Gönderen Konu: Okulu bırakanlar mı lider oluyor?  (Okunma sayısı 3534 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Okulu bırakanlar mı lider oluyor?
« : 01 Ağustos 2010, 16:10:21 »

Okul birincisi olmak, Harvard'da okumak mı insanı birinci yapar; yoksa okulu bırakmak mı? Bill Gates Harvard Üniversitesi'ni, Steve Jobs Reed Üniversitesi'ni bıraktı.

İnternette de bu şekilde dolaşan görüntüler ve makaleler vardır. "Okulu bırakmasam bu muhteşem şirketi kuramazdım. Bu muhteşem başarıları elde edemezdim." Buna karşılık binlerce anne-baba çocuklarını Türkiye'de ve dünyada en iyi okullara sokmak için yarışıyor. Üniversite sınavları, ortalama tutturma gayretleri, özel dersler ve dershaneler hepsi akademik başarı için... Komşum Mehmet Tetik, "Ben bir okusaydım, dünyanın altını üstünü getirirdim." diyor. Hangisi doğru? Okuyanlar mı, okumayanlar mı dünyanın altını üstüne getiriyor?

Bu soruya aklı başında ve siyah beyaz olmayan mantıklı bir cevap gerekiyor. Öncelikle liderlikle ilgili önceden bir tanım getireyim:

 "Yöneticiler sürdürür; liderler değiştirir." Bir tane de Peter Drucker'dan bir tanım getireyim: "Yöneticiler işleri doğru yapar. Liderler doğru işleri yapar." Bu iki tanım, sorumuza cevap bulmamıza yardım eder. "Liderler değiştirir" sözü doğruysa, lider mevcut düzeni bozan kişidir. Mevcut düzeni bozmak ise itiraz etmeyi, karşı koymayı gerektirir. Okul sistemi, düzenin ta kendisidir. Dolayısıyla okulu bırakmak bazen şaşırtıcı bir şekilde düzene ciddi bir şekilde karşı koymaktır.

Ne var ki, okulu bırakmış milyonlarca insan olmasına rağmen bu insanların hayatlarında ciddi bir başarı yoktur. Okulu bırakanlardan çok azı, milyonda bir ihtimalle dünya çapında başarı elde ediyor. Peki okulu bırakıp başarılı olanlar nasıl başarılı oluyor? Bill Gates ya da Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg, Harvard'ı bile yetersiz bularak, kendi projelerine inanarak ayrılıyorlar; çok çalışkanlar; çok iyi birer iletişimciler, ellerinde çok iyi projeleri var ve bu projeleri hayata geçirmek için çok çalışıyorlar.

'Akademiler?' ne yapar sorusunun cevabı, akademiler kapitalist sisteme maaşlı eleman yetiştirir. Dünyadaki hemen her üniversitenin yaptığı budur. Fabrikalara mühendis, şirketlere yönetici, hastanelere doktor, okullara öğretmen ve uzmanlaşmış alanlara eleman yetiştirir. Bir fabrika ya da şirkette yönetici bile olsanız, bu pozisyonlar gerçek anlamda bir liderlik pozisyonu değildir. Birçoğuna kabul etmek zor da gelse, herhangi bir şirkette yönetici olan kişi, lider olmaktan çok uzaktır. İşine son verildiği anlamda sanal liderliği sona erer.

Peki üniversite okuyarak, master ya da doktora yaparak lider olmak mümkün değil mi? Mümkün elbette. Akademik dereceleri olan liderlerin sayısı, okuldan atılarak lider olanlardan daha fazla olabilir. Ancak akademiden sonra bir yol ayrımı var. Akademiden sonra profesyonel çalışılsa bile bir süre sonra insanın kendi işini kurması gerekiyor.

Orhan Holding'in kurucusu İbrahim Orhan, mühendislik kariyerinden sonra bugün dünyanın dev işletmelerinden birini kurmuştur. Kendi işini kurmak, basit anlamda bir girişimcilik değildir. Restoran, bakkal, konfeksiyon mağazası açmaktan öteye, ismi cismi olan bir projeye sahip olmaktır. Yılmaz Erdoğan ve Mustafa Erdoğan bu anlamda projeleri olan girişimcilerdir. Yılmaz Erdoğan'ı toplum sayısız ve sürekli yenilenen projeleriyle tanıyor. Mustafa Erdoğan ise Anadolu Ateşi isimli projesiyle performans sanatlarında bir lidere dönüştü.

Kısaca özetlemek gerekirse, liderliğe doğru giden dört yol var. İlk ikisi bir yere ulaşmıyor. Birincisi okulu bırakmak, proje ve yetenekler olmadan yaşamaya devam etmek. İkincisi okula gitmek; derece yaparak ya da ortalama bir dereceyle mezun olup maaşlı bir çalışan olmak. Liderliğe ulaşan üçüncü ve dördüncü yol da şöyle: Okulu, proje dolayısıyla bırakmak ve sahip olunan yeteneklerle projeyi gerçekleştirerek lider olmak. Dördüncüsüyse, okula gitmek, akademik başarı elde etmek ve bir süre sonra sıra dışı yeteneklerle bir projeyi gerçekleştirerek lidere dönüşmek.

Melih Arat

Çevrimdışı osmanlı

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 379
  • Okula hayır, Açık lise kolejlerine evet.
Ynt: Okulu bırakanlar mı lider oluyor?
« Yanıtla #1 : 03 Ağustos 2010, 17:44:53 »
   Geçenler de Steve jobs'un bir youtube vidyosunu izledim. 2002 veya 2004 yılı YALE ünv. den mezun olanlara konuşma yapıyor. Mezuniyet töreni. Resmen hakaretin bini bin para. Ama öyle aleni değil inceden inceye. Adamları tarumar etti.

   Aklımda kaldığı kadar hulasa olarak diyor ki, "Siz ancak benim ve diğer rakiplerimin firmalarında çalışacak kravatlı kölelersiniz. Sizin müteşebbis ruhunuz ölmüş. Sizden olmaz. Gözleriniz de ki girişimci ruha ait kıvılcım yok. Ama dünyanın ilk 10 zenginine bakın; hepside ünv. den terk etmişler. Müteşebbis ruhlarını dinlemişler. "

   Hakikaten şimdiye kadar bu şekilde düşünmemiştim. Türkiye'nin de sayılı zenginleri ekseri okur yazarlığı zayıf kimseler. Yani şu mantık yanlış okuyan adam olur. Hayır okumayan da adam olabiliyor. Ama okumayı sadece bir işe sahip olabilmek için gördüğümüz sürece maalesef S.Jobs'un dediği gibi kravatlı köleler oluşuyor. Salla kafayı al maaşı gibi.

   Elbette okumak, kendini geliştirmek, günümüz tabiri ile entellektüel olmak güzel bir haslet. Ama bunu eğitim sistemimiz ve mantığımız maalesef yozlaştırmış vaziyette. Mesela Avrupa'da Üniversite mezunu ne kadar hiç araştırdınız mı?  (nüfusa oranı) Misal vereyim İtalya'da %12. İtalya'nın en büyük üniversitelerinden biri Roma Ünv. dir. Kampüsü ise Bizim Şehrin merkez lisesinden küçük.
 
Devrimci akıla sahip olanlar, luciferin yeni dünya düzenini yemezler...