Gönderen Konu: Namazlarımız..  (Okunma sayısı 4883 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Buğulu Ay

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 237
  • varlığınıza şükretmeyenleri yokluğunuzla cezalndrn
Namazlarımız..
« : 26 Temmuz 2009, 00:05:39 »

Kıldığımız namazlar namaz mı?

Ben bu soruyu her namazdan sonra kendime sorarım ve maalesef verdiğim cevaptan tatmin olmam. ‘Mevlam kabul etsin’ duasıyla konuyu geçiştiririm. Bazen farklı yerlerde olduğumda özellikle Cuma namazları için bilmediğim camilere gittiğimde bu duyguyu daha fazla hissederim. Namazı kılarım ama kıldığım namaz beni tatmin etmez. Bir şeyler eksikmiş gibi gelir. Caminin fiziki yapısı ile ortamdan etkilendiğim gibi imam ve müezzin efendilerden dolayı da huzur içinde namaz kılmadığım olur. Belki bir sorumluluğumu yerine getirmiş oluyorum ama namazda hasıl olması gereken duyguyu yaşayamıyorum. Buna da çok üzülüyorum ama elimden bir şey gelmiyor.

Ben bu konuları düşünürken okuduğum bir kitapta ‘namazın eksiksiz olmasının işaretleri’ diye bir bahis görmeyeyim mi! Hoşuma giden bu bölümü sizlerle paylaşmak istedim.

Eksiksiz ve kusursuz bir namazın on işareti vardır. Birinci işareti müşahededir. Yani Hakk’ın cemalinin karşısındaymış gibi, Kâbetullah’ın kapısının önündeymiş gibi, oraları görerek kılmak. Buna ‘göz nuru’ mertebesi deniliyor. Hadis-i şerifte buyrulduğu gibi: Bana dünyadan üç  şey sevdirildi: kadın, güzel koku ve gözümün nuru namaz.

İkincisi Rububiyyet’in latif kokularını hissetmek. Bizim yaptığımız gibi başkalarının çorap veya ter kokularını koklamak değil, namazda cennet kokularını hissetmek.

 Üçüncüsü namazda göğsün genişlemesi, ferahlamasıdır. Dördüncüsü tenimizin yumuşamasıdır. Beşincisi kalbimizin mutmain olmasıdır, emin olmasıdır. Her türlü korku ve endişeden arınmasıdır. Altıncısı kafamızın rahatlığıdır, aklımızda rahatsız edecek hiçbir konunun bulunmayışıdır. Yedincisi ruhumuzun rahatlamasıdır. Sekizincisi Allah’ın büyüklüğü karşısında titremedir. Dokuzuncusu Allah’a yakarıştır. Onuncusu ise selam verdiğimizde Hakk’ın selamımızı aldığını işitmemizdir.

 Peki bir namazda bunlar olmazsa ne olur? Ne olacak, sahibi sorumluluktan kurtulur, sadece o kadar.

Anladınız mı benim kıldığım namazlardan sonra neden üzüldüğümü?

ismail güleç
BENİM DOĞRU SÖYLEMEM, BANA DOST BIRAKMADI. (Hz. Ömer r.a.)

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

الله هو ا لو لي

Çevrimdışı mardin

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 406
Ynt: Namazlarımız..
« Yanıtla #1 : 28 Temmuz 2009, 10:22:22 »
Ağla bu gece ey nefsim.

Ağlayacak neyin mi var? ...Neyin yok ki?
Ağlamaya sebep mi ararsın ey nefis.

Ağla o zaman, herşeye bulduğun o vakti, namazlarına bulamadığın için ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, her gece 8-10 saat keyfince uyuyup da, seni yalnızca Rabb'inin göreceği bir vakitte, riyadan uzak, gecenin en koyu bir zamanında duasız gecelerine ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, ağzından çıkanı kulağının duymadığı zamanlarda, kırdığın kalplere ağla.
'İyiliği emredip, kötülükten sakındırmakla' görevli olan dudaklarının hakkı haykırmadığına ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, 'Mü'min örnek olandır' düsturunca ne eşine, ne anne-babana, ne de evlatlarına hakiki bir örnek olamadığına ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, Peygamberimiz'in 'Cennet onların rızasındadır.' buyurduğu anne-babanı hor görmene, onları terk etmene, arada bir dahi olsa onları aramamana ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, her gün saatlerce izlediğin televizyona karşılık, gözlerini Kur'an'la buluşturmadığına ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, dünyada kalacakmışçasına yaşayıp da .ü hiç düşünmediğine, kabri aklına getirmediğine ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, çeklerinin, senetlerinin, paralarının, yatının, katının hesabını yaptığın kadar; namazının, orucunun, kulluğunun hesabını yapmadığına ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, Efendiler Efendisi (sas), hiç bir günahı olmamasına rağmen, Rabbisinden her gün yüzlerce 'af' dilemesine karşılık, tövbenin, senin aklına günde bir kere bile gelmemesine ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, İslam büyükleri, imkanları olmadığı zamanlarda dahi, zekat verebilmek için çeşitli yollar aramalarına mukabil, sen, olduğu halde vermemek için 'yükümlü değilim' bahanesine sığınmana ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, yaşlılarımızı küçümseyerek onlara karşı sıla-i rahim görevimizi yapmadığımıza ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, sahabe-i kiram efendilerimizin ellerine geçen bir malı, kendi ihtiyaçları olmasına rağmen, hemen tasadduk etmelerine karşılık, senin bu özel günlerde dahi sadaka vermediğine ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, 'Komşusu açken, tok yatan bizden değildir' prensibince, hangi komşunun 'aç' yattığını dahi bilemeyecek kadar 'egoistçe' yaşamana ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, dünyanın dört bir yanında Hakk'a hizmet için çırpınan kalpler, binbir meşakkatle yoğrulurken, sen 'oturduğun yerden ahkâm kesmene' ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, fuhşiyatın binbir çeşidi kol gezerken, kendini koruyamadığına ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, Kainatın Rahmet Peygamberi'nin (sav), lanetlemesine karşılık, 'yapan, ölü kardeşinin etini yemiş gibidir' buyurduğu gıybeti, bırakamadığın için ağla.
Kardeşinin, dostunun, amirinin gıybetini yapmayı devam ettirmene ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, Efendiler Efendisi'nin (sav) ve Yüce Rabb'imizin övdüğü bu geceyi değerlendiremeyişine ağla. Bugün ve bu gece hüsran içinde olmana ağla.

Ağla bu gece ey nefsim, en çok da bütün bunlara rağmen kendini 'haklı' görmene ağla.

Ağlamaya sebep mi aramıştın ey nefis! ..Al işte, bir çırpıda söylenecek uyarılar.
Fakat bilmem ki, Yüce Rabbimiz'in (cc) ve Peygamber'in (sas) sözlerinin 'tesir etmediği' sana bu uyarılar etki eder mi?

Gel ey nefis, bugün 'beraber oturup ağlaşalım, elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım' ve yaşantımızdaki önemli olayların belirlendiği bu geceyi öyle bir geçirelim ki, bizi gözetleyen Rabb'imizin, rahmet nazarlarını üzerimize çekelim.

Hem öyle yalvaralım ki bu gece, Peygamber Efendimiz (sav), bizlere, burada rüyalarımızda, ötelerde de Cennetinde kucağını açsın ve bizleri huzuruna mutlulukla çağırsın.

Gel ey nefsim, bu geceyi Kur'an'la dopdolu geçirelim ve okuduğumuz ayetler, kabir aleminde nur olsun bizlere.

Gel ey nefsim, Rabb'imizden, hakiki kurtuluşu,Hak yoluna infak edeceğimiz helal rızkı, dine hizmet edecek sıhhati, insanlığa Allah'ı ve Rasulü'nü sevdirecek aileyi ve hali isteyelim. ..

Allahu Teala cumlenizden razi olsun insaAllah
ibadetin eftali devamlı olanıdır.

Çevrimdışı ay-yüzlüm

  • yazar
  • ****
  • İleti: 641
Ynt: Namazlarımız..
« Yanıtla #2 : 28 Temmuz 2009, 10:46:09 »
aminn RAHMAN razı olsun hakkıyla layıkıyla amil olmamızı ve rızasına muvavffık nasip eylesin
Yürü dünya yürü bu yol dergaha gider.
Bu yol gama,kedere,acıya,aha gider.
Çıkablirsen eyer bu yokuşu zirveye,
Hüzünlenme o zaman sonu felaha gider.

Çevrimdışı mardin

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 406
Ynt: Namazlarımız..
« Yanıtla #3 : 28 Temmuz 2009, 10:54:53 »
ay yüzlüm ben her (ey nefsim)i okudugumda gözlerim hep dolar paylaşmak istedim.Allah nefsimize uydurmasın amin amin amin
ibadetin eftali devamlı olanıdır.

Çevrimdışı Buğulu Ay

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 237
  • varlığınıza şükretmeyenleri yokluğunuzla cezalndrn
Ynt: Namazlarımız..
« Yanıtla #4 : 28 Temmuz 2009, 14:28:10 »
amin inş. en büyük düşman nefis Allah onunla bizi başbaşa bırakmasın inş.
BENİM DOĞRU SÖYLEMEM, BANA DOST BIRAKMADI. (Hz. Ömer r.a.)

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

الله هو ا لو لي

Çevrimdışı mardin

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 406
Ynt: Namazlarımız..
« Yanıtla #5 : 20 Ağustos 2009, 14:42:17 »
Ya Rabbi, bizim yüzümüzü ne dünyada ne kabirde kıbleden çevirme

Diye niyaz et. Çok kimseleri biz kıbleye doğru çeviririz de çoğu kıblede kalmaz.

 

Beyazıt-ı Bestami hazretlerinin huzuruna bir nebbaş (kefen soyucu) gelmiş;

-           Tövbe edeceğim, bana yol var mı?

Demiş, Beyazıt-ı Bestami hazretleri;

-           Hay hay, tövbe kapısı açıktır

-           Öyleyse bana tövbeyi telkin edin

Sultan tövbeyi telkin edip talim etlikten sonra;

-           Sen bunca zamandır kabir açarsın, kefen soyarsın, ibadullahı kefensiz yatırırsın, ne gördün?

-           Şimdiye kadar ben bin kabir açtım, bin kefen soydum

-           O kabri açtığın vakitte ne gördün, neye şahit oldun?

-           Ey sultan, iki kişinin dışında hepsinin yüzünü kıbleden döndürülmüş buldum.

İki kişiyi kıbleye karşı yatırıldıkları gibi bulmuş, ötekilerin hepsini melaike başka tarafa çevirmiş. Kıbleden döndürülen adamın işi zordur.

 

ibadetin eftali devamlı olanıdır.