Gönderen Konu: Nurun yaratılması  (Okunma sayısı 3048 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Nurun yaratılması
« : 23 Haziran 2005, 13:45:19 »

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlânın habibi, sevgilisi, yaratılmış bütün insanların, mahlukatın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisidir. Allahü teâlânın medhettiği ve bütün insanlara ve cinne peygamber olarak seçip gönderdiği, son ve en üstün peygamberdir. Alemlere rahmet olarak gönderilmiş olup, her şey onun hürmetine yaratılmıştır.

Allahü teâlâ, bütün peygamberlerine ismi ile hitab ettiği halde, O'na; "Habibim" (Sevgilim) diye iltifat buyurmuşdur, Ayet-i kerimede mealen; "Seni alemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiya suresi: 107) ve bir hadis-i kudside de; "Sen olmasaydın, sen olmasaydın, mahlukatı yaratmazdım" buyurdu.

Her peygamber, kendi zamanında, kendi mekanında, kendi kavminin hepsinden her bakımdan en üstünüdür. Peygamberimiz ise, dünya yaratıldığı günden, kıyamet kopuncaya kadar, her zamanda, her memlekette, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların her bakımdan en üstünü, en faziletlisidir. Hiçbir kimse, hiçbir bakımdan O'nun üstünde değildir. Cenab-ı Hak, O'nu öyle yaratmıştır.

Allahü teâlâ hiçbir şeyi yaratmadan önce, sevgilisi peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın mübarek nurunu yarattı.

Eshab-ı kiramdan Cabir bin Abdullah, bir gün; "Ya ResulAllah! Allahü teâlânın her şeyden evvel yarattığı şey nedir?" diye sorunca; "Her şeyden evvel senin Peygamberinin, yani benim nurumu kendi nurundan yarattı. O zaman; levh, kalem, Cennet, Cehennem, melek, sema (gökler), arz (yeryüzü), güneş, ay, insan ve cinler yoktu" buyurdular.

Peygamberimizin nuru, Adem aleyhisselamın kalbi ve cesed-i şerifi yaratılınca, onun iki kaşı arasına kondu. Adem aleyhisselam kendisine ruh verilince, alnında, zühre yıldızı gibi parlayan bir nurun olduğunu fark etti.

Adem aleyhisselam yaratıldığında, cenab-ı Hakk'ın kendisine; Ebu Muhammed yani Muhammed'in babası diyerek hitab ettiğini ilham ile anladı ve; "Ey Rabbim! Bana niçin Ebu Muhammed künyesini verdin?" diye sual edince, Allahü teâlâ; "Ey Adem! Başını kaldır!" dedi. Adem aleyhisselam, başını kaldırıp baktığında, Arş-ı alada sevgili Peygamberimizin "sallAllahü aleyhi ve sellem" nurdan yazılmış Ahmed ismini gördü. O zaman; "Ey Rabbim! Bu kimdir?" diye sual etti. Allahü teâlâ da; "Bu, senin zürriyetinden bir peygamberdir. O'nun ismi göklerde Ahmed, yerde ise Muhammed'dir. Eğer O olmasaydı, seni yaratmazdım. Yerleri ve gökleri de halk etmezdim" buyurdu.
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)