Gönderen Konu: Cemiyete Rahmet Olan Fakirler  (Okunma sayısı 2473 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Cemiyete Rahmet Olan Fakirler
« : 05 Haziran 2009, 21:06:51 »

Aramızda öyle garipler vardır ki, bazen insanlar onlara selam vermeye tenezzül etmez. Halbuki Allahu Teala onların sebebiyle yeryüzüne yağmur yağdırmakta, rahmet indirmekte, müminlere manevi yardım etmektedir.

Ashabtan Sehl b. Sa'd es-Sâidî (r.a) anlatıyor:

"Hz. Rasulullah'ın (s.a.v) meclisine bir adam uğradı. Efendimiz (s.a.v) yanında oturan sahabîye:

- Bu nasıl birisidir? diye sordu. O da:

- Mal ve itibar olarak insanların en ileri gelenlerindendir. VAllahi bu adam bir kadına talip olsa onu hemen kendisine verirler, birisinin işi için aracı olsa aracılığını kabul ederler, bir konuda söz söylese sözünü dinlerler, dedi. Rasulullah (s.a.v)sukut etti. Sonra meclise bir adam daha uğradı. Efendimiz (s.a.v):

- Bu adam nasıl birisidir? diye sordu. Sahabî:

- Ya RasulAllah! Bu adam müslümanların fakirlerinden birisidir. Bir kadına talip olsa onu kendisine vermezler, bir iş için aracı olsa itibar etmezler, bir konuda görüş bildirse sözünü dinlemezler, dedi.

O zaman Rasulullah (s.a.v):

- Bu fakir adam, şu ilk bahsettiğin tiplerin bir dünya dolusundan daha hayırlıdır, buyurdu.(Buhârî, Rikak, 16; Beğavî, Mesâbîhu's-Sünne, III, 431.)

Allah katında kıymet ve itibar kalıba değil kalbe, süse değil edebedir. Halkın kendisine imrendiği öyle zenginler ve görünüşte efendiler vardır ki, yeryüzü onlar yüzünden fitne ve fesatla dolmaktadır. Yine bu halkın içinde öyle fakir ve sade görünümlü insanlar vardır ki, cemiyetin üzerine inecek nice ilâhî azapların kaldırılmasına vesile olmaktadırlar. Rasulullah Efendimiz (s.a.v) bize bu tür insanları şöyle tanıtmıştır:

"İnsanların zahiren fakir ve garip görerek itibar etmediği ve asıl kıymetini bilmediği öyle kullar vardır ki, insanlar onların yüzüne kapılarını kapatırken, Allahu Teala onlara karşı bütün rahmet ve icabet kapılarını sonuna kadar açık tutar; ne isterlerse geri çevirmez.(Müslim, Birr, 40.)

Bu sadık insanlar Allahu Teala'dan, O'nun sevgi ve rızasından başka bir şey istemezler. Yine hadis-i şerifte belirtildiği gibi onların hatırına, diğer insanlar rızka, rahmete ve manevî yardıma kavuşur.(Buhârî, Cihad, 76; Ebu Dâvud, Cihad, 70; Tirmizî, Cihad, 24.)

Fakirlikten Allahu Teala'ya sığınsak bile fakirleri bağrımıza basmalıyız. Onları sevmeliyiz. Onlarla oturup sohbet etmeli, beraber yemek yemeli, hiç bildirmeden ve üzmeden ihtiyaçlarını gidermelidir. Onların dâvetine icabet etmelidir. Fakiri sevmeyenin imanı olgun değildir. Fakirleri sevmeyenler Allah dostu olamazlar. Onların sevgisi insandaki kibir ve benlik gibi en azılı hastalıkları ortadan kaldırır. Onları seveni Allah ve Rasulü de (s.a.v) sever. Bu sevgi, sahibini Cennet'e götürür.

Cenab-ı Hak mahzun ve kırık gönüllere rahmet ve merhamet nazarıyla bakmaktadır. Mahzun gönülleri memnun edenler, en zor anlarında Allahu Teala'nın özel yardımına kavuşurlar.

Fakirlerini üzen bir millet şeref içinde yaşayamaz. Fakir ve yetime ilgisiz kalıp hep nefsinin keyfini düşünenlerin durumu ne kötüdür! Kur'an-ı Hakîm'in belirttiği gibi Cehennem ehline:

- Sizi bu ateşe sokan sebep nedir? diye sorulunca, onlar şu cevabı verirler:

-Biz namaz kılmazdık. Yoksulu doyurmazdık. Bâtıl ve kötü işlere dalanlarla beraber olurduk. Ahiret gününü yalanlardık.(Müddessir 74/42-46.)

Fakirlerin itibar edilmediği evlere ve meclislere rahmet inmez. Melekler girmez. Fakirlerle aynı meclisi paylaşmayan kimsede hayır yoktur. Şu ibretli hâdiseye bakınız:

Fakir müslümanlarla aynı mecliste oturmaktan sıkılan ve utanan Kureyş zenginleri, Rasulullah (s.a.v) Efendimize:

- Ey Muhammedi Sen kavmin içinde şu fakir ve zayıf insanlarla beraber olmaya mı razı oldun? Onları yanından uzaklaştır da seninle oturup konuşalım. Biz gidince onlarla oturursun. Biz Arabın en ileri gelen eşrafıyız. Dediğimizi yaparsan belki sana uyarız, teklifinde bulundular. O zaman Allahu Teala:"Rabbinin rızasını arayarak sabah akşam ona dua (ve kulluk) edenleri sakın yanından kovma. Onları yanından uzaklaştırırsan zalimlerden olursun."(Enam 6/52.)

Ayetini indirdi. Yine şu ayet de bu konuda inmiştir:

"Rabbinin rızasını isteyerek sabah akşam ona dua edenlerle bulunmaya sabret. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözünü onlardan ayırma. Kalbini zikrimizden gafil kıldığımız, hevâsına tâbi ve bütün işi aşırılık olan kimseye uyma!"(Kehf 18/28.)

Bu ayetler, bizzat Efendimize hitap ederek inmiştir.(ibnu Cerîr, Câmiu'l-Beyan, Cüz:VII, Shf:2 62-263; Cüz: XV, Shf:291-294.)

Ebu Saîd el-Hudrî (r.a) anlatıyor:

"Muhacirlerin fakirlerinden bir grupla birlikte oturuyordum. İçlerinden bazıları üzerlerinde yeterli elbise bulunmadığı için, diğerinin fazla elbisesi ile açık yerlerini örtüyordu. Onlardan birisi bize Kur'an okuyordu. O esnada Rasulullah (s.a.v) çıkageldi. Yanımızda durdu. Kur'an okuyan zat, Efendimizin (s.a.v) baş ucumuzda ayakta durduğunu görünce okumayı kesti. Rasulullah (s.a.v) selam verdi ve sonra:

- Ne yapıyordunuz? diye sordu. Biz de:

- Ya RasûlAllah! Şu zat bize Kur'an okuyor, biz de dinliyorduk, diye cevap verdik. O zaman:

- Bana, ümmetim içinde kendileriyle birlikte bulunmam emredilen kimseleri yaratan Allah'a hamd olsun, buyurdu.

Sonra, bizden birisi gibi aramıza oturdu. Eliyle 'halka yapın' diye işaret etti. Orada bulunanlar halka hâlini aldılar. Hepsinin yüzü Efendimiz tarafından gözükecek hâle geldi. Öyle zannediyorum ki, Allah Rasulü onların içinde benden başkasını yakinen tanımıyordu. Sonra şöyle buyurdu:

- Ey fakir Muhacirler! Kıyamet günü elde edeceğiniz nurla gözünüz aydınlık olsun. O gün insanların zenginlerinden kıyamet günüyle yarım gün önce Cennete girersiniz. Bu da beşyüz sene eder.'(Ebu Dâvud, ilim, 13; Ahmed, Müsned, III, 63.)

Fakiri görünce gönlü daralan müminin imanı zayıf, kalbi dar, aklı kıttır, iffetli ve edepli fakirler, zenginler için en büyük bir ganimettir. Zengin kimse, Allah rızası için bir fakir veya yetimi sevindirmekle, dünya ve ahiretin bir çok azabından kurtulabilir. Bununla ilgili birçok müjde vardır. Fakir ve yetimler, kendilerini hoş tutan fertler için ilâhî rahmeti çeken bir kapı ve Rabbânî azabı engelleyen bir kalkan durumundadırlar.

Fakir cemiyet için bir yük değil süstür. Onların yeri meclislerin gerisi değil baş köşesidir. Onlar kendilerine hizmet edilecek birinci sınıf insanlardır.

Fakir müminleri hor görenler ve onlarla alay edip hallerine gülenler, hakir bir şekilde zillet içinde ölürler ve ahirette bunun cezasını çekerler.(Mutaffifîn 83/29-36.)

Dilaver Selvi

Çevrimdışı tunike

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 307
  • bir tebessüm bile sadakadır
Ynt: Cemiyete Rahmet Olan Fakirler
« Yanıtla #1 : 06 Haziran 2009, 11:38:37 »
teşekkürler
öyle itaatkar bir kul ol ki,dışardan görenler deli desinler.çünkü deli olmadan,veli olunmaz!