Gönderen Konu: Öğle uykusuyla yenilenin  (Okunma sayısı 3770 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Abi-hayat

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 116
    • http://www.sadakat.net
Öğle uykusuyla yenilenin
« : 09 Eylül 2004, 00:27:32 »

Gün içinde 60 ila 90 dakika arasında uyumanın beyni 8 saatlik bir gece uykusu kadar dinlendirdiği belirtiliyor.  

ABD Harvard Üniversitesi bilim adamlarına göre, gün ortasında uyumak insan vücudu için çok faydalı. Ayrıca gün içinde 60 ila 90 dakika arasında uyumanın beyni 8 saatlik bir gece uykusu kadar dinlendirdiği belirtiliyor.
Bilim adamları, öğle uykularının beyni dinlendirmesinin yanında öğrenme yeteneğini de arttırdığını vurguluyorlar. Gündüz uykusunun etkilerini araştıran bilim adamları seçtikleri denekler üzerinde testler uyguladılar. Araştırmalardan çıkan sonuçlara göre, gündüz 60 ila 90 dakika uyuyanların test sonuçlarının uyumayanlara kıyasla çok daha başarılı olduğu ortaya çıktı.

Bilim adamları yaptıkları testler sonucunda gündüz uykusunun hafızayı da güçlendirdiğini saptadılar. Buna göre, gündüz uyuyanların 24 saat önce öğrendiklerini uyumayanlara kıyasla çok daha kolay hatırlayabildiği görüldü.
.

Çevrimdışı Ömrk

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 22
Öğle uykusuyla yenilenin
« Yanıtla #1 : 24 Kasım 2004, 14:01:15 »
"Uyku üç nevidir" diyen Bediüzzaman, "Veya gündüz uykusunda iken..." mealindeki A'raf sûresinin 4. âyetinin tefsiri mahiyetinde şöyle demektedir.
 
"Uyku üç nevidir (çeşittir):
 
 "BİRİNCİSİ: Gayrûledir ki, fecirden sonra, tâ vakt-i kerahet bitinceye kadardır. (Yâni güneşin doğuşundan, yaklaşık 45 dakika geçinceye kadarki zamandır). Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine hadisçe sebebiyet verdiği için, hilaf-ı sünnettir. [Sünnete aykırıdır.] Çünkü rızık için sa'y etmenin [çalışmanın] mukaddematını ihzar etmenin [başlangıcını, hazırlığını yapmanını en münasip zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet arız olur. O günkü sa'ye ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur.
 
"İKİNCİSİ: Feylûledir ki, ikindi namazından sonra, mağribe (akşama) kadardır. Bu uyku ömrün noksaniyetine, yâni, uykudan gelen sersemlik cihetiyle, o günkü ömrü nevmâlûd, yarı uyku, kısacık bir şekil aldığından, maddi bir noksaniyet gösterdiği gibi, manevî cihetiyle de, o gün hayatinin maddî ve manevî neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uyku ile geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.
 
"ÜÇÜNCÜSÜ: Kaylûledir ki, bu uyku Sünnet-i Seniyyedir. Duhâ vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına sebebiyet verdiği için sünnet olmakla beraber, Ceziretü'l Arabda, vaktü'z-zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir tatil-i eşgal, âdet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o Sünnet-i Seniyyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünkü yarım saat kaylüle, iki saat gece uykusuna muâdil gelir. Demek, ömrüne her gün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saat ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor."
(28. Lem'a 2.Nükte)