Müslüman türk dostlugu
!
Allah'ın katında yegâne din «islâm» dır. Bu dini kabul edenlere Müslüman nâmı verilmiş; geri kalanlar da gayrimüslim adını almıştır.
Bu iki grupta toplananların birbirine karşı tavrı, kalbteki inançlar gibi, farklıdır.
imansızlık, menfl yönde bir inanç olduğu için her iki sınıf kendi itikadına göre yol takip etmektedir.
Müslümanm yolu, nzâ-i ilâhî semtine varan «Sırât-ı müştekim» dir. Allah'ın gadabına uğramış Yahudiye, dalâlet ve sapkınlık içindeki Kıristiyanlara karşı mü'minin tutumunun nasıl olacağı,
Kur'ân-ı Kerim'de ve hadîs-i şeriflerde açıklanmıştır.
islâmiyet; ne ibadet, ne âdet ne de sair hareketlerimizde gayr-i müslimiere benzemeye müsaade etmemiştir.
islâm dini güneşi ilâh kabul edenlerin tapınma vaktinde ibadet etmemizi yasaklamış ve bu vakitlere «mekruh» vakitler adını vermiştir.
Nevruz adını alan ilkbahar günleri ile Mehricân denilen sonbahar günlerinde nafile oruç tutmak mekruh görülmüştür. Ancak tutmayı âdet ettiği bir oruç bu günlere tesadüf ederse bir mahzur yoktur.
Gayrimüslimlerin ne karnaval'ı, ne noel yortusu ne de yılbaşısı Müslümanın özenti duyacağı bir şey olmaz, olmamalıdır.Onların ,
Müslümanlardan bekledikleri, İslâmdan kopmaları, ayrılmaları ve kendi yollarına tâbi olmalarıdır. Bu hususta Rabbimiz buyuruyor ki:
«Ne Yahudiler, ne Hıristiyanlar —sen onların dinine uyuncaya kadar— asla senden hoşnud olmaz (lar)...» (1). c.Cnlar, ksm.iîerinm kütretiikleri gibi sizin ele küfredip onlarla beraber olmanızı arzu ederler...» (2).
Küfrün tutumu, tarih boyunca bir değişiklik kaydetmemiştir. Peygamberlere karşı söylediklerine bakınız:
«O küfredenler, Peygamberlerine (şöyle) dediler: ELBETTE VE ELBETTE SİZİ YA YURDUNUZDAN ÇIKARACAĞIZ, YAHUT MUTLAK VE MUTLAK DİNİMİZE DÖNECEKSİNİZ» (3).
Bu bedbaht zümre Hazret-i Şuayb'ı çöyle tehdid ettiler: «Ey &u-ayb, seni ve beraberindeki iman eıtenlevi ya muhakkak memleketim:;»-ilen çıkaracağız, yahut mutlaka bizini dinmıizc döneceksiniz» (4).
Her türlü hayadan uzak kişi ve, «Yeryüzünde yürüyen hayvanların Allah katında en kötüsü şüphesiz ki kâl'ir olaniarclır» (5).
«Hakıykat c küfredenler (yok mu?) onların ne malları, ne evlâtları kendilerini Allah'ın azabından hiçbir şey'j kabil değil, gideremezler. Onlar cehennemin yâr-ı hemdemidirler. Onlar orada ebedî kuiıcı-dırlar» (6).
Dini cî mayanın aklı, âhiret hayatının saadetine-ermeyen bir akıldır. Bu itibarla onların sapkınlığı dört ayaldi canlılardan ciaha aşağıdır. ..._
Akıllı kimse ebedî hayatin felahını idrak edebileridir. Yoksa sadece makine imal etmek ve istimal etmek değildir. Nefsânî arzular uğrunda kurulan nice medeniyetler, gene bu hevesler uğrunda- çöküp gitmiştir. Küfr içinde bocalayıp duranların işlerini Kur'ân-ı Kerim şöyle ifade, etmektedir:
«Eableıini küfr-ü inkâr edenlerin misâli şudur: Yaptık!an işler fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu bir küle benzer. Ka-zîintlrklannt-an hiçbir çey'i ellerine • geçiremezler. İşte bu, (Halcdan) uzaklîgîn tam kendisidir» (7).
«Küfredenlerin amelleri dümdüz tc engin Göllerdeki bir serab çi-bidir ki susayan onun bir su olduğunu sanır...» (
.
Onların mes'ûliyetieri o kadar vahimdir ki, tıpkı inançları £ibi. Kendilerini saracak felâketi,
Kur'ân-ı Kerim şöyle ifade etmektedir:
«O inî:âr edip kâfir olanlar (yok mu?) e£er yeryüzünde bulunan her şey ve onun bir c kadarı daha onların olsa da kıyamet jrününü azabından (kurtulmak için) onu feda etseler yine kendilerinden ka-bııi olunmaz. Oniar için pek acıklı bir azap vardır» (9).
Onlar, hem Allah'ın hem ele mü'minlerin düşmanıdırlar.
Kalbimizdeki imanın, elimizdeki Kur'ân'ın nuru gözlerini kamaştırmakta bulunduğu için bizi bu değerlerden soymak arzusundadırlar. Tarih boyunca, Haçlı Seferleri'ni hep bu gaye ile tertip etmişlerdir.
Âyet-i kerimelerde şöyle buyrulmaktadır:
«Ey iman edenler, mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık bir hüccet vermek ister raisiniz?» (10).
«Ey iman edenJer, Yahudileri de Nasrânileri de kendinize yâr (ve üstünüze hâkim) edinmeyin. Onlar (ancak) birbirinin yaranıdırlar. İçinizden kim onları dost (ve hâkim) edinirse o da onlardandır.» (11).
Bir kimsenin babası veya kardeşi gayrimüslim olsa, Müslüma-nm ona karşı dostluk yolu kapalıdır, îşte Kur'ân-ı Kerim'in bu hususla ilgili emri:
«Ey iman edenler, babalarınızı, kardeşlerinizi —eğer küfrü sevip iman üzere tercih ediyorlarsa— velîler edinmeyin, içinizden kim onların velilikleri altına girerse onlar zâlimlerin ta kendileridir» (12).
Onlarla dost olmak haram olunca, emirleri altına girmek daha şiddetli bir yasaktır. Allah Teâlâ buyuruyor ki:
«Ey iman edenler, eğer küfr (-ü inkâr) edenlere itaat ederseniz sizi ökçelerinizin üstünde (gerisin geri küfre) çevirirler de (dünyada da, âhirette de) büyük zarara uğrayanların hâline dönersiniz.» (13).
Cehenneme giden kendine yol arkadaşı arar.. Onların bu yoldakdostu ancak şeytandır.