Gönderen Konu: Niçin İmam-ı Birgivi, niçin izhar?  (Okunma sayısı 18646 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Niçin İmam-ı Birgivi, niçin izhar?
« : 07 Temmuz 2008, 19:04:59 »

Niçin İmam-ı Birgivi, niçin izhar?
      
Bu sualin cevabını verebilmek için önce bir menkıbe anlatalım; Büyük Şeyh, Gavs-ı Azam Abdülkadir Geylani Hazretlerinin oğlu, İslam dünyasının en büyük medreselerinde, en büyük üstad ve müderrislerinden okuyup, ikmal-i tahsil eyleyip icazetini aldıktan sonra Bağdat’a avdet etmiş ve birgün muhterem pederlerindenRibat’ta vaaz etmek için müsaade istemişti.

Kendisine izin verilmiş, o da kürsüye çıkarak bütün ilmi kudretini, talakat ve belağatını kullanarak cemaate en ince ve önemli konularda hitab etmişti. Ancak, topluluk bu konuşmaya pek ilgi göstermemiş, hatta sıkılanlar, bıkanlar, esneyenler olmuştu.

Oğlunun vaazından sonra, cemaatin isteği üzerine pederleri kürsüye çıkmış ve sohbet esnasında:”Aziz cemaat, geçen gün oruçluydum, bizim hanım iftar için bana yumurta kavurması yapmıştı. Ben vakti beklerken, kedi kavurmayı yeyivermiş, ben de katıksız iftar açmak zorunda kaldım” deyince, bütün cemaat hüngür hüngür ağlamış, feryad-ı figan koparmış, ah-ü enin etmişti.
      
Hz. Abdülkadir’in oğlu, maneviyat sultanı babasına sormuştu:”Ben o kadar ilim irfan hüneri gösterdim, cemaat ilgilenmedi. Siz kedinin yediği yemeği anlattınız, herkes ağladı, inledi. Bu halin sebebi nedir?” Gavsü’l Azam Hazretleri şu cevabı vermişlerdi:”Sevgili oğlum, biz kendimizden konuşmayız, bizi bir konuşturan vardır.”
      
İşte elimizdeki bu kitap ta, Anadolu İslam Alimleri içerisinde “imam” ünvanını hakkıyla kazanmış, Rabbani bir ehl-i sünnet büyüğünün te’lifi olup, içindeki bilgiler de, kendi hevasıyla konuşmayan yüce bir peygamberin ilminin ve irfanının varisi olan muhterem bir şeriat hadiminin kaleminin mahsulüdür. Böyle yüce alimler eserlerini, nasihatlerini, ilahi ilhanmlarla, Rabbani esintilerle ortaya koyarlar.

Zahirde bu kitaba benzer te’lifleri sıradan kimseler de yazabilirler. Hatta onların kalemlerinde biraz marifet varsa düzgün cümleler, hoşa giden üslublar sarfederek göz okşayıcı, kulak doldurucu bir metin meydana getirebilirler. Ama onların kitaplarında, İmam-ı Birgivi (Hz)’nin eserindeki ruhaniyet, müessiriyyet bulunmaz.
      
Şimdi ey okuyucu! Gözün ağrıyınca niçin bir veterinere gitmiyorsan, ekmeğe ihtiyacın olunca niçin baharatçının yolunu tutmuyorsan, dini bilgiler edinmek için de, rastgele ve çala kalem yazılmış eserlere değil, Rabbani ehlisünnet alimlerinin  ve mürşidlerinin hayat verici kitap ve risalelerine müracaat et. İmam-ı Azam Ebu Hanife’lerin, İmam-ı Gazali’lerin, İmam-ı Şarani’lerin, İmam-ı Süyuti’lerin, Abdülkadir-i Geylani’lerin ve benzeri peygamber varislerinin  ve vekillerinin senin için hazırladıkları mübarek, muazzez eserler vardır. Onları ara bul.
      
Kapakları ve isimleri yaldızlı, içleri ise bid’at ve heva mahsulü karışık kitapları okuma. Unutma ki, zehri teneke kupa içinde sunmazlar. Piyasada satılan nice yaldızlı ve cafcaflı kitabın derununda sana ve dinine zarar verecek  karışık fikirler, re’y ve heva mahsulü tehlikeli görüşler, sahih itikada aykırı bid’atler vardır.  
   
AHİRET YOLUNUN YOLCULARINA NASİHATLERİ
      
Size nasihatim şudur ki; Allahü Teala’nın emrettiği şeyleri yapın, kazaya kalmış namazlarınızı kılın, kalmış zekatlarınızı verin ve oruçlarınızı tutun, hac lazımsa edin, farz olan din ilimlerini ki, bunlara ilm-i hal denir, öğrenin. İlim ve amelde sika (itimada şayan büyük alim) olanların fetvasıyla amel edin. Önüne gelen herkesin fetvasıyla amel etmeyin.

Sema’ meclisinde (çalgı, musıki meclisinde) hazır olmayın. Allahü Teala’nın ism-i şerifi zikrolununca saygı gösterip “Teala ve Tebarake” deyin. Rasülüllah’ın ve sair peygamberlerin ismi zikrolunduğu zaman salevat getirin ve bu mübarek isimleri yazdığınız zaman kısaltılmış bir işaretle iktifa etmeyin, olduğu gibi yazın. Ashab anılınca “RadıyAllahü Teala Anh” deyin. Ulema ve meşayih anılınca “Rahmetullahi Aleyh” deyin.
      
Alım, satım ve bütün muamelelerinizi şer-i şerif ile icra edin. Padişahların, Askeri erkanın, beylerin kapısına zaruret olmadıkça gitmeyin. Cemaatle namaza müdavemet edin, sünnet-i müekkedeleri terketmeyin. Devamlı surette misvak kullanın. Bilhassa namaz kılacağınız ve abdest alacağınız zaman, uykudan kalkınca, Kur’an okumaya, tefsir ve hadis nakletmeye başlarken kullanınız.

Dualarınızı tazarru ile ve gizlilikle yapınız. Tenha zamanlarda ve tenha yerlerde Allahü Teala’ya tazarru ve tezellüller edip, günahlarınızı itiraf edip ağlayın. Hak Teala’dan istikamet, afv-ü afiyet, rıza ve tevfik isteyin. İmanınızın zevalinden korkup, daima hayatınızın iyi bir şekilde sona ermesini isteyin. İslam nimetine nail olduğunuz için çok şükredin.

İMAM-I BİRGİVİ HAZRETLERİNİN HAYATI

Bu eserin müellifi olan İmam-ı Birgivi Hazretleri, 16’ncı asırda yaşamış büyük bir Türk-İslam alimidir. İsmi Muhammed bin Pir Ali’dir. 1522 senesinde Balıkesir’de doğmuştur. Babası müderris Ali Efendi isminde alim ve fazıl bir zattır. İlk tahsilini babasının yanında yaptıktan sonra, İstanbul’a gelerek, önce zamanının tanınmış alimlerinden Ahizade Mehmet Efendi’nin derslerine devam etmiş, bilahare Kazasker Abdurrahman Efendi’ye intisab etmiştir. Tahsilini ikmal ettikten sonra, bazı medreselerde hocalık vazifesinde bulunmuştur.

Bu arada Bayramiye şeyhlerinden Abdurrahman Karamani Hazretlerinden inabe alarak tasavvuf yoluna girmiştir. Hocası kazasker abdurrahman Efendi’nin delaleti ile Edirne’ye Kassam-ı Askeri (varisler arasında terekeyi taksim ve yetimlerin mirasını muhafaza ve idare eden şer-i mahkeme memuru, tereke hakimi) olmuştur.

Kısa bir müddet sonra, memuriyet ve tedris hayatından çekilmek ve kendini tamamen tasavvuf hayatına vermek istemiş, fakat onda din ve şeriat ilimleri sahasında büyük bir kabiliyet ve istidat gören şeyhi, vaaz ve tedristen tamamıyla el çekmesine razı olmamıştır. Rivayet olunur ki, Edirne’deki memuriyetten ayrıldıktan sonra “mahsul-i kısmet”ten (terekenin gelirinden) memuriyetinin meşru ücreti olarak aldığı paraları sahiplerine iade için tekrar oraya dönmüş ve defter mucibince paraları sahiplerine teker teker geri vermiştir.
    
Padişah ikinci Selim’im hocası Ataullah ile aralarında samimiyet vardı. Ataullah Efendi, şimdi İzmir vilayetine bağlı Ödemiş kazası dahilinde bir nahiye olan Birgi kasabasında büyük bir medrese yaptırmıştı. Bu medresenin müderrisliğini Mehmed Efendi’ye vermiş ve o da ömrünün sonuna kadar burada islami ilimleri yaymıştır. Kendisine Birgivi (bilgili) denmesi bundan dolayıdır.
      
İmam-ı Birgivi Hayatının son devresinde, din ve devlet idaresinde gördüğü bazı yolsuzluklar hakkında devlet büyüklerine nasihat etmek için İstanbul’a gelmiş ve Sadrazam Mehmed Paşa ile görüşmüştür. Bu görüşmesinde mevki hatırı için şeriata karşı yapılan saygısızlıkları, ortaya çıkan bid’atleri ve türlü yolsuzlukları bir bir anlatarak Sadrazama bunları düzeltmesi için öğüt vermiştir.
      
İmam-ı Birgivi 1573 senesinde Birgi’de tedris, te’lif, irşad ve vaaz ile meşgulken veba (taun) hastalığından dolayı vefat etmiştir. İmam Birgivi, İslam şeriatının asliyetini muhafaza ederek korunmasını temin maksadıyla her türlü bid’atin şiddetle aleyhinde bulunmuştur. Bu sebepten mütekaddimin ve selef-i salihinin yolunu takip etmiş, dinin ilahi esaslarında yapılmak istenen değişikliklere muarız bulunmuştur.
      
Şeriatten kıl kadar bile inhiraf edilmesine razı olmayan İmam-ı Birgivi, Kur’an-ı Kerim’in para mukabilinde okunmasının ve okutturulmasının; her hangi bir ibadet için ücret alınmasının aleyhinde olmuştur. Onun bu re’yi, yine zamanın büyük alimlerinden olan Şeyhülislam Ebussud Efendi ile ünlü fakihlerden Bilal-Zade tarafından itiraza uğramıştır. Zira bu hususta Müteahhirin, ücret karşılığı Kur’an-ı Kerim öğretmenin, imamlık, müezzinlik gibi din hizmetlerini görmenin cevazına fetva vermişlerdir.

ESERLERİ

İmam-ı Birgivi’nin en çok okunan eserleri, Vasiyetname, Tarikat-ı Muhammediye isimli ilmihal, ahlak ve vaaz kitaplarıyla; İzhar ve Avamil adlı Arap gramerine dair eserleridir. Bu son iki eser hususi yollarla Arapça öğrenen talebelerin en çok istifade ettikleri kitaplardandır.
      
Diğer eserleri: Tefsir-i Sure-i Bakara, Ravzatü’l-Cennat, Risaletün fi beyanı Rusumi’l-Mesafihi’l-Osmaniyye, Şerh-i Hadis-i Erbain, Cilaü’l-Kulub, Ma’delü’s-Salat, İkazü’n-Naimin, Metnün ve Şerhun Mine’l Feraiz, Şerhü’l-Maksudü’l-Müsemma Biim’ani’l-Enzar, İnkazü’l-Halikin, Ahval-ü Etfalü’l-Müslimin, Zehru’l-Müteehhilin, Nuru’l-İhya, Ed-Dürru’l-Yetim, Haşiye-i Hidaye, İmtihanü’l-Ezkiya-i Şerhü’l-Lüb Mine’n-Nahv, Kifayetü’l-Mübteda Fi’s-Sarf, Risaletün Fi Usuli’l-Hadis, Talikatün Ala Sadri’ş-Şeria, Emali tarzında Fünun-u Aliyeden bahis risale, Seyf-i Sarim, Risaletün Mine’l Adab, Emsile-i Fazliye’dir.  
« Son Düzenleme: 28 Şubat 2010, 19:10:47 Gönderen: mystic »

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: niçin imam-ı birgivi, niçin izhar?
« Yanıtla #1 : 28 Şubat 2010, 19:04:33 »
Ellerinize sağlık
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı habil

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 1
Ynt: Niçin İmam-ı Birgivi, niçin izhar?
« Yanıtla #2 : 25 Ocak 2011, 07:35:35 »
Hz. Allah razı olsun

Çevrimdışı teksir

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 201
  • O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Ynt: Niçin İmam-ı Birgivi, niçin izhar?
« Yanıtla #3 : 25 Ocak 2011, 12:45:35 »
tesekkurler
atilma dur, suhan-i ehl-i hali anlamadan
cevaba etme tasaddi suali anlamadan.
                                                 naci!

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Niçin İmam-ı Birgivi, niçin izhar?
« Yanıtla #4 : 11 Temmuz 2011, 01:18:09 »
Allah razı olsun zaman_1453.
Oldukça hoş bir makale olmuş.



Alıntı
İşte elimizdeki bu kitap ta, Anadolu İslam Alimleri içerisinde “imam” ünvanını hakkıyla kazanmış, Rabbani bir ehl-i sünnet büyüğünün te’lifi olup, içindeki bilgiler de, kendi hevasıyla konuşmayan yüce bir peygamberin ilminin ve irfanının varisi olan muhterem bir şeriat hadiminin kaleminin mahsulüdür. Böyle yüce alimler eserlerini, nasihatlerini, ilahi ilhamlarla, Rabbani esintilerle ortaya koyarlar.

Zahirde bu kitaba benzer te’lifleri sıradan kimseler de yazabilirler. Hatta onların kalemlerinde biraz marifet varsa düzgün cümleler, hoşa giden üslublar sarfederek göz okşayıcı, kulak doldurucu bir metin meydana getirebilirler. Ama onların kitaplarında, İmam-ı Birgivi (Hz)’nin eserindeki ruhaniyet, müessiriyyet bulunmaz.
       
Şimdi ey okuyucu!
Gözün ağrıyınca niçin bir veterinere gitmiyorsan, ekmeğe ihtiyacın olunca niçin baharatçının yolunu tutmuyorsan, dini bilgiler edinmek için de, rastgele ve çala kalem yazılmış eserlere değil, Rabbani ehlisünnet alimlerinin  ve mürşidlerinin hayat verici kitap ve risalelerine müracaat et. İmam-ı Azam Ebu Hanife’lerin, İmam-ı Gazali’lerin, İmam-ı Şarani’lerin, İmam-ı Süyuti’lerin, Abdülkadir-i Geylani’lerin ve benzeri peygamber varislerinin  ve vekillerinin senin için hazırladıkları mübarek, muazzez eserler vardır. Onları ara bul.
       
Kapakları ve isimleri yaldızlı, içleri ise bid’at ve heva mahsulü karışık kitapları okuma. Unutma ki, zehri teneke kupa içinde sunmazlar. Piyasada satılan nice yaldızlı ve cafcaflı kitabın derununda sana ve dinine zarar verecek  karışık fikirler, re’y ve heva mahsulü tehlikeli görüşler, sahih itikada aykırı bid’atler vardır.


Alıntı
AHİRET YOLUNUN YOLCULARINA NASİHATLERİ[/b]
     
Size nasihatim şudur ki;

Allahü Teala’nın emrettiği şeyleri yapın,
kazaya kalmış namazlarınızı kılın,
kalmış zekatlarınızı verin ve oruçlarınızı tutun,
hac lazımsa edin,
farz olan din ilimlerini ki, bunlara ilm-i hal denir, öğrenin.
İlim ve amelde sika (itimada şayan büyük alim) olanların fetvasıyla amel edin.
Önüne gelen herkesin fetvasıyla amel etmeyin.

Sema’ meclisinde (çalgı, musıki meclisinde) hazır olmayın.
Allahü Teala’nın ism-i şerifi zikrolununca saygı gösterip “Teala ve Tebarake” deyin.
Rasülüllah’ın ve sair peygamberlerin ismi zikrolunduğu zaman salevat getirin
ve bu mübarek isimleri yazdığınız zaman kısaltılmış bir işaretle iktifa etmeyin, olduğu gibi yazın.

Ashab anılınca “RadıyAllahü Teala Anh” deyin.
Ulema ve meşayih anılınca “Rahmetullahi Aleyh” deyin.
     
Alım, satım ve bütün muamelelerinizi şer-i şerif ile icra edin.
Padişahların, Askeri erkanın, beylerin kapısına zaruret olmadıkça gitmeyin.
Cemaatle namaza müdavemet edin,
sünnet-i müekkedeleri terketmeyin.
Devamlı surette misvak kullanın.
Bilhassa namaz kılacağınız ve abdest alacağınız zaman, uykudan kalkınca, Kur’an okumaya, tefsir ve hadis nakletmeye başlarken kullanınız.

Dualarınızı tazarru ile ve gizlilikle yapınız.
Tenha zamanlarda ve tenha yerlerde Allahü Teala’ya tazarru ve tezellüller edip,
günahlarınızı itiraf edip ağlayın.
Hak Teala’dan istikamet, afv-ü afiyet, rıza ve tevfik isteyin.
İmanınızın zevalinden korkup, daima hayatınızın iyi bir şekilde sona ermesini isteyin.
İslam nimetine nail olduğunuz için çok şükredin.

Çevrimdışı eslem

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 37
Ynt: Niçin İmam-ı Birgivi, niçin izhar?
« Yanıtla #5 : 11 Temmuz 2011, 02:36:33 »
Allah razı olsun..hayırlı bi paylaşım..
ey ızdırap anladımki herşey seninle...sen HAKKA giden yolda vuslata vesile...

Çevrimiçi Togika

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 195
Ynt: Niçin İmam-ı Birgivi, niçin izhar?
« Yanıtla #6 : 01 Ocak 2013, 10:33:42 »
Evvelki gün türbesini ziyaret etmek şerefine nail oldum muhteşem bir güzellikte inşAllah bir dahaki gidişimde resim çekip sizlerle paylaşmayı düşünüyorum kısmetse.
Uğrunda Fedakarlık Yapamadığın Sevgiyi Boşuna Yüreğinde Taşıyıp'ta Yük Etme.