Gönderen Konu: Mü'min için nimet :Ölüm*  (Okunma sayısı 7565 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ferzin

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 240
Mü'min için nimet :Ölüm*
« : 26 Temmuz 2008, 21:59:08 »

Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Ölünün mezardaki hâli, imdat diye bağıran, denize düşmüş kimseye benzer. Boğulurken, kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, ölü de, ana babasından, kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duayı gözler.

Ona bir dua gelince, dünyaya ve dünyada olanların hepsine kavuşmaktan daha çok sevinir. Allahü teâlâ, yaşayanların duaları sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok rahmet verir. Dirilerin, ölülere hediyesi, onlar için dua ve istiğfar etmektir.)

[Deylemi]

Ölüm, mümin için nimet, kâfir için musibettir. Allahü teâlâ, Azrail aleyhisselama, (Dostlarımın canını kolay al, düşmanlarımınkini de güç al) buyurdu.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Mümin öleceği vakit, rahmet meleklerini görür, can verme acısını duymaz. Ruhu tereyağından kıl çeker gibi, kolay çıkar, nimetlere kavuşur.) [Bezzar]

Mümin bu anda çok sevinir. Hazret-i Azrail, böyle mümine, (Korkma, Erhamürrahimine gidiyorsun, asıl vatanına kavuşuyorsun, büyük devlete erişiyorsun) der. Böyle kimseye bundan daha şerefli bir gün yoktur. Müminin ruhunun bedenden ayrılması, yani ölmesi, esirin hapisten kurtulması gibidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Ölüm, mümine en kıymetli hediyedir.) [Taberani]

Ölmek, rüya değildir. Ölmek yok olmak da değildir. Varlığı bozmayan bir iştir. Ölüm, ruhun bedene olan
bağlılığının sona ermesidir. Ruhun bedenden ayrılmasıdır. Ölüm, bir halden başka hale dönmesi, bir evden bir eve göçtür. Allahü teâlâya kavuşmayı isteyen mümin, ölümü kötü görmez.

Çünkü ölüm, dostu dosta kavuşturan bir köprüdür. Cenneti seven ve ona hazırlanan ölümü sever. Çünkü ölüm olmayınca Cennete girilmez.

Dünya hayatı rüya gibidir. Ölüm uyandırıp rüya bitecek, hakiki hayat başlayacaktır.

Hadis-i şerifte, (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar) buyuruldu. (Sefer-i Ahiret)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

İyi bir kimse, talihli bir insan, kusurları, günahları, lütuf ve ihsan ile af olunan ve yüzüne vurulmayan kimsedir. Eğer günahı yüzüne vurulursa ve bunun için de, merhamet olunarak, yalnız dünya sıkıntıları çektirilip günahları, böylece temizlenen kimse de, çok talihlidir.

Bununla da temizlenmeyip, geri kalan günahları için, kabir sıkması ve kabir azabı çekerek günahları biten, kıyamette, mahşer meydanına günahsız olarak götürülen de, ne kadar çok talihlidir. Eğer böyle yapmayıp, ahirette de cezalandırılırsa, yine adalettir.

Fakat o gün, günahlı olan ve mahcup ve yüzleri kara olan, ne kadar güç durumdadır. Ama bunlardan, Müslüman olanlara yine acınacak, bunlar, sonunda yine merhamete kavuşacak, Cehennem azabında, sonsuz kalmaktan kurtulacaktır. Bu da, büyük bir nimettir.

(1/266)



« Son Düzenleme: 06 Mayıs 2009, 00:23:43 Gönderen: mystic »

istikamet şehadet

  • Ziyaretçi
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #1 : 30 Temmuz 2008, 20:01:20 »
Allah razı olsun ferzin çok mgüzel bir konuya değinmişsin rabbim  ömründe hayırlısını ölümünde hayırlısını nasip etsin inşaAllah

Çevrimdışı Ferzin

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 240
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #2 : 30 Temmuz 2008, 23:42:50 »
Amin,cümlemizden.

Çevrimdışı karanfil

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 18
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #3 : 31 Temmuz 2008, 00:45:44 »
teşekkürler.

Çevrimdışı Kasımpaşalı

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 4
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #4 : 03 Eylül 2008, 09:07:18 »
esselamü aleyküm..arkadaşlar bu sabah İMAMI GAZALİ hazretlerininin ölüm ve ötesi kitabını okudum..ve şu anda korkudan ne yapacağını bilemez haldeyimm...şimdi bu yazıyıda okudum ..esasen benimde ümitlerim bu yöndeydi...(halende öle'de) fakat orada ölümün zorluğu öyle anlatılmışki ben nasıl düşüneceğimi  bilemiyorum...belliki atladığım bişiler var...lütfen ikisi arasındaki ince çizgiyi biri bana anlatsın..şimdiden Allah razı olsun...ayrıca bu yazı ve bu site içinde....

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #5 : 03 Eylül 2008, 10:12:13 »
kim nasıl yaşarsa o hal üzerine ölüneceğini bildiğimizden,Allaha c.c kul,PEYGAMBERİN.e( sav) ümmet,sevdiklerine evlat olma gayreti ve yaşantısı inşaAllah ölümü kolaylaştırı...son nefes dahil yolundan ayırmasın.

Çevrimdışı Nur-u evveL

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 28
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #6 : 03 Eylül 2008, 13:59:20 »
Allah c.c razı olsun...

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #7 : 03 Eylül 2008, 22:35:45 »
Allah'u Tealanın şu kuluna Azrail as. gelipte:

"Korkma merhametlilerin en merhametlisine ve asıl vatanına gidiyorsun. Büyük bayrama ulaşıyorsun. Bu cihan bir konaktır. Bu konak mü'minin zindanıdır. Sana emanet verilen bu varlık bir bahanedir. Bu bahane bir gün gider, uzaklaşır da hakikat meydana çıkar. Kişi baki olan 'ü Tealay'a kavuşur."

Dediği zaman dünyada ondna daha şerefli, daha hoş ve rahat bir gün olmaz.

(Ebu Bekir Sekkak K.S. Nefahat)

http://www.sadakat.net/forum/islamgenel/ynt-her-canli-olumu-tadacak-t8619.0.html;msg161276#msg161276

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Ölmek felaket değildir. Öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek, tedbirini almamak felakettir.

Hep ölümden bahsetmek sünnettir. Ölümden kaçış olmaz. Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşturan köprüdür.

Ölüm müslümana hediyedir. Ölüm, ölmemek üzere doğuştur. Ölüm olmasaydı bu hayat hiç çekilir miydi? Ölüm, müslümanın teselli kaynağıdır, hasretidir. Hatta bir evliya zat buyurur ki, (Ben Azrail aleyhisselamı Cebrail aleyhisselamdan daha çok seviyorum). Derler ki efendim hikmeti ne? (Çünkü o beni Rabbime kavuşturuyor) cevabını verir.
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Kasımpaşalı

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 4
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #8 : 09 Eylül 2008, 09:00:29 »
çok teşekkür ederim.. Allah razı olsun...

Çevrimdışı dört mevsim

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 278
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #9 : 09 Eylül 2008, 13:40:18 »
Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Ölünün mezardaki hâli, imdat diye bağıran, denize düşmüş kimseye benzer. Boğulurken, kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, ölü de, ana babasından, kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duayı gözler.

Ona bir dua gelince, dünyaya ve dünyada olanların hepsine kavuşmaktan daha çok sevinir. Allahü teâlâ, yaşayanların duaları sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok rahmet verir. Dirilerin, ölülere hediyesi, onlar için dua ve istiğfar etmektir.)

İlk defa duyuyorum.Tam tersini söylerlerdi üzülürdüm.Ne kadar güzel bir şey.Allah razı olsun.
« Son Düzenleme: 09 Eylül 2008, 14:04:19 Gönderen: ibrahimim »

Çevrimdışı insirah

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1090
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #10 : 04 Aralık 2008, 17:45:22 »
Ferzin  ve Tuğra paylaşımlarınız için teşekkür ederim,Allah razı olsun
 
Hayat başladığı noktaya, bittiğinde geri döner! Hayatta her şey noktayla başlar, noktayla biter... Sümeyra Denizli

Çevrimdışı lalegül

  • yazar
  • ****
  • İleti: 513
    • Sidre.net
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #11 : 17 Aralık 2008, 14:16:12 »
ölüm bizi çağıran sessizliğin sesidir
dünyadaki koşuşun mezarda bitmesidir
 
Abdürrahim Karakoç
Şu rahmete bakın ki,
insanlar bütün azalarıyla günah işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.

Aziz Mahmud Hüdai (k.s)

Çevrimdışı lalegül

  • yazar
  • ****
  • İleti: 513
    • Sidre.net
Ynt: Mü'min için nimet :Ölüm
« Yanıtla #12 : 17 Aralık 2008, 14:21:16 »
Hayat  ve Yorum
birgün umut ,birgün hülya tükenir
birgün uyku,birgün rüya tükenir
her saat dünyaya sarılmak ne ki
birgün mecal,birgün dünya tükenir.
Abdürrahim Karakoç
Şu rahmete bakın ki,
insanlar bütün azalarıyla günah işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.

Aziz Mahmud Hüdai (k.s)

Çevrimdışı Ferzin

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 240
Her dert ölümden bir parçadır!
« Yanıtla #13 : 19 Aralık 2008, 20:32:40 »
Mesnevi’den kıssa:

Fakir adam hanımının fakirlikle, sıkıntılar ile  ilgili konuşmalarına şöyle cevap verir:

“Daha ne zamana kadar talep edip istekte bulunacaksın? Zaten ömrünün çoğu bitti. Akıllı olan kimse, aza-çoğa bakmaz. Çünkü her ikisi de sel gibi sür'atle geçmektedir.

Sel, ister sâf, berrak, ister bulanık aksın. Mâdem ki bâkî değildir, öyle ise sözünü etme. Bu dünyada binlerce canlı mahlûk, kazanç kaygısı olmadan günlerini geçiriyor.

Üveyik kuşu, daha gece gıdâsını bulmadığı hâlde, ağaçta Allahü teâlâya şükreder. Bülbül, cenâb-ı Hakka durmadan hamdeder ve; "Ey, duâya icâbet eden Rabbim! Tevekkülümüz ve i'timâdımız sanadır" der.

Küçücük sivrisinekten, deve ve file kadar, hep Allahü teâlânın himâyesi altındadır. Cenâb-ı Hak ne güzel bir vekîldir.

Gönüllerdeki hüzün ve ızdırapların hepsi, dikkat edilirse varlığın eseridir. Bunca gamlar, tasalar, hayat ekininin orağıdır. Şöyle idi, böyle idi, sözleri de hep vesvesedir.

ÖLÜMÜN TATLI OLMASI İÇİN

Her dert ölümden bir parçadır. Ölümün küçük bir parçasını kovmaya gücün yetmez iken, bilesin ki, onun tamamı şerbetin olup, içeceksin.

Ölümün bir parçası olan dert ve belâlar sana tatlı gelirse, Allahü teâlâ sana ölümü tatlı eyler. Bedene gelen hastalıklar, ölümün elçisidir. Ölüm elçisinden yüzünü geri çevirme. Hayâtı dertsiz, elemsiz geçenin, ölümü de acı olur. Nefsine tapanın rûhu için kurtuluş yoktur.

Genç iken daha kanâatkârdın. Şimdi ise altın isteğine düştün. Hâlbuki önceleri sen altın idin.

Salkım salkım dolu asma iken, şimdi meyvesiz kaldın. Meyvelerin olgunlaşacağı sırada bozulup gittin. Meyvenin gittikçe tatlılaşması lâzım. İp eğirenler gibi geriye doğru gitme.

Sen benim eşimsin. Eşler birbirlerine benzemelidir ki, işler yolunda gitsin. Eşlerin birbirlerine benzemesi lâzımdır. Ayakkabı ve mest çiftlerine baksana.

Ayakkabılardan biri ayağa dar gelse, onlar işe yaramaz. Seni topal ederler.

Kapının bir kanadı büyük, diğeri küçük olur mu? Ormandaki arslan, kurda eş olur mu?

Biri mal ile dolu, biri boş olan iki çuval, devenin üzerinde dengeli duramaz.

Ben kanâatte sağlam ve güçlüyüm. Sen ise kötülükle niçin dertlisin?

Mal ve para baştaki külâh gibidir. Yalnız kel olanlar külâha sığınır. Kıvırcık, güzel saçları olanlar, külâh olmadan da güzeldir.

Fakirlik ve dervişlik, senin anladığın gibi değildir? Dervişe hakâretle bakma sakın. Onlar, Allahü teâlânın ihsânlarına garkolmuşlardır.

Allahü teâlâ Âdil'dir. Adâlet sahipleri, âşıklara hiç zulmeder mi? Hâşâ, birine mal, mülk, kudret, ihsân edip, başkasına suç yükler, ateşe atar mı?

Hışımla bu hakîre kötü lâkablar taktın. Ben sana eşim, hanımım diyorum, sen bana yılancı dersin. Gönlümde, kanâatle dolu bir âlem var.

YÜZÜNÜ EKŞİTME Kİ..

Kanâate, yüzünü ekşitmeden bak ki, o hâl denizine dalmış olan nice kimseleri göreceksin. Zâhirde yüzbinlerce sıkıntı içinde görünen kimselerin, hakîkatte gül gibi geçindiklerine şahit olacaksın!

Ey hanım! Yolumu kesme, benimle mücâdeleyi bırak! Ayakkabı dar ise, yalınayak yürümek daha iyidir. Yazıklar olsun sana! Eğer sende birazcık anlayış olsaydı, gönlümdeki hakîkatleri sana anlatabilirdim. Bu söz, memedeki süt gibidir. Emen olmaz ise, hiç bir te'sîri olmaz. Dinleyen istekli ve arayıcı olursa, nasîhatı veren kimse ölü olsa bile yine konuşur.

Bu konuşmalar bir hikâyedir ki, bunlar insanlarda bulunan nefs ve rûha benzer. Her insana rûh da nefs de lâzımdır. Bütün iyiler ve kötüler, bunun lâzım olduğunu bilmelidir.

Bu ikisi, gece gündüz dâimâ birbiriyle savaş hâlindedirler. Nefs, evin ihtiyaçlarını, şerefini, yiyecek ve içeceğini, izzet ve i'tibârını ister. Nefs ba'zan tevâzu gösterir, ba'zan da azametlenir. Rûh, dünyevî düşüncelerden habersizdir. Allahü teâlânın rızâsından başka bir kaygısı yoktur.”

Mehmet Oruç