Gönderen Konu: Nemrutlaştıran İltifata Dikkat  (Okunma sayısı 2525 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Nemrutlaştıran İltifata Dikkat
« : 06 Kasım 2014, 10:15:20 »

Nemrutlaştıran İltifata Dikkat


Başarısız olan lider ceza alır, kötülenir ve bu durum lider açısından oldukça sıkıntılıdır. Ancak başarılı olan lideri de büyük tehlikeler beklemektedir. Zira etraftan gelen tebrikler, alkışlar, iltifatlar içimizdeki “nefs” için en büyük yemdir ve muhakkak lider için en tehlikeli tuzak olan “enaniyete” sebep olur. Bu o kadar tehlikeli bir durumdur ki, Kur’anu Kerim’de birçoğu zikredilen ve tarih boyu “ilahlık” iddia edecek kadar nefsinin tesirine kapılmış Firavun, Nemrud gibi hükümdarların bu hale gelmesinde etraflarındaki şakşakçıların da tesiri küçümsenemez.

Bununla birlikte meydana gelen başarı da ölçülü olarak takdir edilmelidir. “Marifet iltifata tabidir” darbu meselince, başarıyı takdir ve tebrik etmemek de liderde veya grupta yılgınlığa ve yorgunluğa sebep olabilir.

O halde öncelikle idareci olan liderin etrafındaki insanlar, iltifatta ölçüyü kaçırmamaya ve enaniyete sebep olmamaya gayret etmelidir. “Bir insanı yüzüne karşı övmek, onun boynuna kılınç vurmaktır.” Hadisti Şerifini hatırdan çıkarmamalıdır. Ama asıl iş burada idare mevkiinde bulunan şahsa düşmektedir.

Bu hususta Kur’anu Kerim’de Şuayb (as)’ın kavmine “Benim muvaffakiyetim ancak Allâhü Teala(nın yardımı ve lütfu) iledir.” (Hud Suresi, ayet 88) buyurması, hepimize ışık tutmalıdır. Eski kitaplarda “Gayret bizden muvaffakiyet ancak Allahü Teala’dandır.” ibaresine sıkça rastlarız. Ancak bu ibare sadece kitaplarda kalmamalı, her insanın, hususiyle idarecilerin şuuraltına yerleşmelidir.

Tarihi başarılarla dolu olan Osmanlı yöneticileri, bu hususta nefislerinin tuzağına düşmemek için türlü türlü tedbirler almışlardır.

Binlerce misalin arasından birkaçını zikredecek olursak:

Fatih Sultan Mehmet Han’ın halkı kabul gününde içeriye giren bir köylünün padişahı -kıyafetlerine bakarak’ diğer vezirlerden ayıramayıp “Hanginiz devletlü padişahımızsınız?” diye sormak zorunda kalması, bize padişahların giydikleri kıyafetlerde bile abartıya kaçmadıklarını gösterir.

Sekiz yıl gibi kısa bir zaman zarfında devletin sınırlarını üç katına çıkarmaya muvaffak olan Yavuz Sultan Selim’in, Mısır seferi dönüşünde nümayiş yapılmasına mani olmak için İstanbul’a gece girmesi, enaniyet tuzağına düşmemek için bir tedbirdir.

Resmi merasimlerde “Padişahım çok yaşa!” tezahüratının yanında “Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var!” diye tezahürat yapılması da nefsin tuzağına karşı bir başka tedbirdir.
Tarihen sabittir ki, bu tür tedbirlerin alınmadığı idarelerde, idarecilerin halet’i ruhiyeleri her başarı sonrası ‘hususiyle etraflarındaki dalkavuk insanların tesiriyle’ değişime uğramaktadır. Böylece nefsin en büyük tuzağı olan enaniyete saplanan bir idareci, her başarıyı kendinden görerek, kendini öven düşmanı bile olsa ona dost olur. Hatasını söyleyen dostuna da düşman olur. En ufak bir eleştiriye tahammülü kalmaz. Böylece etrafını methiyeci, dalkavuk insanlar sarmaya başlar. Bir idarecinin başına gelebilecek en büyük felaket budur.

İnsanlar ne kadar iltifat ederse etsin, “Sizden önce şöyleydi ama siz geldiniz şöyle başarılı oldunuz, böyle düzelttiniz” gibi methiyeler düzse de bunlara zerre kadar itibar etmemeli, başarının ancak Cenaba Hakk’tan geldiğini, O’nun isterse başka kullarına bu başarıyı nasib edebileceğini unutmadan çalışmaya devam etmek gerekir.


Haber Merkezi | 03 Kasım 2014 | http://insanvehayat.com/nemrutlastiran-iltifata-dikkat/


Çevrimdışı gazze

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 28
  • Sadakat Forum "Seviyeli İslami Forumunuz.."
Ynt: Nemrutlaştıran İltifata Dikkat
« Yanıtla #1 : 11 Aralık 2014, 00:04:08 »
SADECE İDARECELERE YÖNELİK DEĞİL BU HAL