılmış, Ebu Tâlib Vadisi'nde ablukaya alınmış, üç yıl süren bu abluka dolayısıyla açlık ve mahrumiyet içinde kalmış, ardından amcası Ebu Tâlib'i, kısa süre sonra da değerli hanımı, mü'minlerin annesi Hz. Hatice (r.a.)'yı kaybetmiş ve birbiri ardından gelen bu olaylar dolayısıyla çok üzülmüştü. İşte bütün bu sıkıntılardan sonra dost dostunu mükâfatlandırdı ve onu kendi katına yükseltti. Onu kendisine yaklaştırdı. Üzerine, çektiği bütün sıkıntıları, içine düştüğü üzüntüleri, zorlukları ve yorgunlukları, hatta kendisine vahyedilenleri tebliğ ederken ve davetini yayarken karşılaşabileceği zorlukları unutturacak hoşnutluk hulleleri giydirdi.

Son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)'in isrâ ve mirac gecesinde karşılaştığı manzaralar, gördüğü âyetler ve kendisine karşı yapılan muamele onun Allah katında ne büyük bir değere sahip olduğunu ortaya koydu. Bu itibarla isrâ ve mirac olayı çok değişik boyutları olan büyük bir mucizedir ve bu mucize peygamberler içinde sadece son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)'e özeldir.

Bütün her şeyi maddi alemin kanunlarına göre izah etmeye kalkışan ve Yüce Yaratıcı'nın her şeyin üstündeki ilâhi gücünü anlayamayan bazı kimseler mirac olayını kavramakta güçlük çekebilirler. Ama iman ferasetiyle ve hakka teslimiyetin kazandırdığı geniş görüşlülükle düşünebilenler için bu büyük mucizeyi kabul etmek zor değildir.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Mirac kandili
« Yanıtla #5 : 05 Ağustos 2007, 01:15:07 »
Muhterem Mü’minler!
   Hutbemiz, Mi’rac Kandili hakkındadır.
   İçerisinde bulunduğumuz receb-i Şerif ayının yirmiyedinci gecesi yani önümüzdeki 13 ekim cumartesi yi 14 ekim pazara bağlayan gece mübârek ve muhterem Mi’rac gecesidir. Mi’rac kelimesi lügatte; merdiven, göğe yükselme, yukarı çıkma manalarına gelir. İslâmî ıstılahda ise; Peygamber (sav) Efendimiz’in ruh meal cesed olarak yaşadığı mucizevî seyahat hadisesinin üç vasıtasından ikincisinin adıdır. Ayrıca bu gecede cereyan eden hâdiselerin tamamına birden de mi’rac hadisesi denir.
   Mi’rac, hüzün senesi olarak isimlendirilen devrede yani Resûlüllah Efendimiz’in en büyük hâmisi, amcaları Ebû Tâlib ile maddeten ve manen her zaman yanlarında bulunan zevce-i tâhireleri Hadîcetü’l Kübrâ validemizin vefatlarıyla sıkılan, adeta hüzne gark olan Peygamberimiz’in huzur-u ilâhîde tesliye edilmesidir. Üç yıldır devam eden Mekkeli müşriklerin ablukası ve on yıla yakın zamandır devam edegelen sıkıntıların sonunda Rasûlüllah Efendimiz’in rahatlaması, bunlara gösterilen sabrın mükâfatlandırılmasıdır.
   Allâh-ü Teâlâ, lütuf ve ihsanıyla şereflendireceği kullarını çeşitli imtihanlardan geçirmiştir. En büyük ihsan ve mükâfâtlara nâil olan peygamberler de herkesten daha çok sıkıntı-ızdırap ve meşakkatlerle karşılaş- mışlardır. Tabîki en büyüğüyle de, iki cihan serveri Fahr-i Kâinât (sav) Efendimiz mâruz kalmışlardır.İşte Cenâb-ı hakk tebliğ esnasında karşılaştığı her sıkıntıya göğüs geren  ve İslâm’ın intişarı uğrunda her fedâkarlığa katlanan sevgili habîbini Mi’rac’la mükâfatlandırmıştır. Velhasıl Mi’rac, gerek Peygamberimiz ve gerekse ashâbı için, o hüzün senesinde, büyük bir teselli kaynağı olmuştur.
   Muhterem Mü’minler,   
   Mü’minler için çok büyük ehemmiyeti haiz bu Mi’rac hadisesinin safhalarını çok kısa olarak hatırlayacak olursak, başlıca üç safhada cereyan etmiştir. Birincisi; İsrâ, yani mekke-i Mükerreme’den Kuds-ü Şerîf’e kadar olan ve Burak isimli vâsıta ile tahakkuk eden safhadır. Bu kısım Kur’ân-ı Kerîm âyetleri ile sâbit olup inkâr edeni küfre götürür. Nitekim Cenâb-ı Hakk ayet-i kerîmesinde: “Kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan (alıp) Mescid-i Aksâ’ya kadar götüren (Zât-ı ecelle ve alâ her türlü noksanlardan) münezzehdir. (Ol Mescid-i Aksâ ki) biz onun etrafına (feyz ve) bereket verdik. (gece yolculuğunu) O’na ayetlerimizden bazısını gösterelim diye (yaptırdık). Şübhasiz ki O (Allah her şeyi) hakkıyla işiten, kemâliyle görendir” buyurmaktadır. İkinci safha; Kuds-ü Şerif’den başlayıp Sidre-i Müntehâ’ya kadar olan ve tabiri caiz ise manevî bir asansör diyebileceğimiz Mi’rac isimli vâsıta ile tahakkuk eden safhadır.Bu kısmı da haber-i meşhur ile sâbit olup inkâr eden mudıl olur. Üçüncü safha; Refref isimli vâsıta ile yalnız başına olduğu halde Cennet’i, Cehannem’i görüp, Kürsî, Arş ve Ruh âlemlerini geçip Allâh-ü Teâlâ’nın dilediği makamlara kadar çıkarak zamandan, mekândan, cihetten, sıfattan ve vasıtadan münezzeh olarak Rabbı ile doksanbin kelâm konuştuğu ve rabbı indinde sahib olabileceği nimetlerin, derece ve mertebelerin en zirve noktasına kavuştuğu safhadır. Bu kısım da haber-i vâhid ile sabittir. Mü’minler olarak şefaat-i Rasûlüllah’a mazhar olabilmek için Peygamberimizden işitildiği şekliyle inanıp îman etmek îcab eder. Çok kısa olarak hatırlatmaya çalıştığımız bu hadisenin teferruat ve tafsilatı, mev’ıza kitaplarında, tefsir ve hadislerde ve bu hususla alakalı me’hazlerde mevcuttur.
   Rasûlüllah Efendimiz o gecenin sabahında Kâbe-i Muazzama’nın önüne gelerek insanlara o gece yaşadığı hadiseyi anlatması üzerine, O’nu ilk tasdik eden Hz. Ebû Bekir(ra) Efendimiz olmuş ve “bunu O söylüyorsa muhakkak doğrudur” diyerek sıddîk rütbesine mazhar olmuştur. Ebû Bekir Efendimizin bu hareketi, diğer sahabenin de îman nurunun ziyâdeleşmesine sebep olmuştur. Bununla berâber inanmayanların da küfrü ziyadeleşmiş, (hâşâ) “Muhammed yalan söylüyor, O etrâfındaki insanları büyülemiş” diyecek kadar ileri gitmişlerdir. Cenab-ı hakkın Peygamberimiz’e ikram ettiği bu azîm mucize-i peygamberisine o gün inanmayanlar olduğu gibi, ilim, fen ve teknolojinin ileri safhalarda olduğu; hattâ bir takım bilim adamlarının ışınlama denilen, insanın cesedini enerjiye tebdil etmek suretiyle bir anda bir yerden başka bir yere nakletmenin çalışmalarını yaptığı şuzamanımızda dahi mâlesef inanmayanlar mevcuttur.
   Muhterem Mü’minler!
   Yukarıda kısaca izah etmeye çelıştığımız Mi’rac hadisesinin cereyan ettiği bu mübarek geceyi, O Peygamberin ümmeti olan mü’minler gücünün yettiği nisbette ihyâ etmeye çalışmalıdırlar. Bu gecede mümkün olduğu kadar çokca nafile ibâdet yapılabilir. Bununla berâber Pirânımızın, bu gecede yapılmasını ehemmiyetle tavsiye buyurdukları bazı husûsî ibâdetler de mevcuttur. Şöyle ki; o gece yatsı namazından sonra 12 rek’at hâcet namazı kılınır. Mi’rac gecesinden sonraki gün oruçlu olunmalıdır. Yine o gün öğle ile ikindi arasında 4 rek’at namaz kılınır. Bu namazların kılınış şekli tekvim yapraklarında ve duâ kitaplarında mevcuttur. Rasûlüllah Efendimiz Hadîs-i şeriflerin de buyuruyorlar ki: “Mi’rac, gördüğüm şeylerin en güzelidir.”
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Ynt: Mirac kandili
« Yanıtla #6 : 20 Temmuz 2008, 01:16:24 »
saliyi carsambaya baglayan gece mübarek mirac kandilidir.sohbet sevenlere duyrulur.

kandiliniz mübarek düaniz makbul olsun.
« Son Düzenleme: 25 Temmuz 2008, 21:22:54 Gönderen: talib 67 »
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı HADRAMUT

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 1
Ynt: Mirac kandili
« Yanıtla #7 : 25 Temmuz 2008, 15:12:04 »
bütün sadakat forumluların ve tüm islam aleminin miraç kandili mübaerek olsun hayırlara vesile olsun feyz olsun nur olsun cenabı hakkın affına nail olsun.............

Çevrimdışı afrah

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 475
Ynt: Mirac kandili
« Yanıtla #8 : 25 Temmuz 2008, 17:33:00 »
bir yanlislik var herhalde.mirac kandili sali günü degilmi?
.....Eger bu yoldan dönmek kader ise,
o kader beni bulmadan Emanetini üzerimden al YARAAB....

Çevrimdışı Ferzin

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 240
Ynt: Mirac kandili
« Yanıtla #9 : 25 Temmuz 2008, 21:28:05 »
Evet salı gecesi

Çevrimdışı NH

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 3
Ynt: Mirac kandili
« Yanıtla #10 : 17 Temmuz 2009, 10:36:49 »
TÜM İSLAM  ALEMİNİN MİRAC KANDİLİNİ TEBRİK EDER HAYIRLARA VESİLE OLMASINI RABBİMDEN NİYAZ EDERİM.DUALARINIZDA HATIRLANMAK DİLEĞİYLE.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Mirac kandili
« Yanıtla #11 : 15 Mayıs 2015, 10:43:47 »
Teşekkür ederiz...

Çevrimdışı Evfacan

  • Moderatör
  • araştırmacı
  • *****
  • İleti: 441
Ynt: Mirac kandili
« Yanıtla #12 : 16 Mayıs 2015, 02:22:53 »
TÜM İSLAM  ALEMİNİN MİRAC KANDİLİNİ TEBRİK EDER HAYIRLARA VESİLE OLMASINI RABBİMDEN NİYAZ EDERİM.DUALARINIZDA HATIRLANMAK DİLEĞİYLE.
Yiğit yaralı olur - Yine dağ gibi durur