Gönderen Konu: İslamın kadına verdiği değer.  (Okunma sayısı 3072 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sons

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 213
İslamın kadına verdiği değer.
« : 05 Ocak 2013, 22:14:28 »

İSLAM’INKADINA VERDİĞİ DEĞER.. 

Kur’an-ı Kerim’deki 4. surenin adı "Nisa" Suresi’dir.
Nisa, kadınlar anlamındadır. Kadınlar Suresi demek. Kuran-ı Kerim’de"rical",
yani erkekler anlamında herhangi bir sure yoktur.
Kuran-ıKerim’de, bazı peygamberlerin isimleri surelere verilmiştir. Yusuf,
Yunus, İbrahim veya Lokman sureleri gibi. Peygamber olan erkekler sureye isim
olabilmiştir. Bu genel kuralın tek istisnası "Meryem" Suresi’dir.
Hz. İsa(a.s.)’ın annesi, peygamber olmamakla beraber bir sureye isim
olabilmiştir. Peygamber olmayan tek kişiliktir. Kuran-ı Kerim her fırsatta
kadını onurlandırmış, ön plana çıkarmıştır. Toplumun gündeminde kalsın diye.
Kuran-ıKerim’deki en manidar surelerden biri de 58. sırada yer alan "Mücadele"
Suresi’dir. Medine’de inen bu surenin kadınlar açısından anlamlı bir hikáyesi(sebeb-i
nüzulu-iniş gerekçesi) vardır. Mücadele, peygamberle tartışan kadın anlamına da
gelir. Olay şöyle gelişti:
"Hz.Havle (RA)" iman eden bir kadındı. Evs (RA) isimli, sert tabiatlı bir
adamla evliydi. Bir gün Evs (RA), karısını boşadı. Bu boşanmayı
gerçekleştirirken de eskiden Araplar arasında yaygın olarak yapılan ve"zihar"
olarak adlandırılan bir yöntemi kullandı.
Araplar,eşlerinin bazı hassas noktalarını, anneleri-bacıları gibi evlenmeleri
yasak olan akrabalarına benzetirlerse bu boşanma sebebi sayılırdı. Evs (RA) de
eşine, "Sen bana anamın sırtı gibisin" diyerek aralarındaki akdinisona erdirmek
istedi.
İşte bu olaya muhatap olan Hz. Havle, soluğu Hz. Peygamber’in (SAV) yanında
aldı. Hz. Havle tepkiliydi. Hz. Havle yorgundu. Hz. Havle bezgindi. Hz. Havle
mağdurdu. Hz. Havle çaresizdi. Çareyi Hz. Peygamber’de (SAV) bulacaktı.
Havle(RA), Peygamber’in (SAV) evine geldi. Efendimiz (SAV) dinliyordu. İsyan
edercesine kocasını, Peygamberimize şikáyet etmeye başladı. Şöyle diyordu:"Ey
Allah’ın elçisi! Evs, benim malımı-mülkümü yedi. Gençliğimi tüketti. Onun için
çocuklar doğurdum. Şimdi ise yaşlandım. Çocuk doğuramaz hale geldim. O da zihar
yaparak beni boşadı. Beni ortada bıraktı. Ya Rabbi, halimi sana arz ediyorum.Bu
halimi sana şikáyet ediyorum."
Havle’yibüyük bir dikkat ve saygıyla dinleyen Hz. Peygamber (SAV) bir an
duraksadı. Sonra, "Bu tür boşamalarla ilgili Rabbimden bana herhangi birölçü
gelmiş değildir" cevabını verdi. Çünkü O (SAV), Yüce Allah’tan vahiygelmedikçe
kendi heva ve arzusuna göre konuşmazdı. Yüce Allah’ın kendisine müsaade ettiği
konular hariç, mutlaka vahiy beklerdi.
Ama çokgeçmeden Yüce Rabbimiz, "Halimi sana iletiyorum" diyen bu mağdur kadının
yakarışına cevap verdi. Ötelerden, ötelerin de ötesinden cevap geliyordu. Yüce
Allah’ın, "Senin sesini, yakarışını, isyanını duydum. Yalnız değilsin,sözün
duyulmuştur, gökte yankılanmıştır Havle! Arzu ettiğin konuda sana cevap
verilecek ve sen rahatlayacaksın" anlamında ayeti inecektir.
YüceRabbimiz, Havle’ye cevap veriyordu. Öylesine bir cevap ki Medine’de
yankılanmadık, konuşulmadık ne sokak ne ev bırakacaktı. Günlerce her mekánda
Havle’nin yakarışına verilen cevap konuşulacaktı. Havle gibi mazlum ve mağdur
bütün kadınlar, bir anlamda "erkeği cezalandıran" bu ayetleri gururla
okuyacaklar.
YüceAllah (c.c.), karısını bu şekilde boşamak isteyen erkeğe bu işin çirkin
olduğunu ilettikten sonra, ya köle azadı, ya iki ay üst üste oruç veya 60fakiri
doyurma cezası verecektir. Eşine dönmenin bedeli olarak. Tekrar eşine yaklaşmak
istersen bunu ödeyeceksin. Kadın değil, erkek bunu ödeyecek. Çünkü kadın mağdur
oluyordu. Rabbimiz, mağdurun yanında, mazlumun yanında.
"Mücadele" Suresi’nin ilk ayetleri indiğinde yüzü sevincinden ay gibiparlayan
Peygamberimiz (SAV), Havle’yi çağıracak ve "Seni müjdelerim Havle! Allahsenin
sesini duymuştur" dedikten sonra ilk ayeti okuyacaktır: "Kocasıhakkında seninle
tartışan ve Allah’a şikáyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah
sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir, bilendir." (Mücadele 58,1)
Hz. Havlebugün bile horlanmış, zorlanmış, terk edilmiş, önemsenmemiş,
gençliğinden sonra kenara itilmiş bütün kadınların ortak isyanı olmuştur.Sembol
olmuştur. Önemsenmediklerini zanneden kadınlara, "Hayır, Rabbiniz sizi
önemsiyor. Rabbiniz sizin adınıza zulmeden erkeğe dünyada cezalar getirdiğigibi
ahirette de hesap soracak". Üzülmeyin, sesinizi Rabbiniz duyuyor, halinizi
görüyor cevabıdır Mücadele Suresi.
Yıllar geçer.İki büklüm bir kadın Medine çarşısında Hz. Ömer’in önüne geçer.
Bir şey sorar. Uzun boylu Hz. Ömer eğilir, diz çöker. Ellerini kadının omzuna
koyar. Söyle nine der. Kadın dakikalarca konuşur, Hz. Ömer dinler. Medine’nin
lider kadrosu ise hayret içindedir. Bu ihtiyar nineye bu kadar zaman fedaedilir
mi(!). Nihayet kadın anlatacağını anlatır ve gider. Hz. Ömer doğrulur.
Oradabulunanlardan biri, "Ey müminlerin emiri! Şu Kureyş’in liderlerini şu nine
için o kadar bekletmeye değer miydi" diye sorunca Hz. Ömer hışımla döner.
Herkesin duyacağı bir ses tonuyla: "Ne diyorsun! Yazık sana. Bu kadınHavle’dir.
Allah (c.c.) yedi gök ötesinden onu duydu, hakkında ayet indirdi de Ömer mi onu
dinlemeyecek. VAllahi bütün bir gün beni tutsaydı, öylesine duracaktım.
Problemini halletmeden gitmeyecektim."
Sormakistiyorum; Kuran-ı Kerim’i bu bakışla hiç okuyabiliyor muyuz..?
Hz.Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in konu ile ilgili uyarı
ve yönlendirmelerinden birkaçı şöyledir:
"Sizinen hayırlınız, ailesine karşı iyi davrananınızdır. Ben aileme karşı en
iyi davrananızım."
"Müminlerin iman bakımından en mükemmeli ahlaki bakımdan en güzel olan ve
ailesine şefkat ve mülayemetle davranandır."
"Kadınlara karşı hep hayır tavsiye edin. Zira onlar sizin yanınızda birer
emanettir." (Tirmizî, İman 6; Ahmed, VI, 47,99)
"Eşlerinize yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, sakın onlarıdövmeyin
ve onları incitecek çirkin sözler söylemeyin." (Tirmizî, Radâ’ 11; İbnMace,
Nikah 4; Ahmed, V, 72-73; Nesâî, ‘Işretü’n-Nisâ, s, 167)
"Harcayacağın tüm harcamalardan dolayı, Allah’ın (c.c.) izniyle mükâfat
alacaksın. Hatta eşinin ağzına verdiğin bir lokmanın bile karşılığını
alacaksın."(Ebû Davûd, Nikah 40-41)
"Sizden biri hem karısını köle gibi döver, hem de utanmadan sarılıpyatar."(Buhârî,
İman 56; Müslim, Vasıyye, 5; Ebû Davûd, Vasayâ 2; Tirmizî, Vasayâ 1; Nesâî,
Vasayâ 3) buyuran Hz. Peygamber Efendimiz (SAV), bu konuda en güzel örnekliği
kendisi sunmuştur. O, Yüce Allah’ın (c.c.) "Eşlerinizle en güzel birbiçimde
geçinin." (Ahmed, IV, 17; İbn Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, Beyrût,1957,VIII, 148)
emrini en güzel bir biçimde uygulamıştır. O, eşleriyle en güzel bir şekilde
geçinmiş, onlara her konuda yardımcı olmuş, ev işlerinde onlara ortak olmuş,
onlara asla bir fiske vurmamıştır. Onları hayatlarında ve vefatlarında herzaman
hayırla anmıştır. O, "Ey Aişe, bu gece bana, Rabbime (c.c.) ibadet içinizin
verir misin?" (Nisa, 19) diyerek nafile ibadet için eşlerinden izinisteyecek
kadar ince bir ruha sahiptir..

 
Bazen Susmalıyım Diyorum Kendime..
Susmalıyım Ki Gönlümün Sesi Gönüllere Ulaşsın..
Sesimi Duymamak İçin Direnen Kulaklar Bari Gönlümü Dinlesin..
Ben Susmalıyım Ki Tüm Zor Cümleler Gönlümü Dinleyenlere Kalsın..
Dilimle Konuşmak Canımı Çok Acıttı..
... ... Bari Gönlümden Konuşayım Da,
Biraz da ...
Canımı Acıtanların Canları Acısın...


[Mevlâna Celaleddin Rumî]