Gönderen Konu: Namaz Hakkında 63 Husus (Sıralı)  (Okunma sayısı 12402 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı rahle

  • okur
  • *
  • İleti: 95
Ynt: Namaz Hakkında 63 Husus (Sıralı)
« Yanıtla #15 : 31 Aralık 2012, 23:32:52 »

esselamü aleyküm ,selam hakkında benim de bir sorum olacak. bazı kişiler ayrılırken yada çıkarken selam verip çıkıyor. biz öyle yapmıyoruz. acaba bunun hükmü nedir.

Çevrimdışı yurt2

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 118
Ynt: Namaz Hakkında 63 Husus (Sıralı)
« Yanıtla #16 : 31 Aralık 2012, 23:56:48 »
Ayrılırken Selâm Vermek         
 
Ayrılırken Selâm Vermek (Bir Kimsenin Meclisten Kalktığı Bir Veya Daha Çok Arkadaşından Ayrıldığı Zaman Selâm Vermesinin Müstehap Olduğu)
 
Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz bir meclise vardığında selâm versin. Oturduğu meclisten kalkmak istediği zaman da selâm versin. Önce verdiği selâm, sonraki selâmından daha üstün değildir.”[1]
* Bir yere girerken ve çıkarken selam verilmesi peygamberimizin hem sözüyle hem de davranışıyla öğrendiğimiz sünnetlerdendir. Her ikisi de fazilet ve sevap yönünden birbirinden farklı değildir. Bu selam vermeler müslümanlar arasında iyi ilişkilerin geliştirilmesi ve devamını sağlayan ahlaki kurallardandır.
İlk gelindiğinde verilen selam gelen kişinin iyi niyet ve hayır için geldiğinin ve kötülük ve şer bulunmadığının bir ilanıdır. Ayrılırken verilen selam ise kendisinin o kimseler yanında bulunmadığı sürece hem kendi kötülüklerinden hem de her türlü kötülüklerden emniyette olmaları arzusunun bir ilanı olduğunun işaretidir. Böylelikle iki selam arasında bir fark yoktur. [2]

 
[1] Ebû Dâvûd, Edeb 139; Tirmizî, İsti’zân 15.
[2] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 267.

http://sadakat.net/riyazus-salihin/3454-139-ayrlrken-selam-vermek.html
Allâhü Teâlâ’nın takdîrine razı olmak, kalbi tedavi eder.
Hz. Ali (kv.)

Çevrimdışı Mütebahhir

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 45
  • ოüէεъﻪհհﻨг
Ynt: Namaz Hakkında 63 Husus (Sıralı)
« Yanıtla #17 : 01 Ocak 2013, 00:00:03 »



     1757 Herhangi bir meclise girerken selâm verildiği gibi; o meclisten ayrılınırken de selâm verilmesi gerekir.(265) Zirâ Resûl-i Ekrem (sav): "Sizden biriniz, meclise geldiği zaman selâm verdiği gibi, ayrılırken de selâm versin"(266) buyurmuştur. Karşılaşan iki kişiden; küçük olanın büyüğe, az olan topluluğun, çok olan topluluğa, yürüyenin oturana, at üzerinde bulunanın yaya olana selâm vermesi gerekir.(267) Eğer müslümanlarla, başka ideoloji sahibi kimseler beraber oturuyorsa o meclise gelen kimse: "Ve'sselâmu alâ menittebe'al-hudâ" (Selâm hidayete tabi olanların üzerine olsun) şeklinde selâm verebilir. Buradaki incelik şudur: Selam dua hükmündedir. Fûkaha: "Kafire selâm verilemez, dua edilemez" hükmünde ittifak etmiştir. Bu ittifakın sebebi; selim akıl sahipleri indinde malumdur. Kaldı ki Allah'a inanmayan bir kimseye; Allahû Teâla (cc)'nın selâmını vermek, onun açısından da uygun değildir.


      kaynak: sadakat kütüphanesi: Emanet, Ehliyet
Deselerki İSLAM'ın pınarından içmek suç,
O suçları kabullenerek içerim avuç avuç,
Bir irşat istiyorum benliğime yön verecek,
Bir seccade istiyorum alnımı eskitecek,
Bir tesbih istiyorum çek çek bitmeyecek,
Bir KALP istiyorum daima Allah Allah diyecek.