Gönderen Konu: Bahar yorgunluğu nasıl yok edilir?  (Okunma sayısı 12302 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Nakkaş

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 250
Bahar yorgunluğu nasıl yok edilir?
« : 10 Mart 2008, 14:02:14 »

Kışın soğuk günleri yavaş yavaş yerini baharın ılıklığına bırakırken, birçok kişide görülen halsizlik, yorgunluk gibi şikayetler kronikleşebiliyor. Yaşam tarzı, giyim kuşam ve beslenmeye dikkatle bu aşılabiliyor.
             
Bahar mevsimi ile birlikte havadaki artan elektrik yükü, yorgunluk, halsizlik ve gerginliğe sebep oluyor. Havadaki elektrik yüklerinden pozitif olanları, vücutta zindelik, negatif olanlar ise yorgunluğa yol açıyor.

Elektrik yükünün şehirlerde daha fazla olduğunu belirten uzmanlar, taşıtların havayı kirletmesi, sanayi atıkları gibi etkenlerin elektrik yükünü artırdığını ifade ediyor. Uzmanlar, bahar yorgunluğunun önlem alınmazsa kronik yorgunluk sendromuna dönüşebileceği uyarısında bulunuyor.

Kayseri Erciyes Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erkan, bahar aylarında hava sıcaklıklarına bağlı olarak metabolizmada oluşan değişikliklerin insan vücudunun bu elektrik yükünden etkilenmesini artırarak bahar yorgunluğuna sebep olduğunu açıkladı.

Bahar yorgunluğunun insanlarda bitkinlik etkisi oluşturacağını belirten Erkan, "Kimsenin kolunu kaldırmaya hali kalmaz. Baharın gelmesi adeta dört gözle beklenir, ancak ısınan hava insanların içerisindeki yorgunluğu da dışarıya yansıtmasına sebep olur." dedi.

Elektrik yükünün yoğunluğunun, bahar mevsiminde sinir gerginliğini ve stresi de tırmandırdığını anlatan Erkan, alışılmış olan uyku ritimlerinde ani değişiklikler yapılmaması ve yatış kalkış saatlerinin birdenbire değiştirilmemesi gerektiğini vurguladı.

Baharda yaşam tarzı, giyim kuşam ve beslenmeye dikkat edilmesini isteyen Erkan, bahar mevsiminde sebze ve meyvelerin yanı sıra bol sulu gıdaların tüketilmesinde fayda olduğunu dile getirdi. Vücudun özellikle B ve C vitaminleri ile potasyuma ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Erkan, şunları önerdi:

"B ve C vitaminleri sebze ve meyvelerde, potasyum ise domates ve kayısıda bol miktarda bulunur. Bu dönemde bu gıdaların bolca tüketilmesi gerekir. Bunun yanı sıra günlük ortalama 3 litre su tüketilmeli, her sabah en az beş dakika yürünmeli. Alkol ve sigara kullanılıyorsa mümkün olduğunca azaltılmalıdır."


Musa Özyürek
zaman
 


Çevrimiçi Miftahulkuluub

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1959
    • http://www.sadakat.net
Ynt: Bahar yorgunluğu nasıl yok edilir?
« Yanıtla #1 : 10 Mart 2008, 14:49:46 »
Hakikatende bende de bir halsizlik hissediliyor. Bir cumartesi sabahı 10 da kalkmama rağmen öğlen 2, 3 civarında 10 ton yük taşımız gibi uyuyasım geliyor.
İncemeseleler    Sadakat.Net    İns SadakatForum  Sevadı Azam


" Derviş isen kardeş takvaya çalış.."

ABI HAYAT

  • Ziyaretçi
Ynt: Bahar yorgunluğu nasıl yok edilir?
« Yanıtla #2 : 10 Mart 2008, 23:46:20 »
Hakikatende bende de bir halsizlik hissediliyor. Bir cumartesi sabahı 10 da kalkmama rağmen öğlen 2, 3 civarında 10 ton yük taşımız gibi uyuyasım geliyor.

Peygamberimizin sünnetini işleyeceksiniz öğle namazından sonra 30 dakıka ıstırıhat :hihi

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Bahar yorgunluğuna dikkat
« Yanıtla #3 : 30 Mart 2008, 22:32:23 »
ERZURUM (İHA)

Kış aylarının karlı, yağmurlu, soğuk günlerinin geride kalması, bahar aylarının ılık ve güneşli günlerinin gelmesi, birtakım rahatsızlıkları da beraberinde getirebiliyor.

Türkiye Hastanesi uzmanlarından Dr. Arzu Saliha Muti, güneşin daha dik gelmesiyle ısınan denizlerden suyun fazla buharlaşması ve oluşan nem artışının havadaki elektrik yükünü artırdığını ifade ederek, "Negatif yüklü iyonlar yorgunluğa neden olurken, pozitif yüklü iyonlar kendimizi zinde hissettiriyor" dedi.

Dr. Muti, baharla birlikte gelen nem artışı ile vücutta oluşan tepkileri şöyle sıraladı: "Burun-boğaz-orta kulak yollarında ödeme neden olarak akciğerlere giden oksijen miktarını azaltır. Nefes darlığı oluşur. Vücut oksijen azalmasının etkilerini çeşitli bölgelerdeki kan damarlarını büzerek hafifletir. Mideye giden kan damarlarının büzülmesi ile gastrit atakları artar. Tiroid glandına damarların giden damarların büzülmesi ile tiroid hormon salgısı azalır. Cilt damarlarının daralması ile ciltte kuruma, dökülme, saç dökülmesi gözlenir. Tüm damarlarda genel oksijen azalması ile halsizlik, yorgunluk artar. Baş dönmesi ve dengesizlik gözlenir.
Büyük şehirlerdeki hava kirliliği, sanayi atıkları ve trafik yoğunluğu da eklenirse bahar yorgunluğu belirtileri daha yoğunlaşır."

Saliha Muti, üç tip yorgunluğun olduğunu belirterek bunların bahar yorgunluğu, kronik yorgunluk ve mutsuzluk yorgunluğu olduğunu kaydetti. Muti, "Bahar yorgunluğu baharın başlaması ile oluşur. Kronik yorgunluk, altı aydan fazla süren, tedavisi güç olan, endokrin, nörolojik, psikolojik sebepli olan durumdur. Mutsuzluk yorgunluğu ise kişilerin çevrelerinde gelişen olaylara paralel oluşur. Bahar yorgunluğu diyebilmek için hekimin hastayı muayene edip diğer hastalıkların olup olmadığını belirlemesi gerekir" diye konuştu.

Muti, bu hastalıklara karşı alınacak önlemleri ise şöyle belirtti: "Varsa altta yatan hastalığı belirlemek ve tedavi etmek gerekir. Beslenme alışkanlıklarınızı düzenleyin, düzenli sıvı tüketin. Kızartmalar alınmamalıdır. Haşlanmış, ızgara yapılmış ürünler tercih edilmelidir. Taze meyve ve sebze tüketilmelidir. Kafein, demli çay, sigara azaltılmalıdır. Cips, şekerlemeler, hamur işleri azaltılmalıdır. Beyaz rafine edilmiş tahıl yerine tam buğdaylı, çavdarlı, yulaflı ve kepekli rafine edilmiş tahıl tercih edilmelidir. Her sabah veya her akşam ılık duş alınmalıdır. Pro veya prebiyotikli yiyecekler tüketilmelidir."

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Çevrimdışı faanii

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 104
  • Dinin kökü rabıta'dır!
Havadaki nem "bahar" yorgunluğa neden oluyor.
« Yanıtla #4 : 02 Nisan 2008, 12:09:35 »
 Havadaki nem yorgunluğa neden oluyor!!
 
Bahar aylarında, nem ve buharlaşmayla birlikte havadaki elektrik yükünün ve negatif iyonların arttığı, bunun da, “Bahar yorgunluğu” olarak adlandırılan bazı rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olduğu bildirildi.

Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi (YİH) İç Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Sedat Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bahar yorgunluğu” olarak bilinen durumun havadaki nem ve iyon dengesinin değişmesiyle ortaya çıktığını söyledi.

Baharın gelmesiyle birlikte güneşin daha etkin olmaya başladığını, bunun da havadaki nem miktarını artırdığını anlatan Demir, bu durumun ise havadaki elektrik yükünün değişmesi anlamına geldiğini belirterek, “Elektrik yükündeki değişim sadece insanları değil doğadaki tüm varlıkları etkiliyor” dedi.

Demir, havada pozitif ve negatif olmak üzere iki türlü iyon bulunduğunu dile getirerek, “Havadaki pozitif iyonlar arttıkça insanlar kendilerini daha zinde ve mutlu hissediyorlar. Negatiflerin artması ise bahar yorgunluğu denilen belirtilerin ortaya çıkmasına neden oluyor” diye konuştu.

“ŞEHİRLİLER, DAHA YOĞUN HİSSEDİYOR”

Havadaki basınç değişikliklerinin de bahar yorgunluğunu tetiklediğini ifade eden Demir, şunları söyledi:

“Şehirler ve kırsal alanlar arasında bu anlamda fark var. Şehirlerde hava kirliliğinin yoğun olması, taşıtların egzozları ve sanayi atıkları, havadaki negatif iyon yükünün artmasına neden oluyor. Bu nedenle şehirlerde yaşayan insanlar bahar yorgunluğunu daha yoğun hissediyorlar. Kırsal kesimlerde yaşayanlarda bunun etkileri daha hafif şekilde görülüyor.”

Doç. Dr. Demir, bahar aylarında havadaki nem ve iyon değişikliklerinin solunum yollarında ödeme, dolayısıyla akciğerlere giden oksijen miktarında ciddi azalmaya neden olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Bunun sonucunda organizma kendini koruyabilmek, beyin gibi hayati organlara giden oksijeni artırabilmek için diğer organlara giden kan miktarını azaltıyor. Yani diğer organlara giden damarlarda büzülmeye yol açarak, onlara giden kanı azaltıyor. Bunun sonucunda metabolizmayı düzenleyen en önemli hormonların salgılandığı tiroit dokusuna giden kan azalıyor, hormon salgılanımı azalıyor. Cilt damarlarında daralma meydana geliyor, bunun sonucunda da cilt kuruluğu, saçlarda dökülme oluyor. Kalp damarlarındaki daralma da özellikle yüksek tansiyon hastalarında ani tansiyon yükselmelerine ve hatta kalp krizlerine kadar giden rahatsızlara yol açıyor. Oksijenlenme azlığı, aşırı halsizlik ve yorgunluk, isteksizlik, baş dönmeleri, dengesizlikler, genel yorgunluk hali, kişinin sabahları uykudan kalkmakta zorlanması, yaygın kas ağrıları, hazımsızlık, aşırı sinirlilik hali ve cinsel isteksizliğe neden oluyor. Bu belirtilerin tümü de bahar yorgunluğu olarak adlandırılıyor.”
« Son Düzenleme: 25 Mart 2010, 16:58:37 Gönderen: Tuğra »
Biz evlatlarımızdan iki şey bekleriz.SADAKAT ve AZİM. 

Çevrimdışı devran

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 282
Bahar yorgunluğu için ne yapmalıyız?
« Yanıtla #5 : 25 Mart 2009, 17:35:16 »
İki kişiden biri bahar yorgunu. Dr. Ahmet Karaçam bu dertten mustarip olanları kurtaracak tüyolar verdi.Nem düzeyindeki artış, insan vücudunda birçok etki yaratır. Solunum yollarında ödem oluşmasına, akciğere giden oksijen miktarının azalmasına neden olur, terleme fonksiyonun bozulması sonucu vücut toksinlerini atamaz, vücudun nem dengesi bozulur.

Tepki olarak, oksijen miktarındaki azalmanın olumsuz etkilerinden kurtulmak için genel olarak damar sisteminde spazm (büzülme)olur. Büzülmenin sonucunda baş dönmesi, denge kaybı, halsizlik ve yorgunluk, hipertansiyon, kalp sıkışması, nefes darlığı, hareket ile sıkıntı hissinde artış, mide şikayetleri, ciltte kuruma dökülme ve saç dökülmesi gibi sıkıntılar yaşanır.

EN iYi iLAÇ TATiLDiR

Uyku ritmine dikkat etmeli, iyi bir uyku için, yatmadan önce ılık bir duş alın. l Hoşunuza giden konuları düşünün veya sizi mutlu edecek programlar izleyin.

Bahar yorgunluğunun en iyi ilacı tatildir! Birkaç günlüğüne kent dışına kaçmayı deneyin.

AZ VE SIK YİYİN

Sabahları aç karnına 30-40 dakika basit egzersiz yapın.

Her sabah kahvaltı yapın.

Az ve sık yemek yiyin.

Karbonhidrat içeren tahıllar yerine, tam buğdaylı, çavdarlı, yulaflı ve kepekli rafine edilmemiş tahılları tercih edin. Yorgunluğu azaltmış olursunuz.

Kızarmış, kavrulmuş etler yerine, haşlanmış, fırınlanmış veya ızgarada pişmiş et ya da balık yiyin.

Yemeklerde; haftada 1-2 kez yağsız kırmızı et, 2-3 kez beyaz et, 1-2 kez kuru baklagil ve her gün 1-2 kase yoğurt ve 1-2 dilim tahıllı ekmek tüketin.

Ara öğünleri kesinlikle atlamayın.

Günde 3 litre su için.

Mevsiminde bulunan meyve ve sebzelerin bütün çeşitlerinden tüketin, özellikle B ve C vitaminleri ile potasyum, magnezyumdan zengin beslenmeye özen gösterin.

Koyu demlenmiş çaylar yerine, bitki çayları tercih edilmeli.

bugün gazetesinden alıntı
Gün Olur devran döner.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Bahar yorgunluğundan kurtulmanın reçeteleri
« Yanıtla #6 : 18 Nisan 2009, 04:19:17 »
Soğuk günler yavaş yavaş yerini baharın neşesine, ılıklığına bırakırken birçok kişide halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği gibi ortak şikâyetler ortaya çıkar.

Bu yakınmaların nedeni bahar yorgunluğudur. Bahar yorgunluğu, önlem alınmazsa kronik yorgunluk sendromuna da dönüşebilir. Yeterli miktarda besin, vitamin ve minerallerin alınmayışı, hareketsiz yaşam, tiroit ve böbrek üstü bezinin çalışmasındaki düzensizlikler, hipertansiyon, kansızlık, kalp, böbrek ve karaciğer hastalıkları, alerjik durumlar, kan şekerinin düşme atakları, kirli, gürültülü, stresli ve depresif iş ortamı, fazla miktarda kafein, sigara, alkol ve madde tüketimi bahar yorgunluğuna yol açan faktörlerdir.

BAHAR YORGUNLUĞUNUN BELİRTİLERİ

Bahar yorgunluğu, isteksizlik, bitkinlik, yataktan kalkmada zorluk gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler bazı psikiyatrik sorunları maskeleyebilir. Yorgunluk uzuyor, kişinin gündelik işlevlerini bozuyor ya da işyerindeki performansını engelliyorsa bu durumu bahar yorgunluğu diye geçiştirmemek gerekir. Aksi takdirde tedavisi gecikebilecek bazı organik ve psikiyatrik durumlar ihmal edilmiş olabilir. Onun için bahar yorgunluğu teşhisi konulmadan önce diğer nedenlerin araştırılması gerekiyor. Bahar yorgunluğunun etkilerinden kurtulamaz, eğer yakınmalar süreklilik kazanır ve kendinizi her zaman halsiz ve bitkin hissederseniz, kronik yorgunluk ile karşı karşıyasınız demektir.

***

Bu tavsiyelere uyun bahar dönemini sağlıklı geçirin

Bahar yorgunluğuna karşı en iyi ilaç tatildir. Birkaç günlüğüne de olsa kent dışına kaçın.

Her sabah 15 dakika aç karna egzersiz yapın. Ama vücudunuzu aşırı yormaktan kaçının. Egzersiz yapacağınız odayı ciğerlerinize bol oksijen girmesi için bir süre havalandırın.

Beslenmenizde her besin grubundan yeterli miktarda tüketmeyi ihmal etmeyin.

Et, yumurta ve kuru baklagiller: Kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek, soya fasulyesi gibi kuru baklagiller yüksek oranda protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum ve B grubu vitaminleri içerir. Kuru baklagiller doygunluk hissi vermeleri ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayan posa yönünden (lif) oldukça zengindir. Ayrıca son yapılan çalışmalarda, kuru baklagillerin birçok hastalıktan koruyucu çeşitli bitki kimyasallarını içerdiği ortaya çıkarıldı. Yetişkin ve çocukların, bu besin grubundan günde 2-3 porsiyon tüketmeleri öneriliyor. 1 porsiyon 2-3 adet (90 gr) kadar et, tavuk ya da balık, 2 adet yumurta, 1 tabak kuru baklagiller yemeğine eşittir.

Süt ve süt ürünleri: Bu besin grubundan yetişkin ve sağlıklı bireylerin günde en az 2 porsiyon; çocuk, genç, gebe ve emzikli kadınların ise günde 3-4 porsiyon tüketmeleri gerekir. Sağlıklı beslenmek için süt ve süt ürünlerinin yarım yağlı olacak şekilde tercih edilmesi önerilir. Ayrıca yoğurdun suyu dökülmemelidir.

Sebze ve meyveler: Her türlü sebze ve meyvenin yer aldığı bu grup, özellikle A ve C vitamini, antioksidanlar ve diyet lifi açısından önemli. Taze sebze ve meyvelerin çoğunda kanser ve kalp hastalıkları ile savaşmamızı sağlayan antioksidan olan vitaminlerden beta-karoten, C ve E vitaminleri bulunur. Bu besin grubundan günlük en az 5 porsiyon tüketilmeli. Sebze ve meyveler mevsimine uygun tüketilmeli. Posa ihtiyacımızı karşılamak için kabukları ile tüketilen meyveleri soymadan yemeli. Hazır meyve suları yerine taze sıkılmış meyve suları tercih edilmeli.

Tahıllar: Buğday, pirinç, mısır ve bunlardan yapılan ekmek, makarna, bulgur, şehriye gibi besinler önemli enerji kaynakları. Tahıl ürünleri tam tahıl ürünleri olarak günde 6-11 porsiyon tüketilmeli. Bunların yanı sıra ekmek ve tahıl grubuna giren hamur işleri çok fazla şeker, yağ, un içerdiğinden ve kalorileri yüksek olduğundan dikkatli tüketilmeli.

Baharda vitamin ve mineral ihtiyacı artar. Özellikle B ve C vitaminleri, çinko ve potasyum alın.

Yorgunluğu ortadan kaldırmak için beslenmede en etkili vitamin, C vitaminidir. Sebze ve meyveler C vitamini açısından zengin. Bu nedenle taze ve sebze meyve tüketimini artırın.

Vücuttaki toksinleri atmak için mutlaka günde 2-3 litre su için. Sıcaklığın artması ile birlikte vücuttan ter ile öncelikle sıvı, potasyum ve sodyum gibi birçok mineral kayıpları olur. Su vücudumuzda, cildin nem ve elastikiyetinin düzenlenmesinde metabolik olaylarda, vücut ısısının dengelenmesinde, vücuttan zararlı maddelerin uzaklaştırılmasında, selülitin önlenmesi gibi birçok hayati vücut işlevlerinde görev alır. Vücutta fazla su kaybı sonucunda bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri baş gösterir. Özellikle terleme ile artan sıvı kaybını karşılamak amacıyla günde 2,5-3 lt su içilmeli. Su, mevcut birçok içecek arasında en iyi seçimdir. Bununla birlikte terleme ile birlikte kaybedilen elektrolitlerin yerine gelmesi açısından ayran ikinci tercih olabilir. Taze sıkılmış meyve suları da (bekletilmeden içildiği takdirde) vitamin içeriği ve antioksidan (vücudun bağışıklık sistemini destekleyici) özelliklerinden dolayı tüketilebilir. Çay, kahve gibi içecekler ise bir parça sıvı ihtiyacını karşılasalar bile uzun vadede diüretik (sıvı attırıcı) etki gösterirler.

Uyku ritmine dikkat edin. Rahat bir uyku için yatağa girmeden önce günlük bütün stres nedenlerinizi aklınızdan uzaklaştırın. Hoşunuza giden konuları düşünün.

Çalışma ve dinlenme periyotlarını iyi ayarlayın. Kısa ve sık dinlenme aralıkları yorgunluğu önler. Çalışırken vücut mekaniklerini doğru kullanarak kas ağrılarını engelleyin. Çalışma ortamını iyi havalandırın. Çok sıcak-çok soğuk ortamlar vücudumuzda stres oluşturur.

Yorgunluğu gidermek için içilen kahve ve çay, uyarıcı etkisi sebebiyle başlangıçta enerjiyi artırıyor gibi görünse de aslında yorgunluğu maskeler. Bu nedenle çay-kahve tüketimini sınırlandırmakta fayda var. Ekinezya, ginkgo, kuarsetin yararlı iken garlik, ginseng, comfrey ve selenyum zararlı olabilir.

Bol bol prebiyotik süt ve yoğurt yiyin. Düzenli olarak tüketilirse içindeki yararlı bakteriler sayesinde vücudun mikroplara karşı direnci artar ve bağışıklık sistemi güçlenir.

***

Bahar yorgunluğuna yol açan faktörler

Yeterli miktarda besin, vitamin ve minerallerin alınmayışı.

Hareketsiz yaşam tarzı.

Tiroit ve böbrek üstü bezinin çalışmasındaki düzensizlikler.

Çeşitli enfeksiyon hastalıkları (EBV, HHV-6, koksakivirüs, mycoplazma).

Hipertansiyon.

Kansızlık.

Kalp, böbrek, karaciğer hastalıkları

Alerjik durumlar.

Kan şekerinin düşme atakları.

Kirli, gürültülü ve stresli iş ortamı.

Fibromyalji varlığı.

Fazla miktarda kafein, sigara, alkol ve madde tüketimi.

***

Yorgunluğu en çok kimler hisseder?

Tansiyonu, kalp hastalığı, alerjisi, nezlesi olanlar.

Sık ağrı kesici alanlar.

Kan şekeri problemi olanlar.

Beslenme alışkanlığı bozukluğu olanlar.

Yeteri kadar besin, vitamin ve mineral almayanlar.

Tiroit bezi düzensiz çalışanlar.

Bir enfeksiyon hastalığı olanlar.

Gürültülü, fazla sıcak ya da soğuk ortamlarda çalışanlar.

Stresli iş yaşamı olanlar, kirli havaya maruz kalanlar.

Sigara, alkol ve madde kullananlar.

Prof.Dr.Yavuz Baykal (Memorıal Hastanesi)

Çevrimdışı devran

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 282
Bahar aylarında vücudunuzda şişlik mi oluyor?
« Yanıtla #7 : 20 Nisan 2009, 13:52:55 »
Bahar aylarında vücudunuzda şişlik mi oluyor?

Uz. Dr. Murat Görgülü, yaz aylarına girerken vücutta su ve tuz tutulumunun artabileceğine dikkat çekerek, ödemi azaltmanın yolları hakkında bilgi verdi.

   Kronik Hastalığı Olanlar Özellikle Dikkat Etmeli

İnsan bedeninde damar içerisinde dolaşan sıvıların damar dışına çıkması ve doku araları ile cilt altında birikmesi sonucunda ödem durumu gelişir. Alınan su ve tuz miktarı vücutta şişme ve ödem gelişiminde çok önemlidir. Gözle görülür bir ödem yani vücutta su toplaması olduğunda 3 litre kadar fazla sıvı vücutta birikmiş demektir. Ödemin oluşumunda böbrekten su ve tuz tutulumu önem taşır.
İnsan vücudunda sıvı birikimi, bölgesel ya da tüm vücudu içerecek şekilde genel olabilir, bunların nedenleri farklıdır. Ödemin bölgesel dağılımı, nedeni hakkında önemli fikirler verir.

Ödemler Pek Çok Hastalığın Belirtisi Olabilir
 İnsan vücudunda belli bir bölge ya da organ ile sınırlıdır. Örneğin tek bacak, tek kol, iki bacak, göz, dudak gibi, tek kol ve tek bacak ödemlerinde o bölgede lenf akımının aksaması önemlidir. Tıkayıcı bir kitle, enfeksiyon ya da damar tıkanıklığı buna yol açabilir. Her iki bacak şişmesi aşırı varisler, kalp yetersizliği, lenfatik tıkanıklık, sürekli oturma ve hareketsizliğe bağlı olabilir. Yüz, dudak ve gözde oluşan ödemlerin de en sık nedeni, allerjik reaksiyonlar ya da kanda protein düşüklüğü olabilir. Kalp ve karaciğer gibi organ yetersizliklerinde de karın zar ve akciğer zarında sıvı birikimi olur; ayrıca bazı kanserlerin yayılması sonucunda karın ve akciğer zarlarında sıvı birikimi sıkça gözlenir.
Ödemin süresi yaygınlığı ve kişide ek bir rahatsızlık olup olmaması tanıda ve tedavide büyük önem taşır.

1 Gram Tuz 200 ml. Sıvı Birikmesine Neden Olur

İnsan vücudunun büyük bir bölümünü içine alan ya da tüm vücudu kaplayan yumuşak doku şişmesine yol açan, sıvı birikimleridir. Her iki bacakta oluşan ödem uzun süre ayakta kalmaya bağlı olabilir. Bunda fazla tuz tüketimi çok önemlidir, fazladan alınan 1 gr tuz vücutta 200 ml sıvı birikmesine yol açar. Kalp yetersizliğinde de her iki ayakta şişme erken bir bulgudur. Kalp yetersizliğinde akciğerlerde de sıvı birikerek nefes darlığına yol açabilir.
Sabah kalktığımızda oluşan göz çevresi şişmesinde özellikle böbrek hastalıkları ve azalmış tuz atılımı düşünülmelidir. Böbrek rahatsızlığı dışında ileri derecede karaciğer yetersizliği de bu tip ödeme neden olabilir. Özellikle protein kaybına yol açan “nefrotik sendrom”da tüm yüz ve vücutta şişme olabilir.
Ayrıca tüm vücutta şişmeye yol açan en önemli nedenlerden biri de alınan besinlerdeki tuz ve kimyasal madde miktarıdır. Normalde alınması gereken tuz miktarı, yaşa ve aktiviteye göre değişir ancak daha öncede söylediğimiz gibi aşırı tuzlu besinlerin tüketilmesi ile yeterli miktarda tuz böbreklerden atılamazsa vücutta sıvı birikmeye başlar. Öncelikle ayak bileği, göz çevresi gibi yumuşak doku bölgeleri şişmeye başlar. Hazır soslar, yapay tatlandırıcılar, bazı baharatlar, alkollü içecekler, bol kafeinli içecekler vücutta ödem oluşumunu artırır. Birçok ağrı kesici ilaç ve romatizma ilacı da vücutta su ve tuz tutarak ödeme yol açar. Birçok hormon ilacı, özellikle de kortizonlu ilaçlar vücutta aşırı su ve tuz tutulumuna neden olur.
Aşırı hareketsizlikte lenf dolaşımını ve toplardamar dolaşımını azaltacağı için özellikle kollarda ve bacakta şişme yapar. Hep aynı pozisyonda kalan yaşlılarda yerçekiminin etkisi ile sıvı altta kalan bölümlerde toplanır, bu yalancı bir ödem görüntüsü verebilir.

Beslenme ve Hareketler Önemli

Başlıca tedavi ödeme neden olan durumun ortadan kaldırılmasıdır. Örneğin fazla tuz alımının engellenmesi, alkol alınmaması, hazır besin ve soslardan uzak durulması, sigara ve kafeinli içeceklerin azaltılması en önemli hususlardır. Alınan ağrı kesici ve romatizma ilaçlarının dozu ayarlanmalıdır. Eğer kişide hareket eksikliği ve aşırı durağanlık var ise mobilizasyon, lenf ve kan dolaşımını artıracağı için ödemin azalmasına yardımcı olur.
Eğer kişide vücutta sıvı birikimine yol açan herhangi bir hastalık öncelikle bu hastalığın tespit edilmesi ve buna yönelik tedavi yapılması temel prensiptir.

Kalp yetersizliği olan hastada tansiyon ve kalp atımının düzenlenmesi ve idrar söktürücü tedavi yapılması birinci derecede önemlidir. Hastanın idrarının artması ile ödem azalmaya başlar ancak bu ilaçların yan etkileri çok dikkatli olarak takip edilmelidir, fazla idrar söktürücü kulanımı aşırı tuz ve su kaybına yol açabilir, bu da halsizlik, tansiyon düşmesi ve kalp ritm bozukluğu gibi durumlara yol açabilir.
Böbreklerden protein kaybı olan ya da böbrek yetersizliği gelişmiş olan hastalarda proteinin tamamlanması diyetin ayarlanması, alınan tuz miktarını azaltılması çok önemlidir.
Karaciğer yetersizliğine bağlı ödemlerde de eksik proteinin tamamlanması ve idrar söktürücü tedavi uygulanması temel prensiptir.
Göz çevresi, ayak bilekleri, eller ya da vücudun herhangi bir yerinde şişme ve sıvı birikimi fark edildiğinde fazla zaman yitirmeden bir doktora danışmak çok önemlidir.

haberturk
Gün Olur devran döner.

Çevrimdışı devran

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 282
Bahar yorgunluğuna Sıradışı çözüm
« Yanıtla #8 : 22 Nisan 2009, 09:51:35 »

Türkiye’nin ilk ve tek sıra dışı haber aktüalite programı izleyicisine, aynaya tersinden baktırıyor. Madalyonların ikiyüzlülüğüne değil gerçeğe parmak basıyor.

Farklı sorular, başka yorumlar, gerçek açılımlar ve dahası. Gazeteci Turgay Güler’in kendine has bildik üslubuyla hazırlayıp ekrana taşıdığı Sıradışı hafta içi dört gün izleyicisiyle buluşuyor.

Turgay Güler'in bugünkü konuğu Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu. Prof. Saraçoğlu  Kronik bahar yorğunluğu, ebter tohumlar (suni tohumlar) kireçlenmenin çaresi, sezeryanla doğumun riskleri ile ilgili açıklamalar yapıyor.

Prof. Saraçoğlu, Safranbolu'nun kendine özgü yapasının diğer doğal güzellikleri olan bölgeler gibi yeterince korunmadığını belirterek çatısından yoldaki taşlara ve kapı tokmaklarına kadar kendine özgü Safranbolu evlerinin mutlaka korunması gerektiğini anlattı.  Saraçoğlu, Safranbolu'da her ailenin evinin kapısının sesinin diğer ev kapılarından ayrı olduğunu, komşuların kapı sesi ile kimin kapısının açıldığını anladığını söyledi.

Prof. Saraçoğlu, Safaranbolu'da doğal ortamda meyve sebze yetiştirmeye önem verilmesi gerektiğini Avrupa'da gübre ve ilaçlama yapılmadan üretilen meyve ve sebzenin iki üç misli fiyatlarla satıldığını belirterek Anadolu'da yetişen birçok meyveyi en organik şekilde üretilmesi sağlanarak Safranbolu'ya gelen turistlerin bu ürünleri satın almasıyla bölgeye ayrı bir gelir sağlanmasının mümkün olduğun savundu.

Prof. Saraçoğlu, kronik yorgunluk ve mevsim geçişlerindeki değişimlere karşı havuç ve incir kürü zorunludur. Kansızlığı önlemek için kuru inciri yarım litre suda kuru inciri kaynacaklar.  Kuru incir kansızlıkla birlikte hamile kalma rahatsızlığı olanlar için de kuru incir kürü mükemmel bir yardımcıdır.  Ancak benim anlattıklarım doğrultusunda insanlar kendi kendine teşhis koymasınlar. Teşhisi koyacak kişi hekimdir bu sakın unutulmasın.

Ebter tohumların önemli eksikleri var. Bu tohumlardaki eksiklikler yüzünden kansere yatkın bir vucut bu tohumların ürünlerinin kullanılmasıyla hastalıklara daha kolay yakalanmaya yol açıyor. Sağlıklı beslenmek için besinin sağlıklı olması lazım. Hastalıklara karşı vucudun dirençli olabilmesi için ebter tohumlu ürünlerden uzak durmamız gerekiyor.



Haber7.com
Gün Olur devran döner.

Çevrimdışı devran

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 282
Bahar yorgunluğu sizi eve hapsetmesin
« Yanıtla #9 : 27 Nisan 2009, 11:13:19 »
Bahar yorgunluğu sizi eve hapsetmesin

Sevgili okuyucular, bu hafta birçoğumuzun muzdarip olduğu bahar yorgunluğu ve peşinden gelen depresyondan bahsedeceğiz. Bahar yorgunluğu, sıklıkla bahar depresyonunun bir parçası olarak karşımıza çıkar.
Bahar depresyonu; bir duygu durum bozukluğu olup mevsimsel özellikler taşıyan bir depresyondur. Strese ve üzüntüye sebep olacak bir durum olmadığı halde, bazı mevsimlerde depresif durum görülebilir. Bahar yorgunluğu olarak başlayan, sonrasında ise bahar depresyonuna dönen ruh durumu, önemsenmesi gereken bir rahatsızlık olup tedavi edilmezse ciddi sonuçlara yol açabilir.
Bahar, gerek tabiatta ve gerekse de insanlarda adeta yeni bir uyanışı ve canlanmayı sembolize eder. Ama uyanmalar iki şekilde olur. Bazen yapamadıklarımızı hatırlayarak uyanır ve ihtiyacımız olanlara karşı yeni bir faaliyete başlamanın kaygısı olur. Bu durumda ruhumuzda ve gönlümüzde duygusal çatışmalar yaşarız.

NEDEN KADINLAR DAHA BÜYÜK RİSK ALTINDA?
Ayrıca baharda doğal olarak değişim, mevsime uyum süreci olur. Bünyemizin ihtiyaçlarını ve enerjisini kontrol etmenin getirdiği bir kaygı da yaşayabilir, böylece depresyon tetikleniyor olabilir.
Bahar aylarında insan metabolizmasında oluşan değişiklikler beraberinde yorgunluğu da getirir. Bahar yorgunluğu bir hastalık olarak tanımlanıyor ve tedbir alınması gerekiyor. Herkeste görülebilmekle birlikte bu durum, % 70 oranı ile hormonal sebeplerden dolayı daha çok kadınlarda görülür. Adet düzensizlikleri ve tiroid hormonlarındaki dalgalanmalarda buna yol açıp 15-55 yaş arası kadınlar bu açıdan en yüksek riski taşırlar.
Depresyon duyguları, düşünceleri, davranışları ve kısacası tüm bedeni etkileyen bir hastalıktır. Kişinin iştahından uykusuna, cinsel hayatından iş verimine kadar tüm hayat kalitesini etkiler. Bu durum geçici bir üzüntüden, isteksizlikten farklıdır. Belirtiler şiddetlenir ya da sık sık tekrar ederse hekime müracaat etmek gerekir.

BU AYLARDA NİÇİN YORULURUZ?
Bahar aylarında havadaki elektrik yükü artar. Pozitif iyonlar, insanı zinde hissettirirken, negatif iyonların artması halsizlik ve yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili olur. Yine bu aylarda neşeli ve enerjik olunmasını sağlayan hormonlar aktif. Ancak vitamin eksikliği, beslenme bozukluğu yorgunluk hissini artırır. Yazın ise bol güneş, depresyondan çıkışı kolaylaştıracak hormonlar salgılar.


KENDİMİZ NE TEDBİR ALABİLİRİZ?
Yatağa girdiğinizde deniz kenarını, kırları düşünün

Mevsimsel yorgunluğa yakalanmamak için şu tedbirleri alabiliriz:
* Çalışma ve dinlenme periyotlarınızı düzenli ayarlayın
* Bulunduğunuz ortamı iyi havalandırın
* Düzenli beslenin, bol meyve ve sebze tüketip, su için
* Sabahları erken kalkıp, mutlaka güzel kahvaltı edin.
* Rahat ve düzenli bir uyku için yatağa girmeden önce stres sebeplerini aklınızdan çıkarın.
* Başınızı yastığa koyduğu-nuzda hoşunuza giden şeyleri düşünmeli veya kendinizi deniz kenarında ufka baktığınızı hayal edin!
* Açık ve temiz havada bol yeşillikli alanlarla ve deniz kenarında yürüyüş yapın
* Alkol ve sigaradan kesinlikle uzak durun!
* Her şeye kafayı takmayın, iyi dostlar edinin, sabırlı ve tahammüllü olun
* Tabiatı ve hayvanları sevin, hayattan keyif alın
* Her gün ılık duş alın

PEKİ BU İLLETİN TEDAVİSİ YOK MU?
Mevsimsel depresyon gerek ilaçlarla gerekse ilaç dışı yöntemlerle tedavi edile-bilen bir hastalıktır. Belirtiler hafifse güneş ışığından özellikle sabah erken saatlerde günde yarım saat kadar istifade etmek mevsim geçişi dönemlerinde son derece koruyucu olabilmekte, depresyon belirtilerinde belirgin düzelme sağlanabilir. Kısa süreli psikoterapiler de faydalı olabilir.

TEHLİKELİ BELİRTİLER

Hayatımız zehir olur!

Depresyonun bütün şiddetini vücudunda hisseden insanlar, düşman olarak gördükleri hayata karşı yorgun düşer

Bahar yorgunluğunun belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
* Bitkinlik, neşesizlik, uyuşukluk, uykuya dalamamak ve uyanamamak gibi uyku düzeninde değişiklikler, sürekli sıkıntı hali, halsizlik, yorulma, isteksizlik, dikkat kaybı ve iştah en sık rastlanan belirtilerdir
* Kış depresyonunda içe kapanma daha sıkken baharda huzursuzluk ve agresif olma daha sık izlenir
* Başka hastalığı olanların şikayetler daha da artar
* Bunlar güneşin doğuşunu ve etrafı aydınlatmasını paradoks olarak istemez, adeta rahatsız olur, perdelerini çekip yatağında uyumayı tercih ederler
* Kişi hayattan ve bahardan zevk almaz, tembelleşir
* Boyun, sırt, kas, baş ağrıları ile el, ayak ve baldırlarda uyuşma, karıncalanma, kabızlık, bulantı gibi bedeni şikayetler de ortaya çıkabilir
* En tehlikelisi ise ölüm ve intihar fikirlerinin çıkması


OKUYUCUYA CEVAPLAR...

Yaşım 70, işim bitmiş demeyin!

Yaşım yetmiş, işim bitmiş demeyin,
Hastalıklı olup oy oy demeyin,
Şikayet değil, hikâyet edeyim.
Yerden ayağa kalkınca başım dönüyor,
Bedenim yere düşecek gibi oluyor,
İki-üç dakika devam ediyor,
Bu durumda dayanmak istiyorum,
Hareketsiz öylece bekliyorum.
Çocuk yaşta düştüm tepe üstü ağaçtan,
Boyun omurları deforme olmuş çarpmaktan,
Fizik tedavisi son yirmi yılda,
Onar saat dört ayrı yerde ve yılda...
Omurdaki baskı rastlarsa sinire,
Ya kulağım çınlar ya da kolum sızlar,
Tansiyonum çok kere normal olur,
Başım döndüğünde aşağı düşer.
Tavsiyeleriniz bizi memnun eder,
Bu fakir size dua eder...

09.04.2009 > T. Taceddin


CEVAP: Sayın Taceddin, hayata bağlılığınızı bu güzel şiirinizle nükteli olarak ortaya koymuşsunuz. Şiirinizde bahsettiğiniz konu, boyun kireçlenmesi. Güneşli havalarda başınızı koruyarak ense ve sırtınızı sabah ve öğleden sonra olmak üzere 30’ar dk. güneş banyosu yapınız. Günde 1 bardak yağsız süt içiniz. Hekiminizin vereceği ilaçları düzenli kullandığınızda ve bu neşeyle hiç bir şeyiniz kalmayacak.


Bir türlü kilo veremiyorum

> Fadile Anaç / İSTANBUL

* 65 yaşında, şeker, yüksek tansiyon, kolesterol hastasıyım. Boyum 1.60, kilom 85, insüline başladım, kilo veremiyorum.


CEVAP: Teyze, yüksek tansiyon ve şeker hastalığına bağlı felç, kör olmak, kalp krizi geçirmek, böbrek yetersizliğine girmek istemiyorsan çok ciddi perhiz yaparak, günlük hareketini artırmalı, fazla kilolarını atmalısın. Hekiminle sıkı irtibat halinde ol, ilaçlarını düzenli kullan. Ama hepsinden önemlisi beslenmeni dengele, bol yeşillik, sebze ve salata, balık ye. Kırmızı et, hamur işi ve tadı olan meyve de dahil her türlü gıdadan uzak dur, tuzu da sofrandan kaldır. Adeta gençleşeceksin!


17 yaşındayım her şeyi unutuyorum!

> Mustafa Akgül / İZMİR

* 1.74 boyunda 83 kiloda bir gencim. Unutkanlık ve baş dönmesi şikayetim var.


CEVAP: Sevgili kardeşim, öncelikle şu 10 kg. fazlalığımızı hamur işi ve tatlıyı bırakarak, mekik tarzı egzersiz ve günde en az 45 dk. yürüyüşle atalım. Şeker ve kolesterolümüzü ölçelim. Çünkü unutkanlığınızın sebebi kolesterol olabileceği gibi strese de bağlıdır. Baş dönmenizin sebebi, büyük ihtimalle motosiklet kazasındaki boyun omurlarının zedelenmesine bağlı. Kilolu kişilerde de oluyor. Değerlerin normal çıkarsa boynunu rahatlatıcı ilaçlardan çok fayda görürsün. Unutkanlık için zihnini fazla meşgul etme, stresi bırak!


Günlük olayları kafaya takmayın

> Kemal Esen / İSTANBUL

* 55 yaşındayım, epeydir midemden şikayetlerim var. Ne tavsiye edersiniz?


CEVAP: Sizde özellikle ilk ve sonbahar gibi mevsim dönüşümlerinde kendini gösteren Peptik Ülser dediğimiz hastalık mevcut. Bu hastalığın psikolojik faktörlerle yakın alakası vardır. Öncelikle her şeyi kafaya takmayın, rahat olun. Ayrıca sabahları aç karnına 1 tane proton pompası inhibitörü ilaçlardan birini, gece yatarken de uykuda bazal asit düzeyini azaltmak için H2 antagonisti ilaçlardan 1 tane alırsanız çok rahatlayacaksınız. Ayrıca endoskopi yapılarak biyopsi ile kesin neticeye varılarak uzun vadeli tedaviniz planlanır.


Kedilere asla düşman değilim

> Neslihan Sözkesen / İSTANBUL

* Biz sokağa atılan evcil hayvanları sahiplendirmeye çalışırken siz “kedinizle vedalaşın” diyorsunuz. Halbuki siz de bilirsiniz ki kediler başta stres olmak üzere ağrılara, kansere biyo enerjileriyle iyi gelir. Niye kafamızı karıştırıyorsunuz?


CEVAP: Çok saygıdeğer gazeteci meslektaşımız, hayvanları koruma ve sahiplenme konusunda söylediklerinize aynen katılıyorum. Nitekim yazımızda hayvanların Allah’ın bize bir lütfu olduğunu, onlara azami derecede şefkat ve merhamet göstermemiz gerektiğini belirtmiştim. Ancak siz de takdir edersiniz ki, alerji hastalığı gerçeği de var. Çözüm olarak bahçede beslenmeli.

Kedi-köpek dışkısı hastalığa yol açıyor

> Arda Tes / VAN

* Kedi-köpekten geçebilecek toxocariasis hastasıyım. Acaba kesin tedavisi var mı?


CEVAP: Bahsettiğiniz bu parazit hastalığı, kötü hijyenik şartlarda, kedi ve köpeklerin bol olduğu, sıcak ve ılıman bölgelerde, içerisinde larva oluşmuş kedi ve köpek dışkıları ile dış ortama atılan yumurtaların bulaştığı yiyeceklerin tüketilmesi ile oluşur. Teşhisi ve tedavisi zor olan bu hastalık, genelde iyi seyirli olup 2 yıl içinde kendiliğinden geçer. Fakat larvalar beyine veya kalp kasına göç ederlerse ölüme sebep olabilir. Göz tutulumu da ilerlerse körlükle sonuçlanabilir. Kullandığınız ilaca devam edip, hekiminizle irtibatı kesmeyin.

Mide hastasına önemli tavsiyeler

> Mustafa Kulol

* Gastrit ve ülserim var, ilaçları kullandım, bundan sonra ne yapmam gerekir?


CEVAP: Öncelikle kilolu iseniz normale inmelisiniz. Ayrıca en az 2 yastıkta yatarak yerçekimine bağlı olarak mideden asitli muhtevanın yemek borusuna kaçmasının önlenmesi sağlanmalı. Proton pompa inhibitörü ilaçlar sabahları aç karnına 1 tane, gece yatarken H2 antagonisti ilaçlarından 1 tane alınmalı ve bu tedaviye de en az 6 ay devam edilmeli, ardından da endoskopi tekrarlanmalıdır. Merak etmeyin, söylediğim bu tedavi ile tamamen düzeleceksiniz. Ayrıca kesinlikle sigara içmemelisiniz!


1 kaşıktan fazla pilav yemeyin!

> Ayfer Durak / İSTANBUL

* Yaşım 34, boyum 1.67, kilom 77. Günde 1 paket sigara içiyorum. Merdivende zorlanıyorum, iştahımı nasıl kontrol ederim?


CEVAP: Derhal sigarayı bırak ve iradene sahip çıkarak perhizine dikkat göster! Ayrıca günde en az 30 dk. hızlı tempoda yürüyüş ile yapabildiğin kadar mekik yap. Öğün başı da 1 dilim çavdar veya tam tahıl organik buğday ekmeğinden başka kesinlikle unlu mamul tüketme. Bol zeytinyağlı sebze ile tatlı olmayan meyvelerden tüketin. Çayınıza da şeker katmayın ve makarna, patatesten haşlama dahi olsa kaçının. Pilavları ise 1 yemek kaşığını geçmeyin lütfen!

HER DERDİNİZİ BANA YAZIN
Bana sağlıkla ilgili her konuda soru iletebilirsiniz. Uzmanlık alanımın dışındaki konuları ise ilgili hekim arkadaşlarımızı da misafir ederek sizlere elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışacağım...

Türkiye gazetesi-Aile Doktoru-Uzm.Doktor Hilmi Özkırış
Gün Olur devran döner.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: Bahar yorgunluğu nasıl yok edilir?
« Yanıtla #10 : 25 Mart 2010, 16:59:45 »
Teşekkürler güzel bilgiler.
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı sehle

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 331
Bahar yorgunluğuna dikkat
« Yanıtla #11 : 09 Nisan 2010, 18:01:15 »
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hayati Yağmur, havaların ısınmasıyla birlikte, birçok kişiyi etkileyen bahar yorgunluğuna karşı vatandaşları uyardı.


 


Bahar yorgunluğunun bir hastalık olmadığını ancak romatizma, astım, kalp, mide ülserleri ve hipertansiyon gibi hastalıkları etkileyebileceğini belirten Yağmur, sağlıklı beslenme ve düzenli bedensel aktiviteyle yorgunluğu atmanın mümkün olduğunu söyledi.


Kış aylarının bitmesi ve baharın hissedilmeye başlandığı bu günlerde hastanelere yorgunluk, bitkinlik, uyku hali gibi şikâyetlerle gelenlerin sayısının arttığını belirten Uzm. Dr. Yağmur, "Bahar kelimesi hepimizde canlılığı, zindeliği, tazeliği, dinamizmi çağrıştırır, ancak bu dönemin insan bedeninde bazı negatif etkileri olur. Yorgunluk, halsizlik, isteksizlik, konsantre olamama durumu, eklem ve kas ağrıları, göğüste sıkışması, uyuklama, sürekli esneme gibi yakınmalardan oluşan bu etkilere bahar yorgunluğu denir" dedi.



Bahar yorgunluğunun bir hastalık değil, geçici bir fonksiyonel bozukluk olduğunu belirten Hayati Yağmur, "Bahar yorgunluğunun sebebi bahar başlangıcında atmosferin elektrostatik ve manyetik yükünün artmasıdır. Atmosferde elektrik yükü artar. Bu elektrik iyonlarla taşınır. Vücudumuzda oldukça yoğun bir iyon yükü vardır. Pozitif iyonlar canlılığı, zindeliği sağlarken negatif iyon yükü yorgunluğa ve bitkinliğe neden olur. Bu durum iyon dengesi sağlanıncaya kadar devam eder" diye konuştu.



Bahar yorgunluğunun bazı kişilerde de ruhsal sıkıntılara neden olabileceğini belirten Yağmur, "Havadaki elektrik yükü özellikle büyük şehirlerde daha fazladır. Bu duruma bir de hava kirliliği, sanayi atıkları ve trafik yoğunluğu eklenirse, kişilerdeki bahar yorgunluğu belirtileri daha da yoğun olarak yaşanır. Bahar ayının ve güneşin getirdiği rehavet duygusuna, stres ve gerginlik duygusu da eklenince insanda mevcut olan birçok hastalık da negatif olarak etkilenebilir" dedi.



Sürekli halsizlik ve yorgunluk hissinin bahar yorgunluğunun yanı sıra başka hastalıkların da belirtisi olabileceğini vurgulayan Yağmur şunları söyledi: "Bu aylarda yorgun yaşayan birçok kimse bunu bahar yorgunluğuna bağlıyor, ancak yakınmaları birkaç haftadan uzun süren, kişiler yorgunluğa sebep olan başka hastalıkların da araştırılması için mutlaka doktora görünmelidir."



Dr. Hayati Yağmur, bahar yorgunluğundan korunmak ve kurtulmak için de şu önerilerde bulundu:



- Dengeli beslenin. Özellikle meyve ve sebzeyi bol tüketin



- Vücudunuza ihtiyacı olan suyu sağlamak için günde 3 litre su için



- Düzenli bedensel aktivite yapın



- Her gün belirli bir süre yürüyün



- Sigara, alkol ve kafeinden mümkün olduğunca uzak durun



- Uyku ritmine dikkat edin



MİLLİ GAZETE
الَهى انت مقصودى ورضاك مطلوبى

Çevrimdışı fediş

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 34
Ynt: Bahar yorgunluğu nasıl yok edilir?
« Yanıtla #12 : 09 Nisan 2010, 18:42:53 »

Bu bilgileri siz hatırlatmasaydınız doktor hatırlatacaktı herhalde :hihi
Unutulmaması gereken şeyler bunlar.
Teşekkür ediyorum :)

Çevrimdışı omur

  • ömür
  • yazar
  • ****
  • İleti: 651
Ynt: Bahar yorgunluğu nasıl yok edilir?
« Yanıtla #13 : 07 Eylül 2010, 06:49:20 »
Simdilerde çok duyuyoruz; kis yorgunlugu, yaz yorgunlugu, acaba baska ne yorgunlugu çikacak bakalim.
Eskiden böyle mevsim yorgunlugu diye birsey yoktu. Simdi diceklerki zaman degisti, atmosfer degisti, böyle rahatsizliklar çikti ortaya.
Siz Allah yolunda çalismaya devam edin hiç bir yorgunluk size ulasmaz. Turp gibi kalirsiniz masaAllah. 

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Bahar yorgunluğunu gideren yiyecekler
« Yanıtla #14 : 21 Mart 2012, 00:57:31 »
Bahar yorgunluğunu gideren yiyecekler

Uzmanlar, mevsim geçişlerinde ortaya çıkan ve bahar yorgunluğu adı verilen yorgunluk, halsizlik ve hafif depresyon haline karşı şu önerilerde bulunuyor.

Kayseri Modern Dünya Hastanesi Diyetisyeni Esma Birkol, mevsim geçişlerinde ortaya çıkan bahar yorgunluğuna karşı koymanın yolunun, mevsiminde taze sebze ve meyve tüketmekten ve bol sıvı alımından geçtiğini söyledi.

Diyetisyen Esma Birkol, mevsim geçişlerinde ortaya çıkan ve bahar yorgunluğu adı verilen yorgunluk, halsizlik ve hafif depresyon haline karşı birtakım önerilerde bulundu. Bahar yorgunluğunun bireyin hayat kalitesini olumsuz yönde etkilediğini ve çalışma temposunu düşürdüğünü dile getiren Birkol, mevsim geçişlerinde sağlıklı beslenme önerisinde bulundu.

Birkol, "Mevsim geçişlerinde bağışık sistemini kuvvetlendirmek ve hastalıklara yakalanma riskini azaltmak için A, C ve E vitaminleri alımını artırmakta fayda var.

Bu vitaminler antioksidan özelliklerinden dolayı bağışıklığı güçlendirip vücudun savunma mekanizmasında önemli rol alırlar. Bu nedenle mevsimine uygun taze meyve ve sebzelerin tercih edilmesi gerekir. Bu şekilde beslenmek bizim enerji seviyemizi korumamıza yardımcı olur, yorgunluğu ortadan kaldırır ve performansımızı artırır" dedi.

Birkol, yeşil biber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kivi, kuşburnu, brokoli gibi besinlerin A, C ve E vitaminleri bakımından zengin olduğunu söyledi.

Bu dönemde omega-3 alımına da dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Birkol, "Balık, balık yağı, keten tohumu, soya fasulyesi ve cevizde bulunan omega-3 yağ asitleri güçlü bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir.

Ayrıca zeytinyağı, fındık yağı gibi sıvı yağlarda bulunan omega-9 yağ asitleri de bağışıklık sistemini olumlu etkiler. Günlük beslenmemizde, bu besinlerden yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmeye özen göstermeliyiz" diye konuştu.

Ayrıca sıvı tüketimine özen göstermek gerektiğine de değinen Birkol, "Hayatımızın her döneminde olduğu gibi mevsim geçişlerinde yine yorgunluk ve bitkinlik hissini ortadan kaldırmak için sıvı tüketimine özen göstermemiz gerekiyor. Günlük 2, 2 buçuk litre su tüketmeye özen göstermemiz gerekmektedir.

Günlük alınacak su miktarının içerisinde bağışıklığı kuvvetlendiren kuşburnu, ekinezya, ıhlamur, nane-limon gibi bitki çayları da tercih edilmelidir" ifadelerini kullandı.
 
haber 7
〰〰〰〰🐠