Gönderen Konu: Nurullah Genç  (Okunma sayısı 4786 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı EbRûFeRaH

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 6
    • http://www.vuslatdergisi.com
Nurullah Genç
« : 05 Nisan 2004, 15:28:22 »

aşk cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır

aşk ölümcül bir hülyadır
anlayamadığım
ey sarı gök bulutu, ey ıstırab gülşeni
son bir karanfil gibi
taşıyacağım seni
kalbimin hüsnüyusuf mahrem bahçelerinde
derindesin, rüya kadar derinde

aşk ipek bir karanlıktır
kollayamadığım
gecenin bir vaktinde gelen çiçekler için
tenhâsında kuşlar uçan
sulara karışıp akmak isterim
kan çölünün ıssız vâhalarından
saâdet burcuna çıkmak isterim
gitmeliyim buralardan seninle
kalırsam, surları yıkmak isterim

aşk gizemli bir şarkıdır
dinleyemediğim
ayrılığın arkasından duyulan
gün doğuyor, neden gülemiyorum
siyah bir tanyerinde
beklemek yakışmaz bana geceyi
eylül mü vurdu güllerimi, bilemiyorum

aşk isyankâr bir korkudur
sonlayamadığım
gece yolculuğuna takılır ayakları
özlem beyaz bir gül, açar bağrında
yâr kokusu yayılsın diye kaldırımlara
ölü ve gözüyaşlı bırakır çocukları
arıbeyi konunca ruhun zümrüt taşına
mor gülüşlü haramî çıkar dağlar başına
diriltir sarı saçlı, kırılgan aynaları

aşk veremli bir türküdür
söyleyemediğim
nağmeleri doruklardan yayılan
anılar sehpasında
takıyor boynumuza kırmızı urganları
kötürüm bir vâdide geziyor kurbanları
her aşkı dâre çeken vefâsız leylâsıdır
alır avuçlarına, öper ısırganları
aşk cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır
en sevgimi avuç içinde yetişen kır çiçeği ğibi değil kurşun yarası ğibi kalbimde taşırım...

Çevrimdışı EbRûFeRaH

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 6
    • http://www.vuslatdergisi.com
Aşkım İsyandır Benim
« Yanıtla #1 : 05 Nisan 2004, 15:29:13 »
Aşkım İsyandır Benim

Yanarım; öyle bakma yüzüme yağmur gibi
Dağıt kalbini saran hasret bulutlarını
Damlasın gözlerine sonsuzluk usaresi
Dalgınlık evlerinin en güzel melikesi
Sevemem; tozlu raflar arasına girmeden
Çöllerim kandır benim
Sevemem; karanlığı bir daha devirmeden
Aşkım isyandır benim


Nurullah Genç
en sevgimi avuç içinde yetişen kır çiçeği ğibi değil kurşun yarası ğibi kalbimde taşırım...

Çevrimdışı akinci1453

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 19
    • http://cemrem.net
İNTİZAR.....
« Yanıtla #2 : 26 Kasım 2006, 06:54:44 »
Gözlerin dokunuyor kalbime ey cefakar

Öyle uzun bir hicran sundunki hayatıma

Zehrini yudumluyor ruhum melankolini

Lambalar sırılsıklam gönlümde sönmesin yar

Ellerin ab-ı hayat, gülüşün yar, sesin yar

Rüzgar mıdır, yağmur mu dumanlı bakışların

İrkiliyor durmadan bedenim, hülya mıdır

Neş'eme ızdırabın çektiği perdesin yar

Umudumun maviye büründüğü yerde mi

Mahulyam, ey şebnem edalım, nerdesin yar

 

Unutma ceylanların çölleri sevdiğini

Toprak neva sırrını ezberliyor göklerin

Renkler uğursuzluğu fısıldayıp duruyor

Ülfetim nevbaharı bekliyor, bilesin yar

Zarif bir düğüm gibi duruşun yar, sesin yar

Gülleri incinmesin masum dudaklarının

Aldırma, leylakların solduğuna içimde

Ruşenimsin ey canım, beyaz bir lalesin yar

Işığısın şehrayin kalıntısı ömrümün

Sensizim, avareyim; durmayıp gelesin yar

 

Esrarengiz şarkılar dinliyorum geceden

Neden ıslak bilmem ki, çehresi yıldızların

Mestediyor ruhumu endamın, ey cefakar

Eridim; ırmağa döküldüm; şulesin yar

Neden resimler gibi hercaidir sesin, yar

Ey deniz yürüyüşlüm, ey hüznümün kaynağı

Küskün ırmaklar bile benden daha mutludur

Şafakta billur olup, gönlüme giresin yar

Eski umutlarımın son bulduğu yerde mi

Sihirli akşamların ülkesinde misin yar

 

İlkin şakayıkları okşayan parmakların

Nedense, kanatlanıp uçtu yalnızlığıma

Anladım aynaların seni kıskandığını

Şeydayım, efkarlıyım; duyup da gülesin yar

Efsunlu duygularla sarsılıyor benliğim

Hasretim ey cefakar, süreyya gözlerinde

Ebedi nalan oldu gözyaşım; silesin yar

Pusatsız suvariler gibiyim yollarında

İntizarın alnıma vurduğu halesin, yar

 

Çeşmeler kurumaya yüz tutmuşsa içimde

İklimler lanetini kusuyorsa ötenin

Mahşere aralanan kapıdır şimdi zaman

Dil-rübasın, mümayiş sultanı, didesin yar

Ellerin ıtır dalı; duruşun yar sesin yar

Çakıyor yüreğimde şimşekleri ferdanın

Işık ol, perdesinden kurtar beni sevdanın

Nerdesin? ..Rüyada mı? ..Sanki mazidesin yar

Lalezarı solgundur melal yolculuğunun

Ilıksın, uykudasın, safsın, güzidesin yar

 

Yasaklara nigehban olma, ey mah-ı zemin

Orkideler seninle büyüsün bahçemizde

Rahmeti özümleyen bir bende-i numune

Olalım yeryüzünde, ey can, hep tazesin yar

Gurbetin lisanıdır gülüşün yar, sesin yar

Üflerken erdemi maveradan hicabın

Zümrüdüanka neden alev alev yanıyor

Ey enis-i mücella, sen ki, yelpazesin yar

Limanısın ruşenimin bela okyanusunun

Semadan damla damla inen firuzesin yar

 

Esirinim; ey nur-u nigahı, m, yakma beni

Sonsuzlığa seninle varalım, ey cefakar

İliğime işledin; no'lur, bırakma beni

Nazlısın; nazarındır ufuklarımı saran

Ayrılık acısıdır damarlarımda kıvranan

Yorgunum, yaralıyım; no'lur, bırakma beni

Şahikasın; şavkınla tutuştu hücrelerim

Esirinim; ey nur-i nigahım, yakma beni

nurullah genç
Arz'u istikbal ile binbir hayale daldım
nice adım adadım faninin yollarına
yorgunluktan düşünce anladım ki muradım
bir can feda etmekmiş Baki'nin kollarına

Çevrimdışı akinci1453

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 19
    • http://cemrem.net
İNTİZAR GAZELİ.....
« Yanıtla #3 : 26 Kasım 2006, 06:56:51 »
Vahyin aydınlığında handan eyle yar beni

Hükmün ile dîdar-ı cemîline sar beni

 

Sevdam arzuhalimdir, iner kirpiklerimden

Mümeyyiz eyle, dil-hun düşmeden uyar beni

 

Kaygı ağından aczin kurtulayım, ey Vekil

Dava için revanım; beklesin bahar beni

 

Menfîdir, uzak kalsın tenakuz eğilimi

Davayı istemezsem ruhum, kim duyar beni

 

Meşakkat, ulağıdır kün adına dünyanın

Darıbekadır ihya; menzilden kurtar beni

 

Meğer ufak adamın hasadıymış gururum

Hayr istemezse ruhum, efendim atar beni

 

Ermeliyim vedanın yeryüzü zirvesine

Vedud'a eğilmezsem, labirent yutar beni

 

Arasat, irkildiğim düşün gerçekliğidir

Haşir ibdaya rücü günüdür, tutar beni

 

Zerafetinden artık öteyim görüntünün

Harameyn için Rabbim, eyle bergüzar beni

 

Belki ayrıldığınım sonrasında fenadan

Tarih, ıstılahıyla nev-zemîn yazar beni

 

Virdine alıştığım andan beri... Hüsna'nın

Layemüt isteğiyle sardı ah ü zar beni

 

Mecnun ürpertisiyle tevbe eşiğindeyim

Ayetinde lütfundur; incitmez nazar beni

 

Batın ey, ruhsatınla rıdvanına gideyim

Semendere çevirir yoksa intizar beni

 

Taşıyorum ehlibeyt vamıkını içimde

Vecd ateşidir bağrım; söndürmez Hazar beni

 

Müracaattır ümidim nedametle affına

Tatmazsam eğer, karsız iletir mezar beni

 

Ahengiyle donanmak gerekiyor Furkan'ın

Fedakarsam, ülfete vesîle kılar beni

 

Rüzgar alıp götürse nefsanî illetimi

Uyku felaketinden alsa korkular beni

 

Malikül-Mülk, sağımdan uzatılsa defterim

Altından nehir akan köşke koysalar beni

 

Zül-Celal-i Ve'l-îkram, sen ol deyince olur

Münker-Nekir sualsiz mu nün saysalar beni

 

Madem utanıyorum kem yüzümle gelmeye

Secde ile tenimden yıkasa sular beni


 :(  :(  :(  :(  :(
Arz'u istikbal ile binbir hayale daldım
nice adım adadım faninin yollarına
yorgunluktan düşünce anladım ki muradım
bir can feda etmekmiş Baki'nin kollarına

Çevrimdışı akinci1453

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 19
    • http://cemrem.net
Uyan Artık Yiğidim
« Yanıtla #4 : 26 Kasım 2006, 07:11:54 »
Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır
Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır
Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır
Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır

,
Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı
Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı.

Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor
Bin yüzlü Ebrehe’ ler, kara filler geliyor
Şimdi devran değişti; ebâbiller geliyor
İbrahim bahçesinden taze güller geliyor

Âlemde, duyulacak kutlu bir âvaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.

Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar
Heykeller kırılıyor; dökülüyor mumyalar
Toprağın sinesinde umut var, heyecan var
Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar.

Buzlar çözüldü; kıştan kuru bir ayaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.

Gözlerin âyet âyet büyüyen bir bebektir
Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir
Sana rehberlik eden ne cindir, ne melektir
O bir İnsan-ı Kâmil, mücella bir dilektir

O’ ndan bize ebedi sürecek bir haz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılaba az kaldı.

Bulanık akan sular durulacak yeniden
Gökyüzüne direkler vurulacak yeniden
Saâdet menziline varılacak yeniden
Çağlar üstü bir nizam kurulacak yeniden

Cehaletin elinde lanetli bir saz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.

Bu kan kokan coğrafya, bu çığlıklar senindir
Bu gözü yaşlı târih, hıçkırıklar senindir
Yeryüzünde çiğnenen bütün haklar senindir
Prangalı hükümler, aydınlıklar senindir.

Yıllardır, uygarlıktan sana hep enkaz kaldı
Ufka bir bak yiğidin, inkılâba az kaldı.

Tasalanma yiğidim; zaman bizden yanadır
Külümüzden yükselen duman bizden yanadır
Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır
Dünya düşman olsa da, iman bizden yanadır

Kapıları açacak çoşkun bin niyaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı

Mahzenlerde beklemek ziyan artık, yiğidim
Fecr-i sâdık vaktidir; uyan artık yiğidim
Ateşlere girsen de, dayan artık yiğidim
Hakikate dönüyor rüyan artık, yiğidim

Zalimler için karar verildi; infaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı.
 
 

Nurullah Genç
Arz'u istikbal ile binbir hayale daldım
nice adım adadım faninin yollarına
yorgunluktan düşünce anladım ki muradım
bir can feda etmekmiş Baki'nin kollarına