Gönderen Konu: Mucizevi ve İlahi Bir Şifa Kaynağı: Bal  (Okunma sayısı 3235 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Mucizevi ve İlahi Bir Şifa Kaynağı: Bal
« : 15 Haziran 2012, 17:01:27 »





Mucizevi ve İlahi Bir Şifa Kaynağı: Bal


Sade Hayat Yazarlarından Kevser Yılmazer sessizce tükenmekte olan yüzyılların şifa kaynağı balı sizin için kaleme aldı..

Yeryüzünden kalkacak ilk nimet bal olacaktır. Bu yüzden ahir zamanda bal kıt olacaktır”

                                                                                                                      Hadis-İ Şerif

 

Yukarıda yazılan Hadis-i Şerif’i okuduğumda tabiri caizse dehşete kapıldım. Neden ilk olarak bal ile cezalandırılacağımızı düşündüm. Bu Hadis-i Şerif beni bal ve arılar hakkında araştırma yapmaya teşvik etti. Araştırmamın sonucunda anladım ki, balın ve dolayısıyla arıların yok olması insanlığa bir ceza değil, insanlığın tercihlerinin bir sonucu olacak. Arıları çiçek yerine glikozla veya GDO’lu tohumlardan üretilen çiçeklerle besleyerek ve kontrolsüz zirai ilaçlamalar yaparak, onların fizyolojik ve metabolik yapılarını biz bozuyoruz. “Neden?” diye sorduğumuzda ise çok geç olacak.

Bal kaynağımız olan arılar yok olmaya başladı bile. Habertürk gazetesi haberine göre “ABD deki arı besicileri, 2006 yılından itibaren hayvanların % 30 ila % 90’ını kaybettiklerini bildirmeye başlamıştı. Arılarla ilgili bu gizemli olay ‘kovan sönmesi sendromu’ olarak adlandırılıyor. Bilim adamlarının, nedeni açıklanamayan bu salgında ne kadar arının öldüğünü tam olarak saptayamadıkları, arı besicilerinin ise geçen yıl kolonilerinin % 31’ni, bu yıl ise % 36’sını kaybettiklerini belirtiyor”

 

            Arılar sadece bal üretmekte vazifelendirilmiş hayvanlar değiller. Aynı zamanda çiçeklerin polen üretiminde de yardımcı oluyorlar. Çiçek özlerini almak için çiçeğe konduklarında, çiçek polenleri tüylü vücutlarına yapışıyor. Arılar çiçekten çiçeğe kondukça bir çiçekten aldığı poleni diğerine iletmiş oluyor. Bu sayede çiçeklerin tozlaşmasına ve çoğalmasına ve meyve oluşumuna yardımcı oluyorlar. Dolayısıyla arıların kaybolmasıyla sadece bal değil çiçek ve meyve üretimi de son buluyor.

Çin’de Hanuyen isimli, sakinleri meyvecilikle uğraşan bir kasabada, bal arılarının hepsi kaybolur. Kasabanın geliri meyvecilik olduğundan, arıların polenleme vazifesini kasaba halkı üstlenir. Önce polenleri hazırlayıp, sonra bunları teker teker çiçeklere serperler. Her bir çiçeği polenlemek zorunda kalırlar, zira az polenlenmiş çiçek az meyve; az meyve ise az gelir demektir. Bunun için yerli halk, bir zamanlar arıların bedavaya üstlendiği görevi şimdi çok zahmetli ve masraflı bir şekilde yapıyorlar. Bir kovan bal arısı bir günde üç milyon çiçeği polenleyebiliyorken, bir insan sadece otuz ağaç polenleyebiliyor. Ünlü bilim adamı Einstein ise arılarla ilgili şu çarpıcı cümleyi söylemiştir: “Arılar yeryüzünden kaybolduğunda, insanlığın ancak dört yıllık ömrü kalmış demektir”.

Peygamberimizin yukarıdaki hadisi sadece gelecekten dehşetli bir haber değil, aynı zamanda bu nimetin kıymetini anlamamız için insanlığa bir uyarı niteliğinde.

Peygamberimiz “Şifa üç şeydedir. Bal şerbeti, kan aldırma ve ateşle dağlama. Ancak ümmetimi dağlamaktan menediyorum” diyerek balın önemini vurgulamış ve ana tedavi kaynaklarından biri olduğuna dikkat çekmiştir. “Size şu iki şifayı tavsiye ederim: “Bal ve Kuran” hadis-i şerifiyle balın hastalıklardan korunmada ve tedavi sürecinde ne kadar önemli olduğuna tekrar işaret etmiştir. Peygamberimizin şifa olarak gösterdiği yüce kitabımız da, balı şifa olarak kaydetmiştir: “Rabbin bal arısına: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir, diye vahyetti (ilham etti). Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir ibret vardır.” Ayet-i Kerime’de geçen “vahyetti” sözcüğü ayrıca dikkat çekicidir. Anlıyoruz ki, Allah arılara balı üretmeleri için vahyediyor (ilham ediyor). Diğer hayvanlar yaşamlarını yaratılışlarının gereği içgüdüsel olarak sürdürürken, arılar Allah’ın ilhamı üzerine insanlığa şifa olan balı üreterek sürdürüyorlar. Allah’ın bu ilhamı vermesi ve ayette şifa olarak göstermesi balı paha biçilmez bir değerde kılıyor. Yine bir diğer hadis-i şerifte “Kim her ay üç sabah yalamak suretiyle bal yerse, birçok bela(hastalık) ona dokunmaz” buyruluyor. Fakat bu müjdeli tavsiyeler doğal üretilen bal için geçerli. Yukarıda bahsedildiği üzere glikozla ve GDO’lu çiçeklerden üretilen bal insan için şifa değil hastalık sebebi olacaktır.

       

Balın Yararları

Yunus Suresi 39. ayette:”Onlar, ilmini kavrayamadıkları ve henüz yorumu da kendilerine bildirilmemiş olan şeyi yalanladılar.” buyurulur. Fakat şükür ki bal hem modern hem alternatif tıpta rüştünü ispatlamış bir besin. Nebevi tıp ise özellikle balın üzerinde durmuştur paylaştığımız üzere.

*Mideye kuvvet verir: Midedeki fazlalıkları dışarı atar. Hazım gerektirmediği için kolayca kana geçer, baldaki şeker emilimi en kolay şekerdir.

*Kansızlığı giderir: Hastalıktan yeni kalkanlara kuvvet verir. Enes b. Malik’in bildirdiğine göre Resulullah (s.a.v) hasta olduklarında ağzına bir avuç çörek otu atar ve ardından da bal şerbeti içerdi.

*Bal iyi bir koruyucudur: Peygamber Efendimiz “Her kim, her ay 3 gün aç karnına bal şerbeti içerse felç, cüzzam ve alaca gibi hastalıklardan korunur” buyurmuşlardır.

*Damarları açar: Bal şerbeti damarları açar, kalp adalesine canlılık ve zindelik verir, kalp hastalarına faydalıdır. Diğer şekerlerin aksine oksijen ile reaksiyona girdiğinde tam bir yanma meydana geldiği için kanda daha az madde bırakır.

*Romatizmaya faydalıdır: Romatizmalı yeri arıya sokturmak faydalıdır. Hafif ateşte ısıtılmış bal mumu ağrılı bölgeye bağlanırsa 2-3 saat sonra ağrı ve iltihabın geçtiği görülür.

*Alerjiye faydalıdır: Özellikle bahar alerjisine yakalananlar hangi koku ve tozun kendilerinde alerji yaptığını bilirse ve o çiçek balını yer ya da bal şerbetini içerlerse şifaya kavuşurlar.

*Ağrı dindirir: Bal ısıtılıp buharı buruna çekilirse, hastanın ağrı ve sızısı birkaç dk. sonra dinmeye başlar.

*Tansiyon düşürür: Özellikle kestane balı tansiyon düşürür. Günde 1 tatlı kaşığından fazla yenmemesi gerekir.

*İştah açıcıdır: İhtiva ettiği A,B,C ve diğer vitaminler ve minerallerle insana zindelik verir. İştahı açar.

*Doğal diş macunudur: Diğer tatlı ve meyvelerin aksine bal dişleri ve diş etlerini temizleyip parlatan bir macundur. Dişleri ve dişetlerini mikroplardan korur, ağızdaki yaraları tedavi eder. Yoğurtla karıştırılıp doğal diş macunu elde edilebilir.

*Alacaya faydalıdır: Alaca hastası olanlar en az 2-3 ay sabah aç karnına bir su bardağı bal şerbeti içerlerse şifa görürler.

*Kabızlığı geçirir: Kabızlık vakalarında sıcak bal şerbeti çok faydalıdır.

*Zayıflatıcıdır: Ilık çam balı sabah ve akşam bir su bardağı içilirse zayıflatır.

*Kolestrolü düşürür: Özellikle ayçiçek balı ve kekik balı ılık olarak günde 1-2 su bardağı içilirse kolestrolü düşürür.

*Yara ve iltihabı tedavi eder: Özellikle kekik, kestane ve çam balı yara tedavisinde çok faydalıdır. Hz.Ömer’in çok kullandığı bir metoddur. Bugün modern tıpta ameliyat yaralarında bal kullanıldığını öğreniyoruz. Cavanagh ve Beazley’in yaptığı araştırmada boğaz iltihaplarında kendini gösteren Kalbi tutacoli isimli mikropla candida albicans isimli mantarlar üzerinde balın etkili olduğu görülüyor.

*Balgam söktürür: Balgamı keser vücudun hastalıklı rutubetini giderir.

*Görme gücünü arttırır: Nar suyuna karıştırılıp göze sürme gibi çekilirse gözün keskin görmesini sağlar.

*Karın ağrısını dindirir: Bal şerbeti karın ağrısını dindirir.

*İdrar söktürücüdür

*Köpek ısırmasına karşı faydalıdır: Köpek ısırınca bal şerbeti içilir ve köpeğin ısırdığı yere bal sürülür. Kuduz olma ihtimaline karşı ayrıca tedbir alınmalıdır.

*Cildi yumuşatır: Cild bal ile ovulursa yumuşatır.

*Saçları besler.

*Nezleyi geçirir. Balı limonla içmek nezle için faydalıdır.

*Vereme faydalıdır: Gül ile karıştırılıp sabah akşam yemek vereme faydalıdır.

*Yanıkları iz bırakmadan iyileştirir: Bal, zeytinyağı ve gres yağıyla karıştırılıp yanan yerlere sürülürse acı, sızı çekilmez, yanık kısa sürede iyileşir, iz bırakmaz.

*Varise faydalıdır: Varise masaj yapılarak sürülür.

*Karaciğeri temizler: Bal şerbetinin hem tatlı hem soğuk olması sağlığı koruma açısından faydalıdır. Karaciğer ve kalp soğuk ve tatlı gıdayı sever.

*Sarılığı önler: Rendelenmiş salatalıkla yenirse susuzluğu giderir, kanı temizler, sarılığı kısa sürede iyileştirir.

*Terlemeyi giderir: Birkaç gün bir miktar bal mumuyla birlikte sakız gibi çiğnemek burun tıkanıklığı ve bundan dolayı meydana gelen terlemeyi giderir.

*İshali iyileştirir: Peygamberimiz kendine ishal şikâyeti ile gelen bir sahabeye bal içmesini tavsiye etmiştir. Biritish Medical Journal’de yayınlanan makalede glikoz yerine bal kullanılması tavsiye edilmiştir.

*Yatağını ıslatan çocuklara faydalıdır.

*İlaçların yan tesirini önler

*Göz için şifadır. Bal mumunda bol miktarda A vitamini vardır. A vitamini görme gücünü kuvvetlendirir. Bal mumu sakız gibi çiğnendiğinde içindeki A vitamini ağız yoluyla vücuda geçer. Aynı zamanda bal mumu yutmak midedeki yaralara faydalıdır.

 

Yazan: Kevser YILMAZER

KAYNAKLAR

 

Hadis Ansiklopedisi Kütüb-i Sitte / Prof. Dr. İbrahim Canan

Alternatif Tıp ve Şifa Sofrası / Mustafa Özer