"Öğretmen Okulundan“ Mezun olduğum ilk yılımdı.
İnsanların hayatlarında, yön çizen, iz bırakan, onlara azîm ve cesaret veren, sevgi pırıltıları dolu tebessümler vardır…Hiç unutulamayan, sarp yokuşlarda insanın yolunu aydınlatan, samimi, içten gelen dost tebessümler...
İşte bu özelliği ile bana güç veren Ayşe öğretmenimin, hayret dolu bir hatırasını nakletmek istiyorum:
“Mezun olduğum ilk yılımdı. Bir köy okuluna tayinim çıktı. Hiç tereddüt etmeden gittim.Okula girdiğim anda, geçirdiğim şoku asla unutamam. Okul, şipşirin köy çocukları ile doluydu. Fakat okulun yığınla eksiği içinde beni şok eden, bir tuvalet!in olmayışıydı.
Düşündüm ve çareyi buldum. Derhal kollarımı sıvadım ve kendi ellerimle, malzemeleri taşıyarak, sıvayarak, her ne gerekiyorsa bizzat kendim yaparak, yavrularıma en temel ihtiyaçları için elzem olanı (şeyi!) yapmayı başardım. Bir şehir kızı olduğum için, ellerim çatlamış şakır, şakır kanıyor, yara haline gelen derin çatlaklar, soğuk havanın etkisi ile sızlıyordu. Fakat gönlümde hissettiğim huzur ile, o acılara hiç aldırmıyordum. Kendime düşen görevi yapmanın mutluluğu ile seviniyor, içim içime sığmıyordu.” :aferin: