Gönderen Konu: Yorgunluğun 7 farklı nedeni  (Okunma sayısı 6425 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Yorgunluğun 7 farklı nedeni
« : 09 Temmuz 2008, 21:29:45 »

Sağlığınıza dikkat ediyor ama yine de kendinizi yorgun hissetmekten kurtulamıyor musunuz?

Kansızlık

Üretkenlik çağınızda iseniz ve özellikle adet dönemleriniz uzun sürüyorsa, miyomlarınız varsa ya da yakın zaman önce doğum yaptıysanız, bunlara bağlı kan kaybı nedeniyle kadınlarda yorgunluğun birinci nedeni olan anemi gelişmiş olabilir. Kanamalar sonucunda kanda oksijeni taşıyan alyuvarlardaki demirden zengin bir protein olan hemoglobin miktarı azalır. Dokular ve organlar yeterince oksijen almayınca bunun sonucu yorgunluktur. Kansızlığın diğer nedenleri iç kanama veya demir, folik asit ya da vitamin B12 eksikliği olabilir. Böbrek hastalığı gibi kronik hastalıklar da kansızlığa neden olabilir. Baş dönmesi, solukluk, üşüme hissi, kalp atımında hızlanma kansızlığın diğer belirtileridir.

Kansızlığın tanısı için doktorunuz bir kan testi isteyecektir. Eğer sebep demir eksikliği ise demir takviyesi gibi kansızlığın nedenine yönelik tedavi uygulanır. Etkili tedaviyle yorgunluk, en geç 30 günde geçecektir.

Hipotiroid

Genel olarak enerji düzeyiniz hep düşükse, kendinizi tükenmiş ve hattâ biraz depresyonda gibi hissediyorsanız bunların sebebi yavaş çalışan tiroid bezi olabilir. Tiroid bezi vücudun enerji metabolizmasını kontrol eder. Kadınlarda sanıldığından çok daha yaygın olan tiroid bozukluğu T3 ve T4 gibi tiroid hormonlarının düzeyinin saptanmasıyla teşhis edilebilir. Bu hormonlar düşükse dışarıdan hormon takviyesi yapıldığında yorgunluk şikâyetiniz kısa zamanda geçecektir.

İdrar yolu enfeksiyonu

Kadınların çoğunda idrar yolu enfeksiyonu yanma veya sık idrara gitme ihtiyacı gibi belirtilerle birlikte ise de bazı hastalarda hiçbir belirti olmayabilir ya da belirtiler hafif olduğundan fark edilmeyebilir. Sürekli yorgunluk da bu gibi idrar yolu enfeksiyonlarının tek belirtisi olabilir. Cinsel birleşme bakterileri idrar yolunun ağzından vajinaya doğru ittiğinden bu riski artırabilir. Bir idrar tahliliyle teşhis konulabilir. Genellikle ağızdan alınan bir antibiyotikle tedavi hızlı ve kolay sonuç verir. Yorgunluk da birkaç gün içinde kaybolur. Bir süre sonra yorgunluk veya başka belirtiler tekrarlarsa tekrar idrar testi yaptırın çünkü bazı kadınlarda idrar yolu enfeksiyonları kroniktir.

Fazla kafein alımı

Hızlı bir enerji desteği için çoğumuz kahve ya da kola içeriz ama bazı kadınlarda kafeinin fazlası ters bir etki yapabilir. Bir uyarıcı olan kafein, fazla miktarda alındığında yorgunluğa neden oluyor. Bu nedenle kafein alımının daha da artırılması sorunun kötüleşmesinden başka işe yaramıyor. Çözüm; yaşantınızdan kafeini mümkün olduğu kadar çıkarın. Bu, sadece kahvenin değil çikolata, çay, kola ve kafein içeren bazı ilaçların da kesilmesi anlamına geliyor.

Besin intoleransı

Besinlerin bize enerji verdiği kabul edilir ama bazı doktorlar gizli besin intoleranslarının bunun tersine yol açtığına inanıyor. Hafif bir besin intoleransı bile uykunuzun gelmesine yol açabilir. Tolere edemediğiniz yani yendiğinde size, sizin bu besine bağlamadığınız ve ondan olduğunu düşünmediğiniz rahatsızlıklar verebilen bazı besinler olabilir. Bu besinlerin farkında olmadan sürekli yenilmesi kendinizi,sürekli yorgun ve tükenmiş hissetmenize neden olabilir. Eğer belirli besinleri yedikten sonra 10-30 dakika içinde uykunuz geliyor, kendinizi kötü hissediyorsanız şüphelendiğiniz besinleri beslenmenizden çıkarın. Böyle bir şüpheniz varsa doktorunuzla konuşun.

Uyku apnesi

Yeterli uyku uyumuyorsanız bu bir yorgunluk sebebi olabilir. Ama ya yeterli uyku uyuyup ta aslında uykunuzu almadığınızı bilmiyorsanız? Uyku apnesi olarak bilinen durumda siz uykuda iken genellikle her gece birçok kez nefes almanız durmaktadır. Sonuç, gece kaç saat uyursanız uyuyun bütün gün yorgun olmanızdır. Uyku apnesi konusunda uzmanlaşmın bir doktorun yardımıyla uyku laboratuvarında bu hastalığa tanı konulması mümkündür. Uyku apneniz varsa doktorunuz kilo verme ve sigarayı bırakma gibi yaşam tarzı değişimleri önerecektir. Siz uyurken hava yollarını açık tutan cihazlar veya nefesle tetiklenen basınçlı hava cihazları kullanılabilir. Aşırı olgularda, yeterli hava akımının sağlanması için ameliyat gerekebilir.

Tanı konmamış kalp hastalığı

Elektrikli süpürgeyle evi temizlemek, bahçe işleri veya olağan günlük işlerinizi yapmak gibi sıradan işler sizi yoruyorsa, kalbiniz SOS sinyali gönderiyor olabilir. Eğer bu basit hareketlerle gelen yorgunluk hissi hele birdenbire ve sebepsiz yere ortaya çıktıysa, ciddi durumların habercisi olabilir, beklemeden doktorunuza danışmalısınız.

haberturk



Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Yorgunluğunuzun Nedeni Hangisi?
« Yanıtla #1 : 03 Haziran 2010, 01:44:11 »

1-Yeteri kadar uzun ve kaliteli uyuyamıyorsanız yorgunluktan kurtulamazsınız.

Toplam uyku sürenizin 6 saatten az olması halinde ertesi gün kendinizi yorgun hissedersiniz. Bazı insanlar yatakta 8 -10 saat geçirmelerine rağmen uykuları yeterli kalitede olmadığı için ertesi gün yorgun olurlar. İki üç saatte bir uyanan, yatakta kendileriyle boğuşan, sağa sola dönüp duran bu insanlar dinlendirici uyku fazlarına giremedikleri için ertesi gün yorgun olurlar. Nasıl uyuduğunuzu en iyi kendiniz bilirsiniz. Uyandığınızda yatak çarşafınızı dertop olmuş buluyorsanız muhtemelen iyi uyumamışsınızdır.

2-Uyku apnesi yorgunluk nedeni olabilir.

Şişmanlık, geniz eti, burun devisyonu gibi nedenlerle nefes alıp verme düzeni bozulan, apne nöbetleri geçiren kişiler yeterli oksijeni alamadıkları için ertesi gün kendilerini yorgun hissederler. İşin kötü tarafı uyku apnesi olan hastaların çoğu kalitesiz uyuduklarının farkına varmazlar. Eşinizin gözlemleri önemlidir. Horlayan insanlarda uyku apnesi daha çok olur. Bazen kesin teşhis için uyku laboratuvarında bir gece geçirmeniz gerekebilir. Tedavide doktorunuz apne nöbetlerini engelleyen solunum cihazı kullanmanızı isteyebilir, bazen küçük dile veya yumuşak damağa operasyon gerekebilir.     
 
3-Yanlış beslenme yorgunluk yapabilir.

Beslenmelerinde protein, karbonhidrat, yağ dengesini iyi kuramayan, çeşitli nedenlerle iyi beslenemeyen insanlar yorgunluktan şikâyet ederler. Tek yönlü beslendiğinizi düşünüyorsanız, bir örnek olması açısından, örneğin devamlı, ekmek, pilav, makarna yiyorsanız veya “ben et yemeden doymam arkadaş” diyenlerdenseniz bu ihtimali aklınıza getirin.   

4-Kansızlık-anemi.

Ülkemizde sık görülen yorgunluk nedenlerinden biridir. Daha çok bayanlarda ve çocuklarda görülür. Hastalar soluk benizli olurlar, çabuk yorulmaktan ve çarpıntıdan da şikâyet ederler. Basit bir kan sayımı ile tanı kolayca konur. Kandaki hematokrit ve hemoglobin seviyeleri düşük çıkar. Doktorunuz kansızlığın nedenine göre tedavi önerecektir. Demir eksikliğine bağlı kansızlık ülkemizde sık görülür ve birkaç aylık demir tedavisi ile yorgunluk şikâyeti kaybolur.   

5-Depresyon.

Bana en sık gördüğünüz yorgunluk nedeni hangisidir diye sorarsanız: depresyon cevabını veririm. Mutsuz insanlar kendilerini hep yorgun hissederler. Uzun mesai saatleri olan, iş hayatında veya özel hayatında stres altında yaşayan, işine gidip gelirken trafikte uzun saatler geçiren insanlarda yorgunluk çok görülür. 

6-Bazı ilaçlar yorgunluk yapabilir.

Örneğin antidepresan ilaçlar, betablokerler başta olmak üzere bazı tansiyon ilaçları, antibiyotikler, antihistaminikler, statin grubu kolesterol ilaçları (yüksek dozlarda) yorgunluk yapabilir.İlaçlarınızın prospektüslerini dikkatli okuyun. İlacınızdan şüpheleniyorsanız bırakmadan önce doktora danışın.

7-Hipotiroidizm (tiroid bezinin az çalışması).

Sık gördüğümüz yorgunluk nedenlerinden biridir. En çok Haşhimoto rahatsızlığı dediğimiz tiroid bezinin otoimmün rahatsızlığında görülür. Tiroid içindeki nodüllere bağlı olarak veya yaşın ilerlemesi sonucu tiroid bezinin küçülmesi ile de hipotirodi ortaya çıkabilir. Teşhis çok kolaydır. Bir kan numunesi verin ve TSH değerinizi ölçtürün. Yüksek çıkması tiroid bezinizin yeteri kadar çalışmadığını gösterir. Tedavide doktorunuz ağızdan tiroid hormonu verecektir. Eksik tiroid hormonlarının yerine konması ile şikâyetleriniz süratle düzelir.

8-Aşırı çay kahve tüketimi yorgunluk yapabilir.

Az miktarda çay ve kahve yorgunluk giderici enerji veriji, dikkat ve konsantrasyonu artırıcı bir etki yapar. Uzun bir süre fazla miktarda içilmesi ise nabzı, tansiyonu ve kas gerginliğini artırarak yorgunluk yapar. Miktar kişiden kişiye değişebilir ama günde on bardaktan fazla çay kahvenin yorgunluk nedeni olabileceğini söyleyebiliriz. Çay, kahve bağımlılık yapan içeceklerdir. Birden kesmeniz halinde baş ağrısı, sersemlik gibi şikâyetler ortaya çıkabilir, yavaş yavaş azaltarak makul bir miktara inmeye çalışın.

9-Gizli enfeksiyonlar.

Hepatit B ve C gibi kronik enfeksiyonların, bayanlarda sık görülen sistit ve üriner sistem enfeksiyonlarının yorgunluk yapabileceği bildirilmiştir. Gizli hepatitler kan tetkiki ile kolayca yakalanır (HBsAg, AntiHBs, Anti HCV değerlerine bakılır). Sistit rahatsızlığında idrarda lökosit adını verdiğimiz iltihap hücreleri fazla miktarda görülür. Enfeksiyonlarda genel olarak kan lökosit sayısı artar, sedimantasyon ve CRP değeri yükselebilir. Enfeksiyon kaynağının ve enfeksiyon etkeninin belirlenmesi ili uygun tedavi verilerek hastalık tedavi edilir.   

10-Şeker hastalığı Kandaki şekeri hücrelerimizde yakıt olanarak kullanılır.

Şeker hastalarında şekerin hücreye girişi ve kullanımı bozulmuştur, yeteri kadar yakıt bulamayan hücreler yorgunluk hissine neden olurlar. Gizli şekerin de uzun dönemde yorgunluk yapabileceğini unutmayın. Teşhis için açlık kan şekeri ve HbA1C ölçümleri yaptırın. Şekerinizin yükseklik derecesine göre diyet veya ilaç tedavisi ile sorun hallolacaktır.

11-Kalp hastalığı

Eğer yorgunluk istirahatte değil de daha çok bir iş yaparken, merdiven çıkarken, yürürken ortaya çıkıyorsa sorun kalbinizde olabilir. Çoğu hastada efor esnasında hafif de olsa göğüste bir yanma ya da baskı hissi vardır. EKG, Efor testi ve gerek görülürse daha ileri tetkiklerle teşhis konulur. Kalp damarlarının diyet, ilaç, stent veya bypass gibi metodlarla açılması ile yorgunluk ortadan kalkar veya azalır.

12-Kronik böbrek hastalığı

Böbreklerimiz üre başta olmak üzere vücudumuzdaki atık maddelerin, toksinlerin atılmasını sağlar. Böbreklerin rahatsızlanması bu toksinlerin vücutta birikmesi sonucu yorgunluğa neden olur. Kanda üre, kreatin gibi değerelere bakılarak veya ultrasonografi ile böbrekler görünür hale getirilerek teşhis kolaylıkla konabilir. Hastalığın safhalarına göre çok su içmekle başlayıp dializ ve böbrek nakline kadar değişen tedavi yolları vardır.

13-Gece gündüz vardiyalı çalışanlar.

İkişer günlük veya haftalık vardiyalarda gece gündüz değişimli çalışanlar yorgunluktan şikayet edebilirler. Değişimler sırasında 8 saatlik uyku peryotlarına dikkat etmeleri gerekir.

14-Kronik yorgunluk sendromu.

Eğer yorgunluk şikâyetiniz aylardır, yıllardır varsa kronik yorgunluk sendromu denilen (aslında ne olduğu tam olarak bilinmeyen) rahatsızlıktan şüpheleniriz.

14-Fibromyalji rahatsızlığı.

Sinir sistemi gerginliği yaygın kas eklem ağrıları, özellikle ense boyun omuz ağrıları ile karakterize bir rahatsızlıktır. Yorgunluk, fibromyaljinin en önemli bulgularından biridir. Özel bir tetkiki yoktur, doktorunuz sizin anlattıklarınıza ve muayene bulgularınıza göre teşhis koyacaktır. Tedavide spor ve antidepresan ilaçlardan yararlanıyoruz. 

15-Sigara tek başına yorgunluk nedenidir.

20 yılı aşkın bir süredir sigara içiyorsanız ve yorgunluktan şikâyet ediyorsanız sebebi muhtemelen içtiğiniz sigaradır. Kanın akciğerlerde yeteri kadar oksijen alamaması ve biriken toksik maddeler yorgunluk nedenidir.

16-Bahar yorgunluğu.

Bahar aylarında sebebini bulamadığımız yorgunluklara bahar yorgunluğu der geçeriz. Doktor iyi kötü bir teşhis koyduğu için mennun olur, hasta yorgunluğunun altında önemli bir sebep olmadığına sevinir.
 
YORGUNUM, NE YAPAYIM?
         
Gördüğünüz gibi yorgunluğun pek çok nedeni var. Tedavi için yapacaklarımız yorgunluğumuzun nedenine göre değişir. Yazımın başında söylediğim gibi bazen yorgunluk nedenini bulamayız. O zaman ne yapacağız? Yorgunluk konusu ile ilgili olarak Psychological Bulletin dergisinde bir çalışma yayınlandı.

Georgia üniversitesinde ki doktorlar 6807 gönüllü üzerinde yaptıkları çalışmada düzenli fiziksel aktivite yapmaya başlayan kişilerin yorgunluk şikâyetinde belirgin azalma olduğunu bulmuşlar.

Araştırmacılar yorgunluk şikâyeti olan kişileri üç gruba ayırmışlar, birinci guruba her gün düzenli olarak hafif bir egzersiz (20 dakikalık hızlı yürüme), ikinci gruba orta şiddette bir egzersiz (20 dakika dirençli bisiklet çevirme) yaptırmışlar, üçüncü grup ise hiç egzersiz yapmamış.

Sonuçta hafif egzersiz yapan gruptakilerin yorgunluk şikâyetinde % 65, orta zorlamalı egzersiz yapan yani bisiklet çeviren grubun yorgunluk şikayetinde ise % 49 azalma görülmüş. Spor yapmayanlar yorgunluktan şikayet etmeye devam etmişler.
           
“Halsizim, yorgunum, yerimden kalkacak halim yok,” diyorsanız ve doktorunuz bu şikâyetlerinizi izah edecek organik bir neden bulamadıysa yapacağınız şey daha çok spor ve egzersiz yapmak olmalı.
 
doktormurat.net
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Kronik yorgunluğu gideren bitkiler!
« Yanıtla #2 : 04 Haziran 2010, 09:52:31 »

Dinlenmekle geçmeyen bir yorgunluk duyuyorsanız dikkat...
   
Pozitif enerjiyi ateşleyen bitkiler?

Başlangıç tarihi tam olarak kestirilemese de 6 aydan fazla süren kendini yorgun hissetme halini boşveremezsiniz... Bu durum tıbben bir hastalık, ama bu hastalığın tanısı, çoğu zaman konulamıyor, gözden kaçıyor ve kişi kaderiyle baş başa bırakılıyor.

FİBROMİYALAJİ Özellikler kadınları etkiliyor"Kronik yorgunluk sendromu" olarak anılıyor. Tanısını koymanın kuralları, formülü var.

Şu iki kriterin mutlaka o kişide mevcut olması gerekiyor:

Birinci şart, 6 aydan uzun süren, daha önceleri tanışık olunmayan ve dinlenmeyle, uykuyla geçmeyen devamlı bir yorgunluk hali olması.

İkincisi, şu aşağıda saydığım bulgulardan en az 4 tanesinin bulunması: Sabah yorgun uyanma veya uyandıktan sonra uzun süre kendine gelememe;

Değişik bölgelerde olabilen kas ağrıları. Yeni ortaya çıkan veya şekil değiştiren baş ağrıları; Herhangi bir fiziksel aktiviteden sonra kırıklık halinin 24 saatten fazla sürmesi; Lenf bezlerinde hassasiyet, kronik boğaz ağrısı, eklem ağrıları; Zihinsel konsantrasyonda bozulma ve hafıza zayıflaması. Bu bulgular ışığında teşhis koymakla da bitmiyor tabii. Tedavi etmek zorundasınız. Çünkü bu yorgunluk, kırgınlık halleri her zaman karşı tarafa negatif bir görünüş verir. Onun için tıp veya tamamlayıcı destekle bu durumu aşmak gerekir. Aşağıda verilen bitkisel desteklerle dipdiri bir fiziğe kavuşmanız mümkün. İşte, pozitif enerjinizi ateşleyen ginseng başta olmak üzere yorgunluk sendomu ile başetmenizi sağlayacak doğal yardımcılar:

GİNSENG

Ginseng, Çin Tıbbı'nın çok meşhur bir bitkisidir. Canlandırıcı etkisinden dolayı özellikle çalışkan Çin ve Japon milleti tarafından 7000 yılı aşkın süredir kullanılmakta olduğu kayıtlarda mevcuttur. Geleneksel Çin Tıbbı'nda 'uzun yaşam iksiri' diye nitelendirilen bitkinin kökleri de 100 yıldan fazla canlı kalabilen ender bitkilerdendir. Çin kaynakları ginsengi vücut enerjisini ve yaşam süresini artırıcı olarak yazar. Geleneksel Çin Tıbbı'na göre, ginseng, 'yang' yani 'pozitif' enerjiyi ateşler. Yang enerjisinin kan dolaşımını artırarak tüm zihinsel ve bedensel yetileri artırdığına inanılır.

ARI POLENİ

Kansızlıktan romatizmaya, hepatitlerden cinsel iktidarsızlığa kadar geniş yelpazede birçok hastalık grubunda kullanılan bu besin takviyesi kronik yorgunluğa da birebir. İçerdiği yüksek miktardaki B grubu vitaminleri ile sinir hücrelerini destekliyor. Kan yapımını artırıcı etkisi de var. Vikingler'in uzun yaşamlarının da ona borçlu olduğu söylenir. Vitamin, mineral, demir, bazı önemli amino asitler ve fermentler içermekte.

MEYAN KÖKÜ

Çin tarihinde önemli bir yere sahip, yüzyıllar boyunca Çin imparatorlarının bu maddenin ekstresini 'canlandırıcı tonik ' olarak senenin belirli dönemlerinde rutin olarak kullandıkları bilinir. Çin tıbbında ve mutfağında halen aktif olarak kullanılır, toksinlerden arındırdığına inanılır ve enerji içeceği olarak tüketilir. Bu ülkede bu bitkinin lakabıysa 'bitkilerin atası'. [Erka Topuz - Meyan Kökü Kullanımı]

ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ

Üzüm çekirdeğinde bilinen en güçlü antioksidan maddelerden olan PCO (proantosiyanidin), yüksek miktarda mevcut. Antioksidanlar, vücudumuzdaki her hücreyi oksijenin zararlı etkilerinden teker teker korurlar.

CEVİZ

Ceviz "ala" adında çok yüksek antioksidan özelliği olan bir omega-3 yağ asidi cinsi içerir ki bu da damar koruyucu etkisini güçlendirir. ALA (Alfa Lipoik Asit), bulunan en güçlü antioksidanlardan biridir ve bu asidin hem yağda hem suda çözünebilme özelliği onun hücrelerimizin her bir parçası tarafından kullanılabilmesini sağlar, bunun dışında oksidatif stresle savaşmakta çok etkilidir.

KETEN TOHUMU

B-12 vitamini içerir. Bu vitamin sinir sistemi ve hafıza için elzemdir. Eksikliğinde, hafıza bozuklukları yanı sıra, yorgunluk, sinirlilik, dikkat toplayamama hatta depresyon görülür. Beden ve zihin yaşlanmasını geciktirir. Vücut için önemli olan ve mutlaka dışardan alınması gereken omega-3 ve omega-6 ve omega-9 yağ asitleri içerir. Kandaki kolesterol seviyesini düşürdüğü ve kan damarlarını koruyucu etkileri olduğu yapılan araştırmalarla sabitlenmiştir. 

iyikigüzellik
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Bu besinlerle enerji toplayın!
« Yanıtla #3 : 16 Haziran 2010, 11:27:58 »

Gün içerisinde sürekli yorgun musunuz? O zaman bu besinleri mutlaka tüketin!

Fındık, Biber

Selahattin Dönmez, fındığın içeriğindeki omega-3 yağ asit içeriği nedeni ile gücü arttıran en önemli kuruyemişler arasında yer aldığını, kırmızı biberin de içeriğinden dolayı sağladığı acılık ile enerjiyi artırarak, beynin endorfin hormonunu salgılanmasına yol açarak, mutluluk arttırdığını belirtti.

Kuru üzüm ve yoğurt

Kuru üzüm az yağlı, düşük kolesterollü ve az sodyum içeren, potasyumi fosfor, bakır ve demşr açısından zengin son derece sağlıklı bir besindir. Az yağlı yoğurtla karıştırılp yendiğinde, riboflavin (B2 vitamini), B12 vitamini ve günlük kalsiyum ihtiyacınızın yüzde 20 ila 40'ını almış olursunuz. Kalsiyum, güçlü kemikler ve dişler için gerekli olduğu kadar, kalbin ve diğer kasların fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için de gereklidir.

Şeftali

Taze olan her meyva, özellikle de şeftali, elma, portakal ve çilek gibi çekirdekli ve kabuklu olanlar lif ve vitamin açısından çok zengindir. Yazın bol miktarda lif, niasin (B3 vitamini), potasyum, beta karoten, A vitamini ve günlük önerilen C vitamininin yüzde 20'sini almak için şeftaliyi tercih etmekte fayda var. Niasin, hücre dokusu gelişimi için enerji temin etmede önemlidir.

Süt

Bir bardak süt günlük kalsiyum ihtiyacınızın üçte birini karşılar. Bu, sizin kuvvetli kemik ve dişlere sahip olmanız için çok önemli. Kalsiyumu zenginleştirilmiş bir diyet; hipertansiyon, kalın bağırsak ve göğüs kanseri gibi hastalıklara yakalanma riskinizi azaltır. Süt;D, A, B12 ve B2 gibi vitaminler açısından oldukça zengin bir besin kaynağı.

Brokoli, lahana, karnabahar

Çok az kalorili ve besin deposu olan bu sebzeler, beta karoten, lif, A ve C vitaminleri içerirler. Tüm bunlar kalp hastalıklarına ve bazı kanser çeşitlerine yakalanma riskinizi azaltır. Çiğ olarak ya da buharda hafif pişirerek yemeye çalışın.

Muz

100 gramı 85 kalori içeren muz; lifler, potasyum, B6 ve C vitamini açısından iyi bir besin kaynağı. Potasyum, vücudumuzdaki kan basıncını düzenleyen bir mineraldir ve kas fonksiyonları için çok önemlidir.

Portakal suyu

C vitamini, potasyum ve folik asit deposudur. Bir bardak portakal suyu ile günlük C vitamini ihtiyacınızın tamamı karşılanır.

 Salata

Yeşillik çeşitlerini, domates, havuç ve salatalıkla bir araya getirerek lezzetli bir salata yapmak, sebzelerin diyetinize girmesi için en iyi yoldur. Araştırmalara göre bu sebzelerden en az üçünü her gün salatanıza katmanız; kanser, kalp ve şeker hastalığı riskini azaltmanız anlamına geliyor.

Fıstık ezmesi

Fıstık ezmesi de fındık, ceviz ve badem gibi; protein, çinko, lif ve E vitamini açısından oldukça zengindir. Ayrıca, kolesterolünüzün düşmesini sağlayan doymamış yağ içerir.

Patates

Potasyum, lif ve C vitamini gibi harika besin kaynakları içerir. Patateste ayrıca, beta karoten gibi kanserle savaşmamıza yardımcı olan antioksidanlar da bulunur.

Somon balığı

Bu balık çeşidi Omega-3 yağ asitleri deposudur. Kötü kolesterol seviyesinin düşmesini sağlar. Haftada bir ya da iki defa somon tüketmek, kalp hastalıkları riskinizi azaltır ve bağışıklık sisteminizi güçlendirir.

Yağsız kırmızı et

Kırmızı et mükemmel bir ‘demir’ kaynağıdır. İnce dilimler halinde kesilmiş biftek ya da filetoyu, doğmuş yağ oranı düşük, demir seviyesi ise yüksek bir yiyecek olduğu için her gün yiyebilirsiniz. Ancak her gün yiyecekseniz, biftek ya da filetonuz avuç içinizi geçmeyecek büyüklükte olmalı.

Yoğurt

Kemiklerinizin güçlenmesi, sağlamlığını koruması için çok faydalı bir besin maddesidir. Yoğurt, protein, potasyum ve kalsiyum deposudur.

leyditurk
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Fibromyalji
« Yanıtla #4 : 01 Kasım 2010, 01:31:02 »
Yorgunum, Zor Uyanıyorum, Ağrılarım Var, Unutuyorum: Fibromyalji
 
Fibromiyalji, iskelet kaslarında sertleşme, fibrozis ile giden çok boyutları olan bir hastalıktır.

Bir doktora gittiniz. Yakınmanız boynunuzda ağrı, başınızda ağrılık, şıkışma gerginlik diye anlatıyorsunuz. Doktor bir süre sizi dinliyor ve ne zamandır diye soruyor. Bilemiyorsunuz, 3 yıl belki 5 belki de 10. Aslında şikayetlerinizin ne olduğunu bile tam bilemiyorsunuz. Doktor ben size sizin şikayetlerinizi anlatabilir miyim diye soruyor.

■“Boynunun başınız ağrıyor diyorsunuz ama sırtınız, omuzlarınız kollarınız her yeriniz ağrıyor aslında.
■Kollarınızda omuzlarınızda bir ağırlık tutukluk var sanki.
■Çabuk yoruluyorsunuz.
■İsteksiz ve her zaman yorgunsunuz.
■Çabuk kırılıyorsunuz, ya da sinirlerinize bazen hakim olamıyorsunuz, gereksiz yere insanları kırıyorsunuz.
■Uykularınız kötü. Akşam erken bile yatsanız, sabah uyanmakta, yataktan çıkmakta zorluk çekiyorsunuz. Uyanmanıza rağmen yataktan çıkmanız saatler alabiliyor. Kalksanız bile 2-3 kahve içmeden kendinize gelemiyorsunuz.
■Sanki kendinizi eskisi kadar akıllı hissetmiyorsunuz.
■Hiç bir şeyden eskisi kadar zevk almıyorsunuz.
■Kendinize çevrenize eskisi kadar ilgi gösteremiyorsunuz.”
Şaşırıyorsunuz, nerden biliyor bunları diye. Biliyor çünkü size bir sendromu, bir hastalığı anlatıyor: fibromiyalji.

Peki, Nedir Bu Fibromyalji Dedikler?

Tipik olarak genç veya orta yaşlı hanımlarda görülen, dirençli yaygın vücut ağrıları, sertlik, tutukluk, yorgunluk, sık uyanılan dinlendirici olmayan uykular, akıl durgunluğu, unutkanlık, dalgınlık, sinirlilik, depresyon, iç sıkıntısı gibi belirtiler gösteren ve günlük yaşam aktivitelerinde fonskiyonel kayıplara yol açan bir durumdur. Bir hastalık olmaktan çok çeşitli belirtilerin olduğu bir sendromdur.

Fibromiyalji, hastalarda objektif bir bulguya rastlanmadığından yakın zamanlara kadar hekimler tarafından veya genel olarak insanlar tarafından göz ardı edilir, genellikle psikolojik hastalık olarak kabul edilirdi. Aslında hala pek çok hekim fibromiyaljiyi farklı bir hastalık olarak kabul etmez. Maskeli depresyon, somatizasyon, psikojen ağrı gibi durumların içinde görürler.

Ama son yıllarda yapılan klinik ve temel bilim araştırmaları fibromyaljinin ayrı bir hastalık olduğunu göstermiş, nöropsikolojik, nörofizyolojik mekanizmalarını ortaya koymuş ve hastalığın bir sentral duyarlılık artış sendromu (SDAS) olarak sınıflanması gerektiğini göstermiştir.

Gerçekten de şu an için fibromyaljinin bir nöroduysal bir hastalık olarak değerlendirilmesi gerektiği ve santral sinir sisteminin ağrı işleme yollarında bir bozukluk sonucu ortaya çıktığı artık daha güçlü bir şekilde kabul edilmektedir. Hatta fibromiyaljinin bir tür nöropatik ağrı olduğunu ileri süren bilim adamları vardır. Fibromiyaljinin oluşma mekanizmaları daha iyi anlaşıldıkça tedavisinde farklı farmakolojik yaklaşımlar da olabilecektir.

Fibromyalji aslında yalnızca ağrılı bir hastalık değildir, pek çok hastalıkla içiçe geçerek çözümsüz bir yumağa dönüşür.

Birlikte görüldüğü hastalıklar; diğer aşırı sentral duyarlılık hastalıkları (kronik yorgunluk hastalığı, huzursuz barsak sendromu, kronik pelvik ağrı sendromu, primer dismenore, temporomandibüler eklem ağrısı, gerilim tipi baş ağrısı, postravmatik stress bozukluğu, çoklu kimyasal duyarlılık, periyodik bacak hareketi, huzursuz bacaklar sendromu, intersitiyel sistitis), diğer bölgesel ağrı sendromları ve ruh, moral ve anksiyete bozukluklarıdır.

Bu şekilde fibromyalji pek çok branşı ilgilendiren bir hastalık haline dönüşmüş olur. Hasta, bir fizik tedavi uzmanı, nörolog veya romatologa gittiğinde fibromyalji tanısı alırken, gastroenterologa gittiğinde irritabl kolon sendromu, ürologa gittiğinde sistit, diş hekimine gittiğinde temporomandibüler eklem disfonksiyonu, psikiyatri hekiminde depresyon gibi tanılar alır.

Eğer etkin bir tedavi almadıysa hasta kendinde gördüğü her semptom için ayrı ayrı doktorlara giderek bir hastalık kolleksiyoneri haline gelebilir. Bende şu hastalıklar var diye saymaya başladığında nerdeyse sonu gelmez. Aslında kişinin tek bir hastalığı olabilir: fibromyalji.
 
hastane.com.
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
B12
« Yanıtla #5 : 27 Mart 2011, 02:46:39 »
B12 VİTAMİNİ

Vitaminden yoksun bir hayat hayatımızda bir şeylerin yolunda gitmemesi demektir. Bu sebeple vitaminler vücudumuzda meydana gelen olayları düzenleyici role sahiptirler. Vücudumuz için olmazsa olmazlardandır. B12 vitamini ( KOBALAMİN) vücudumuza birçok öneme sahip vitaminlerden olup hayvansal ürünlerde bulunup bitkisel besinlerde bulunmamaktadır. Bu sebeple eksikliğine vejetaryenlerde daha fazla rastlanmaktadır.
 
Makalemizde tepeden tırnağa kadar hayati öneme sahip olan B12 vitaminin vücudumuzdaki yararlarını sizler için araştırdık. Faydalı olması temennisi ile.
 
YARARLARI

 B12 vitaminin yararları aşağıda sıralandığı gibidir.
 Bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücudumuza direnç verir.
 Direncimiz kırıldığı zaman meydana gelen uçuk, aft gibi rahatsızlıklara yakalanmamızı azaltır.
 Alyuvarların( kırmızı kan hücreleri) çoğalmasını sağlayarak dokulara daha fazla oksijen taşınmasını sağlar.
 Kansızlığı giderir.
 Sinir sistemi bozukluklarını giderir. Sinir hasarlarını tedavi eder.
 Folik asit ile birlikte kalp ve damar hastalıklarını önleyici etkiye sahiptir.
 İnsanların büyüme ve gelişmesinde önemli rol oynar.
 Depresyonu önler.
 Kulak çınlamasına engel olur, tedavi eder.
 Cinsel hayata olumlu etkisi vardır. Düşük sperm sayısı ve hareketleri ile ilgili problemler B12 vitamin ile giderilir.
 Sigara dumanı ve diğer zehirlilere karşı savaşır.
 Hafıza kuvveti ve öğrenme gibi becerileri artırır.
 Gevşetme özelliğinden insana rahat bir uyku imkânı sunar.
 El ve ayaklarda uyuşmanız varsa B12 vitaminine ağırlık vermelisiniz.
 Çocukların zekâ düzeylerinin gelişmesini sağlar.
 Çocuklarda B12 vitamini eksikliği aynı zamanda konuşma ve yürüme gibi davranışların daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.
 
Bütün bu yukarıda sayılan faydalarından dolayı özellikle karaciğer, böbrek, sığır eti, yumurta, süt, peynir ve balık B12 vitamini içeren besinleri tüketmeye dikkat edelim.

sagliksiz.net
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Neden Kaz Tüyü?
« Yanıtla #6 : 13 Mart 2012, 15:21:51 »

Kaz tüyü dünyanın en iyi doğal yalıtım malzemelerindendir. Yumuşaklık ve esneklik özelliğine sahip olan kaz tüyü, Maya Tekstil üretim tesislerinde yüksek teknolojiyle işlenerek yastık ve yorgan üretiminde kullanılır.

Kaz tüyü, oldukça hafif olmasına rağmen son derece iyi ısı yalıtımı sağlar. Yorganınızın hafifliği kaliteli bir uyku uyumanıza yardımcı olur. Sağlıklı ve rahat bir uyku için kaz tüyü idealdir. Doğal yapısından dolayı sıcaklık değişimlerine karşı vücudu korur, nemi ayarlar ve uyku için uygun bir atmosfer oluşturur.

Gece vücudun terini emer ve gündüz bu nemi havaya geri püskürtür. Uyku ortamının sıcaklığına uygun seçilmiş kaz tüyü ürünler, hava geçirgenliği sayesinde terlemeye sebep olmaz.

Bakteri barındırmadığı için koku yapmaz, hijyeniktir. Kaz tüyü bütün doğal ürünler gibi alerjik reaksiyona sebep olmamaktadır. Ancak ileri derecede alerjik olan bünyelerin reaksiyon gösterebilir.

Kaz tüyü yorgan seçimi, uyku ortamının sıcaklığı ve kişisel sıcaklık hassasiyetine göre yapılmalıdır. Uyku ortamı sıcak olan yerlerde gramajı ve/veya gıdık oranı düşük yorganlar tercih edilebilir.

Kaz tüyü yastık seçimi, uyku pozisyonlarına uygun olarak yapılmalıdır. Yüksek yastık ve sırt üstü yatmayı sevenler, iç gramajı daha fazla olan yastıkları tercih etmelidirler

pnlp.com
〰〰〰〰🐠