Gönderen Konu: Müslüman Kalbin Önemi  (Okunma sayısı 3045 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Sancaktar

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 9
Müslüman Kalbin Önemi
« : 17 Temmuz 2010, 17:04:18 »


Her yerimizi süsledik, elbiselerle, kozmetikle, takılarla... İyi güzel ama kalbimizi ihmal ettik, kalbimizi viran ettik, yıkıp döktük, çöplük ettik. Kalp, güzel ahlâkın, sevginin, insanlığın mezarı oldu.

Oysa kalp bu halde olunca istendiği kadar süslensin, beden mamur olmaz, gerçekte güzelleşmez. Rabbimiz kalbimize, onun güzelliğine önem verir. Zikirle mamur olmuş kalp sahibinin bedenini de ihya eder. Kalbi, bedeni, aklı fikriyle kulunu korumasına alır, onu sever, kendisini sevdirir. Bir kulun dileyeceği bundan daha güzel bir şey de olmaz.

Kalbin arınması gereken hastalıklarla ilgili İmam Gazalî hazretleri şöyle buyurmuştur: “Ey aziz kişi, bil ki bedenin her bir parçası kendisine verilen işi yapmak içindir. İşini yapmaması, yapamaması onu hasta eder. İşini yarım yapmak, doğru yapmamak da rahatsızlığa yol açar.

Bunlardan biri olan kalp, vücudun en önemli organıdır. Onun işi Allah’ı bilmek, O’nu sevmek, insanı ibadete, kulluğa sevketmektir.

Kalp sevgi için yaratılmıştır. Bedenin bir organı olarak vücuda kan pompalamakla beraber, içinden nuranî bir bağla Allah’ın “emr” ve “letaif” alemine bağlıdır. Bilgi, ilim, marifetullah onunla bilinir.

Marifetullah dört şeyi bilmekle olur: Dünyayı bilmekle, ahireti bilmekle, nefsi bilmekle, Allah’ı bilmekle...

Bütün bu bilgi insanı kulluğa götürür, Rabbine ibadet eden bir insan yapar. Allah’ın zikrinden gafil olmamak, Allah’tan bir nefes ayrılmamak lazım gelir.

Allah Tealâ hazretleri “Cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yarattım.” (Zariat, 56) buyurmaktadır. Yüce bir iş için yaratıldık. Bu işi yapmanın ücreti ebedi bir ödül. İşi nasıl yapacağımızın rehberi de Kur’an ve Rasulullah s.a.v. Efendimiz’in işleri ve sözleri. Bunlara ittiba etmeden, uymadan kulluk olmaz.

Görevimizi başarıyla tamamlayabilmemiz için en büyük desteğimiz, yardımcımız ise Allah’ın izniyle kalbimizdir. Onun hikmet ve marifetiyle hayvandan ayrılırız. İnsan bu hikmet kaynağından destek alıp ibadet etmezse hayvanlıkta kalır.

İnsan ve hayvanın müşterek yönleri var: Yemek, içmek, çoğalmak gibi... Hayvan doğduğu günden itibaren ne yapacağını, nasıl yaşayacağını bilir. Yumurtadan çıkan ördek yavrusu hemen nehre koşar ve yüzer. insanı doğduğu gün nehire atsalar boğulur. Yüzmesini öğrenebilmesi için aradan yılların geçmesi gerekir.

Çocuğun bilgi edinip öğrenmesi için 13-14 yıl gibi bir süresi vardır. Bu süre için gerekli bilgileri edinmezse geri kalır, cahil olur. Anne-baba da onun cehaletine ortak olur.

Anne babalar! Çocuk sahibi olduysanız ona sahip çıkıp öğretmekle sorumlusunuz. Size bir emanet verildi, can verildi. O can kâmil olursa şefaatte ortak olursunuz, asi olursa mesuliyetiniz olur. Çocuk sahibi olmak bir oyun değildir, bir insanın hayatına sahip çıkmak gibi büyük bir sorumluluktur.

Allah’ın mesajını iletmek için örnek insanlar olmak zorundayız. Artık her çeşit insanın bir arada olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Türkiye’de böyle, Avrupa’da Amerika’da her yerde yaşayanlarımız var. İnsanlar müslüman diye, bizi görüyorlar.

Bilgisi görgüsüyle, davranışlarındaki nezahet ve vakarla, dünya hayatını güzelleştirici, ahiret hayatına hazırlayıcı bir üslupla yaşayarak örnek olmamız gerekmektedir. Zorlukları olsa da Rabbimiz katında çok kıymetli bir ameldir.



Mehmet Ildırar