Gönderen Konu: 'Ölme Eşşeğim Ölme' bir deyimdi, gerçek oldu  (Okunma sayısı 2532 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı setre

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1146
  • Hâzâ Tezülü
'Ölme Eşşeğim Ölme' bir deyimdi, gerçek oldu
« : 08 Haziran 2009, 01:44:18 »

'Ölme eşeğim ölme' deyim olmaktan çıkıp gerçek bir hikâyeye dönüştü! Çünkü Avrupa Tarımsal Çeşitliği Koruma Vakfı'nın (Safequard of Agricultural Variety in Europa-SAVE), 2008'de Avrupa ülkelerinde yaptığı bir araştırmaya göre hayvan ırkları yavaş yavaş yok oluyor.


Listenin ilk sırasında eşek var. Rapora göre Türkiye'deki verileri de içeren 24 AB ülkesinde 58 eşek ırkı kalmış. Dünya genelindeki eşek ırkı sayısı 185 civarında. Toplam eşek nüfusu 41 milyon civarında, katırlarla birlikte bu sayı 59 milyona çıkıyor.

Rapora göre eşek ırklarının çoğu Fransa, İspanya, İtalya'da bulunuyor. Ancak her ırktan hayvan sayısının 500'ün altına düşmesi söz konusu. Bu durum Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) kriterlerine göre yok olma tehlikesi demek. Sadece Portekiz'den Burro de Miranda ırkı ve Dinarik ırkından 1000'in üzerinde canlı kalmış. Yunanistan'da son 50 yılda eşek sayısı yüzde 96 düşmüş. SAVE, araştırma kapsamında Türkiye İstatistik Kurumu'ndan (TÜİK) da bilgi almış. TÜİK verilerine göre ülkemizde 1992'de 217 bin genç, 676 bin 553 yetişkin olmak üzere toplam 894 bin 445 eşek yaşarken, bu sayı 2008'de 247 bini yetişkin, 82 bin 475'i genç olmak üzere toplam 329 bine düşmüş. Yani eşek sayısı 14 yılda yüzde 37 azalmış. Peki eşek ırkları neden yok oluyor? Çünkü resmî kurumlar eşekleri, çiftlik hayvanı kategorisinde saymıyor. Dolayısıyla diğer kaybolma tehlikesi bulunan çiftlik hayvanları için verilen teşviklerden yararlanamıyorlar. Tüm bu bilgileri, Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Biyometri ve Genetik Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet İhsan Soysal'ın "Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Yerli Çiftlik Hayvan Genetik Kaynaklarımızdan Eşek ve Avrupa Birliği Eşek Irkları" adlı makalesinden öğreniyoruz.

SAVE Eşek Hakları Bildirgesi'ne göre

SAVE, hazırladığı rapor kapsamında, İtalya'da Haziran 2008'de Reggio Emilia'da yapılan bir çalışmada deklare edilen 'Eşek Hakları Bildirgesi'ne (Carta Dei Diritti) de yer veriyor. Avrupalılar eşeklerin hak sahibi olduğunu yeni fark etti, ancak Osmanlı 500 yüzyıl önce bu canlılara nasıl davranılması gerektiğini kanunnamelerinde açıkça yazmış. SAVE göre;

Eşekler barınma ve besleme şartlarına maruz kalma hakkına sahiptir.

İyi durumda bulunmasını sağlayacak ortam ve içerikte beslenme koşullarında olma hakkı vardır.

Sağlıklı yaşam sürdürme hakkı sağlanmalıdır. Sağlığı ile ilgili tedbirler sahibinin görevidir.

Adil iş yüklenmelidir. Aşırı yüklenerek strese maruz kalmamalıdır.

Etik muamele görme hakkı vardır. Hangi işte kullanılırsa kullanılsın, dövme, hakir görme gibi kötü muameleler yapılmamalıdır. Nakliye sürecinde strese maruz kalmama hakkı vardır.

Osmanlı'da hayvan hakları

Osmanlı kanunnamelerinde, ilk dönemlerden beri hayvan haklarıyla ilgili maddelere yer verilmiş. II. Bâyezid devrinde hazırlanan 1502 tarihli İstanbul Belediye Kanunnamesi'nde "Ayağı yaralı beygiri çalıştırmayalar. At, katır ve eşek ayağındaki rahatsızlıklara ve semerin yara yapmamasına dikkat edeler, ağır yük vurmayalar; zira dilsiz canlıdır." deniliyor. Aynı eserde Eminönü Belediyesi'nce hazırlanan İlber Ortaylı, Vahdettin Engin ve Erhan Afyoncu tarafından kaleme alınan "Payıtaht-ı Zemin: Eminönü" isimli kaynaktaki bilgilere atfen ifade edildiğine göre III. Murat'ın 1587'de "Yük beygirlerine taşıyabileceklerinden fazla yük yüklenmemesi konusunda" ferman çıkardığı anlaşılıyor. Osmanlı arşivlerindeki 2 Ekim 1856 tarihli belgede yük beygirleri ile yük taşıyan esnafın o dönem tatil günü olan cuma günleri de binek amaçlı kullanıldığının anlaşılması üzerine zabıtanın yük beygirlerinin 6 günden fazla çalıştırılamayacağını, bir gün tatil yapacağını hükme bağladığı bilgisinden söz ediliyor. Ayrıca eşek adaları, bu hayvanların yok olmaması için yine Osmanlı döneminde ortaya çıkmış bir uygulama. Günümüzde de eşek adaları hâlâ varlığını koruyor ama yaşayan eşek sayısı bazılarında neredeyse hiç yok, bazılarında ise çok az. s.ozarslan@zaman.com.tr

Eşek ırkları neden yok oluyor? Çünkü resmî kurumlar eşekleri, çiftlik hayvanı kategorisinde saymıyor. Dolayısıyla diğer kaybolma tehlikesi bulunan çiftlik hayvanları için verilen teşviklerden yararlanamıyorlar.

Eşeklerin atası

Evcil eşeğin ceddinin Afrika yabani eşeği olduğu biliniyor. Eşek, Kuzey Afrika'da 8-9 bin yıl önce evcilleştirilmiş, Fas yoluyla İtalya ve İspanya'ya girmiş, Romalılarca Alpler üzerinden Kuzey ve Doğu Avrupa'ya yayılmış. Eşeğin evcilleştirilmesinden itibaren kullanım amacında çok az değişme olmuş. Günümüzde eşekler öncelikle nakliyede çekme ve binek hayvanı olarak kullanılıyor.

***

Avrupalılar eşek sütünden kozmetik ürünleri yapıyor

İhsan Soysal'ın belirttiğine göre Avrupa'nın bazı ülkelerinde eşek eti tüketiliyor. Sütü albümin yönünden zengin olduğu için özel beslenme diyetlerinde tavsiye ediliyor. İnek sütüne göre daha çok şeker ve protein içerdiğinden bebekler ve hastalar için uygun olduğu saptanmış. Avrupa'da son yıllarda eşek sütü özgün bir ürün olarak dikkat çekiyor. İtalya ve Fransa'da eşek sütünü niche (özgün) market ürünü olarak içeren kozmetik ürünler rağbet görüyor. Eşek derisi eskiden parşömen olarak kullanılmış. Eşeğin rolünü günümüzde makineler yapıyor. Ancak hâlâ ilaç tedavisi, kısmen hobi amaçlı kullanılmış, az miktardaki et ve süt üretimi ırkın yaşamasını sağlamış.




Hep ertelediğim zaman,bir türlü varamadığım diyardı...