Gönderen Konu: Namaz kıldıkça Allah'tan uzaklaşılır mı?  (Okunma sayısı 13019 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi Miftahulkuluub

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1959
    • http://www.sadakat.net
Namaz kıldıkça Allah'tan uzaklaşılır mı?
« : 04 Şubat 2006, 23:35:50 »

İmandan sonra İslamiyet’in en büyük rüknü, kafirlerle müminleri - iman ile küfrü ayıran,  bina-i islam’ın direkleri mesabesinde, en azılı düşmanların yaptıkları düşmanlıklara bile dua ederek karşılık veren merhamet Peygamberinin bir savaşta, müşrikler yüzünden  geçmesi nedeni ile beddua ettiği tek husus olan, Cenab-ı Allah’ın yerlere göklere takdim ettiği zaman titreyerek korkarak bu ağır yükü almaktan kaçındıkları namazın faziletini zikretmeye hangi beşer güç yetirebilir?

Bir takım varsayımlarla yola çıkalım. Mesela hakkıyla kılamasak da kılmaya gayret ettiğimizi varsayalım. İçindeki ve dışındaki şartları en güzel şekilde yerine getirdiğimizi mesela; tahareti güzelce yaparak, en güzel elbiselerimizi giyerek, en faziletli vakitte ve hatta Kabe’de kıldığımızı da varsayalım. Peygamberimizin, en büyük hırsızlık olarak nitelendirdiği rüku ve secdelerden çalmadan hakkıyla tadili erkanına riayet ettiğimizi de varsayalım. Fakat bunlar ekmel olduğu halde huşuya riayet edilmediği takdirde kılınan namazın hiçbir kadr-ü kıymetinin olmayacağını ayet ve hadisi şeriflerden açık bir şekilde anlamaktayız.Onun için namazın olmazsa olmaz bir parçası olan huşuyu çok iyi kavramalı ve yaşamalıyız.

Huşu; sadece namaza mahsus bir hal olmamakla beraber ayet ve hadislerde namazla zikredildiği için namazla bütünleşen bir kavram olarak zihinlerde kalmıştır. Asıl huşu; nerede olursan ol, Hz Allah’ın sana muttali olduğunu, seni her an gözetlediğini zihninden çıkarmayarak alçakgönüllülük ve tevazu içerisinde bulunmaktır.Namazda huşu hakkında ulemaca bir takım izahatlar yapılsa da en doğru olanı: huşunun aslının kalpte tezahürünün (alametinin) ise bedende olarak ikisini de kapsamasıdır.Kalb cihetinden huşu; Huzurullahta olduğunu bir an bile aklından çıkarmadan, zihnini masiva ile meşgul etmeden, azamet ve celal-i Rabbani karşısında kendi küçüklüğünü göstererek ve bu duygudan başka bir duyguya iltifat etmeden kalbin son derece bir saygı hissi içinde bulunmasıdır.Beden(zahir) cihetinden huşu ise; Yukarıdaki duygunun bir tezahürü olarak bedende sükünetin hasıl olması, sağa sola iltifat etmemek, gözlerin secde yerine bakması hatta yanındaki kimsenin kim olduğunun bile farkına varamamaktır.

Kur’an-ı Kerimde namazla ilgili ayeti kerimeler bazen ibare bazen ise işaret manalarıyla ama illaki hep huşu ile ifade edilmiştir. Taha suresinin 14. ayeti kerimesinde Musa a.s.’a hazreti Allah ”Beni zikretmek için namaz kıl” buyurmaktadır. 'Nimetüllah Nahcivâni hazretleri Hz. Cenab-ı Hakkın Musa Aleyhisselam’a bu emrini şöyle izah etmiştir: "Namazla bana şükür ve zikir edebilmek için, bütün azalarınla bana teveccüh ederek namaz kılmaya devam et." diyerek kalp ve azaların namazdaki önemine dikkat çekmektedir. Muminun suresinin ilk ayet-i kerimelerinde “ Müminler kurtuldular. Onlar ki namazlarında huşu sahibidirler”buyuran Allah’ımız ancak huşu sahibi müminlerin kurtulacağını ifade etmiştir.Müfessirler bu ayeti kerimeyi tefsir ederken başka bir hususa daha dikkat çekmektedirler.Çünkü namaz ile ilgili ayeti kerimeler hep zekatla beraber zikredilirken bu ayette namaz ile zekat ayetleri arasına “onlar ki lağvden yüz çevirirler” mealindeki ayeti kerimenin gelmesini; “Lağıvden kaçınmak namazı tamamlayan bir husustur. Binaen aleyh müminler, namaz dışında faydasız işler, mâlayâni ve boş laftan kaçınmalıdır ki namazlarını huşu ile kılabilsinler.” şeklinde izah ederek huşunun namaz dışındaki hal ve hareketlere göre şekilleneceğini ifade etmişlerdir.
   
   Huşunun ehemmiyetini en güzel şekilde ifade eden ayetlerden sadece bir kaçı olan bu ayetlerden de anlaşılacağı gibi namazın diğer erkanı en güzel şekilde yerine getirilse bile huşusuz bir namazın değeri yoktur. Peygamber efendimiz (S.A.V.)” Ümmetimden iki kişi düşünün. Her ikisi de namaza dururlar. Rüku ve secdeleri aynıdır. Fakat ikisinin namazı arasında dağlar kadar derece farkı vardır.” buyurarak sadece kalpteki değişikliğin namazın akıbetini belirleyeceğini ifade ederken başka bir hadisi şerifte ise “Nice nice namaz kılanlar var ki onların namazdan nasibi, yorgunluk ve zahmetten başka bir şey değildir.” diyerek huşusuz bir namazın spor yapmaktan başka bir anlam teşkil etmediğini belirtmektedir. Ümmetinden ilk kaldırılacak şeyin huşu olacağını neredeyse huşu sahibi insana rastlanamaz olacağını belirten Peygamber efendimiz (S.A.V.), ankebut suresi 45. ayeti kerimesinde buyrulan”Muhakkak ki namaz kötülüklerden ve hayasızlıklardan korur” ayeti kerimesi de göz önünde bulundurulduğunda; “Sahibini fenalıktan alıkoymayan namaz Allahtan uzak olmaktan başka bir şeyi artırmaz.”  Buyurarak huşusuz bir namazın insanı Allahtan uzaklaştırmaktan başka hiçbir kıymeti harbiyesinin olmayacağını ifade etmektedir.Buradan da anlaşılmaktadır ki insanın Hz Allaha en yakın an olduğu, kul ile Allah arasında bir buluşma olan namaz; usulüne uygun kılınmadığı zaman kişiyi maksadının tam tersine Allahtan uzaklaştırmaktan başka bir vazife yapmamaktadır.İşte böyle bir i musalli, namaz kıldıkça Allahtan uzaklaşmaktadır...

   Huşunun ehemmiyetine dair ayet ve hadis gülistanından bir demek takdim ettikten sonra huşunun husulü için bir takım icap edilmesi gerekli hususlara değinecek olursak;
Şah-ı Nakşibendi k.s. namazda huşu elde etmek için şu dört şartın yerine getirilmesi gerektiğini söyler:
 1 - Helal lokma 2 - Allah'ın huzuruna çıkacağı şuuruyla abdesti dikkatlice almak.3 - İftitah tekbiri getirirken Allah'ın huzurunda olduğunu hissetmek.(Ashaptan öyleleri vardı ki uzun ve sallanmadan kılarlar ve onları direk zanneden kuşlar omuzlarına konardı.)4 - Namaz dışında da namazdaymış gibi hareket etmeye çalışmak.(zekat ile namaz arası ayrılan ayette de izah edildiği gibi.)

Seleften biri der ki; şu 4 şey namazı zedeler.
1-Secde yerinden başka tarafa bakmak. 2-Yüzü sıvazlamak.3-Secde yerindeki kum ve çakılları temizlemek.4-Önünden geçilmesi muhtemel olan bir yere namaza durmak.

Bu hususlardan başka huşuya mani şeyleri def etmek için; gözün yumulması, görüş mesafesini azaltmak için duvara yakın yerde durulması, dikkat çekecek nakışlı elbiseler, seccadeler levhalar ya da manzaralardan da uzak, yalın bir halde namaza başlamak gibi zahiri hazırlıkların yanı sıra; namaza başlamadan önce mutlaka birkaç saniye Huzurullahta olduğunu tasavvur etmek ve Davut a.s. mihrabında yazılı olan şu sözleri kalbimize nakşü bend etmek gerekmektedir. .”Ey musalli sen kimsin, kime aitsin(kimin kulusun), kimin huzurunda duruyorsun? Kime dua ediyorsun? Senin kelamını kim işitiyor? Sana kim nazar ediyor?” Tekbir alırken de elleri arkaya doğru iterken dünyayı da eliyle arkaya ittiğini ve artık Allah ile baş başa olduğunu hatırından geçirerek bu hali namaz sonuna kadar devam ettirmek icap etmektedir.Eğer bu duyguyu muhafaza edemeyerek sağa sola iltifat ettiği zaman , Hz. Allahın; " Kime iltifat ediyorsun? Benden hayırlısına mı? Bana dön ey adem oğlu! Çünkü ben iltifat ettiğin şeyden daha hayırlıyım"  dediğini de unutmamak gerekir.Zira “Namaza sarhoş olduğunuz halde yaklaşmayın” ayeti kerimesinde namaza yaklaşmamanın sarhoş kimseler için geçerli olduğunu belirten müfessirler tamamen dünya düşünce ve vesvesesi ile namazını kılan kimse de aynı hükme koyarak onlarında kalplerini hazırlayana kadar namaza yaklaşmamaları gerektiğini ifade etmişlerdir.


Kalpteki huzurun temininin  yanında dilinde okuduğu sure ya da duanın manasını düşünerek okuması da önemli bir hal arz etmektedir. Bunun için en azından fatiha suresi ve namaz surelerinin manasının kırık bir şekilde ezberlenmesi icap etmektedir. Mesela fatiha suresinde “İhdinessıradalmüstegim” (doğru yola bizi hidayet eyle Allah’ım) ayetinde bunun bir yalvarış ve dua olduğunu kasdetmezse neyi istemiş olabilir? .İmamı Gazali Hazretleri bunu örneklendirirken bu kişileri; Bir kimse falancaya gidip teşekkür edecek onu övecek ve ondan bir şeyler isteyeceğine yemin etse daha sonra bu isteğini rüyada gerçekleştirse ya da karanlıkta öteki adamın orada olduğunu bilmeyerek söylese hatta gündüz aydınlığında öteki adamın huzurunda dahi olsa karşısında olduğunun farkında olmadan söylediği zaman yeminini yerine getirmiş olmaz buyurmaktadır. Gazali Hazretleri yine aynı şekilde  kişi, Allahı tazimin bir ifadesi olan rüku ve secde de Hazreti Allahı aklına getirmede gaflet gösterdiği  zaman bu secde ve rüku makbul olsa idi o zaman ; put olduğunu bilmeden secde eden kimsenin puta tazim etmiş sayılması veya duvar ardında secde edenin duvara tazim etmiş olması caiz olacaktı.Bunlar tazim sayılmayacağına göre gafletle yapılan bir secdeninde Allaha karşı tazim sayılmayacağını ifade ediyor.Bu hususlardan yola çıkarak hiç olmazsa bir musallinin

İfade edilmeye çalıştığımız bu hususları en güzel şekilde cem eden Hatem-i Es’am hazretlerinin namazını örnek almaya çalışarak namaz kılarsak huşuya daha çok dikkat ederiz.

“Vakit yaklaşınca güzelce abdestimi alır, namaz kılacağım yere gider, orada oturur, aklımı başıma alır,sonra namaz için ayağa kalkarım.Kabeyi iki kaşım arasına, Sıratı ayaklarımın altına, cenneti sağıma, cehennemi soluma alır, Azraili tepemde kabul eder ve bu namazı (ömrümün sonu olduğu için) son namazım diye kabul eder, korku ve huzur ile Rabbül Aleminde durur,tahkik ile tekbir alır, ağır ağır ve manasını düşünerek Kur’an okurum tevazu ile eder ve huşu ile secdeye kapanırım.Namazımı ihlas ile kılarım.Ondan sonra da yine kabul olup olmadığı korkusunu saklarım.”


Tüm bu hususlara riayet edildiği zaman İmam-ı Rabbani Hazretlerinin ifade ettiği gibi kişi adeta bu dünya hayatından çıkarak diğer bir hayata geçer. Şüphesiz o vakitte ahirete mahsus devletten çok büyük nasiplere nail olur.İşte böyle bir namaz kişiyi kötülüklerden alıkoyarak Hazreti Allaha yaklaştırdıkça yaklaştırır ve  Hadisi şerifte de müjdelendiği gibi  melekler semaya yükselirler de, namaz musalliye;Beni muhafaza ettiğin gibi Hz Allahta seni muhafaza etsin diye dua ederler.Eğer o mümin namazını güzel kılmazsa o namaz zulmani olur ve melekler kerih görerek onu semaya yükseltmezler.Ve bu namaz musalli aleyhine beddua ederek “Beni zayi ettiğin gibi Hz Allahta seni zayi etsin ” derler ve kıyamet gününde kıldığı namaz paçavra şeklinde musallinin yüzüne çarpılır.

O halde akıllı bir mümin; kurtuluşunda kilit rol oynayan, kıyamet günü ilk hesaba çekileceği ve diğer hesaplarında kendisine bağlı olduğu namazı  elinden geldiği kadar güzel kılmaya gayret etmelidir.Mecelledeki bir kaide olan “Tamamı eda edilemeyen şey külliyen terk edilmez.” kaidesince de huşuya tam riayet edemedik diye namazı tamamen bırakmamalı ama huşusuz da kılmamaya çalışmalıdır.Yoksa vay haline….

Miftahulkuluub
« Son Düzenleme: 06 Ocak 2013, 14:48:59 Gönderen: Tuğra »
İncemeseleler    Sadakat.Net    İns SadakatForum  Sevadı Azam


" Derviş isen kardeş takvaya çalış.."

Vuslat Yolcusu

  • Ziyaretçi
Namaz kıldıkça Allah'tan uzaklaşılır mı?
« Yanıtla #1 : 12 Ocak 2007, 02:14:01 »
Alıntı

O halde akıllı bir mümin; kurtuluşunda kilit rol oynayan, kıyamet günü ilk hesaba çekileceği ve diğer hesaplarında kendisine bağlı olduğu namazı elinden geldiği kadar güzel kılmaya gayret etmelidir.Mecelledeki bir kaide olan “Tamamı eda edilemeyen şey külliyen terk edilmez.” kaidesince de huşuya tam riayet edemedik diye namazı tamamen bırakmamalı ama huşusuz da kılmamaya çalışmalıdır.Yoksa vay haline….

Çevrimdışı Kul

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 106
Namaz kıldıkça Allah'tan uzaklaşılır mı?
« Yanıtla #2 : 16 Ocak 2007, 02:39:18 »


vay halimize
« Son Düzenleme: 12 Şubat 2010, 09:37:46 Gönderen: moderatör »

Çevrimdışı Nakkaş

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 250
Ynt: Namaz kıldıkça Allah'tan uzaklaşılır mı?
« Yanıtla #3 : 12 Şubat 2010, 09:38:53 »
Allah trazı olsun.

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Namaz kıldıkça Allah'tan uzaklaşılır mı?
« Yanıtla #4 : 12 Şubat 2010, 16:16:20 »
Allah c.c. razı olsun. Cümlemizi hakkıyla, dosdoğru, huşû içinde namaz ve diğer ibadetlerini yerine getirenlerden eylesin inşaAllah.
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı omur

  • ömür
  • yazar
  • ****
  • İleti: 651
Ynt: Namaz kıldıkça Allah'tan uzaklaşılır mı?
« Yanıtla #5 : 13 Nisan 2010, 13:26:34 »
Allah c.c. razı olsun. Cümlemizi hakkıyla, dosdoğru, huşû içinde namaz ve diğer ibadetlerini yerine getirenlerden eylesin inşaAllah.

AMIN

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Namaz kıldıkça Allah'tan uzaklaşılır mı?
« Yanıtla #6 : 19 Temmuz 2010, 01:00:34 »
Allah razı olsun.
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı greywolf

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 1
Ynt: Namaz kıldıkça Allah'tan uzaklaşılır mı?
« Yanıtla #7 : 20 Temmuz 2011, 13:41:44 »
İnşAllah bundan sonra kıldığımız Namaz bizi Allah CC a yaklaştıran türünden olur. Nice Namaz kılanlar görüyoruz ki hem insanlara hem vatana çok zarar veriyor. Sadece Peygamber SAV Efendimiz' e tabi olan, fırkalara bölünmeyen, bilmemkim efendilerin peşinden gitmeyen gerçek müslümanlardan Allah CC razı olsun. İbadetlerimizi daha huşu ile yapmamıza sebep olan hocalarımızdan Allah CC razı olsun.

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Ynt: Namaz kıldıkça Allah'tan uzaklaşılır mı?
« Yanıtla #8 : 24 Nisan 2012, 23:26:43 »
İşte ilim, amel, ihlâs… Cenab-ı Hakk inşaAllah hem ilimden, hem amelden, hem de ihlâstan bizleri mahrum etmesin. İkisi olup da üçüncüsü olmadan, Allah muhafaza, cevherini kaybetmiş, manevi hususiyetlerini kaybetmiş sadece mücessem bir şekilden ibaret kımıldamayan bir cisim haline dönüştürmesin bizleri . . .